Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kültür Sanat

Dünyadaki dillerin yarıdan fazlası yok olacak

Dünya genelinde yaklaşık 6 bin dil unutuldu. 2100 yılına kadar, var olan 7 bin dilin yarısının daha yok olması bekleniyor. Peki dilimizi nasıl koruyacağız ve gelecek nesillere nasıl aktaracağız?

Published

on

Bir dilin ölümü tüm konuşurlarının tükenmesiyle gerçekleşiyor. Fail ise genellikle baskın yayılmacılığıyla bir başka dil oluyor. “Katil dil” olarak nitelendirilen bu dil toplumsal, sayısal, siyasal gibi alanlardaki hakimiyetiyle dili önemsizleştirip unutturuyor.

İngiltere, Fransa, İspanya gibi ülkelerin dillerinin (Büyük diller), diğer diller üzerindeki baskınlığı, bu dillerin kültürlerinin çekinik dillere dayatılması, yerli dil ve kültürlerin değersizleşmesi ve marjinalleşmesiyle sonuçlanıyor.

Tehlikedeki Türk Dilleri kitabının editörlerinden olan Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süer Eker’e göre dillerin unutulup yok olması bir kaç nedene dayanıyor.

Tehlikedeki diller ölçütü

Bir dilin ne derecede tehlikede olduğu, konuşurlarının ana dillerini kullanıp kullanmamalarıyla yakından ilgili.

Sağlıklı olarak gelişimini sürdüren bir dilde dilin çocuklara aktarımı, normal seyri içinde devam ediyor ve çocukların ana dili edinmelerinde bir sorun yaşanmıyor. Dil, eğitimden basın yayın organlarına kadar her alanda kullanılıyor. Ama herhangi bir nedenden dolayı tehlike altında olan bir dilde, dili edinme, dilin kullanımı ve aktarılması konusunda sorunlar yaşanıyor. Bu açıdan bakıldığında, tehlikeye giren bir dilde dili kimlerin konuştuğu, dilin hangi alanlarda kullanıldığı oldukça önemli.

Konuşur sayısı açık bir gösterge olmayabiliyor. Bu nedenle binlerce konuşuru olan bir dil tehlike altında olabilirken az konuşuru olan bir dil tehlike altında olmayabilir. Bu ve benzeri özellikleri düşündüğümüzde bir dilin tehlikede olup olmadığına karar verebilmenin ölçütleri bulunuyor.

UNESCO’nun Dilin Canlılığı ve Tehlikede Olması ile ilgili raporunda, kuşaklararası dil geçişi dikkate alınarak bir dilin tehlike altında olup olmadığı 6 dereceyle ölçülüyor.

Dünyadaki dil sayısı nedir?

Yeryüzündeki dil sayısı ve dil aileleriyle ilgili veriler oldukça farklı.

Tehlikedeki Türk Dilleri (1’inci cilt) kitabındaki bilgilere göre; 20’nci yüzyılın başlarında dünyada konuşulan dil sayısı 2-3 bin civarında. 1980’lerde yapılan araştırmalarda yeryüzündeki dillerin sayısı 6 ila 7 bin olarak hesaplanırken, son zamanlarda yapılan çalışmalara göre ise bu sayı 3 ile 10 bin arasında değiştiği görülüyor.

Bu bilgilerden hareketle dil sayılarının arttığı gözlemlense de aksine, son yıllarda dil çeşitliliği azalıyor. Bilim insanlarına göre ise esas ürkütücü olan, artan dil sayısına karşın birçok dilin, yeni yetişen nesil tarafından öğrenilmemesi.

Dil ölümleri eskiden beri var

En eski tarihi kayıtlardan izlenebildiği kadarıyla bugüne değin 6 bin civarında dil öldü. Sadece Hint-Avrupa ve Afroasyatik dillerinden çok sayıda dil, tarihin çok eski dönemlerinde yok oldu. Bunlar arasında çok iyi bilinen Akadca, Ugarca, Eski İbranice, Eski Mısırca ve Eski Yunancanın lehçeleri gibi yazı dili olan diller de var.

14 günde bir dil ölüyor

Ölen dillerin yarıdan fazlasının ölümünün son beş yüzyılda gerçekleştiği tahmin ediliyor. Dünya dillerini bünyesinde toplamayı amaçlayan ansiklopedi Ethnologue’a göre, uzun vadede 6 bin 809 dünya dilinden sadece 600 kadarı hayatta kalabilecek.

Yapılan araştırmalara göre her 14 günde bir dil ölüyor ve 2100 yılında yeryüzündeki 7 bine yakın dilin yarıdan fazlası yok olacak. Ölen her dille farklı toplumların, dil ve folklor ürünleri, doğal yaşamın her alanına ilişkin bir daha telafi edilemeyecek kadar ayrıntılı ve yoğun bilgileri de ölmüş olacak.

“Dünyanın katil dili İngilizce”

Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süer Eker’e göre dillerin bir kısmı doğal, bir kısmı da “katil dilleri” yönetenlerin baskısıyla yok oldu.

“İngilizce yalnızca doğal çevreye değil farklı bölgelerdeki “dilbilimsel ekosistem”e de bir tehdit. Dünyanın katil dili İngilizce. Rusya örneği ile devam edersek; Rusya’da yüzden fazla halk ve dil var. Bu dillerin bir kısmının statüsü var. Örneğin Başkurtça, Tatarca, Yakutça, Altayca, Hakasça, Tuvaca, Çuvaşça, Nogayca, Karaçay-Balkarca, Kumukça (Türk dilleri)… Bu dillerin Rusya Federasyonu içinde bulundukları ve konuşuldukları yerlerde statüleri var.”

“Aileler, ekonomik açıdan rahatlatacak dilleri öğretiyorlar”

Bu coğrafyalarda Rusça bilinmediği takdirde devlet kademesinde dezavantajlı duruma düşülüyor. Bu nedenle ailelerin tercihi ana dilden yana olmuyor. Süer Eker’e göre aileler,“Ana dilini öğretmeye gerek yok. Çocuğumun Rusçası gelişmiyor, üstelik aksan kalıyor ve ayrımcılığa uğruyor.” diyor. Bu durum da ailelerin, çocuklarının geleceği için onları ekonomik açıdan rahatlatacak olan dilleri öğretmesine sevk ediyor.

Türk dilleri neden kayboluyor?

Dillerin yok olmasındaki en önemli sebep; statüsünün bulunmaması ve resmi dil olmaması. Süer Eker bunu, o dilden para kazanılamaması ve sosyolojik olarak da ayrımcılık tehlikesi olarak tanımlıyor:

“Moldova’da yaşayan ve nüfusları 150 bin civarına olan Gagavuzlar, ‘Gagavuzcamız giderek ölüyor.’ diye şikayette bulunuyorlar. Oysaki bölgeye yaptığım bir seyahatte kaldığımız otelde temizlik görevlisi bir hanım vardı ve ‘Ben bu Gagavuzcadan hiç hoşlanmıyorum’ dedi. Bu sözleri, ekonomik sebeplerden dolayı söyledi. Çünkü kendisi ya da evladı Rusça bilirse daha iyi bir iş bulacak.”

[Gagavuz Türk’ü çocukları | Fotoğraf: AA]

Prof. Dr. Eker, “Dillerin bir prestiji var ve bu prestij; ekonomi, demografi ve devletin dili olup olmadığıyla sağlanıyor.” diyor.

Türk dilleri tehlikede mi?

Can çekişmekte olan Türk dilleriden biri Karaim Türkçesi. Bu dilin üç diyalekti var ve hepsinin ikişer üçer konuşuru kaldı.

Az konuşurlu Türk dilleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. İran’ın Horasan bölgesinde sokaklarda Horasan Türkçesiyle konuşanların sayısı git gide azalırken insanlar daha çok Farsça konuşmaya başladı. Bu durum Horasan Türkçesinin de yok olacağı anlamına geliyor.

Türk dillerinde demografik bakımdan büyük diller içinde olup yani 500 binden fazla konuşuru olanlar, kısa vadede büyük tehlike altında olmayabilir ancak orta vadede tehlike altındalar.

Tehlikede olmayan Türk dilleri

Dünyada, 25-26 civarında Türk yazı dili, belki de binlerce Türkçe diyalekt (bir dilin farklı bir varyasyonu) var. Eker’e göre bağımsız devlete sahip Türk dilleri tehlike altında değil.

Dillerin tehlike altına girmemesi konusunda iradenin çok önemli olduğuna vurgu yapan Eker, bazı toplumların direnç ve mücadele güçlerinin zayıf olduğunu, bazı toplumların ise varlık bilincinin ve arzusunun çok olduğuna dikkati çekti: “Örneğin, Rusya içerisinde ortalama 500 bin kişinin konuştuğu Yakutça ve 300 bin civarında konuşuru olan Tuvaca var. Yakutistan ve Tuva Cumhuriyeti’nde kendi dilini kullanma bilinci çok yüksek.”

“Türkçe yok olmaz”

Mustafa Kemal Atatürk’ün, “İlim tercümeyle olmaz tetkikle olur” sözünü hatırlatan Prof. Dr. Süer Eker, dilin bilimle, teknolojiyle ve gelişmişlikle ilgisinin bulunduğunu özellikle vurguluyor.

“Türkiye’de bilimi, teknolojiyi Türkçe ürettikçe Türkiye de kalkınıyor. Sen bu ileri düzeydeki bilgiyi Türkçe öğrettiğin zaman başka dillere ihtiyacın kalmıyor. Bir örnek olarak İHA/SİHA’lardaki başarımızın tüm alanlara yayıldığını düşünelim. Belki de Türkçe dünya dili olacak. Türkiye ekonomik güç oldukça Türkçe önem kazanmaya başlıyor. Türkçe yok olmaz, mahvolmaz bitmez. Kısa, orta ve uzun vadede; 90 milyonluk devletin tüm sistemlerinin Türkçe üzerine kurulduğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dilinin yok olması elbette ihtimal dâhilinde değil. Ancak dikkat etmek gerekiyor.”

İnsanların yazarken az enerji harcamak istediğinden bahseden Eker, sosyal medya dilinin sıkıntılı bir dil ve tüm dünyanın problemi olduğuna da özellikle dikkati çekiyor  

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kültür Sanat

Necmettin Erbakan fotoğraf sergisi açıldı

“Prof. Dr. Necmettin Erbakan” fotoğraf sergisi açıldı. Sergi, Sevgi ve Kardeşlik Derneği (SEVKAD) tarafından  Lefkoşa’da, Türkiye’nin eski başbakanlardan merhum Prof. Dr.

Published

on

By

“Prof. Dr. Necmettin Erbakan” fotoğraf sergisi açıldı.

Sergi, Sevgi ve Kardeşlik Derneği (SEVKAD) tarafından  Lefkoşa’da, Türkiye’nin eski başbakanlardan merhum Prof. Dr. Erbakan’ın vefatının yıl dönümü vesilesiyle açılan sergide, Erbakan’ın siyasi hayatından karelere yer verildi.

1974’te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı sırasında merhum Bülent Ecevit Başbakanlık, Necmettin Erbakan ise Başbakan Yardımcılığı görevindeydi.

Devamını Oku

Kültür Sanat

Yeter

Şair Sevcan Ekrem İstanbullu yazdı

Published

on

By

                  YETER

Bırak da  haykırayım, halkın dili olayım
Biçare bu halkıma, ben bir çare bulayım

Halkımın beli bükük, Allah aşkına susma
Geldiğin gibi giden, bunu sakın unutma

Koltuk sevdası yine, umursuzluk ayyukta
Aç bıraktınız bu halkı yaktınız bir solukta

Zam furyası boğarak, öldürürken onları
Sizlerin sayesinde, kapkaranlık sonları

Biri gider biri gelir, fayda yok kimsesinde
Sağmış – solmuş hepsi de halkımın ensesinde

Bu halk kime güvensin, artık kime dayansın
Her seçim kısır döngü, yeter artık uyansın

İstikrar istiyoruz, bizi soydunuz yeter
Halk resmen avuç açtı, eskisinden de beter

Gelenler aratırmış,  gidenleri ne yazık
Yer her gün bıka bıka, halkım büyük bir kazık

Ekmek  alamaz oldu, hani et, süt, un, şeker
Sizler bayram yaparken, halkım sefalet çeker

Sizin maaşınızı  masaya yatıralım
İşçiden biraz alıp, sizlere aktaralım

O zaman belki  biraz,  insafa gelirsiniz
Onlar ekmek bulmazken, siz pasta yemezsiniz

Maşa olup tutulduk, kullanıldık bir çoğu
Sizler bir balı yalarken yakıldı Orta Doğu

Sıra bizlere geldi sahip çık vatanına
Açlıktan yok olmadan, sahip çık bu halkına

 

 

Sevcan Ekrem İstanbullu

Devamını Oku

Kültür Sanat

“Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” serisinin ilk kitabı çıktı

Kıbrıs Türk Toplumunun gizli kahramanlarını geleceğe taşıyan “Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” serisinin ilk kitabı çıktı

Published

on

By

Girne Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt’un hazırladığı “Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” serisinin ilk kitabı Yakın Doğu Üniversitesi Kültür Yayınları’ndan çıktı. Kuzey Kıbrıs’ın efsane müzik öğretmeni Yıldan Birand’ın hayatını okuyucusuyla buluşturan kitap, renkli tasarımı ve eğlenceli dili ile 7’den 70’e herkese hitap ediyor… 
Bazı isimler vardır ki yaptıklarıyla bir toplumun hayatına dokunarak sessiz sedasız büyük bir değişim ve ilham yaratır. Küçük gibi görünen ama büyük etkiler yaratarak toplumu dönüştüren bu adımların kahramanlarının kendi hikayeleri ise zaman içinde unutulup gider.  Girne Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt da hazırladığı “Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” kitap serisi ile Kıbrıs Türk Toplumunun kültürüne ve yaşamına büyük katkılar sunan bu gizli kahramanların hikayelerini gelecek nesillerle buluşturarak ölümsüzleştirmeyi amaçlıyor.
İlk etapta 10 kitaplık bir seri olarak düşünülen “Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” dizisinin ilk kitabı çıktı. Kuzey Kıbrıs’ın efsane müzik öğretmeni Yıldan Birand’ın hikayesini okuyucuyla buluşturan kitap, renkli sayfaları ve eğlenceli diliyle 7’den 70’e herkese hitap ediyor. Uzmanlık alanı, yaratıcı müfredat geliştirme olan Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt, Yıldan Birand’ın hikayesini başta çocuklar olmak üzere, okuyan herkesin eğlenerek ilham alacağı bir dil ve tasarımla geleceğe taşıyor. 
Kıbrıs’ta müzik eğitimine çağ atlatan kadın: Yıldan Birand
“Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” kitap serisinde hayatlarını geleceğe aktardığı simleri, adeta bir masal kahramanına dönüştüren Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt, Kuzey Kıbrıs için önemli değerler yaratmış isimleri unutulmaktan kurtarmakla kalmıyor; ilham verici hikayelerini gün yüzüne çıkararak çocuklara örnek alabilecekleri kendi toplumlarından, kendi kültürlerinden, aynı topraklarda büyüdükleri belki de aynı sokaklarda yürüdükleri rol modeller sunuyor.
Serinin ilk kitabının kahramanı Yıldan Birand da bu rol modellerden biri. 1964’te Kıbrıs okullarında müzik dersinin müfredata alınmasını sağlayan Yıldan Birand, yaratıcı eğitim teknikleriyle pek çok öğrencisinin hayatına dokunarak büyük ufuklar açtı. Orkestra ve korolar kurdu. Müzik öğretmeni olmayan köy okullarında konserler verdi. Böylece adadaki pek çok çocuk onun sayesinde müzikle tanıştı. Kıbrıs’ın ilk Kız Bandosunu kurdu. İlerleyen yıllarda Caz Orkestrası ve Klasik Orkestrayı kurdu. Yıldan Birand, 35 yıllık müzik öğretmenliğinin ardından emekli olsa da Royal School of Academy’nin piyano sınavlarında performans rekorları kıran öğrenciler yetiştirmeye devam ediyor. Yıldan Birand’ın hikayesi ise Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt renkli anlatımı ile hazırladığı “Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” serisinin ilk kitabı ile ilham vermeye devam ediyor.
Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt: “Kıbrıs Türk Toplumuna değer katmış insanların yaşam öyküleri, ‘Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri’ kitap serisi ile unutulmadan ilham vermeye ve rol model olmaya devam edecek.”
Farklı meslek gruplarında olsa da başarısı, öncülüğü, sorumluluk alışı, paylaşımcılığı, bazen ilk oluşu, bazen de insanların hayatlarında yeni ufuklar açması gibi özellikleriyle toplumu dönüştüren pek çok gizli kahramanla iç içe yaşadığımızı söyleyen Yrd. Doç. Dr. Mutlu Soykurt, “Kıbrıs Türk Toplumuna değer katmış insanların yaşam öyküleri, Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri kitap serisi ile unutulmadan ilham vermeye ve rol model olmaya devam edecek” dedi. İlk etapta 10 kitap, 10 isim olarak tasarladığı “Kuzey Kıbrıs’ın Değerleri” serisinin ikinci kitabının da yakın zamanda okuyucuyla buluşturmayı amaçlayan Yrd. Doç. Dr. Soykurt, bu projenin aynı zamanda farklı yaş gruplarındaki bireyleri okuma kültürüne ve yaratıcı düşünmeye teşvik edeceğine de inanıyor.

psx_20210923_155353.jpgpsx_20210923_155614.jpg

 

Devamını Oku

Trending

Reklam