Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı, Hrisostomos’un açıklamalarını değerlendirdi

Dışişleri Bakanlığı Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’un Kathimerini gazetesine yaptığı açıklamalarını değerlendirerek, ırkçı, küstahça ve çağdışı olarak tanımladığı açıklamaların, Kıbrıs Rum elitlerinin Kıbrıs Türk halkını “azınlık

Published

on

Dışişleri Bakanlığı, Hrisostomos’un açıklamalarını değerlendirdi

Dışişleri Bakanlığı Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’un Kathimerini gazetesine yaptığı açıklamalarını değerlendirerek, ırkçı, küstahça ve çağdışı olarak tanımladığı açıklamaların, Kıbrıs Rum elitlerinin Kıbrıs Türk halkını “azınlık” olarak görmeye devam ettiğini açıkça gösterdiğini vurguladı.

Başpiskopos Hrisostomos’un Kıbrıs konusunda geriye dönüşü olmayan bir yola girildiğini halen idrak etmediği belirtilen açıklamada, Kıbrıs meselesinde kabul edilebilir bir anlaşmaya varılmasının temel koşulunun gerçeklerin kabulünden geçtiğine işaret edildi.

Açıklamada “İyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde iki halkın kendi ayrı devletleri içerisinde yaşamalarının en iyi ve gerçekçi yol olduğunu bu vesileyle hatırlatmak isteriz” denildi.

“ŞAŞIRTICI DEĞİL…”

Konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada “Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’un Kathimerini gazetesine yaptığı Kıbrıs Türkleri ile ilgili ırkçı ve küstahça açıklaması şaşırtıcı değildir” ifadeleri kullanıldı ve şöyle devam edildi:

“Adadaki Türk varlığına tahammülü olmayan Rum zihniyetinin hiç bir şekilde değişmediğini ve değişmeyeceğini gösteren Başpiskoposun çağdışı açıklamaları, Kıbrıs Rum elitlerinin Kıbrıs Türk Halkını ‘azınlık’ olarak görmeye devam ettiğini açıkça göstermektedir”

“Kıbrıslı Türkler Rum çoğunlukla aynı haklara sahip olamaz” sözlerinin 1960 Ortaklık Cumhuriyeti’nin yıkılması ile adada halen karşılıklı kabul edilebilir bir anlaşmaya varılamamasının nedenlerini izah ettiği kaydedilen açıklamada, “Başpiskoposun, Kıbrıs Rum halkının beynini yıkamaya çalışması ve ırkçılık aşılaması Kıbrıs Türk halkına karşı önyargı ve düşmanlığın boyutunu da anlatmaktadır” ifadeleri kullanıldı.

Kıbrıs Türk halkına “azınlık haklarını” uygun gören Rum Başpiskopos’un, bir din adamı olarak, ülkenin nüfusuna ilişkin kendi siyasi amacı uğruna yanıltıcı bilgi vermekten ve insanları “iyi ve kötü” olarak ayırmaktan kaçınmadığı belirtilen açıklamada “Kıbrıs Adası’nı Helenizmin bir parçası olarak gören Hrisostomos’un, adadaki mevcut gerçeklerden kopuk yaşadığı yaptığı açıklamadan görülmektedir” denildi.

“KIBRIS KONUSUNDA GERİYE DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR YOLA GİRİLDİĞİNİ HALEN İDRAK ETMEDİ”

Başpiskoposun, KKTC’nin ortaya koyduğu yeni vizyonla birlikte, Kıbrıs konusunda geriye dönüşü olmayan bir yola girildiğini halen idrak etmediği kaydedilen açıklama, şöyle sürdü:

“Adada bir Rum bir de Türk Devleti olmak üzere iki Devlet olduğu bir olgudur. KKTC, bu olgu ve değişen koşulları dikkate alarak, yeni vizyonunu belirlemiştir. Gerçekler ışığında kararlaştırılan yeni vizyonumuz garantör ülke Türkiye ile de paylaşılmış ve her zaman olduğu gibi tam desteği alınmıştır. Anavatan’ın sarsılmaz desteği Kıbrıs Türk Halkına güven vermektedir.

Kıbrıs meselesinde kabul edilebilir bir anlaşmaya varılmasının temel koşulu gerçeklerin kabulünden geçmektedir. İyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde iki halkın kendi ayrı devletleri içerisinde yaşamalarının en iyi ve gerçekçi yol olduğunu bu vesileyle hatırlatmak isteriz”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi (KSTU) soruşturması kapsamında tutuklu yargılanan okulun genel sekreteri ve hissedarlarından Serdal Gündüz ve uluslararası ofis sorumlusu Amir Shakerifard hakkındaki karar açıklandı.

Sanıklar, karar duruşması için bugün yeniden Lefkoşa’da Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı. Serdal Gündüz 15, Amir Shakerifard 6 yıl hapse mahkum edildi.


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Hür İşçi Sendikaları Federasyonu ve Kamu İşçileri Sendikası Başkanı Ahmet Serdaroğlu, dikte edilen asgari ücret uygulamasını bir kez daha eleştirerek, çalışanların “insan onuruna yaraşır” geçim koşullarına kavuşturulması gerektiğini vurguladı.

Serdaroğlu, sendika olarak her ay düzenli olarak yaptıkları Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırmasını değerlendirdi. Son veriler, açlık sınırının henüz yürürlüğe girmemiş olan yeni asgari ücretle farkı kapatmaya yaklaştığını ortaya koydu.

“GEÇİM ŞARTLARI İNSANİ HAKTIR”

Ahmet Serdaroğlu, asgari ücretin belirlenmesinde “geçim şartlarının” insani bir hak olarak dikkate alınması gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Binlerce çalışan, ailesiyle birlikte düşük ve yetersiz kazançla yaşam mücadelesi veriyor. Asgari ücret tespitinde temel ölçüt, çalışanın ve ailesinin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürebilmesi olmalıdır. UBP-DP-YDP Hükümeti tarafından bu koşul sağlanmağı gibi asgari ücretle yaşamını zor koşullarda sürdüren çalışanlarımız açlık sınırı ile boğuşarak geçimini sağlamaya çalışıyor.”

“ZORUNLU HARCAMA İLE GELİR ARASINDAKİ FARK KAPANMALI”

Serdaroğlu, ekonomideki yükün dar ve sabit gelirli kesimlerin üzerine yıkıldığını ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:

“Zorunlu harcamalarla elde edilen gelir arasındaki fark giderilmeden, enflasyon hedefinin birkaç puan üzerinde yapılan artışlar, enflasyonla mücadele değil; krizin bedelini çalışanlara ödetmektir. Bu politika yoksulluğu azaltmak yerine derinleştiriyor.”

ENFLASYONUN NEDENİ ASGARİ ÜCRET DEĞİLDİR”
Serdaroğlu, enflasyonun nedeninin asgari ücret olmadığını vurgulayarak, toplumun çoğunluğunu oluşturan ücretli kesimlerin adil gelir dağılımı ve sosyal politikalarla desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Adil bir vergi sisteminin gerekliliğine dikkat çeken Serdaroğlu, “Ekonomik büyümeden herkesin adil pay alması ve gelir–servet eşitsizliğini azaltacak bir vergi sistemi artık kaçınılmazdır.”


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan 6 kamu görevlisinin 3. duruşması öncesinde konuşan Başbakan Ünal Üstel, ilk günden itibaren hukuki mücadele vermeye devam ettiklerini ve adalet tecelli edene kadar bu mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

BİZİM EVLATLARIMIZA, ŞAMPİYONLARIMIZA, MELEKLERİMİZE SÖZÜMÜZ VAR”

“6 Şubat’ta yaşanan depremden dolayı Kuzey Kıbrıs olarak 72 insanımızı kaybettik diyen” Üstel, bu kişilerin içerisinde “evlatlarımızı, Şampiyon Meleklerimizi kaybettik” ifadelerini kullandı. Depremin yaşandığı günden itibaren Adıyaman’da hukuk aracılığı ile adalet aradıklarını vurgulayan Üstel, “Bizim evlatlarımıza, şampiyonlarımıza, meleklerimize sözümüz var” dedi. “Adalet tecelli edinceye kadar buradayız” diyen Başbakan Üstel, bugün de Şampiyon Meleklerin aileleri ile Adıyaman’da bulunduklarını belirtti.

“TÜMÜNÜN ADALET KARŞISINDA HESAP VERMESİNİ İSTİYORUZ”

Üstel, tüm Kuzey Kıbrıs halkının gözünün Adıyaman’da olduğunu belirterek, hukuk mücadelesi sonuçlanana kadar ve adalet tecelli edene kadar hukuk mücadelelerini devam ettireceklerini vurguladı. Bugünki davada 6 kamu personelinin duruşmasının görüleceğini hatırlatan Üstel, “bu kişilerin bir suçu bulunuyorsa, suçu işleyen bir kişi değil hepsidir. Tümünün adalet karşısında hesap vermesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. Üstel, “İlk gün nasıl Adıyaman’daysak, bu hukuki mücadelemizi sonuç alana kadar devam ettireceğiz” diyerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine güvendiklerini ve adaletin tecelli etmesi için mücadelenin hep birlikte devam edeceğini vurguladı.

 


Devamını Oku

Trending

Reklam