Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, Kıbrıslı Türklerin kalbi KKTC için atıyor”

Published

on

 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York’ta yaşayan Kıbrıslı Türklerle, girişimci Ayhan Hassan tarafından Port Washington’da düzenlenen etkinlikte bir araya geldi.

Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu dolayısıyla New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Tatar etkinlikte, New York’ta BM Genel Sekreteri ile bir araya gelerek Kıbrıs konusunda Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu ortaya koyduğunu söyledi.

KKTC’den sizlere en içten selamlarımı iletiyorum. Her yıl BM Genel Kurulu vesilesiyle New York’a geldiğimde, burada yaşayan Kıbrıslı Türklerle buluşmaktan büyük gurur duyuyorum. Bu buluşmaya ev sahipliği yapan Ayhan Hassan’a teşekkür ediyorum” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, New York’ta yaşayan birçok Kıbrıs Türkü’nün, yılda en az bir kez KKTC’yi ziyaret ettiğini söyledi.

Hayatlarını yurt dışında sürdüren Kıbrıslı Türklerin ülke, tarih ve kültürlerini çocuklarına aktarma konusunda büyük bir gayret gösterdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Buradaki yaşamınızda, iş ve ev sorumluluklarınızı yerine getirirken aynı zamanda vatanınıza olan bağlılığınızı sürdürdüğünüzü görmekten büyük gurur duyuyorum. Birçoğunuz ülkemize yılda en az bir kez geliyor ve bazıları ülkemizde yatırım yapıyor” diye konuştu.

Küreselleşme ve teknolojik gelişmelerle dünyanın daha küçük bir yer haline geldiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Tek bir tuşla, KKTC’deki ailelerinizi görüntülü arama ile görüşebiliyorsunuz. Ancak büyükleriniz Amerika’ya ilk göç ettiğinde, bu tür bir teknoloji ya da iletişim imkanı yoktu. Buradan gönderilen bir mektup Kıbrıs’a aylar sonra ulaşabiliyordu, tıpkı Kıbrıs’tan buraya gönderilen mektuplar gibi” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Tatar, “En büyük zenginliğimiz, yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkler arasındaki birlik ve dayanışma ile KKTC‘ye, kültürünüze ve tarihinize duyduğunuz sevgi ve bağlılıktır. Bu duyguları gelecek nesillere aktarmanız en büyük gücümüzdür. Avustralya, İngiltere ve ABD’yi ziyaret ettim ve halkımızın duyduğu heyecanı ve milli davamıza verdiğiniz desteği gözlemledim. Ülkemizin resmen tanınmasını, halkımıza uygulanan haksızlık ve insanlık dışı izolasyonun sona ermesini isteyen halkımızın iradesini çok net bir şekilde görüyorum. Uluslararası toplumun izolasyonun sona erdirilmesi, doğrudan uçuşların, ticaretin ve temasların başlatılması yönündeki vaatlerinin yerine getirilmemiş olmasından duyduğunuz hayal kırıklığını dile getiriyorsunuz. Kıymetli kardeşlerim, bu taleplerinizi Cumhurbaşkanınız olarak uluslararası aktörlere ilettiğimi bilmenizi isterim. Eşit muamele, eşit statü ve eşit fırsatlar için mücadelemiz devam ediyor, zira Kıbrıs adasında Kıbrıslı Türklerin eşit ve doğuştan hakları olduğu bir gerçektir” dedi.

BM Genel Sekreteri ile görüşme gerçekleştirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü gibi doğuştan sahip olduğu haklarının teyit edilmesi ve tanınmasının ardından yeni ve resmi müzakerelerin başlatılabileceğini ortaya koyduğunu belirtti.

Federal temeldeki müzakerelerin yarım asırdan fazla bir süredir farklı süreçler ve formatlarla yürütüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Federal temelli müzakereler denenmiş, başarısız olmuş ve tükenmiştir. Artık çerçevenin dışında düşünmenin zamanı geldi. Artık pratik ve sürdürülebilir bir çözüm sağlayacak yeni ve gerçekçi temelde konuşmanın zamanı geldi. İki komşu devletin iş birliği temelinde bir çözümün mümkün olduğunu söylüyoruz. Kıbrıs Adası’nın, istikrarın olmadığı bir bölgede barış ve istikrarın simgesi olmasını istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, etkinlikte kendisine tanıtılan ve beş çocuk, on torun sahibi olan ABD’de yaşayan Kıbrıslı Türk Ali Tutku ile tanıştıktan sonra duygulandığını da belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Ali Tutku’nun babası Fahri Ahmet’in, 1964 yılında Kıbrıslı Türklere yönelik saldırıların başlamasıyla birlikte Rumlar tarafından şehit edildiğini ifade etti. “Halkımız bu zulümleri yaşamıştır ve bu nedenle 1974 öncesi koşullara geri dönülmesine asla izin vermeyeceğimizi söylüyoruz. Türk ordusunun varlığı ve Türkiye’nin garantörlüğünün devam etmesi halkımız ve güvenliğimiz için çok önemlidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar ayrıca, yerel Amerikan toplumuna ve yatırımlara yaptığı hizmetlerden dolayı adını taşıyan caddelerle onurlandırılan çok sayıda işletme ve restorana sahip olan Ayhan Hassan’ı kutladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, etkinliğe katılan herkese teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

MED Forumu’nda Akdeniz’de güvenlik konusu ve Türkiye’nin tezleri ele alındı.. Koramiral Payal: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bütün adayı temsil etmiyor

Published

on

By

İtalya merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsünün (ISPI), İtalya Dışişleri Bakanlığının katkılarıyla bu yıl Roma’da 10’uncusunu düzenlediği “MED Akdeniz Diyalog Forumu”nda ilk gün panelleri tamamlandı.
Waldorf Astoria Oteli’ndeki forumda, “Akdeniz’de Deniz Gücü: Küresel Etkiyi Şekillendirmek” başlıklı bir panel yapıldı.

Türk Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Koramiral Yalçın Payal, panelde yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk Halkının Akdeniz’deki haklarının görmezden gelinemeyeceğine vurgu yaptı.

Payal, “Bölgede atılacak bütün adımlar, kıyıdaş devletlerle istişare edilerek atılmalı. Türkiye için önemli olan iki şey var: Bir; deniz yetki alanlarının adil biçimde belirlenmesi, ikincisi de Kıbrıslı Türklerin haklarının verilmesi. Çünkü Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bütün adayı ve Kıbrıslı Türkleri temsil etmiyor.” diye konuştu.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’e en uzun kıyıya sahip ülkesi olduğunu vurgulayan Payal, “Buna rağmen bazı devletler, Türkiye’nin hak ettiğinden daha az bir deniz yetki alanı almasını amaçlıyor. Türkiye’yi bölgede meşru deniz yetki alanları belirlenmesinin dışında tutacak herhangi bir girişimin kabul edilemez olduğu dikkate alınmalıdır.” dedi.

Kıbrıs’ta 50 yıldır barış olduğunu ve Kıbrıs Türk halkının kendini güvende ve eşit derecede egemen olacağı iki devletli modelden yana olduklarını belirten Koramiral Payal, “Müttefiklerimizin ve ortaklarımızın, adadaki mevcut barışçıl durumu riske atan girişimlerin bir parçası veya tarafı olmamalarını kritik bir mesele olarak görüyoruz.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: Topumsal huzuru da tehdit eden kadına yönelik şiddetin hiçbir bahanesi olamaz

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, kadına yönelik şiddetin asla kabul edilemeyeceğini söyledi.

“Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” nedeniyle açıklama yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “kadına yönelik şiddette hiç bir toleransımız olamaz, olmamalıdır. Devletler bu yönde azami gayreti göstermelidir” ifadesini kullandı.

Kadına yönelik şiddetin toplumsal huzuru da tehdit eden, bir insanlık sorunu olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Kadına yönelik şiddet kutsal varlıklarımız olan analarımıza ve insanlığa ihanettir. Kadına yönelik şiddetin hiçbir gerekçesi, hiçbir bahanesi, hiçbir mazareti olamaz.Hiçbir canlıya özellikle de insana ve de kadınlara yönelik şiddet hicbir şekilde asla kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

“Kadına şiddet eylemleriyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, aile ve yakınlarına sabırlar dilerim” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, şiddet olaylarının yaşanmaması için gereken tebirlerin alınması ve caydırıcı cezaların verilmesi gerektiğinin altını da çizdi. Cumhurbaşkanı Tatar, tüm kadınların onurlu, özgür ve eşit yaşama haklarını koruma mücadelelerinde daima yanlarında olacağını da vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi komitede görüşülüyor

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 16 milyar 485 milyon 959 bin TL’lik Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini görüşüyor.

UBP Gazimağusa Milletvekili Resmiye Eroğlu Canaltay başkanlığındaki komite toplantısına, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu da katıldı.

– Şahiner

CTP Milletvekili Salahi Şahiner, bu bütçenin sorunları çözebilecek bir bütçe olmadığını belirterek, okulların depreme dayanıklılık raporlarının çok geç yayınlanması nedeniyle tadilatların zamanında tamamlanmadığını söyledi.

Şahiner, okulların tadilatlarının nasıl projelendirildiğini anlamadıklarını ve neler için ihaleye çıkıldığını sordu.

Yüksek Öğrenimin bir sektör olmaması gerektiğini ancak bölgesel kalkınmaya katkısının da görmezden gelinemeyeceğini söyleyen Şahiner, yüksek öğrenimin sürdürülebilir olması için bölgesel kalkınmayla beraber değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Hazırlanan eylem planıyla ilgili hiç adım atılmamasını eleştiren Şahiner, sektörel dönüşümün sağlanması için de bu tür planlamalara ihtiyaç olduğunu belirtti.

-Özuslu

CTP Milletvekili Sami Özuslu, 3.5 milyarla tamamlanması beklenen ve “külliye” diye adlandırdığı Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesinin getireceği elektrik, temizlik gibi ek masraflara işaret ederek, bakana, eğitim alanında bir dizi yatırım ihtiyacı varken bu buraya itiraz edip etmediğini sordu.

Bu binaların daha etkin kullanılabilmesi için yapılan teknik bir çalışma olup olmadığını soran Özuslu, “bu kadar yüksek harcamayı hiçbir ortak akıl kabullenemez” dedi.

Eğitim bakanlığının kirada olan birimlerinin bu binalara yerleştirilmesi çağrısı yapan Özuslu, geçen yıl yüksek öğrenimde yaşanan sıkıntılara işaret ederek, “sarsılan imajı düzeltmek için neler yapmayı planladıklarını” bilmek istediğini söyledi.

“TV ekranlarında bile ada, kara para aklama bölgesi olarak gösterildi” diyen Özuslu, “bu imajın bir an önce düzeltilmesi gerekir” şeklinde konuştu.

*Barçın

CTP Milletvekili Devrim Barçın, ilkokullardaki öğretmen eksikliğinin giderilmesi için geçmişte yasa çalışması yapıldığını ancak hala diyetisyenlik/veterinerlik eğitimi alan “torpilli” kişilerin ilkokullarda öğretmenlik yaptığını söyledi.

Pedagoji eğitimi almayan kişilerin ilkokulda eğitim vermesinin yanlışlığına işaret eden Barçın, deprem döneminde toplanan paraların yatırıma dönüştürülmemesini “beceriksizlik” olarak niteledi.

Barçın, öğretmenlerin hazırlık ödeneklerinin yarısının ödenmiş olmasının da “yasa dışı ” olduğunu söyleyerek, bakanlığı mükellefiyetlerini yerine getirmeye çağırdı.

-İncirli

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, eğitim bakanlığının 249 prefabrik sınıfla eğitim yılına başladığını hatırlatarak, dünkü doğa olaylarından sonra bu sınıfların kaç tanesinde sorun yaşandığını sordu.

Bu prefabrik sınıfların, ses, ışık, fiziki, psikolojik etkilerinin gündeme bile gelmediğini, bu 7 bin civarı öğrenci için neler planlandığını merak ettiğini söyleyen İncirli, deprem nedeniyle toplanan paraların nereye harcanacağını sordu.

– Çavuşoğlu

Eleştirileri yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, deprem nedeniyle toplanan paranın eğitim bakanlığının kontrolünde olmadığını kaydetti. Prefabrik sınıfların yanı sıra 90 tane de beton sınıf yapıldığını hatırlattı.

İncirli, pandemi sonrası öğrencilerin bir de deprem travması geçirdiğini hatırlatarak, bu bütçede eğitim kalitesinin arttırılmasına yönelik bir şey göremediğini söyledi.

Çocukları eğitenin dört duvar olmadığına işaret ederek, geçici öğretmen kavramının da fıkralık bir konuma geldiğini savunan İncirli, “öğretmenlerin kurultay sebebiyle atanamaması kimsenin unutmayacağı ve anlatacağı bir anı” dedi.

İncirli, hükümetin politikalarından en çok etkilenen bakanlık olarak bu hızla artan nüfusa öğretmen yetiştirilemeyeceğini ancak eksik öğretmenler konusunda ne yapılması planlandığını sordu.

-Solyalı

CTP milletvekili Ürün Solyalı ise, gelecek yıl anaokula başlayan kaç öğrenci olduğunu sordu. Çavuşoğlu da 4 bin civarında olduğunu söyledi.

Özel okul fiyatlarında yüzde yüzden fazla artış olduğunu ve bakanlığın konuyla ilgili nasıl bir adım atmayı düşündüğünü soran Solyalı, tam gün eğitime geçilme planı dahilinde okullara nasıl bir mali destek sağlayacaklarını sordu.

-Talat

CTP Milletekili Ongun Talat, “Büyük Destan eğitim kurumlarının halen faaliyette olduğunu, TC eğitim müşavirliği tarafından görevlendirilen öğretmenlerle ilgili önceden de uyarıda bulunduğunu, bu kişilerin ‘biz bakanlığa bağıl değiliz’ dediklerini, Çavuşoğlu’nun da böyle bir şey yok dediğini” söyledi.

Öğretmenler Günü’nde yapılan ziyaretlerde yabancı öğrenci sayısının gittikçe arttığını ve bu çocukların çoğunluğunun da oryantasyona tabi tutulmadığını gözlemlediklerini aktardı.

Talat, geçici öğretmen alımının devam edip etmeyeceğini sordu.

Çavuşoğlu, geçici öğretmen alımının asıl kadrodaki hasta vs, ya da münhal yetersizliği nedeniyle olduğunu. İlkokulda 2 senede tamamlamayı planladıklarını ,bunun kendilerinin yaratabildikleri bir münhal olmadığını belirtti.

-Şahali

CTP milletvekili Erkut Şahali, bakanlığın bütçesinin geçen yıla göre 500 milyon civarında az olduğunu, okulların bile kurultaya endeksli açıldığını ileri sürdü.

Konteyner/Prefabrik sınıfların deprem için geçici tedbir olarak görüldüğünü ancak yapısal bir karar olarak kullanıldığını belirten Şahali, nüfus konusunda sürekli farklı bilgiler edinerek eğitim planlamanın mümkün olamayacağını dile getirdi.

Tam gün eğitimle ilgili tek eksiğin beslenme olmadığına işaret eden Şahali, “özel eğitim vakfına 20 milyonluk projeyle desteklenmesinin “de izah edilmesi gereken bir durum olduğunu belirtti.

Şahali, yüksek öğrenimde bu yıl yaşanan sorunlara değinerek, kontrolsüz büyümenin denetimsizliği beraberinde getirdiğini söyledi. Şahali, LAÜ, DAÜ itibarının yükseltilmesi için herkesin çaba harcamasını istedi.

-Çavuşoğlu

Çavuşoğlu, okullarda kullanılan prefabrik yapılarla ilgili mali bilgiler vererek, bunların geçici olduğunu tüm prefabriklerin tamamından 3 yıl sonra kurtulacaklarını vurguladı.

Tadilatlarla ilgili bilgi veren Çavuşoğlu, sınıflarda 30’un altına inme ve 600 öğrenciyi geçmeme hedefi koyduklarını belirtti.

Çavuşoğlu, toplamda 26 okul yaptıklarını, 22 okulun ağır güçlendirilmesinin yapıldığını, 6 tanesinin de güçlendirmesinin devam ettiğini söyledi.

3 yıl sonra eğitim bakanı olacak kişinin sadece müfredata kafa yoracak konuma geleceğine işaret eden Çavuşoğlu, amaçlarının ülke genelindeki tüm okulların depreme dayanıklı hale gelmesi olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı ve Meclis yerleşkesinin hibe olduğunu, nereye harcanacağını kendilerinin karar veremeyeceğini kaydeden Çavuşoğlu, üniversitelere yaptıkları baskı sayesinde 88 bin aktif 14 bin pasif öğrenci olduğunu bildiklerini ve sürekli takip ettiklerini anlattı.

Geçmişte arşiv olmadığını ama şu an yapılan düzenlemeyle diplomaların denetlenerek onaylanır hale geldiğini söyledi.

Çavuşoğlu, ilkokullardaki öğretmenlerin pedagojisiz alınmadığını, akademinin kapasitesinin 70-80 civarı olduğunu, bunun da ihtiyacı karşılayamadığı için geçici öğretmen alındığını kaydetti.

LAÜ, DAÜ mezunlarını da ilkokullara almadıklarını ancak branş öğretmenlerinin münhallere başvurmasıyla bu sorunun ortadan kalkacağını belirten Çavuşoğlu, hazırlık ödeneğinin de maliyenin şartları uygun olmadığı için tamamının verilemediğini söyledi.

Az sayıda prefabriklerin bazılarında damlamalar olduğunu, en kısa sürede çözüleceğini belirten Çavuşoğlu, itirazların değerlendirilmesi nedeniyle atamaların yapılamadığını, kurultayla alakası olmadığını ifade etti.

Çavuşoğlu, özel okul fiyatlarına şu anki yasalarla müdahale etmesinin mümkün olmadığını vurgulayarak, TC’den burada olmayan branşlarda öğretmen geldiğini, onların da bakanlığa bağlı olduğunu hatırlattı.

Yabancı öğrencilerin sorunlarını akademiyle başlattıkları işbirliğiyle çözdüklerini dile getiren Çavuşoğlu, yabancı öğrencilerin 1500’ünün sertifika alarak okullara başladığını kaydetti.

YÖDAK’ın yıllarca istihdam yeri olarak görüldüğünü ancak bundan sonra YÖDAK’ın asli görevlerini yerine getirmeye hazır olduğunu belirtti.

-AÖA

Komite toplantısında konuşan Atatürk Öğretmen Akademisi Başkanı Güner Konedralı da, 32 yıldır bu okulda olduğunu ve her türlü soruya açık olduğunu belirterek, 19 ay önce göreve geldiklerini ve YÖK ve YÖDAK’ta agredite olacak programlar hazırladıklarını belirtti.

İlk kez yüksek lisans programı açma hazırlığında olduklarınıi önümüzdeki dönemde bu programların da faaliyete gireceğini söyledi.

Bu yıl 342 öğrenciyle tarihin en yüksek kapasitesiyle 34 öğretim elemanıyla eğitim verdiklerini belirten Konedralı, bu yıl aynı zamanda yabancı öğrencilere de Türkçe sertifika programı verdiklerini kaydetti.

Konedralı, 46 öğretmene de yabancılara Türkçe öğretebilecek eğitim verdiklerini aktardı.

Konedralı, öğretmen alımlarını minimal tuttuklarını ancak teşkilat şemalarının öğretmen ihtiyacını gidermeye uygun olmadığını dile getirerek “Part-time öğretmen sometime öğretmendir” diyerek maddi destek beklediklerini söyledi.

AÖA Başkan Yardımcısı Çişe Çavuşoğlu da, 2 yıldır AÖA’da İngilizce branş öğretmeni yetiştirdiklerini ve bu kişilere uluslararası sertifika alacak düzeyde branş eğitimi vereceklerini anlattı.

AÖA bütçesi oyçokluğuyla komitede kabul edildi.

-LAÜ

LAÜ Rektörü Mehmet Ali Yükselen ise, bu yıl 3 bin 200 yeni,toplam 11 bin 694 öğrenciyle eğitime başladıklarını ,250 tam zamanlı akademisyenleri olduğunu 2 milyar 66 milyon 77 bin TL’lik bütçe önerildiğini belirtti.

LAÜ yetkilileri komite üyelerinin personel maaşlarıyla ilgili sorularını da yanıtladı.

CTP Milletvekili Salahi Şahiner, bakanlık bütçesini madde madde okuyarak geçen yıla göre fazla arttığını düşündüğü kalemler hakkında soru sordu.

LAÜ bütçesi de oyçokluğuyla komitede kabul edildi.

Komite toplantısına saat 24.00 sıralarında 10 dakika ara verildi. Ara sonrası toplantı DAÜ bütçesiyle devam edecek ve ardından Bakanlık bütçesi oylanacak.

Devamını Oku

Trending

Reklam