Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Dr. Suat Günsel İlkokulu’nun açılış ve bakanlığa teslim töreni yapıldı

Published

on

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında temeli atılan Dr. Suat Günsel İlkokulu’nun açılış ve bakanlığa teslim töreni bugün yapıldı.

Yakın Doğu Oluşumunun 6 ilçeye 6 ilkokul kazandırmasına yönelik proje kapsamında İskele’de yapımı tamamlanan Dr. Suat Günsel İskele Devlet İlkokulunun açılışına Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanı sıra üst düzey hükümet ve askeri yetkililer de katıldı.

Yakın Doğu Oluşumunun 6 ilçeye 6 ilkokul kazandırmasına yönelik proje kapsamında İskele ‘de yapımı tamamlanan Dr. Suat Günsel Devlet İlkokulunun açılışı ve bakanlığa teslimi düzenlenen törenle yapıldı.

Törene Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Yanı sıra, Başbakan Faiz Sucuoğlu, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Güvenlik Kuvvetleri KomutanıTümgeneral Zorlu Topaloğlu, bazı bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları ve davetliler katıldı.

Açılış töreni saygı duruşunun ardından İstiklal marşının okunmasıyla başladı.

Törende ilk konuşmayı YDÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Günsel yaptı.

Günsel, Cumhuriyetin kuruluşunun kutlandığı böylesi anlamlı bir haftada okulun açılması ve teslim edilmesinden dolayı gurur duyduklarını ifade ederek, çok kısa sürede Lefkoşa ve İskele’deki okul binalarının tamamlanarak eğitime hazır haline getirildiğini kaydetti.

  1. yaşını kutlayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin genç ve dinamik bir yapıya sahip olduğunu belirten Günsel, Dünya ile eşit şartlarda yarışmadıklarının bilincinde olduklarını ifade etti.

İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu da belediye olarak eğitime büyük önem ve destek verdiklerini ifade ederek, “ Altı İlçeye bir okul diyerek yola çıkan, ülkemiz için yapmış olduğu birçok alandaki eşsiz yatırımlarıyla kök salan, eğitimin yanı sıra sağlıkta, sanatta, sporda da her zaman öncü olan adamızın ilk ve tek yerli otomobilini yapan Günsel Ailesi’nin her bir ferdine de çalışmalarında daha nice başarılar diliyorum” dedi.

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu da Günsel ailesinin çok kısa bir sürede açılışı gerçekleştirilen okulu eğitime hazır hale getirerek bakanlığa teslim ettiğini ifade ederek, 6 ilçeye 6 okul projesini yürüten Günsel oluşumuna eğitime yaptıkları katkıdan dolayı teşekkür etti.

Bakan Amcaoğlu, “7 aylık çok kısa sürede bir yıl dolmadan 2 okulu bu ülkenin çocuklarına geleceğine kazandırmak çok büyük bir adımdır” diyerek  okulun tamamlanmasına katkı koyanlara teşekkür etti.

Ülkede eğitim alanında yürütülen altyapı çalışmaları hakkında bilgi veren Bakan Amcaoğlu, 155 Bin kişilik eğitim ordusunun en iyi şekilde eğitim alması için gereken yatırımları yapmaya devam edeceklerini belirtti.

Başbakan Faiz Sucuoğlu da Günsel ailesi tarafından gerçekleştirilen 6 ilçede 6 okul projesinin birer birer tamamlanarak eğitime kazandırıldığını söyleyerek,  bu durumun günümüz koşulları ve pandemi sürecinde bir mucize olduğunu belirtti.

Başbakan Sucuoğlu, Günsel oluşumunun 6 ilçeye 6 okul projesi ile ülkeye, çocuklara ve gelecek nesillere bir harç koyduğunu ifade etti.

Devlet ve Özel işbirliğinde çok güzel işlere imza atıldığını ve söz konusu okulun buna çok güzel ve anlamlı bir örnek olduğunu dile getiren Sucuoğlu, bir ülkenin geleceğinde en önemli hamlenin eğitim olduğunu vurguladı.

Başbakan Sucuoğlu, Kovid pandemisinin eğitimi durdurmasına izin vermeyeceklerini vurgulayarak, “biz devlet insanı olarak üzerimize düşenleri yapmaya, halkımızı bu illetten koruyup tedavi edecek koşulları sağlamaya bu hastalıkla baş edecek sağlık hizmeti kalitesini artırmaya devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da okul açılışında Dünya’ya verilen mesajı çok önemsediğini ifade ederek İskele bölgesinin her geçen gün geliştiğini ve kalkındığını belirtti.

Bölgede çok fazla yabancı uyruklu kişilerin ikamet ederek devlet okullarından eğitim aldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “kendi çocuklarımızın farklı kültürlerden gelen farklı lisanı olan insanlarla o kültürü beraber hazmetmelerinin  ve evrensel düzeyde gençler yetiştirilmesinin önemli olduğunu biliyoruz” dedi.

Hala daha siyasi engellemeler ile KKTC’nin önünü tıkamaya çalışanlar olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Güney Rum kesiminin uzattıkları barış elini iterek çatışma kültürünü sürdürdüklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı tatar, “biz de bir anlaşma istiyoruz bizde Kıbrıs da bir istikrar istiyoruz Doğu Akdeniz de Türkiye Cumhuriyeti ile her daim birlikte hareket etmekte olduğumuzu çünkü Türkiye Cumhuriyeti hem anavatandır hem garantör ülkedir hem de bu bölgenin en büyük ülkesidir” dedi.

KKTC’nin güçlenerek gelişmesi ve devam etmesinin en büyük temenni ve dilekleri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, özel sektör, kurum ve kuruluşların yaptığı yatırım ve başarıların da ülkenin bir başarısı olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Günsel ailesinin başarılı yatırımlarından dolayı kutlayarak, yapılan yatırımların geleceğe umutla bakılabilmesi ve verilen siyasi mücadelenin bir yansıması olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar,“yarım asırdır KKTC’nin başarılarını görmemiz gerekir” dedi.

Konuşmaların ardından okulun teslim ve açılış töreni gerçekleştirildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

BM: “Bugün, Gazze’de insanlar hayatta kalamıyor”

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) işgal altındaki Filistin topraklarındaki kıdemli insani işler görevlisi Jonathan Whittall, Gazze’de gelecek günlerin kritik olacağını belirterek, “Bugün, Gazze’de insanlar hayatta kalamıyor.” dedi.

BM’nin “UN News” sitesindeki haberine göre, Whittall, Gazze’de gazetecilere mülakat verdi.

Whittall, “Gazze’de gelecek günler kritik olacak. Bugün, Gazze’de insanlar hayatta kalamıyor. Bombalar ve mermilerle öldürülmeyenler yavaşça ölüyor.” ifadelerini kullandı.

Gazze’de insani yardım kuruluşlarının, tedarik hatlarının yok olması nedeniyle sivillerin artan ihtiyaçları karşılayamadığını aktaran Whittall, hastanelerin yetersiz kaldığını, tıbbi malzemelerin de tükenmek üzere olduğunu kaydetti.

Whittall, yerinden edilen ailelerin barınacak yerinin kalmadığına dikkati çekerek, katı atıkların sokaklarda biriktiğini, temizlemek için malzeme olmadığını da belirtti.

Yakıt olmadan kurtarma çalışmalarının “imkansız olduğunu”, okulların yıkıldığını ya da kullanılamaz halde olduğunun altını çizen Whittall, “Gazze’de bugün hiçbir yer güvenli değil.” şeklinde konuştu.

– “Sınır tanımayan bir savaş” benzetmesi

“Siviller gibi insani yardım personeli, ilk yardım ekipleri ve gazeteciler de korunmalı ancak sınır tanımayan bir savaşta öldürülüyoruz.” diye konuşan Whittall, Gazze’deki durumun savaşa dahi benzemediğini vurguladı.

Whittall, “Gazze’deki insanlar bana bunun, gazeteciler tarafından her gün kayıt altına alınarak Filistinlilerin hayatının herkesin gözü önünde, apaçık kasıtlı olarak yok edilmesi gibi hissettirdiğini söylüyor.” ifadesini kullandı.

İnsani yardımın engellenmesinin silah olarak kullanıldığına dikkati çeken Whittall, “İnsani yardımdan yoksun bırakmak meşrulaştırılamaz ve bu asla silah olarak kullanılmamalı.” dedi.

Whittall, insani yardımların önündeki engellerin kaldırılması çağrısında bulundu.

– Gazze’de çocuklarda yetersiz beslenme oranı artıyor

OCHA’dan yapılan yazılı açıklamada, Gazze’nin kuzeyinde muayene edilen yaklaşık 1300 çocuğun 80’inde akut yetersiz beslenme görüldüğü kaydedilmişti.

Açıklamada, Gazze’de gıdanın ciddi oranda azaldığı, özellikle çocuklarda yetersiz beslenmenin hızlı artış gösterdiği vurgulanmıştı.

Devamını Oku

Dünya

İran’ın Bender Abbas Limanı’ndaki patlamada can kaybı 25’e yükseldi

Published

on

By

İran’ın Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı’nda dün meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlerin sayısı 25’e yükseldi.

Mehr Haber Ajansı’na göre, Hürmüzgan Eyaleti Başsavcısı Mücteba Kahramani, konuya ilişkin bilgi verdi.

Kahramani, Bender Abbas Limanı’ndaki patlamada şu ana kadar 2’si kadın 25 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.

Öte yandan Hürmüzgan Eyaleti Kriz Yönetimi Genel Müdürü Mehrdad Hasanzade, yaralı sayısının 800’e yükseldiğini duyurdu.

Patlama sonrası limanda çıkan yangının yüzde 80’inin söndürüldüğü belirtilirken, Bender Abbas kentinin bağlı olduğu Hürmüzgan eyaletinde 3 gün yas ilan edildiği kaydedildi.

İran’ın güneyinde Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı’nda dün öğle saatlerinde şiddetli patlama meydana gelmişti.

Patlamanın nedeninin henüz belirlenemediği açıklanmıştı.

Limandaki bazı konteynerlerin patlamasıyla meydana gelen olayda 14 kişinin hayatını kaybettiği, 750 kişinin de yaralandığı bildirilmişti.

Devamını Oku

Dünya

UAD’nin, UNRWA’nın yasaklanması hakkındaki danışma görüşünün duruşmaları yarın başlıyor

Published

on

By

Türkiye dahil 39 devlet ve 4 uluslararası kuruluşun katılacağı duruşmalar neticesinde verilecek danışma görüşünün İsrail için bağlayıcı etki doğurması bekleniyor.

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarının hukuki sonuçlarını değerlendiren danışma görüşü duruşmalarına yarın başlıyor.

İsrail’in, BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) yasaklamasına ilişkin duruşmalarda 39 ülkenin yanı sıra Arap Ligi, İslam İşbirliği Teşkilatı, Afrika Birliği ve BM de sunumlarını yapacak.

Dışişleri Bakanlığı’nca yapılacak Türkiye’nin sunumu, 30 Nisan’da TSİ 16.00’da başlayacak ve sözlü sunumlar 2 Mayıs Cuma TSİ 18.45’te sona erecek.

AA muhabiri, İsrail Meclisi’nin 28 Ekim 2024’te UNRWA’nın faaliyetlerini kısıtlayan yasaları kabul etmesi ve 31 Ocak 2025’te Doğu Kudüs’teki UNRWA operasyonlarını sonlandırması neticesinde Türkiye’nin de katkılarıyla Norveç öncülüğünde BM Genel Kurulu üzerinden başlatılan danışma görüşünün içeriğini, sunumların önemini ve UAD’nin vereceği görüşün etkisini derledi.
Danışma görüşünün içeriği nedir?

BM Genel Kurulu, 19 Aralık 2024’te kabul ettiği kararla, UAD’den İsrail’in işgali altındaki Filistin topraklarında BM kuruluşları ve uluslararası örgütlerin varlığı ve faaliyetlerine ilişkin yükümlülüklerini incelemesini istiyor.

Ayrıca, Filistin halkının hayatta kalması için acilen gereken temel malzemelerin ve insani yardımların engelsiz sağlanması ve Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkını destekleme hususlarında İsrail’in sorumluluklarının da ele alınması talep ediliyor.

BM Genel Kurulu’nun Divan’a yönelttiği soruda her ne kadar UNRWA’nın adı yer almasa da İsrail tarafından yasaklanması üzerine başlatılması ve BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamaların hukukiliğinin genel olarak ele alınması sebebiyle söz konusu süreç büyük oranda UNRWA ile ilişkilendiriliyor.

UAD’nin vereceği görüşte uluslararası hukukun ilgili normlarını, BM Şartı’nı, uluslararası insancıl hukuku ve insan hakları hukukunu göz önünde bulundurması bekleniyor.

Divan’ın, 9 Temmuz 2004 tarihli Duvar Danışma Görüşü ve 19 Temmuz 2024 tarihli İsrail’in işgalinin hukukiliğine ilişkin daha önceki danışma görüşlerinden de yararlanması öngörülüyor.
Türkiye, İsrail aleyhine hangi iddiaları ortaya koyuyor?

Türkiye, İsrail’in de taraf olduğu 1946 tarihli BM Ayrıcalıkları ve Dokunulmazlıkları Sözleşmesi’ne dikkati çekerek, bu korumaların BM kuruluşlarının bağımsız çalışabilmesi için vazgeçilmez olduğunu vurguluyor.

Türkiye’nin beyanında, İsrail’in UNRWA’yı yasaklama kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve uluslararası yükümlülüklerin ihmalinin açık bir hukuk ihlali olduğu öne sürülüyor. Özellikle insani yardımların engellenmesi, BM tesislerinin hedef alınması ve uluslararası personelin taciz edilmesinin uluslararası hukuk düzenini zedelediğine işaret ediliyor.

Türkiye’nin 30 Nisan’da yapacağı sunumda, kapsamlı hukuki savlarla UAD’nin İsrail’in ihlallerini tespit etmesi noktasında mahkeme yargıçlarına yol gösterici olması bekleniyor.
Görüş bağlayıcı olacak mı?

Kural olarak UAD’nin verdiği danışma görüşleri bağlayıcı olmamakla birlikte, 1946 tarihli BM Ayrıcalık ve Muafiyetlerine Dair Sözleşme’nin 8. Maddesi, bu danışma görüşünün İsrail ve muhtemelen diğer ülkeler için bağlayıcı etki doğuracağı anlamına geliyor.

1946 tarihli Sözleşme’nin 8. Maddesi, “Bir üye devletle BM arasında uyuşmazlık çıkması halinde, UAD’den danışma görüşü isteneceğini ve bu görüşün taraflarca kesin olarak kabul edileceği” ifadesini içeriyor.

İsrail, bu sözleşmeye taraf olarak ve bu maddeye çekince koymayarak, verilecek danışma görüşünün kendisi için bağlayıcı etki doğuracağına rıza göstermiş oluyor.

Türkiye dahil 39 devlet ve 4 uluslararası kuruluşun katılacağı duruşmalar neticesinde verilecek danışma görüşünün İsrail için bağlayıcı etki doğurması bekleniyor.
Divan’ın bağlayıcı etki doğuran başka görüşleri var mı?

UAD, 29 Nisan 1999 tarihli danışma görüşünde, Malezya vatandaşı olan BM İnsan Hakları Komisyonu Özel Raportörü Dato’ Param Cumaraswamy davasında, 1946 tarihli Sözleşme’nin 8. Maddesinin uyarınca verilen danışma görüşünün Malezya açısından “kesin netice teşkil ettiğini” açıkça belirtmişti.

Benzer şekilde, 15 Aralık 1989’da verdiği danışma görüşünde de Romanyalı BM özel Raportörü Dumitru Mazilu’nun BM’nin sahip olduğu ayrıcalıklardan yararlandığını ve bu görüşün kesin netice teşkil ettiğini kaydetmişti.
Kararın olası etkileri neler olabilir?

Danışma görüşü, İsrail’in UNRWA’ya yönelik kısıtlamalarının kaldırılmasını ve Filistinlilere yönelik insani yardımın yeniden sağlanmasını zorunlu kılabilir. Ayrıca, İsrail’in UNRWA ve personeline verdiği zararların tazmin edilmesinin de önünü açabilir.

Görüş ayrıca, UNRWA’nın Filistinli mültecilerin temel haklarının korunmasındaki hayati rolünü vurgulayarak, kısıtlamalar yoluyla geri dönüş hakkının engellenmemesi gerektiğini de ortaya koyabilir.

İsrail daha önce de 2008-2009 yıllarındaki Dökme Kurşun Operasyonu sırasında UNRWA binalarına verdiği zararı tazmin etmiş ve 23 Şubat 2010’da BM’ye 10,5 milyon dolar tazminat ödemişti.
Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?

Hollanda’nın idari başkenti Lahey’deki Barış Sarayı’nda yarın itibarıyla halka açık yapılacak duruşmalar canlı yayınlanacak.

Toplam 43 ülke ve uluslararası kuruluş 30’ar dakikalık sözlü sunum yapacak.

Uyuşmazlığın doğrudan ilgili ülkelere daha fazla süre verilmesi sebebiyle Filistin 3 saat sunum yapacak.

Danışma görüşüne ilişkin yazılı beyanda bulunan İsrail’in sözlü duruşmalarda yer almaması dikkati çekiyor.

Sözlü sunumların ardından Divan yargıçları danışma görüşünü hazırlamak için müzakereye başlıyor.

UAD danışma görüşlerini genellikle 4 veya 6 aylık bir süre içerisinde açıklıyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam