Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Dr. Diker:Kanserle mücadelede ‘Erken tanı hayat kurtarır’ mottosu geçerliliğini hala korumakta

Published

on

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin Onkoloji Merkezi’nde görev yapan Onkoloji Uzmanı Dr. Ömer Diker, kanserle mücadelede ‘erken tanı hayat kurtarır’ mottosunun geçerliliğini koruduğunu ve korumaya devam edeceğini vurguladı.

Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla uzmanlarla birlikte Golden Tulip Otel’de düzenlediği basın toplantısında; Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Onkoloji Uzmanı Dr. Ömer Diker, Kanser Hastalarına Yardım Derneği Başkanı Raziye Kocaismail ve Kanser Tarama Birimi Hemşiresi Çiğdem Adataş  da birer konuşma yaptı.

Dr. Diker, Onkoloji Merkezi’nde kanser tedavilerinde yenilikleri sürekli takip ederek ve ülkede bu tedavileri kullanarak dünya standartlarında tedavi sunmakta olduklarını belirtti.

Dr. Diker, gelecekteki temel hedeflerinin; taramanın yayınlaştırılması, tarama birimlerinin, radyasyon onkolojinin, girişimsel radyolojinin bu alanda uzmanlaşmış cerrahların, patalogların, genetik uzmanların, diyetisyen ve psikologların yer aldığı bir Kanser Enstitüsü haline gelerek, insanlara daha bütüncül sağlık hizmeti sunmak olduğunu söyledi.

Kanser Hastalarına Yardım Derneği (KHYD) Başkanı Raziye Kocaismail ise, kanserle mücadelede “taramaların” önemine işaret ederek, Derneğin bu yılki Kanser Haftası temasının kanser tarama programlarının ülkeye kazandırılması olduğunu söyledi.

11 Nisan’da Meclis önüne “siyahlarla” gideceklerini söyleyen Kocaismail, burada ülke nüfusuna göre yapılması gereken taramalar için kitlerin tüm sağlık ocaklarında bulundurulmasını talep edeceklerini söyledi.

Kanser Tarama Birimi Hemşiresi Çiğdem Adataş ise, kanser hastalığının belli bir kısmının önlenebilir olması, yapılacak taramalarla, erken teşhis imkanlarının bulunması ve tedavi olanaklarının yıllar içinde gelişmesi kanserle mücadelede bizi güçlü hale getirmekte olduğunu vurguladı.

2021 yılında Birim tarafından yapılan 1.418 meme kanseri, 1.974 kişiye kalın bağırsak, 1.275 rahim ağzı taraması yapıldığını, bu taramalarda 5 meme kanseri, 129 kalın bağırsak vakasına ve 6 rahim ağzı vakasına rastlandığını açıklayan Adataş, yaklaşık 13 bin üyeye sahip olduklarını, üyelerin düzenli olarak taramaya çağrıldığını ancak taramaların “hedeflenen kitlenin çok altında” kaldığını söyledi. Adataş, tarama ağının oluşturulması, kampanyaların sık sık düzenlenmesi ve taramayı kapsayan sağlıklı bireylerin bu taramalara gelmesini hedeflediklerini de belirtti.

DR. DİKER: “ ‘ERKEN TANI HAYAT KURTARIR’ MOTTOSU GEÇERLİLİĞİNİ HALA KORUMAKTA”

Lefkoşa Devlet Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Ömer Diker, 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle yaptığı konuşmada, kanserle mücadelede bazı konulara dikkat çekerek,  bu hastalıkla mücadelede ‘erken tanı hayat kurtarır’ mottosunun geçerliliğini koruduğu ve korumaya devam edeceğini söyledi.

Dr. Diker, “Kanserin, hücresel seviyede genetik hasarların birikmesi neticesinde oluşan kontrolsüz hücre çoğalması ile seyreden bir hastalıklar grubunu tanımladığına” işaret ederek, şöyle konuştu:

“Kanser, bir halk sağlığı sorunu teşkil etmektedir. Bu hastalıkla mücadelede ‘erken tanı hayat kurtarır’ mottosu geçerliliğini hala korumaktadır ve her zaman da korumaya devam edecek gibi gözükmektedir. Bu nedenle, halkımızın meme kanseri, rahim ağzı kanseri, bağırsak kanserleri ve bu alanda da son dönemlerin gelişmesi olarak sigara içicisi bireylerde akciğer kanseri taramalarını yaptırmak için sağlık merkezlerine başvurmasını ve taramalarını yaptırmalarını öneririz. Bunun yanında, tütün ürünleri ve alkolden uzak durulması, obeziteden kaçınılması, normal kilo kontrolü, düzenli egzersiz yapılması, sebze ve meyvenin bol tüketilmesi, haftada birden fazla kırmızı etin tüketilmemesi, protein kaynağı olan beyaz etin kullanılması kanserden korunmanın ana hatlarını oluşturmaktadır.”

“YENİLİKLERİ SÜREKLİ TAKİP EDEREK ÜLKEMİZDE BU TEDAVİLERİ KULLANMAKTA VE DÜNYA STANDARTLARINDA TEDAVİ SUNMAKTAYIZ”

Kanser alanının bilimin “en dinamik” alanını oluşturduğu ve her gün bu alanda ilerlemeler yaşandığına işaret eden Dr. Diker, “Kemoterapi tedavileri yanında günümüzde hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler dediğimiz pek çok kanser alanında devrime neden olmuş tedavi modaliteleri mevcuttur. Bizler, yenilikleri sürekli takip ederek ülkemizde bu tedavileri kullanmakta ve dünya standartlarında tedavi sunmaktayız” dedi.

“KANSER İLAÇLARINDA ZAMAN ZAMAN EKSİKLİKLER OLMAKLA BİRLİKTE DEVLETİMİZ BUNUNLA İLGİLİ AZAMİ GAYRETİ GÖSTERİYOR”

Kanser ilaçlarında “zaman zaman eksikliklerin” yaşandığını, devletin kanser ilaçlarındaki eksikliğin giderilmesi için “azami gayreti” gösterdiğini ifade eden Dr. Diker, şunları kaydetti:

“Bir küresel krizden geçiyoruz ve ekonomik krizi de düşününce ilaç fiyatları giderek artıyor ve pahalı hale geliyor. Bu sebeple, zaman zaman eksiklikler olmakla birlikte devletimiz bununla ilgili azami gayreti gösteriyor. Kanser ilaçları çok pahalı ilaçlar ve tedaviler de çok pahalı tedaviler. Bu sebeple, erken tanının önemi bu noktada da ortaya çıkıyor. Ne kadar erken tanıyla hasta yakalarsak o kadar bu ilaçlara olan ihtiyacımız o kadar azalmakta ve ülkemiz için gelişecek ekonomik maliyetler de o oranda azalmaktadır.”

“GÜNLÜK ORTALAMA 70 HASTA POLİKLİNİK, 30-40 HASTA GÜNDÜZ TEDAVİSİ VE 20-25 HASTA YATILI HİZMETLERDEN YARARLANIYOR”

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Onkoloji Hastanesi’nde, 2 onkoloji uzmanı, 2 iç hastalıkları uzmanı ve hemşire ekibiyle birlikte hizmet verdiklerini belirten Dr. Diker, “Günlük ortalama 70 civarında hastaya poliklinik hizmeti vermekteyiz, 30-40 arası hasta gündüz tedavi hizmetlerinden yararlanmaktadır, 20-25 civarında yatan hastamız olur” dedi.

“MERKEZİMİZ, TÜRKİYE VE ULUSLARARASI PLATFORMLARDA, KANSER ALANINDA ÜLKEMİZİ TEMSİL EDİYOR”

Dr. Diker, “Onkoloji Merkezi’nden, son bir yıl içerisinde, uluslararası alanlarda taranan dergilerde 3 makalemiz yayınlandı. 2 makalemiz halihazırda kabul aldı ve yayın sürecinin tamamlanmasını beklemekte. 1 makalemiz de dergide değerlendirme için beklemektedir. Türkiye ve uluslararası alanda, yine bu Merkez’den, altı ayrı kongrede çalışmalarımızı sözlü sunum olarak ifade ederek bu alanda ülkemizi temsil etmiş bulunmaktayız” diye konuştu.

“GELECEK HEFEFİMİZ; KANSER ENSTİTÜSÜ HALİNE GELEREK, İNSANLARIMIZA DAHA BÜTÜNCÜL SAĞLIK HİZMETİ SUNMAK”

Dr. Diker, “Kanserin yönetiminde ülkemizde temel hedeflerimiz; taramanın yayınlaştırılması, tarama birimlerinin, radyasyon onkolojinin, girişimsel radyolojinin bu alanda uzmanlaşmış cerrahların, patalogların, genetik uzmanların, diyetisyen ve psikologların yer aldığı bir Kanser Enstitüsü haline gelmek, insanlarımıza daha bütüncül sağlık hizmeti sunmak” ifadelerinde bulundu.

KOCAİSMAİL: “BU YILKİ TEMAMIZ KANSER TARAMA PROGRAMLARININ ÜLKEMİZDE UYGULANMASIDIR”

Kanser Hastalarına Yardım Derneği (KHYD) Başkanı Raziye Kocaismail, basın toplantısında yaptığı konuşmada, Derneğin kurulduğu 1993 yılından bugüne kanserle mücadelede “ilerleme” kaydedildiğini ifade ederek, “Bugün, bu masada, Sayın Bakanla, kıymetli onkologlarımız ve bu işin uzmanlığını götüren dekanlarımızla, tarama ekibimizle birlikte, kanseri konuşabiliyoruz. Biz bir yerlere geldik” dedi.

Özellikle kanserle tedavide ilerleme kaydedildiğine işaret eden Kocaismail “Yıllar önce tedavide sıfırlarda olduğumuzu düşünürsek, hastaların yüzde 95’ini kaybediyorduk. Bugün ise ters yüz olmuş bir gerçekle karşı karşıyayız. Yıllar içerisinde ‘erken tanı’ bilincinin yerleşmesiyle, hastaların çoğunluğu hayatta kalabilmekte” dedi.

“11 NİSAN’DA MECLİS ÖNÜNE SİYAHLARIMIZLA GİDECEĞİZ”

Kocaismail, konuşmasına şöyle devam etti:

“Ülkede tam teşekkülü bir onkoloji hastanesi olmasından dolayı mutluyuz. Hasta ilaçlarımız var, onkologlarımız var, dâhiliyelerimiz, hematologlarımız var. Dört dörtlüğüz ama bizim de tam üyesi olduğumuz Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü, bize, kanserle mücadelede, önce eğitim ve farkındalık, sonra tarama ve araştırma ve en son olarak da tedavi diyor. Biz, tedaviyi yapıyoruz… Bu nedenle, bu yıl, Kanser Hastalarına Yardım Derneği’nin teması kanser tarama programlarının ülkemize kazandırılmasıdır. Kanser Hastalarına Yardım Derneği Yönetim Kurulu ve Başkanı olarak 11 Nisan’da Meclis önüne siyahlarımızla gideceğiz. Talebimiz; ülke nüfusuna göre yapılması gereken taramalar için kitlerinin tüm sağlık ocaklarında bulundurulmasıdır.”

Kanser Hastaları Derneği olarak bu konuda katkı koymaya hazır olduklarını da ifade eden Kocaismail, rutin kontrollerin ve taramaların kanserin önlenmesinde önemine işaret etti ve ekledi:

“Devlet-hükümet olarak insanımızın rutin kontrollerinin yapılmasını sağlayarak, ‘önlenebilir kanserlerin” önlenebildiği noktada Kanser Hastalarına Yardım Derneği’nin kapısından günde 2-3 vakanın girmesini önlemiş olacağız ve daha sağlıklı bir toplum olacağız.”

Raziye Kocaismail, Kanser Hastalarına Yardım Derneği’nin her zaman kanser hastalarına desteğe ve yardıma hazır olduğunu yineledi.

ADATAŞ: “TARAMA SAYILARI HEDEFLENEN KİTLENİN ÇOK ALTINDADIR”

Kanser Tarama Birimi Hemşiresi Çiğdem Adataş ise, “Günümüzün en ciddi sağlık sorunlarından biri olan kanserde vatandaşların bilinçli olmasının, hastalıkla mücadelede öne çıkan ilk adım olduğunu” söyledi.

Adataş, “Hastalığın belli bir kısmının önlenebilir olması yapılacak taramalar ile, erken teşhis imkanlarının bulunması ve tedavi olanaklarının yıllar içinde gelişmesi kanserle mücadelede bizi güçlü hale getirmektedir” diye konuştu.

Dünyada ve Türkiye’de olduğu gibi kanser taramasının üç alanda yapılmakta olduğuna işaret eden Adataş, “40-69 yaş arası kadınlarda 2 yılda bir meme kanseri taraması, 30-65 yaş arası kadınlarda 2 yılda bir rahim ağzı taraması; 50-75 arası kadın ve erkeklerde kalın bağırsak kanseri taraması yapılmaktadır” dedi.

“2021 YILINDA EN FAZLA KALIN BAĞIRSAK KANSERİ VAKASINA RASTALANDI”

Adataş, 2021 yılı içerisinde Kanser Tarama Birimi tarafından yapılan taramalara ilişkin olarak bazı veriler de paylaştı:

“1.418 meme kanseri taraması yapılmış, 5 pozitif vakaya rastlandı. 1.974 kişiye kalın bağırsak taraması yapıldı, 129 pozitif vakaya rastlandı. 1.275 rahim ağzı taraması yapılmış, 6 pozitif vakaya rastlandı. Bu rastlandığımız vakalar ve tarama yaptığımız sayılar hedeflenen kitlenin tabii ki çok altındadır. Bunun sebeplerinden biri de pandeminin gündemde olması ve üyelerimizin bu durumda taramaya gelmek istememesi ve taramalarını da daha çok özel sektörde yaptırmayı tercih etmeleridir. Bunları da bizim takip etmemiz sıkıntılı ve zor oldu çünkü ortak bir tarama ağımız bulunmamaktadır.

Kanser Tarama Birimi’nin hedeflerini, “tarama ağının oluşturulması, kampanyaların sık sık düzenlenmesi ve taramayı kapsayan sağlıklı bireylerin bu taramalara gelmesi” olarak sıralayan Çiğdem Adataş, bugün yaklaşık 13 bin üyeye sahibiz, üyelerimiz düzenli olarak taramaya çağrılmaktadır. Fakat taramalarımız hedeflerimizin altındadır” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Yemen açıklarında göçmen teknesi alabora oldu: 55 ölü

Published

on

By

Yemen’in güneyindeki Ebyen ili açıklarında düzensiz göçmenleri taşıyan bir teknenin alabora olması sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 55’e yükseldi.

Ebyen’in Zincibar ilçesi Sağlık Müdürü Abdulkadir Bacmil, düzensiz göçmenleri taşıyan teknenin batması sonucu ölü sayısının 55’e çıktığını, hayatını kaybedenler arasında bir Yemenlinin de bulunduğunu bildirdi.

Hayatını kaybedenlerin tamamının defnedildiğini, teknede 100’den fazla Etiyopyalı düzensiz göçmenin bulunduğunu ve onlarca kişinin halen kayıp olduğunu belirten Bacmil, arama çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.

Güvenlik kaynakları, Yemen’in güneyindeki Ebyen açıklarında düzensiz göçmenleri taşıyan bir teknenin alabora olduğunu, 20 kişinin öldüğünü ve onlarca kişinin kayıp olduğunu bildirmişti.

Yemen, başta Etiyopya ve Somali olmak üzere Afrika Boynuzu ülkelerinden gelen düzensiz göçmenlerin geçiş noktası olarak görülüyor. Afrikalı düzensiz göçmenlerin çoğu, Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkelerine gitme hayaliyle Cibuti üzerinden Yemen’e geçiyor​​​.

Devamını Oku

Dünya

BM: Yemen açıklarında teknenin alabora olması sonucu 68 Afrikalı göçmen hayatını kaybetti

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM), dün Yemen açıklarında göçmenleri taşıyan bir teknenin alabora olması sonucu 68 kişinin hayatını kaybettiğini ve 70’den fazla kişinin de kaybolduğunu açıkladı.

Pazar gün yaşanan olay, zengin Körfez Arap ülkelerine ulaşma umuduyla yoksulluk ve çatışma bölgelerinden kaçan yüzlerce Afrikalı göçmenin ölümüne neden olan Yemen açıklarındaki bir dizi gemi kazasının sonuncusu.

Etiyopyalı 154 göçmeni taşıyan gemi Aden Körfezi’nde, Yemen’in güneyindeki Abyan açıklarında battı. BM’nin Yemen’deki Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) başkanı Abdusattor Esoev’e göre, gemideki göçmenlerden sadece 12’si kazadan sağ kurtuldu.

Esoev, 54 göçmenin cansız bedenlerinin Khanfar bölgesinde kıyıya vurduğunu da sözlerine ekledi. Diğer 14 kişi ise ölü bulundu.

Abyan emniyet müdürlüğü, olay sonrası çok sayıda ölü ve kayıp göçmen olduğu için büyük bir arama kurtarma operasyonunun devam ettiğini açıkladı. Kıyıdaki geniş bir alana dağılmış halde bulunan çok sayıda cesede ulaşıldığı kaydedildi.

Yemen, 10 yılı aşkın bir süredir devam eden iç savaşa rağmen Doğu’dan ve Afrika Boynuzu’ndan çalışmak üzere Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerine ulaşmaya çalışan göçmenler için hala önemli bir rota.

Göçmenler genellikle kaçakçılar tarafından tehlikeli ve aşırı kalabalık gemilere bindiriliyor ve Kızıldeniz ya da Aden Körfezi boyunca seyahat ediyorlar. Geçtiğimiz aylarda BM, yüzlerce Afrikalı göçmenin bu tehlikeli yolculuklarda hayatını kaybettiğini doğruladı.

IOM’ye göre mart ayında, yüzlerce göçmeni taşıyan dört teknenin Yemen ve Cibuti kıyılarında alabora olmasının ardından 2 kişinin öldüğü ve 186 kişinin de kayıp olduğu doğrulandı.

2024 yılında 60 binden fazla Afrikalı göçmen Yemen’e ulaştı. Bu, 97 bini aşan 2023 verilerine göre yaklaşık yüzde 38’lik bir düşüş anlamına geliyor. IOM bu düşüşün Yemenli ve bölgesel yetkililerin sularda daha fazla devriye gezmesine bağlandığını belirtiyor.

Devamını Oku

Dünya

Kamçatka’daki Krasheninnikov Yanardağı 600 yıl sonra ilk kez patladı

Published

on

By

Kamçatka’daki Krasheninnikov Yanardağı, 600 yıl aradan sonra ilk kez faaliyete geçti. Yanardağın faaliyetinin, Rusya’yı sarsan şiddetli depremlerle ilgili olabileceği belirtildi.

Rusya’da Krasheninnikov Yanardağı 600 yıl sonra ilk kez patladı.

Krasheninnikov Yanardağı, 8,8 büyüklüğündeki depremin ardından patlayan üçüncü yanardağ oldu.

Uzmanlar volkanik hareketliliğin şiddetli depremlerle bağlantılı olabileceğini belirtiyor.
Rus devlet haber ajansının haberine göre; Krasheninnikov Yanardağı’nda son patlama 1463 yılından sonraki 40 yıl içinde gerçekleşti ve o tarihten bu yana yeni bir patlama kaydedilmedi.

Rusya Acil Durumlar Bakanlığı’nın Kamçatka birimi, patlamanın ardından 6 bin metre yüksekliğe ulaşan bir kül bulutu oluştuğunu bildirdi. Yanardağın yüksekliği ise bin 856 metre olarak açıklandı.

Bu arada Rusya’nın Kamçatka bölgesi bir depremle daha sarsıldı.
Kuril Adaları yakınlarında meydana gelen 7 büyüklüğündeki depremin ardından üç bölgede tsunami uyarısı yapıldı.

Rusya Acil Durumlar Bakanlığı, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Beklenen dalga yüksekliği düşük, ancak yine de kıyıdan uzaklaşmalısınız” dedi.

“Pasifik Ateş Çemberi” son günlerde çok sayıda sismik aktiviteye sahne oldu. Artçı sarsıntıların devam ettiği bölgede yanardağ patlamaları dikkat çekiyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam