Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Dört incir iki de üzüm türü için tescil başvurusu kabul edildi

Published

on

Kalitesi yüksek yerli bitki çeşitlerini belirleme, koruma altına alma ve üreticilere sunma çalışmaları kapsamında dört incir, iki de üzüm çeşidi için, Türkiye Tohum Tescil ve Sertifikasyon Merkezi’ne yapılan başvuru kabul edildi.

Tescil başvurusu iki reçellik incir, iki sofralık incir, iki de üzüm türü için yapıldı. Söz konusu incir ve üzüm çeşitleri, yıllar süren ve adanın her köşesini kapsayan tarama çalışmaları sonucu belirlendi.

Tarım Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Araştırma Enstitüsü (TAE) tarafından başlatılan incirle ve üzümle ilgili araştırma ve tescil çalışmaları, Kuzey Kıbrıs’a özgü en nitelikli çeşitleri muhafaza altına alma, bahçe kuracak olanlara en nitelikli incir fidanlarını sertifikalı bir şekilde sunmak amacıyla yürütülüyor.

KARACA: “ATA YADİGARI ÇEŞİTLERİMİZ…”
TAE Müdürü Cem Karaca, kaliteli ve değeri yüksek çeşitlerin tescillenmesi konusunda, “Bunlar ata yadigarı çeşitlerimizdir, bitki türünün tescilini yapan kurum kimse, o ağaç fidanını tescilli tür olarak satma hakkına sahip olur” dedi.

Tescili için başvuru yapılan türlerin yıllar süren çalışma ve inceleme sonucu, sahip oldukları üstün kalitelere bakılarak belirlendiğine ve pazarı olan türler olduğuna dikkat çeken Karaca, Türkmenköy’de TAE’ye ait çiftlikte söz konusu türlerin güvence altına alınabilmesi için koleksiyon ve damızlık parselleri kurulduğunu da belirtti.

Karaca, üzüm, incir ve zeytinde tescil için başvuru yapıldığını, bazı alıç, badem, babutsa ve harnup türlerinin tescili için de başvuru yapılacağını kaydetti.

Tescili yapıldığında söz konusu ağaç fidanının izinsiz üretilemeyeceğini belirten Karaca, “Bunları yapmazsak ileride büyük kayıplar yaşayabiliriz. Tescil işlemlerinin ileride değeri daha da anlaşılacak” şeklinde konuştu.

İLK ZİYARET

Tescil için başvuru yapılan incir çeşitlerinin bulunduğu Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Türkmenköy Çiftliğine, Ankara Tohum Tescil Sertifikasyon Merkezi’nden ilk ziyaret gerçekleştirildi. İlk ziyarette kurulan incir parselinin, tescil sürecine uygunluğu, ağaç sayısı ve yaşına bakıldı.

Tescil için başvurulan incirler, Kuzey Kıbrıs’ın bir ucundan diğer ucuna kadar tarandı ve yedi yıl süren bir çalışma sonucu belirlendi. TAE ile Türkiye Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü iş birliğinde yapılan taramada, bir kara incir ve bir de beyaz lob incir çeşidinin en iyi niteliklere sahip olan iri incir çeşitleri olduğu değerlendirildi. Beyaz bardak incirinin Aralık’ta dahi hasadının yapılabildiği ve kara incirin ise 5 ay meyve verdiği tespit edildi.

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü iki de küçük boy incirin tescili için başvuruda bulundu. Reçelliklerde kış inciri diye bilinen bir çeşit ve kurtlanmama özelliğine sahip Andolina çeşidi için tescil talebi yapıldı.

TÜRKİYE 300 BİN TON, KKTC 150-300 TON İNCİR ÜRETİYOR

Türkiye 300 bin tonla en büyük incir ihracatçısı durumunda, KKTC’de ise yıllık üretim 150-300 ton arasında değişiyor.

Ziraat Yüksek Mühendisi Berna Kamçı Altun, incir çeşitleri için başlatılan tescil sürecinin “Beşparmak” isimli arpa çeşidinin tescilinden sonra bir ilk olduğunu kaydetti.

BARDAK İNCİRİ KESİLDİ

Yerli çeşitlerin muhafaza edilmesinin öneminde dikkat çeken Altun, en iyi özelliklere sahip olan iki ağaçtan biri olan bardak incirinin anasının Bostancı’da olduğunu, söz konusu incir ağacını başka yerde görmediklerini, söz konusu ağaçtan budak alınarak deneme parseline dikildiğini, ancak bölgeye gerçekleştirdiği ziyarette söz konusu ağacın kesilmiş olduğunu gördüğünü anlattı.
Altun, bugün söz konusu çeşidin tescili ve çoğaltılması için deneme parselinde 8 adet ağaç bulunduğunu kaydetti.

İKİ ÜZÜM ÇEŞİDİ

TAE Bitkisel Araştırmalar Şube Amiri Dr. Yeşim Rehber Dikkaya, hem sofralık hem şaraplık olmak üzere 33 genotip topladıklarını, deneme ve tarama araştırmaları sonucunda bir beyaz ve bir de siyah üzüm türünün tescili için başvurduklarını açıkladı.

Dikkaya, yerli beyaz bağ üzümünün (Kıbrıs beyazı) orta büyüklükte salkımlar oluşturan, tane kabuğu ve eti beyaz, az çekirdekli, tatlı bir tür; yerli siyah bağ üzümünün de (Kıbrıs siyahının) orta büyüklükte salkımlar oluşturan, tane kabuğu renkli, koyu kırmızı mor, tane kabuğu orta kalınlıkta çekirdekli bir üzüm olduğunu belirtti.

Dikkaya, söz konusu çeşitlerin sofralık ve şaraplık amaçlı kullanılabileceği, zivaniya, üzüm sucuğu ve paluze yapımında da iyi bir çeşit olduğunu ifade etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Arap ve İslam ülkeleri, İsrail’in saldırılarını kınadı

Published

on

By

Arap ve İslam ülkeleri, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını kınadı ve bölgesel sükunet ve nükleer silahsızlanma çağrısı yaptı.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin farklı ülkelerden mevkidaşlarıyla gerçekleştirdiği diplomasi trafiğinin ardından 21 Arap ve İslam ülkesinin dışişleri bakanları tarafından ortak yazılı açıklama yapıldı.

Mısır haber ajansı MENA’ya göre, ortak açıklamaya, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Pakistan, Bahreyn, Brunei, Türkiye, Çad, Gambiya, Cezayir, Komorlar, Cibuti, Suudi Arabistan, Sudan, Somali, Irak, Umman, Katar, Kuveyt, Libya, Mısır ve Moritanya imza attı.

Ortak açıklamada, İsrail’in, 13 Haziran’dan bu yana İran’a düzenlediği saldırılar ile uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletlerin ilke ve amaçlarını ihlal eden her türlü eylem kınananarak, devletlerin egemenliğine, toprak bütünlüğüne, iyi komşuluk ilkelerine ve anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesine saygı gösterilmesi gerektiği kaydedildi.

Tüm bölgenin güvenliği ve istikrarı için ciddi sonuçlar doğurabilecek bu gerilimden derin endişe duyulduğu belirtilen açıklamada, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının durması gerektiği, gerginliğin azaltılması ve kapsamlı sükunet sağlanması için de çalışılmasının önemli olduğu vurgulandı.

Açıklamada, nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir Orta Doğu inşasının önemine dikkati çekilerek, bölge ülkelerinin tamamının hızlıca Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na taraf olması gerektiği ifade edildi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından teminat altına alınmış olan nükleer tesislerin hedef alınmaması gerektiği vurgulanan açıklamada, bunun 1949 Cenevre Sözleşmesi uyarınca uluslararası hukukun ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali olduğuna işaret edildi.

Açıklamada, İran’ın nükleer programı konusunda sürdürülebilir bir anlaşmaya varmanın tek yolunun mümkün olan en kısa sürede müzakere masasına geri dönmek olduğunun altı çizildi.

Bölgedeki krizleri çözmenin tek yolunun diplomasi, diyalog ve uluslararası hukuk kuralları olduğu ifade edilen açıklamada, mevcut krizin de askeri yollarla çözülemeyeceği vurgulandı.

⁠İsrail’in İran’a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma
İsrail, 13 Haziran’da İran’ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.

İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı da 224 olarak açıklandı.

İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500’den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.

Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail’i kınadı.

Devamını Oku

Dünya

İran’dan İsrail halkına “ülkeyi terk etmeleri” çağrısı

Published

on

By

İran Silahlı Kuvvetler Basın Sözcüsü Rıza Seyyad, İsrail halkına seslendiği açıklamasında, İsrail’i terk etmeleri çağrısında bulunarak hayatlarını kurtarmalarının tek yolunun bu olduğunu söyledi.

İran devlet televizyonu, Silahlı Kuvvetler Basın Sözcüsü Seyyad’ın İsrail’in terk edilmesi çağrısı yaptığı açıklamasını yayımladı.

Açıklamasında İsrail halkına seslenen Seyyad, “İşgal altındaki toprakları terk edin, bu, hayatınızı kurtarmanın tek yoludur.” ifadesini kullandı.

İsrail’in saldırılarına “ezici ve pişmanlık verici” bir cevap vermekten başka kendilerine bir seçenek bırakılmadığını belirten Seyyad, “Cesur İran savaşçılarının yıkıcı tepkisinin kapsamı şüphesiz işgal altındaki toprakların tamamını kapsayacaktır.” dedi.

Askeri, güvenlik ve karar alma merkezileri ile İsrailli komutan ve bilim adamlarının ikametgahları başta olmak üzere birçok önemli yerin vurulduğunu kaydeden Seyyad, “İşgal altındaki toprakları terk edin, çünkü gelecekte sizin için kesinlikle yaşanabilir olmayacaklar. Suçlu rejimin sizi canlı kalkan olarak kullanmasına izin vermemeniz gerektiğini vurguluyoruz.” ifadelerini kullandı.

Seyyad ayrıca, sığınaklarda bulunmanın güvelik sağlamayacağı uyarısında bulundu.

– İsrail’in İran’a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma

İsrail, 13 Haziran’da İran’ın çeşitli kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.

İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda hayatını kaybederken, toplam sivil can kaybı da 224 olarak açıklandı.

İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede ise 24 kişinin öldüğü, 500’den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.

Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail’i kınadı.

Devamını Oku

Dünya

İsrail, İran devlet televizyonu binasını vurdu

Published

on

By

 İsrail, İran’da sivil yerleşim yerlerine saldırılar düzenleyeceğini açıklamasının ardından İran devlet televizyonu binasını vurdu.

İran Radyo ve Televizyon Kurumu (IRIB) yaptığı açıklamada, başkent Tahran’daki binalarının İsrail tarafından hedef alındığını bildirdi.

Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, saldırının devlet televizyonunda yayınlanan bir program sırasında gerçekleştiği görülüyor.

Kadın spikerin, İsrail’in saldırılarına tepki gösterdiği canlı yayın sürerken düzenlenen saldırı, stüdyoda ciddi tahribata yol açtı.

Görüntülerde, patlama anı ve yayın akışının kesilmesi de yer alıyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam