Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) üye bazı ülkelerin Güney Kıbrıs’ta büyükelçilik açma kararını BRT’de yayınlanan 18’inci saat programında değerlendirdi.
Ertuğruloğlu, TDT’ye üye bazı ülkelerin AB ile yaptığı anlaşma ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde (GKRY) büyükelçi ataması konusuyla ilgili attığı bu adımdan memnuniyet duymadığını ancak olayı sadece o pencereden de görmemek gerektiğini söyledi.
“Bunu politikamızın eleştirilmesine neden olarak görmemek lazım” diyen Ertuğruloğlu, aynı AB’nin Rum tarafını tüm Kıbrıs adına üye yaptığını da anımsattı.
Ertuğruloğlu, AB’nin Kıbrıs adasının gerçekleri ile bağdaşmayan bir algısı olduğunu söyledi.
Bu kadar ulvi değerleri temsil ettiğini iddia eden AB’nin TDT’deki bazı ülkeleri bir toplantıyla farklı bir adım ve sürece dahil ettiğini kaydeden Ertuğruloğlu, Rum tarafının her zaman AB’yi bir silah olarak kullandığını belirtti.
Egemen devlet zeminindeki politikaya karşı olan bu görüşle KKTC’nin tanınmasının bilinçli bir şekilde önünün kesildiğini anlatan Ertuğruloğlu, TDT’ye üye bazı ülkeleri kullanarak yapılmak isteneni de bu gözle görmek gerektiğini kaydetti.
“541 ve 550 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla ilgili adımları bu devletlere GKRY ve AB attırmıştır” diyen Ertuğruloğlu, yaşanan olumsuzlukların bazı kesimler tarafından doğru şekilde değerlendirilmediğini de söyledi.
AB’nin her zaman Kıbrıs Türkü’nü Kıbrıs Cumhuriyeti altına sokma gayreti içinde olunduğunu hatırlatan Ertuğruloğlu, Rum tarafının da bu bilinçle AB’yi kullandığını belirtti.
Bu olayın soğukkanlılıkla karşılanması gerektiğini ifade eden Ertuğruloğlu, bunun ne KKTC için bir felaket ne de GKRY için bir zafer olduğunu söyledi.
Ertuğruloğlu, artık egemen devlet politikasından geri adım atılmasının söz konusu olmadığının çok iyi anlaşılması gerektiğine de işaret etti.
Ertuğruloğlu, Rum tarafının AB normları ile örtüşen bir çözüm taraftarı olduğunu, bunun da serbest dolaşım ve serbest yerleşim anlamına geldiğini söyledi.
“Tüm buna karşı biz dik durmayı tercih eden bir halkız” diyen Ertuğruloğlu, bu noktaya yıllar süren bir mücadele ile gelindiğini belirtti.
Kooperatif Görevlileri Sendikası (Koop-Sen) yarın, Koop-Süt, Zirai Levazım Kooperatifi ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor.
Koop-Sen’den verilen bilgiye göre, çalışanların maaşlarının ödenmediği gerekçesiyle yapılacak süresiz genel greve ek olarak yarın 09.30’da Kooperatif Merkez Bankası Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapılacak.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik ve beraberindeki heyeti kabul ederek, görüştü.
Kabulde yaptığı konuşmada duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, öğretmenlerin, Londra’daki çocukların Türkçe öğrenmesi için yaptığı özverili çalışmaları ve ailelerin ülkelerine bağlılıklarının takdir edildiğini ifade etti.
Dünyanın birçok yerinde ve özellikle Londra’da Kıbrıs Türkleri’nin yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, buradaki insanların çocuklarını kendi okullarına götürmesinin ve Kıbrıs Türk Dernekleri’nin faaliyetlerine katılmalarını sağlamasının, kültür ve geleneklerin bir sonraki nesillere aktarıldığı için kendisi mutlu ettiğini dile getirdi.
Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik de konuşmasında, okulun faaliyetleri hakkında bilgi vererek, verilen destekten dolayı teşekkürlerini sundu.
Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, geçici öğretmen alımının önü açılması için, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavların bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokulduğunu savundu.
HP’den yapılan açıklamaya göre Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi.
Özersay, Meclis’teki muhalefet ile hükümetin, seçim yasaklarının 60 günden 45 güne indirilmemesi konusunda uzlaştığını belirterek, “Bu iyi bir gelişme çünkü hükümet 60 gün boyunca atama ve benzeri işlemleri yapamayacak” dedi. Özersay, ancak bu durumda okullara alınması gereken yeni öğretmenlerin seçim yasaklarına takılacağını söyledi.
“Belki İlkokullardaki öğretmen atamaları yetişecek ama ortaokul ve liselere alınacak yeni öğretmenler seçim yasaklarına takılacağı için atamaları Kasım ayına kalacak. Tabi hükümet de seçim süreci devam ederken geçici öğretmen alma şansına sahip olacak ve bunu da siyasi bir yatırım olarak kullanacak.” diyen Özersay, eğitim, sağlık ve bazı elzem konularda sınavları önceden ilan edilmiş olan KHK sınavlarının yapılması ve atamalarının da bekletilmemesi konusunda Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nda gerekli değişikliğin yapılabileceğini kaydetti.
“Kırsal kesim arsası dağıtımı gibi seçim yatırımı işlemlerini seçim yasaklarına dahil ediyoruz da ne oluyor?” diye soran Özersay, bu arazilerin seçim yasakları yürürlüğe girmeden dağıtıldığı veya “hak sahipliği belgesi” verilerek umut tacirliği ile seçime yatırım yapıldığını ileri sürdü.
Özersay, “Özetle kırsal kesim arsası ya da hak sahipliği belgesi dağıtımı seçim yasağı tarihi gelmeden ‘halledilirken’, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavlar biraz da bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokuluyor ki geçici öğretmen alımının önü açılsın ve bir başka şekilde seçim yatırımı yapılabilsin. ” ifadelerini kullandı.