Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Devletten devlete bir süreç başlayacaksa o zaman bunu düşünebiliriz”

Published

on

 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Celal Bayar ve yönetim kurulu üyelerini kabul ederek görüştü.

Kabulde yaptığı konuşmada, kendisine yapılan ziyaretten dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Celal Bayar yönetimindeki Türk Mukavemet Teşkilatı’nın milli davamıza olan yakınlığının oldukça önemli olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, sözlerine şöyle devam etti;

“Sizinle istişare içerisinde olmak ve görüşünüzü almak, benim için büyük bir şanstır. Sık sık bir araya gelerek yaptığımız görüşmeler, benim açımdan önemlidir. Ben hep halkın içindeyim. Her türlü etkinlik ve faaliyette halkla iç içe bir Cumhurbaşkanı olarak vazifemi yürütmekteyim. Son iki yılda oldukça mesafe aldık. Benim Cumhurbaşkanı seçilmemden önce söylediğim şey, artık federal temelde bir antlaşmanın olamayacağıdır. Çünkü bu çok denendi. Fakat hiçbir sonuç elde edilemedi.

Çeşitli önerilere Rum tarafı hep hayır demiştir. Bizim en büyük talihsizliğimiz, 4 Mart 1964 186 no’lu kararla Kanlı Noel’den ve Rumların Kıbrıs Türkü’ne yaşattığı acılardan sonra tek taraflı olarak Makarios hükümetinin, sanki bütün Kıbrıs’ın hükümetiymiş gibi muamele görmesiydi. O hata, o kara leke hâlâ devam etmektedir. Bana göre çözüme engel olan, bu hadisedir. Annan Planı’ndan sonra Rumların tek taraflı olarak AB’ye alınması, bu işi daha da zorlaştırmıştır. Bu, Kıbrıs tarihinde önemli iki olaydır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’deki politikasında çok önemli gelişmelerin olduğunu görüyoruz. Bu bölgede de gücü ve ayrıca kendi güvenliği için buradaki varlığıyla Akdeniz’de ve Kıbrıs’ta Türk-Yunan dengesinin devam edebilmesi için egemen bir Türk devletin Kuzey Kıbrıs’a şart olduğunu göstermektedir. Türk ve Yunan dengesi için mutlak suretle kuzeydeki devletin egemen bir devlet olması lazım. Egemen devlet olacak ki Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerini eskiden olduğu gibi yürütebilsin, garantörlüğü devam edebilsin ve Türk askeri bu adada kalmaya devam etsin. Eğer kuzeydeki devlet egemen değilse o zaman Kıbrıs Federal Cumhuriyeti içerisinde hem bizi yok etmeye çalışırlar hem de Türkiye Cumhuriyeti’ni adadan dışlarlar. Biz bu oyunlara gelmeyiz ve bunu defalarca karşı tarafa söyledik.
Dediğimiz şudur; biz de bir antlaşmadan yanayız. Barış, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile bu adaya gelmiştir. 1974’ten beri Kıbrıs’ta kimsenin burnu kanamamıştır. Kıbrıs’ta huzur ve güvenlik ortamı oluşturulmuştur. Bu güvenlik ortamı, Güney Kıbrıs’a da yaramıştır. Güney Kıbrıs’ın ekonomisi ve turizmi gelişmişse bunu Barış Harekâtı’na borçludurlar. Biz maalesef ambargo ve izolasyonlar altında büyük haksızlıklarla karşı karşıya kalmaya devam ediyoruz.

En son İngiltere ziyaretimde de görüştüğüm herkese bu çağda, ‘antlaşmaya varılamadı’ diye direkt uçuşun olmaması ayrıca ticarette, sporda uygulanan birtakım haksız engeller çağ dışıdır. Var gücümüzle sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Ama Anavatan’ımızın desteğine rağmen bu zulüm devam etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen eylül ayında BM’nin 77. Genel Kurulu’nda dünyaya ‘Kıbrıslı Türklere uygulamakta olduğunuz bu ambargoları kaldırın. Artık KKTC’yi tanıyın’ demiştir. Türk Devletleri Teşkilatı’na üye olabilmemiz, Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki yerimizi Anayasal adımızla alabilmemiz bizim için çok önemlidir. Yavaş yavaş Türkiye Cumhuriyeti’nin de desteğiyle KKTC gerçeğini dünyaya duyuruyoruz, başarıyoruz. Şimdi artık dünyanın her yerinde Kıbrıs’ta bir siyasi sorun olduğu bilinmektedir. Ama Kıbrıs’ta iki ayrı halkın olduğunu da bütün dünya biliyor. Bizim yolumuz budur. Eğer bir müzakere süreci başlayacaksa mutlaka Anavatan’la birlikte söylediğimiz, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüz olmadan; onlar cumhuriyet, biz toplum olarak o masaya oturmayız. Bunlar çok denendi. O masadan hep biz zararlı kalktık. Onlar yoluna cumhuriyet olarak devam ediyor, biz bu tarafta toplum muamelesiyle irtifa kaybediyoruz.

‘Devletten devlete bir süreç başlayacaksa o zaman bunu düşünebiliriz. Ama şu anda mevcut koşullarda resmi olarak müzakere masasına oturmayız’ dedik ve pozisyonumuzu güçlendirdik.
Egemenlik demek, bağımsızlık, özgürlük, onurlu bir yaşam demektir. Bütün bunları siz hak ediyorsunuz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle anıyorum. Onun aydınlık yolu bize ışık tutmuştur.
Türk Mukavemet Teşkilatı, ada çapında buradaki direnişimizin temel dayanağıydı. Aramızda olamayanlara Allah’tan rahmet diliyorum. Aldığımız bayrağı selamete götürmek için çalışıyoruz. Anavatan her zaman yanımızdadır. Kıbrıs Türk halkı bu adada barış ve huzur içerisinde yaşamını sürdürecektir, bütün hedefimiz budur.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Ertuğruloğlu: “Denktaş’a sözde bir kitapta yöneltilen arsızca ithamlar, sadece çukurda debelenen bir zavallının hezeyanıdır, yok hükmündedir”

Published

on

By

 Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’a sözde bir kitapta yöneltilen arsızca ithamlar, sadece çukurda debelenen bir zavallının hezeyanıdır, yok hükmündedir” açıklamasında bulundu.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik asılsız iddiaların yer aldığı kitapla ilgili sert eleştirilerde bulunan Ertuğruloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Özgürlük mücadelesi liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ten mücadele bayrağını devralarak Kıbrıs Türk Halkı’nı devlet sahibi bir halk haline getiren, ömrünü halkının egemenliğine ve milli Kıbrıs davamıza vakfeden Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’a sözde bir kitapta yöneltilen arsızca ithamlar, sadece çukurda debelenen bir zavallının hezeyanıdır, yok hükmündedir!

Müptezel hezeyanlarıyla Denktaş’a dil uzatanlar şunu bilin; Denktaş’ın kutlu mücadelesi bizim yolumuzdur. Onun cesareti, onun devlet vizyonu bize emanet ettiği en büyük değerdir, ilham kaynağımızdır.

Bu dava ne bir kitapla kirlenir ne de çapı belli olanların hayal gücüyle küçülür. Yolumuz nettir; yolumuz Anavatanımızın yoludur, Denktaş’ın yoludur, Türklük yoludur. Davamız büyük, devletimiz kalıcıdır!

Bu vesileyle bir kez daha, yaşadığımız toprakları bize vatan yapan tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam