Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Devlet Üretme Çiftliği Müdürü Salih Abbasoğlu, kurumun çalışmaları ve TİKA ile yürütülen projeler hakkında bilgi verdi

Published

on

Devlet Üretme Çiftliği Müdürü Salih Abbasoğlu, “Üretirsek varız prensibiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz.” dedi.

Devlet Üretme Çiftliği Müdürü Salih Abbasoğlu yaptığı yazılı açıklamada, kurumun sürdürdüğü çalışmalara değinerek TİKA ile yürütülen projeler hakkında bilgi verdi.

“Ürettiğimiz her şeyi satıyoruz.” ifadelerini kullanan Abbasoğlu, Devlet Üretme Çiftliği kurumda döner sermaye elde ettiklerini ve yapısını güçlendirerek kurumun kendi kendini döndürmesini sağladıklarını kaydetti.

“Üretim yaparak kendi kendimizi döndürüyoruz. Kurumda üretim durursa kurumdaki sistem de çöker. Dolayısı ile azimle üretimlerimize devam ediyoruz.” ifadelerini kullanan Abbasoğlu,  ürettikleri takdirde var olduklarını belirtti.

Üreticinin iyi kaliteli tohumluk arpasını ve damızlık üretim yaptıklarına değinin Abbasoğlu, “Bizim amacımız da bunlardır. Geçmiş yıllarda hayvan yönünden çok çeşitlilik vardı. Bunlar zaman içerisinde yerini özel sektöre bıraktı. Şu anda mevcut hayvan olarak sadece küçükbaş koyun ve keçi vardır. Damascus dediğimiz keçilerimiz vardır. Saf ve kapalı sürüdür. İspanya’dan 2020 yılında getirdiğimiz Asaf sürümüz vardır. Bunlar da kapalı olarak tutulur. Bir de yıllardır üretimi yapılan sakız ağırlıklı melez koyunlarımız vardır. Ayrıca az miktarda bulunan TİKA’nın getirip de halka dağıttığı İvesi koyunlarımız vardır. Bu hayvanların damızlık satışlarını yapmaktayız. Damızlık kalitesinde olmayanları da kasaplık olarak satışını sağlıyoruz.” dedi.

-Damascus üzerine bir projemiz var

Abbasoğlu, Devlet Üretme Çiftliği’ne geldi zamanda kurumda boşluk ve dağınıklık olduğunu, kurumu toparlamaya çalışarak hayvancılıkta tüm sürüyü ikiye böldüğünü belirtti.

Her gurubun yılda bir kez doğurduğunu anlatan Abbasoğlu, “Böylece bir süreklilik oluyor. Yine hayvancılıkta özellikle Damascus üzerinde bir projemiz var. Tamamen verim kayıtlarına göre seleksiyon yapıp, damızlıklarımızı ona göre seçiyoruz. İlk doğumda anne ve baba kayıtları giriliyor. Doğum kayıtları alınıp, hangi oğlağın hangi anneden olduğu kayıtlanıyor. Sonrada karşılaştırma yapıyoruz. Daha sonra bir sürü yenileme yapıyoruz. Geriye kalan iyileri damızlık olarak halkımıza, kötüleri de kasaplık olarak kasaplara satıyoruz. Koyunculukta ise süt ölçüm cihazımız olmadığı için gözle bir kontrol yapıp, damızlıklarımızı ayırıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kurumda veteriner kadrosu olduğunu, fakat bu kadronun şuanda boş olduğunu dile getiren Abbasoğlu, “Daha önceleri veterinerler Devlet Üretme Çiftliği’ne gelir ve kadrosu ile tekrar giderlerdi. Şuan veteriner işlemleri dışarıdan hizmet alımı şeklinde yapmaktadır. Zaten belli bir aşı programı vardır. Onları biz kendimiz uyguluyoruz. Mesela hayvanların aşılanması, bakımı gibi hizmetleri Devlet Üretme Çiftliği’nin işçileri tarafından yapılıyor. Ekstra bir olay olduğu zaman, uzmanlık isteyen konular olursa da veteriner çağırıyoruz.” dedi.

-Hayvan satışlarını dengede tutmak devletimizin görevidir

Hayvan satışlarını dengede tutmanın devletin görevi olduğuna dikkat çeken Abbasoğlu, bu dengenin önemli olduğunu söyledi ve şunları ekledi:

“Hem üreticiyi hem de tüketiciyi düşünmek gerekmektedir. Bu konuda Devlet Üretmeye bir görev düşer. Ona göre bir piyasa belirlemesi yapmaktayız. Zaten kasaplık satışımız kapalı zarf üzerinden teklife göre yapılmaktadır. Biz bir taban fiyat belirliyoruz, taban duyurumuzu yaparız. 1 haftalık bir süreden sonra teklifler gelir. En yüksek teklifi veren kasap eğer yönetim tarafından uygun görülürse satışı yapılır. Kasaplık satışlarımızdan sonra da damızlık fiyatlarımızı revize ederiz. Damızlık fiyatlarımızı yüksek tutarız ki dengeyi de sağlayabilelim.”

-Bizim amacımız üretimdir

Devlet Üretme Çiftliği’nin tarla bölümündeki işletmelerin dağınık olduğuna dikkat çeken Abbasoğlu, “Farklı alanlarla ekimler oluyordu. Her çiftlikte şu an yaklaşık 2 bin 500 dönüm arazimiz var. Hem iş gücü yönünden hem de kontrol noktasında avantaj oldu. Çeşitleme adına çok çeşit fazlalığına gidemiyoruz. Bizim amacımız üretimdir. Tarımsal Araştırma Endüstrisi araştırmasını yapıp, bir tohumu üretiyor. O oluşturduğu, geliştirdiği ürünü Devlet Üretme Çiftliği’nin tarlalarında ekiliyor. Ürünler daha sonra TÜK’e veriliyor. TÜK de bunu üreticisine sunuyor. Geçen sene Beşparmak arpasından 150 ton hasat yaptık. Bunun 100 tonunu TÜK’e verdik. Geriye kalan 50 tonu da tohumluk olarak kendimiz ektik. Bu sene de bin 500 dönüme yakın Beşparmak arpası ektik. Geçen sene havaların soğuk olmasından dolayı bir miktar ürün kaybına uğradı. Bu sene de hava koşulları tam istenilen gibi olmadı. Bu durum bizi olumsuz etkiledi. Bunların devamlılığını sağlayabilmemiz adına sulu arazilerimize ekiyoruz. Biz 500 dönüm içerisinde sulama yaptığımız zaman yüksek bir verim alacağız. Bir diğer taraftan 20 dönüm de Reşatbey tohumunu ektik. O da ikinci tescilimizdir. Bir miktar hasat da ondan bekliyoruz.” fadelerini kullandı.

-TİKA ile yürütülen önemli projeler…

Kurum projelerini TİKA ile yürüttüklerine değinin Abbasoğlu şöyle dedi:

“Devlet Üretme Çiftliği döner sermaye ile çalışan bir kuruluştur. Sadece memur maaşlarımız Maliye Bakanlığı tarafından ödeniyor. Ek mesai de dahil olmak üzere tüm maliyetlerimizi kendimiz karşılıyoruz. İneklerin satılmasından elde edilen para bir yerde tutuluyor. O parayla İspanya’dan Asaf koyunlarını getirdik. Yaklaşık 700-800 başlı bir ağıl elde edildi. Sonra projelendirip TİKA’a sunduk ve projelerimiz TİKA tarafından desteklendi. Normal otomatik sağım sistemimiz var. Eğer dijital ölçü cihazlarını da alabilirsek çok daha iyi olacaktır.

TİKA’ya iki tane Mısır (tane) Projesi sunduk.  Bu bir ilktir. Mart 2023 ayının sonuna doğru ilk ekimlerimizi yapacağız. Tane mısır üretimi ülkede yok. Olmamasının nedeni de biçerdöverlerin çenesinin olmayışıydı. TİKA’dan proje dahilinde onu da aldık. Ekimi yaptıktan 4 ay sonra da hasadı yapacağız. Ülkeye şöyle bir katkı sağlayacaktır. Tamamen yurtdışından gelmektedir. Bu da ekonomik bir kayıptır. Üreticilerimiz tane mısırın ekimini bizim kurumumuz da hasadını yapıyor.

Yine TİKA ile başka bir projemiz var. Asaf ırkları için büyük ağılı kendi öz kaynaklarımızla yaptık. Bir de doğum ağılı istiyoruz. Bu projeyi de TİKA’ya sunduk. Bu da beklemededir. Bir proje de kuzu ve oğlakların ölümünü azaltmak adına, anasız kuzu ve oğlak büyütme dediğimiz, ana makinelere alınıp, büyütme dediğimiz bir projedir. Onay alındı. Büyük bir ihtimalle de bu proje de onaydan geçecektir. Bu proje de hayata geçince hem ölümler azalacak, hem de pazarlanabilecek sütte büyük bir artış olacaktır.

Üretilen sütün tamamını SÜTEK’e gönderiyoruz. Ürettiğimiz her şeyi satıyoruz. Buradan da döner sermaye elde ediyoruz. Yapısı güçlü kendi kendini döndüren bir kurumuz. Üretim yaparak kendi kendimizi döndürüyoruz. Kurumda üretim durursa kurumdaki sistem de çöker. Dolayısı ile azimle üretimlerimize devam ediyoruz. Bu yıl 60 ton keçi sütü ve 50 ton koyun sütü ürettik. Bu koyun sütünün yüzde 80’i Asaf koyunlarından üretildi.

Süt verimi yönünden oldukça iyidir. En büyük özellikleri ise laktasyon dediğimiz süt sağım sürelerinin çok uzun olmasıdır. Bu koyunlarla 8-9 ay sağım yapabiliyorsunuz.

Hellim tesciline ise katkımız süt olarak değil, damızlık satışımızdan olacaktır. Doğuran 200-300 hayvanımızı bir üretici almayı talep ediyor. Şuan 300 tane damızlığımız var. 300 hayvanı alabilecek üreticimiz de vardır. Ancak biz ne kadar çok farklı üreticiye ulaşırsak çok daha iyi sonuçlar alırız.”

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Erdoğan, Tokayev ile basın toplantısı düzenledi : “Kıbrıs Türklerinin eşit ve özden gelen haklarına saygı duyulmasını özellikle istişare ettik”

Published

on

By

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ile görüşmesinde, Kıbrıs Türklerinin eşit ve özden gelen haklarına saygı duyulmasını istişare ettiklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ile baş başa görüşmesi ve Türkiye-Kazakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 5. Toplantısı’na katılmasının ardından çeşitli alanlardaki anlaşmaların imza törenine başkanlık etti ve ortak basın toplantısı düzenledi.

-“Kıbrıs Türkleriyle de dayanışmamızı güçlendirmeye devam ediyoruz”

Doğu Akdeniz’den Türkistan’ın en ücra köşelerine uzanan coğrafyada, “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarıyla hareket ettiklerini belirten Erdoğan, “Gerek ikili ilişkiler, gerek aile meclisimiz olan Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde, Türk dünyasının güçlenmesi için birlikte çalışıyoruz.” dedi.

Kazakistan’ın, Türk Devletleri Teşkilatı’nın 2026’daki Gayriresmi Zirvesine Türkistan’da ev sahipliği yapacak olmasından memnuniyet duyduğunu dile getiren Erdoğan, “Türk dünyasının asli ve ayrılmaz bir unsuru olan Kıbrıs Türkleriyle de dayanışmamızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Biraz önce Sayın Tokayev ile kabul ettiğimiz ortak bildiride Kıbrıs Türklerinin eşit ve özden gelen haklarına saygı duyulmasını özellikle istişare ettik. Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev ile dünyanın içinden geçmekte olduğu bu zorlu süreçte bölgesel ve uluslararası meseleleri de değerlendirdik.” ifadelerini kullandı.

-“Ticaret hacminde 15 milyar dolar seviyesini hedef alarak yolumuza devam ediyoruz.”

Tokayev ve heyetini, Türkiye-Kazakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 5. Toplantısı vesilesiyle Ankara’da misafir etmekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Hatırlayacaksınız, 2019’da Stratejik Ortaklığımızı ilan ettiğimiz Kazakistan ile münasebetlerimizi üç yıl önce Geliştirilmiş Stratejik Ortaklık düzeyine yükseltmiştik. Kazakistan, bölgenin en büyük ekonomisi, bizim de bölgedeki en büyük ticari ortağımız. Ticaret hacminde 15 milyar dolar seviyesini hedef alarak yolumuza devam ediyoruz.”

Türkiye’nin Kazakistan’daki yatırımlarının 5 milyar dolar seviyesine ulaştığını, Kazakistan’ın Türkiye’deki yatırımlarının ise 1,5 milyar dolara yaklaştığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Müteahhitlik firmalarımız bugüne kadar 30 milyar dolar değerinde 500’ün üzerinde projeyi başarıyla üstlendi. Bugün de savunmadan enerjiye, ulaştırmadan bilim ve teknolojiye çok geniş bir yelpazede görüş alışverişimiz oldu. Neticede biraz önce şahit olduğunuz 20 belgeyi imzaladık. Madencilik ve nadir toprak elementleri gibi bu sektörlerde işbirliği imkanlarını değerlendirdik. Daha fazla miktarlarda Kazak petrolünün ülkemiz üzerinden dünya pazarlarına ulaştırılmasının yollarını ele aldık. İpek Yolu’nun günümüzdeki karşılığı olan Hazar Geçişli Orta Koridor’un kullanımı ve geliştirilmesi hususunda yapabileceklerimizi istişare ettik.”

Tokayev ile askeri ve savunma sanayi işbirliğini daha ileriye taşıyacak somut projeleri de görüştüklerini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Güvenlik işbirliği ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadele konuları da gündem başlıklarımız arasında yer aldı. Ülkemizi ziyaret eden Kazak turist sayısı her geçen yıl artıyor. Geçtiğimiz sene 900 bine yakın Kazak kardeşimizi ülkemizde ağırladık. Ülkemizden de Kazakistan’a yönelik bir teveccüh olduğunu görüyoruz. Kazakistan, Türk vatandaşlarına vize muafiyet süresini 90 güne çıkardı. Bu karardan dolayı değerli kardeşim Tokayev’e teşekkür ediyorum. Eğitim ve kültür konuları her zaman olduğu gibi yine gündemimizdeydi. İlk kapsamlı ortak projemiz olan Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi 30 yılı aşkın süredir 100 binden fazla mezun verdi. Şimdi de Sayın Tokayev’in desteğiyle Türkiye Maarif Vakfı’nın Astana ve Almatı’da birer okul açma çalışmalarına başladığının müjdesini buradan vermek isterim. Ayrıca, Gazi Üniversitesi de Güney Kazakistan Pedagoji Üniversitesinde bir şube açacak.”

Bu yılın Kazakistan’ın milli şairi, Kazak halkının büyük dahisi, mütefekkir Abay Kunanbayev’in 180’inci doğum yıl dönümü olduğunu hatırlatan Erdoğan, Kunanbayev’i rahmetle yad etti.

Gazze başta olmak üzere Rusya-Ukrayna savaşı ve Afganistan gibi başlıklarda görüş alışverişinde bulunduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Terör devleti İsrail, 22 aydır Filistin halkını canice katlediyor. 360 kilometrekareye hapsettiği Gazzeli kardeşlerimize soykırım uyguluyor. Gazze’den, Nazi kamplarından çok daha kötü daha vahşi ve insanlık dışı fotoğraflar geliyor. Tüm dünyanın gözleri önünde bir halk açlık ve susuzlukla öldürülüyor. Gazze’deki insani durum felaket boyutundadır. Masum çocuklar ya açlıktan ya da İsrail işgal güçlerinin silahlarından çıkan kurşunlardan dolayı can vermektedir. İsrail’in açlığı özellikle Filistinlilere karşı bir silah olarak kullanması, bunların insanlıktan nasibini almadıklarının en açık göstergesidir. Bu barbarlık karşısında İslam ülkeleri başta olmak üzere herkesin, vicdan sahibi tüm ülkelerin tüm halkların sesini daha fazla yükseltmesi şarttır. Biz bu konuda ne yapılması gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Gazze halkına soykırım uygulayanların hukuk ve tarih önünde hesap verdiği günleri de inşallah göreceğiz.”

Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ve heyetine, Türkiye’yi ziyaretleri için bir kere daha teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kıymetli kardeşim, Türkiye’nin yakın bir dostu olduğunu göreve geldiği günden bu yana attığı kararlı adımlarla ortaya koymuştur. Kendisine Türkiye-Kazakistan kardeşliğine yaptığı eşsiz katkılardan dolayı devlet nişanımızı tevcih edeceğiz. Rabbim dayanışmamızı, muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Bu düşüncelerle konsey toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyor, buradan kardeş Kazakistan’a sağlık esenlik ve refah dileklerimi iletiyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel:Şehit ve gazilerimize olan vefa borcumuzu lafla değil hizmetle ödüyoruz

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Mücahitlerin Tazmini ile Gazilerin Hak ve Menfaatlerinin Belirlenmesi Yasası kapsamında düzenlenen “Gazilik Beratı” ve “Gazilik Kartı” takdim törenine katıldı. Törende yaptığı konuşmada, “Bugün özgür bir devlette, bayrağımızın gölgesinde yaşıyorsak bunu şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz.” diyerek milli mücadele kahramanlarını minnetle andı.

 

“HAYATA GEÇEN HER PROJE, SİYASİ İSTİKRAR SAYESİNDE”

 

Başbakan Üstel, konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının milli mücadele yıllarında verdiği büyük bedeli hatırlatarak, “Vatanını, toprağını koruyan, canını ortaya koyan şehit ve gazilerimiz olmasaydı bugün hür bir devlet çatısı altında olamazdık. Onlara olan vefa borcumuz, sözle değil icraatla ödenir. Son dönemde hayata geçirdiğimiz tüm büyük projelerin en büyük sebebi de vizyonumuz, cesaretimiz ve siyasi istikrarımızdır” dedi.

 

Kıbrıs Türk halkının liderleri Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş’ı rahmet ve minnetle anan Üstel, 20 Temmuz Barış Harekatı’na kadar yaşanan saldırılara değinerek, “Kıbrıs Türkü o günlerde geri adım atmadı, bugün de geri adım atmayacak.” ifadelerini kullandı.

 

 

RUM BASKISINA KARŞI YENİ ADIMLAR

 

Rum tarafının Kıbrıs Türk halkına yönelik baskılarını hatırlatan Üstel sözlerine şöyle devam etti:

“Turizme karşı uygulanan ambargoları imzaladığımız anlaşmalarla tek tek kırıyoruz. İş dünyamıza karşı hukukun siyasallaştırıldığı saldırılara asla boyun eğmeyeceğiz. Anavatan Türkiye ile birlikte yürüttüğümüz hukuk savaşını mutlaka kazanacağız. Kıbrıs Türk halkını ekonomik, hukuki ve siyasi baskılardan kurtarmak bizim namus borcumuzdur.”

 

“HER SEKTÖRE EŞİT HİZMET, HER VATANDAŞA ADALET”

 

Hükümet olarak sağlık alanından sosyal konut projelerine kadar tüm sektörlere yatırım yaptıklarını vurgulayan Üstel, Karpaz’dan Lefke’ye sağlık yatırımlarını artırdıklarını, Maraş Sağlık Merkezi’ni açtıklarını, Lefkoşa Hastanesi için temel attıklarını. Girne ve Güzelyurt Hastanesini açmaya hazırlandıklarını belirtti.

 

Gençlere yönelik kırsal kesim arsası ve sosyal konut projelerinden bahseden Üstel, “Adaletli olacağız, sosyal konutları zaten evi olanlara vermeyeceğiz. Bizim siyasetimiz, şehit ve gazilerimizin emanetine olan devlete ve gençlerimize sahip çıkma siyasetidir.” dedi.

 

“GAZİLERİMİZE TÜRKİYE’DE DE AYNI HAKLAR”

 

Gazilerin Türkiye Cumhuriyeti’nde de aynı haklardan yaralanabilmesi adına gerekli çalışmaların tamamlandığını ifade eden Üstel, “Gazilerimiz başımızın tacıdır, onların hakkını ödemek boynumuzun borcudur.” diyerek gazileri selamladı.

 

“ŞEHİTLERİMİZE VE LİDERLERİMİZE MİNNET BORCUMUZ EBEDİDİR”

 

Başbakan Ünal Üstel, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Bu devlet, şehitlerimizin canıyla, gazilerimizin kahramanlığıyla, büyük liderlerimizin vizyonuyla kuruldu. Bizim görevimiz, bu emanete sahip çıkmak, vefa borcumuzu hizmetle ödemektir. Ruhları şad olsun, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Caretta Caretta kaplumbağalarına uydu vericisi takıldı

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Sualtı Görüntüleme ve Araştırma Merkezi (DAÜ-SAGEM) ile Kuzey Kıbrıs Deniz Kaplumbağalarını Koruma Derneği (SPOT) iş birliğinde, iki Caretta Caretta kaplumbağasına uydu vericisi takıldı.

DAÜ’den verilen bilgiye göre, İskele ve Alagadi sahilinden doğaya bırakılan kaplumbağalara takılan verici ile Akdeniz göç rotaları ve beslenme alanları izlenmeye başlandı.

Uydu vericilerinin temini, Türkiye İş Bankası ile Kuzey Kıbrıs Lions Dernekleri Federasyonu ve federasyona bağlı 14 kulübün sağladığı finansal destekle yapıldı. Proje, Caretta Caretta türünün göç yolları ve beslenme alanlarının zaman içinde nasıl değiştiğini izleyerek, türün korunmasına yönelik bilimsel veriler üretmeyi hedefliyor.

Açıklamada, “Kaplumbağaları yalnızca kendi kumsallarımızda değil, binlerce kilometre uzaktaki beslenme alanlarında da koruyabilmek için bu veriler büyük önem taşıyor. Uluslararası iş birlikleriyle yürütülen bu çalışmalar, türün korunmasına yönelik stratejik adımların temelini oluşturuyor” ifadelerine yer verildi.

Kaplumbağaların güncel konumları şu bağlantıdan canlı olarak takip edilebiliyor: “https://my.wildlifecomputers.com/data/map/?id=68657ee0051df304dd0e0cc9.”

Devamını Oku

Trending

Reklam