Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Trabzon’da konuştu

Published

on

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Sadece Türk askeri değil, Türkiye bütün yönleriyle Ada’da mevcuttur ve olmaya da devam edecektir, olması gerekir. Çünkü o Ada, Türk adasıdır.” dedi.

Ertuğruloğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Nazım Terzioğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen “20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı’nın 50. Yılında Uluslararası Hukuk Bağlamında Kıbrıs” konulu konferansta yaptığı konuşmada, Kıbrıs’ın, Türk ulusunun meselesi olduğunu söyledi.

Kıbrıs coğrafyasının önemine işaret eden Ertuğruloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kıbrıs Adası’nın bulunduğu coğrafyaya baktığımızda, ne kadar büyük ülke ve örgüt varsa hepsinin çıkarlarının söz konusu olduğu bir coğrafyadan bahsediyoruz. Amerika o bölgede, Rusya orada, Çin orada, İsrail orada, Arap ülkeleri orada, Avrupa Birliği orada, orada olmayan yok ve bütün bu aktörlerin ulusal çıkarları o coğrafyadan geçiyor. Enerji kaynakları o coğrafyada, ticaret yolları o coğrafyada ve bütün bu aktörler, kendi ulusal çıkarları doğrultusunda o coğrafyada siyaset yapma gayreti içerisinde ve etkileri altına aldıkları ülkeleri veya kitleleri kendi ulusal çıkarları doğrultusunda yönlendirme gayreti içerisindeler. Şimdi sadece iki ana vatan sorunu da değil, o anlam çıkıyor bundan. Bu sadece Kıbrıs Türkü, Kıbrıs Rumu mücadelesi değil, sadece Türkiye-Yunanistan meselesi değil, çok daha büyük bir resmin varlığından bahsediyoruz ve Kıbrıs Türk halkı, ana vatanının da desteğiyle çok olumsuz koşullardan geçerek, destansı bir mücadele vererek bugünlere geldi.”

Ertuğruloğlu, yaşanan zorlu süreçlere değinerek, KKTC‘nin kuruluş ve müzakere süreçlerini anlattı.

– “Batı dünyasının derdi, Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarmak”

Bakan Ertuğruloğlu, “Batı dünyasının derdi, Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarmaktır. Türkiye’nin Kıbrıs Adası’nda etkili olması, söz sahibi olması, Batı dünyasının hazmedebildiği bir realite değildir. Ne yapıp edip Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarma, Türkiye’yi tek nefes alabildiği güneyde de kilitleme… Türkiye’yi, bu belki de dünyanın en hassas coğrafyasında ezik büzük, işgal altına alınmış, yine Avrupa’nın, dünyanın hasta adamı pozisyonuna indirgemek.” değerlendirmesinde bulundu.

Batı ülkelerinin, Avrupa Birliği’nin, şimdi de kendileri üzerinde “Siz Türkiye’den farklısınız.” oyununu oynadığını anlatan Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:

“Siz Kıbrıs Türkü, Türkiye Türklüğünden farklısınız, bu psikolojik savaş teknikleri oynanıyor bizim üzerimizde. Türkiye’de de bir başka şekil oynanıyor. ‘Ver kurtulcular’ yaratılıyor. Sanki Kıbrıs’ı versen Türkiye kurtulacak. Kıbrıs’ı veren Türkiye, hiçbir davasında ayakta duracak hale gelmez. O kadar önemli bir coğrafya ki dolayısıyla ‘Biz ulusal davanın savunuculuğunu yapıyoruz.’ dediğimizde Türk ulusunun ulusal çıkarlarına hizmet etme adına mücadele verdiğimizi kastediyoruz.”

Ertuğruloğlu, Türk ulusu için Kıbrıs Adası’nın önemli olduğunu vurgulayarak, “Kıbrıs Adası’nın önemi, Türk ulusu için, bu coğrafyadaki, Doğu Akdeniz’deki Türk ulusunun hak, hukuk, çıkar ve güvenliğine tehdit teşkil etmeyecek bir adayı yaratmak. Ada’daki Kıbrıs Türk halkının misyonu budur. Dolayısıyla ne bizim içimizde ‘Türkiye dışlansın.’ diye uğraş veren şaşkınlar ne de ana vatanda ‘Kamburumuz olmuştur, verin kurtulun.’ diyen şaşkınlar, bütün bunlar yanlış yoldaki arkadaşlarımız.” diye konuştu.

Avrupa Birliği’nin iddia edildiği gibi tarafsız bir örgüt olmadığını söyleyen Ertuğruloğlu, “Avrupa Birliği kendi ifadeleriyle de von der Leyen denen hanımın beyanatı var, ‘Biz Kıbrıs’tan yanayız.’ diyor. Tabii Kıbrıs dediği Rum tarafı. Avrupa Birliği, Kıbrıs sorununun halledilmesine yönelik tarafsız bir örgüt olmaktan çıkmıştır, soruna taraf bir örgüttür ama bu örgüt, maalesef hala daha aramızda bazı kesimler için uğruna ölünecek Leyla’dır.” ifadesini kullandı.

– “Halen birileri yeni müzakerelerle yeni ortaklık kurulmasını arzu ediyorsa hayal görüyor”

Ertuğruloğlu, bu konuda bazı dezavantajlarının olduğunu da aktararak, şunları kaydetti:

“Biz Kıbrıs meselesini İngilizle, Amerikanla, Fransızla, Rusla mücadele ederek götürmüyoruz sadece. Kendi içimizde de bu unsurların etki altına aldıkları kendi insanlarımızla da mücadele ediyoruz ama şunun da çok net bir şekilde bilinmesi gerekir ki bu Ada, ne tarihinde hiçbir zaman Helen adası olmuştur ne de bundan sonra en ufak bir şekilde Helen adası olma olasılığı vardır. 1974 Barış Harekatı ile bu Ada’nın Enosis’e giden yolu Megali İdea’nın gerçekleştirilmesi ebediyen ortadan kaldırılmıştır. Sadece Türk askeri değil, Türkiye bütün yönleriyle Ada’da mevcuttur ve olmaya da devam edecektir, olması gerekir. Çünkü o Ada, Türk adasıdır.”

Osmanlı’nın 300’den fazla senedir parçası olmuş bir adadan bahsedildiğine dikkati çeken Ertuğruloğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Biz Türk ulusu olarak ‘Bu Ada, Kıbrıs Türkü’nün ve Kıbrıs Rumu’nun ortak adasıdır.’ dediğimizde büyük özveri gösterdiğimizi bilmemiz gerekir. Çünkü çok rahatlıkla şunu da diyebilirdik, ‘Kıbrıs tümüyle Türk adasıdır. Rumlar da bize tabi toplumdur.’ Bunu demiş olsaydık bunun tarihi bir gerçeklik boyutu var ama Türk ulusu olmanın verdiği büyüklükte, hoşgörüyle biz diyoruz ki bütün bizlere yapılan haksızlığa rağmen Ada, Kıbrıs Türkü ve Kıbrıs Rumu’nun ortak adasıdır. Bu Ada’da ortaklığı da denedik Rumlarla ama o ortaklığın başına da ne geldiğini gördük. Bundan ders çıkarmadan eğer bugün halen daha birileri Kıbrıs Türkü ve Kıbrıs Rumu’nun yeni müzakerelerle yeni bir ortaklık kurmasını arzu ediyorsa hayal görüyor. Yok böyle bir dünya, bitti.”

Trabzon Valisi Aziz Yıldırım ile KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı’nın da konuştuğu program, soru cevap kısmının ardından sona erdi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Sivil Savunma Teşkilatı başarılı öğrencilere ödüllerini dağıttı

Published

on

By

Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’nın Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliğinde düzenlediği ilkokullar arası “Resim”, ortaokul ve liseler arası “Şiir ve Kompozisyon” yarışmalarında başarılı olanlara ödülleri düzenlenen törenle verildi.

Ödül töreni bu akşam Lefkoşa’da Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı Sosyal Tesisler Kamelyası’nda yer aldı. 

Yarışmalarda dereceye giren 58 öğrenciye ödül, takdir belgesi ve çeşitli hediyeler verilirken, öğretmen ve okul müdürleri ile jüri üyelerine de teşekkür belgeleri takdim edildi.

Törene, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca, öğrenci, öğretmen, aileler ve diğer yetkililer katıldı. 

-Karaca

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca, törende yaptığı konuşmada, bugün burada öğrencilerin hayal gücü, duyguları ve kalemleriyle ortaya koydukları eserleri onurlandırmak için bir araya geldiklerini söyledi. 

Karaca, yarışmalara katılan resim, şiir ve kompozisyonların her birinin, öğrencilerin iç dünyasını dışa vurduğu, düşlerini kâğıda, tuvale ya da mısralara döktüğü çok özel alanlar olduğunu ifade etti. 

Bu yarışmalar aracılığıyla sadece yeteneklerini değil, aynı zamanda düşünme becerilerini, duygusal zekâlarını ve özgüvenlerini de sergilediklerini belirten Karaca, “Hepimiz için gurur verici olan bu an, aslında onların gelecekteki başarılarının sadece küçük birer habercisidir” dedi.

 

Karaca, ilkokuldan liseye kadar farklı yaş gruplarındaki öğrencilerin, birbirinden güzel ve anlamlı eserlerle bu yarışmalara katıldığını belirterek, jüri değerlendirmeleri sonucu ödül almaya hak kazanan öğrencileri kutladı.

Yarışmaya katılan her bir öğrencinin, birer kazanan olarak gönüllerinde yerini aldığını belirten Karaca, veliler ve öğretmenlere de teşekkür etti. 

Karaca, “Çünkü çocuklarımızın sanata yönelmesinde, duygu ve düşüncelerini ifade etmeyi öğrenmesinde sizlerin emeği çok büyük. Onlara verdiğiniz destek, onların bu yolda daha emin adımlarla ilerlemesini sağlıyor” diye konuştu.

 

Karaca, öğrencilere ise şöyle seslendi:

“Bugün burada aldığınız ödüller, sadece birer belge değil, aynı zamanda çabanızın, sabrınızın ve yaratıcılığınızın birer simgesidir. Lütfen hayal etmeye, yazmaya, çizmeye ve üretmeye devam edin. Çünkü sizler bizim geleceğimizin mimarlarısınız.”

 

Karaca, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı olarak, gençlerin afetlere karşı bilinçlendirilmesiyle toplumun temelini oluşturan bireylerden başlayarak, afete dirençli bir toplum meydana getirilmesine katkı sağlamaya devam etmekte kararlı olduklarını da vurguladı. Karaca, yarışmalara katkı sağlayan Milli Eğitim Bakanı ve bakanlık personeli ile büyük bir özveriyle katılımcı eserleri değerlendiren jüri üyelerine de teşekkür etti. 

Karaca, törende emeği geçen herkese teşekkür ederek, başarıların artarak devam etmesini diledi. 

 

-Çavuşoğlu 

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu da, güzel bir akşam yaşadıklarını belirterek, yarışmaya ön ayak olan ve çocukların duygularını kağıda, şiire dökmesine vesile olan Sivil Savunma Başkanlığı’na teşekkür etti. 

Seçici kurul ile öğrencileri de tebrik eden Çavuşoğlu, yarışmada birinci gelen öğrenciyi de özel olarak kutladı. 

Vatanın önemini vurgulayan Çavuşoğlu, vatan topraklarını yüz yıllardır koruduklarını ve korumaya geliştirmeye devam ettiklerini söyledi. 

Milli mücadele yılları sonrası oluşturulan devlete sonuna kadar sahip çıktıklarını, geleceğe taşımak için bayrağı yüksekte tutmaya devam ettiklerini ifade eden Çavuşoğlu, eğitimde de, her alanda da devlet, bayrak, vatan sevgisini geliştirmeye yönelik çalışmalar yaptıklarını belirtti. 

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’nın devletin en önemli kurumlarından biri olduğunu, afetler başta olmak üzere her alanda, halkın elini ilk tutan kurum olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, sivil savunmayı deprem başta olmak üzere tüm afetlerde yaptığı çalışmalarından dolayı tebrik etti. 

Sivil Savunma Teşkilatı ile Adıyaman depremindeki anılarını paylaşan Çavuşoğlu, teşkilatın oradaki çalışmalarını, disiplinini, enkazın kaldırılmasındaki mücadelesini takdir ettiklerini belirtti.

Çavuşoğlu, milli mücadele yıllarında yaşadığı duyguları deprem enkazında da yaşadığını vurgulayarak, 1974’te yaşadıkları güven duygusunu, depremde de yaşadıklarını vurguladı. 

Sivil savunmanın her geçen gün daha da güçlenmesi ve güçlenmesiyle de halka daha hızlı el vermesi temennisinde bulunan Çavuşoğlu, bu bilinçle Atatürkçü düşünce içinde, yaşamın güvencesi bilincinde, birlikte çalışmaya, halka umut güven vermeye devam edeceklerini söyledi. 

Konuşmaların ardından ödüller verildi, anı fotoğrafı çekildi. 

Devamını Oku

Kıbrıs

Cypfruvex müdürlüğüne Üstünel atandı

Published

on

By

 

Kıbrıs Meyve ve Sebze İşletmecilik Ltd. (Cypfruvex) Genel Müdürlüğüne Mustafa Üstünel atandı.

Üstünel’in atanmasına ilişkin karar Resmi Gazete’de yayınlanarak, duyuruldu.

Devamını Oku

Kıbrıs

İçişleri Bakanı Oğuz BRT’ye konuṣtu:”Çaresiz oturup, inşaat sektörünü kapatıp bekleyelim mi?”

Published

on

By

 

  İçişleri Bakanı Dursun Oğuz BRT’de 18. Saat programına katılarak Yabancıların taşınmaz mal alımı ile ilgili yeni düzenlemeye ilişkin açıklamada bulundu.

 

Oğuz, “Emlak Sektörünün içinde bulunduğu durumu hepimiz biliyoruz. Bunun bir siyasi bir de ekonomik boyutu var. Ekonomik boyutu belki ülkeyi idare edenler için farklı, muhalefet yapanlar için farklı. Ama bu ülkenin genel bir sorunu ve KKTC’nin hem bugünkü hem de gelecekteki ekonomik durumunu etkileyen bir konu. Siyasi boyutu ile ilgili dün Başbakan açıklama yapmıştı.TC yetkilileri ile gerekli çalışmalar ve yapılabilecekler hakkında görüşmeler gerçekleştiriliyor” dedi. 

 

Oğuz,“Biz bu yasayı yaparken tüm paydaşlardan görüş aldık. Ortak noktada 2024 Mayıs ayında bir yasa hazırladık. O günden beridir bu yasa ile ilgili veriler alabildiğimiz ölçüde elimizde. Çünkü ondan önce bir verimiz yoktu. Bu yasa aslında tam verilere ulaşma anlamında KKTC’de yabancılara ne kadar mal satıldığı ile ilgili bütün tedbirleri de öngörür. Veriye ulaşmak da önemli idi. Çünkü KKTC elden gitti, yabancılaştı şeklinde söylemler vardı”dedi…

Hükümetin ortaya bir irade koyarak yasa yaptığına değinen İçişleri Bakanı Oğuz, “Yasa geçtikten sonra uygulama ve piyasa ile ilgili başka talepler geldi. Tabi o zaman özellikle Simon Aykut konusu ve tutuklamalar yoktu yasa yapıldığı zaman. Ondan sonra bu tutuklamalar geldi. Bu defa söylemler, eylemler farklı boyuta ulaştı. İnşaat sektörü gerçekten zor günlere girdi. Bununla ilgili kanun hükmünde kararname ile ara formül şeklinde değişiklik yaptık” diye konuştu.

 

Dursun Oğuz, “Veri elimizde olduğu için yasa yapıldıktan sonra bu verilerle de sektördeki beklenti karşılanmamış oldu. O nedenledir ki şimdi kanun hükmünde bir kararname hazırlandı ve Bakanlar Kurulu’ndan geçirdik. Aynı zamanda yasa tasarısını hazırladık Meclis’e yolladık, yasallaşsın ”dedi.

 

Bakan Oğuz, “Hükümetin bir açılım yapması gerekiyordu. Bununla ilgili bir açılım yaptık. Toprakla ilgili yapılan 51’e 49  kanun hükmünde kararname o günden bugüne kadar yaklaşık 3 ay gibi süreçte herhangi bir müracaat olmadı. Biz olsun diye yaptık ama olmadı..Bize gösterdi ki siyasi anlamdaki baskılar inşaat sektörünün daraldığını ve daha büyük kaos yaratacağını gördük” şeklinde konuştu.

 

KKTC’de mal alan  ve kayda girmeyen yabancıların bugüne kadar hiçbirinin vergi ödemediğini ve devletin alacaklı olduğuna işaret eden Dursun Oğuz, “Güvenlik açısından muteber olan, vergilerini ödeyen ve kayda giren kişiler  bu haklardan yararlanacak. 51’e 49 haricinde yabancı 3. Ülke vatandaşlarına kesinlikle toprak satışı ile ilgili ek bir açılım yoktur. Zaten mayıs ayında yaptığımız yasada KKTC’nin büyük  arazilerinin  yüzde 3’ünden fazlası yabancılara satılamaz diye bir madde koyduk. Ve toprakla ilgili endişeler garanti altına alındı” dedi.

 

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz açıklamasında şu ifadelere de yer verdi…

“KKTC’yi tanıyan, mütekabiliyete göre aynı hakları KKTC vatandaşına veren ülkeler tanımında Türkiye Cumhuriyeti olduğu için bugün için TC vatandaşlarının 3 olan apartman dairesi alma hakkı 6’ya çıkartıldı. Yabancılar 3 apartman dairesi alabilecek.Villa konusunda yabancıların 1 olan villa hakkı 2’ye, TC vatandaşları için 3’e çıkartıldı. Burada sektörün talepleri doğrultusunda ve inşaat sektörünü ekonomik anlamdaki bu çıkmazdan, siyasal baskılardan bir nefes aldırmak amacıyla oldu” …..

 

Ülkede  yabancılara neden çok fazla mal satışı yapılıyor şeklinde yapılan eleştirilere de yanıt veren Bakan Oğuz, “Şuan piyasada inşaat sektörünün bu sıkışıklığında biliyorsunuz yabancılara mal satışı yapılırken sosyal konut fonu koyduk. Ülkedeki emlak fiyatları yükseldiği için buradan gelecek kaynakla kendi gençlerimize faiz desteği sağlamak açısından. Yine bir fon daha koyduk. Hani iç hukuk yolu dediğimiz TMK var ya. Masaya oturduğumuzda Kuzeyde bırakılan Rum mallarının TMK üzerinden ödenmesi için bir kaynağa ihtiyaç var. O kaynağı yabancılara satılan mallarla ilgili koyduğumuz fon üzerinden sağlıyoruz” dedi.

 

İnşaat sektörünün içine düştüğü zor durumdan çıkarmak anlamında yapılan son düzenlemenin olumlu sonuçlanıp sonuçlanmayacağını önümüzde süreçte ortaya çıkacak verilerle konuşabileceklerini söyleyen Bakan Oğuz, “Karşı tarafta bu kadar kaotik bir durum var. Siyasal baskılar var. Tutuklamalar var. Eee onu ne yapacağız? Siyasi anlamda yapabileceğimiz mücadele ne varsa mutlaka yapacağız. Ama böyle bir durum var diyerekten çaresiz oturup, inşaat sektörünü kapatıp bekleyelim mi? Yok. Bugün Tufan hocanın bir açıklamasında dediği gibi belki de inşaat sektörü lokomatif sektör yapılmayacaktı. Doğrudur. İnşaat sektörünü lokomatif sektör olarak görmememiz. Yüksek öğretim ve turizmdi. Ama inşaat sektörü bugünkü ekonomik krizlerin dünyada yaşandığı bir ortamda bu ülke için harektli bir sektördür. Ömrübillah inşaat sektörü lokomotif sektör olacak diye bir durum yoktur. Ancak inşaat sektörü bugün tanınmayan, ambargo altındaki KKTC’yi tanımayan ülkelerdeki insanlara bir güven ortamı yaratıp, cezbedip burada mülk edinmesini sağladı. Bunda daha çok iş insanlarımızın becerisi ve gayreti ile olmuştur”….

 

    

Devamını Oku

Trending

Reklam