Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Dünyadaki yeni kömür kapasitesi son 20 yılın en düşüğünde

Published

on

Dünyada 2024’te devreye giren yeni kömür kapasitesi, son 20 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti, Çin ile Hindistan dışındaki geliştirilmekte olan kömür kapasitesi de azalma eğilimini 10’uncu yıla taşıdı.

Uluslararası sivil toplum kuruluşu Global Energy Monitor’ün, Küresel Kömürlü Santral Takipçisi Projesi kapsamında bu yıl 10’uncusunu hazırladığı “Yükseliş ve Çöküş” raporu yayımlandı. Rapor, dünyadaki neredeyse tüm kömürlü termik santralleri ve bu alandaki planları kapsıyor.

Rapora göre geçen yıl dünyada 44 gigavatlık yeni kömür santrali kapasitesi devreye alındı.

Bu, son 20 yılın en düşük seviyesi olarak öne çıkarken dünyada kömür kullanımının düşüş gösterdiğinin güçlü işareti olarak değerlendiriliyor. Dünyada geçen yıl devreye alınan 44 gigavatlık yeni kömür kapasitesine karşılık, 25,2 gigavatlık kurulu güçte termik santral kapandı. Böylece küresel kömür kapasitesi, 2024’te 18,8 gigavatla yıllık bazda yüzde 1’in altında artış gösterdi.

Geçen yıl devreye giren 44 gigavatlık yeni kömür kapasitesi, aynı zamanda 2004-2024 döneminde devreye alınan yıllık ortalama 72 gigavatlık kapasitenin de yaklaşık 30 gigavat altında kaldı.

Avrupa Birliği’nde (AB) devreden çıkarılan kömür santrali kapasitesinin 4 kat artması, geçen yıl devreye alınan toplam kömür kapasitesindeki artışın sınırlı kalmasında etkili oldu.

AB’de 2023’te 2,7 gigavatlık kömür santralleri devreden çıkarılırken bu miktar 2024’te 11 gigavata yükseldi. Almanya, kullanımına son verilen santral kapasitesinde 6,7 gigavatla başı çekti, Birleşik Krallık da son kömür santralini kapattı.

ABD’de geçen yıl emekli edilen kömür santrali kapasitesi 4,7 gigavatla 2015’ten beri en düşük seviyeye geriledi. ABD’de kalan kömür kapasitesinin yarısının 2035’e kadar kapatılmasının planlanmasına rağmen bazı enerji şirketleri bu planları geciktiriyor.

Çin ile Hindistan, dünyanın genelinden ayrışıyor
Dünyada Çin ile Hindistan dışındaki geliştirilmekte olan kömür kapasitesi de düşüş eğilimini 10’uncu yıla taşıdı. Geliştirilme aşamasındaki kapasite, 2015’teki 445 gigavat seviyesinden 2024’te 80 gigavata geriledi.

Öte yandan Çin, 2024’te rekor seviyede yeni kömür santrallerinin inşasına başladı. Kontrol altına alınmaması halinde bu yeni santrallerin, ülkenin 2025’te kömür tüketiminin zirveye ulaşmasının ardından düşüşe geçme taahhüdünü tehlikeye atma riski bulunuyor.

Hindistan da geçen yıl rekor seviyede yeni kömür santrali önerisinde bulundu. Hükümet, kömür kullanımını azaltma taahhüdünde bulunmasına rağmen bu planın ne zaman başlayacağına ilişkin net takvim belirlemedi.

Endonezya ile Malezya’nın kömürden çıkış taahhütleri, Filipinler’in kömür santrali izinlerini durdurma kararı ve Vietnam’daki adil dönüşüm planlarının geliştirilmesi gibi faktörlere bağlı olarak Güneydoğu Asya’da da yeni kömür projelerinin sayısı giderek azalıyor.

Güneydoğu Asya’da 2024’te yeni kömür santrali teklifinde bulunan tek ülke Endonezya olurken Latin Amerika’da ise kömür santrali önerileri büyük ölçüde azaldı. Brezilya ve Honduras’ta uzun süredir kömür santrali projeleri beklemedeyken Panama, 2026’ya kadar kömürden tamamen çıkma taahhüdünde bulundu.

Böylece geçen yıl yalnızda 8 ülke, yeni kömür santrali önerisi yaptı. Bu sayı, 2023’te 12 idi. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üyesi 38 ülkede yeni kömür santrali önerileri 2015’teki 142 seviyesinden 5’e düştü.

Global Energy Monitor’ün Küresel Kömür Santrali Takipçisi Proje Yöneticisi Christine Shearer, rapora ilişkin değerlendirmesinde, geçen yıl devreye alınan kömür kapasitesindeki rekor düşüşe dikkati çekerek, “Geçen yıl temiz enerji dönüşümünün tam hızla ilerlemesine bağlı olarak kömürün gelecekte karşılaşacağı durumların habercisi oldu ancak özellikle dünyanın en zengin ülkelerinde kömür enerjisinin Paris Anlaşması’na uygun şekilde aşamalı kaldırılmasını sağlamak için hala çalışmak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Türkiye, dünyadaki eğilimleri takip ediyor
Rapora göre, Türkiye ise 2010’dan bu yana 92 gigavatın üzerinde kömür santrali projesini iptal etti. Bu miktar, şu anda işletmede olan kömür santrali kapasitesinin neredeyse 5 katına denk geliyor.

Şu anda Türkiye’deki tek yeni santral projesi, Kahramanmaraş’taki Afşin-Elbistan A Termik Santrali’ne eklenmek istenen 688 megavatlık iki ünite olarak öne çıkıyor.

Avrupa İklim Eylem Ağı Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Sorumlusu Elif Cansu İlhan, Türkiye’nin 2015’ten beri neredeyse tüm kömürlü termik santral projelerini iptal ederken yenilenebilir enerji kurulumlarını hızlandırarak dünyadaki eğilimleri takip ettiğini belirterek, “Raporda da gördüğümüz gibi kömür, tüm dünyada tedavülden kalkıyor. Türkiye’de kalan son termik santral projesi olan Afşin Elbistan A Santrali ek üniteleri de iptal edilir ve adil bir kömürden çıkış planı yapılırsa kömür bölgelerinin ve Türkiye’nin ekonomisi güçlenirken yurttaşlara insana yakışır, iklime uyumlu iş fırsatları sağlanabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Fosil Yakıtların Ötesi Kampanyacısı Duygu Kutluay da Türkiye’de elektrik ihtiyacının tamamının yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılandığı daha refah bir gelecek için başta kömür olmak üzere fosil yakıtlardan çıkmak gerektiği görüşünü dile getirdi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam