Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Ekonomik vaatlerle Kıbrıs Türkü’nü tehlikelere sürükleyecek bir anlayışa karşıyız”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk Barış Kuvvetleri Gaziler Derneği tarafından Kıbrıs Barış Harekatı’nda şehit olan ve ilerleyen yıllarda ahirete göç etmiş gaziler için düzenlenen Mevlid-i Şerif’e katıldı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin desteğiyle iki devletin işbirliğine dayalı bir çözüm siyasetinin yürütüldüğünü belirterek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhruiyeti’nin antlaşmanın bir parçası olacağına dikkat çekti.

Federal temelde çözümle Avrupa Birliği içinde yer almayan Türkiye’nin garantörlüğü ve askeri varlığının sona ereceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının bir devlet olarak hareket edip, Türk tarafını cemaat olarak görerek, Kıbrıs Türkü’nü asimile etmek istediklerini ifade etti.

Kıbrıs Türkü’ne sinsi planlar dayatılıp, ambargolarla diz çökertip, zorlama bir antlaşmanın dayatıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen, iki devletli çözüm siyasetini destekleyen tezkerenin ellerini güçlendirdiğine vurgu yaptı.

Kıbrıs Barış Harekatı’nda hayatlarını ortaya koyan Kıbrıs Gazileri ile 50 yıl sonra bir arada olmanın gururunu yaşadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, şehitlere rahmet diledi, gazileri minnetle andı.

Cumhurbaşkanı Tatar, harekata karşı 11 yıl adada mevzilenmiş ve silahlanmış Rumlar’a ve Yunanistan’a rağmen Mehmetçiklerin, Mücahitlerin desteğiyle harekatın başarıyla gerçekleştirildiğini ve destan yazdığını aktardı.

Kıbrıs Türkü’nün kendi geleceğini tayin etme hakkıyla Kıbrıs’ın Kuzeyi’nde bir Türk devletine sahip olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Mavi ve Gök Vatanda hakimiyet sürdüğünü kaydetti.

Kıbrıs’ın 50 yıl öncesine göre jeo stratejik ve jeopolitik öneminin arttığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, uluslararası faktörlerin öneminin artmasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Türk-Yunan dengesi açısından önemli olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Doğu Akdeniz’de Libya Antlaşması ile oluşturulan koridorda, Türkiye’nin ulusal güvenliği ve milli çıkarları açısından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin değerinin arttığını dile getirdi.

Kıbrıs Türkleri’nin arkasında 85 milyon Türkiye vatandaşı, onların arkasında ise 200 milyon Türk Dünyası olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs dışında dünyanın birçok ülkesinde yaşayan Kıbrıs Türkleri’nin de yüreğinin vatanı için attığına dikkat çekti.

Günlük sıkıntıların olabileceğini ancak esas olanın milli değerler, kültür ve geleneklerle Kıbrıs’ta var olabilmeyi sürdürmenin olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar; maneviyat, şeref, haysiyet ve onurla yaşamanın önemine vurgu yaptı.

Bu değerlerin bazı kesimler için bir anlam teşkil etmediğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, ekonomik vaatlerle Kıbrıs Türkü’nü tehlikelere sürükleyecek, Türkiye ile bağların kopartılacağı ve başka insanların insafına bırakılacağı bir anlayışa karşı olduklarını kaydetti.

Geleceğe yürürken geçmişin unutulmaması gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, “Geçmişini unutan milletler, yok olmaya mahkumdur. Türkiye’nin yanımızda olması bir şans ve ayrıcalıktır”dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, “Rum yönetimi sınır kapılarındaki caydırıcı uygulamalar, güneydeki turizm aktörlerine ek destek ve teşvikler vererek, kısıtlı ve taraflı yanlış bilgilendirmelerle turistlerin kuzeye geçişini engellemekte ve zorlaştırmaktadır.” dedi.

Üstel, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliğince (AKTOB) bu yıl Antalya’da 15’incisi düzenlenen “Uluslararası Resort Turizm Kongresi”nin açılışında yaptığı konuşmada, turizmin barışın, refahın ve ortak geleceğin dili olduğunu söyledi.

Turizmin bir ekonomik faaliyet olmasının yanı sıra toplumların birbirini anlamasını, kültürlerin kaynaşmasını ve barışın yerleşmesinin sağladığını dile getiren Üstel, Kıbrıs Türk halkı için turizmin kalkınmanın ana damarlarından biri, refahı büyüten en stratejik sektör anlamına geldiğini kaydetti.

Siyasi istikrarın turizmin en büyük güvencesi olduğuna dikkati çeken Üstel, KKTC’de son yıllarda yakalanan siyasi istikrarın turizme yapılan yatırımların en büyük itici gücü olduğunu vurguladı.

“Siyasi istikrar yoksa turizm de sürdürülebilir başarı da yoktur.” ifadesini kullanan Üstel, KKTC’de atılan tüm adımların turizmcinin önünü açan, yatırımı cesaretlendiren, erişilebilirliği artıran, tanıtım kapasitesini büyüten bir anlayış ile şekillendiğinin altını çizdi.

KKTC turizminin, Rum yönetiminin yıllardır sürdürdüğü sistematik engellemelere, çıkardıkları zorluklara rağmen büyüyen, gelişen ve güçlenen bir sektör olduğunu anlatan Üstel, “Rum yönetiminin engellemeleri modern dünyanın turizm anlayışıyla, AB’nin kendi ilan ettiği değerlerle, uluslararası seyahat özgürlüğü ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Direk uçuşların engellenmesi çağdışıdır. KKTC’ye doğrudan uçuşların hala siyasi nedenlerle engellenmesi turizmimizin hızını ve çeşitliliğini olumsuz etkilemektedir. Havacılık alanındaki kısıtlamalar turistin ulaşım süresinin gereksiz yere uzatılması ve maliyetleri arttırması tamamen siyasi bir tercihtir. Bunun insani ve ticari bir gerçeği yoktur.” diye konuştu.

– “Turistin adanın iki tarafına da özgürce gezmesi gerekmektedir”

Güneye gelen turistlerin Kuzey Kıbrıs’a geçişinin engellenmesinin turizm etiğine aykırı olduğunu belirten Üstel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Güney Kıbrıs’a gelen birçok yabancı turist Kıbrıs’ın tümünü görmek istemektedir. Fakat Rum yönetimi sınır kapılarındaki caydırıcı uygulamalar, güneydeki turizm aktörlerine ek destek ve teşvikler vererek, kısıtlı ve taraflı yanlış bilgilendirmeler ile turistlerin kuzeye geçişini engellemekte ve zorlaştırmaktadır. Bu yalnızca Kuzey Kıbrıs Türk turizmine değil adadaki insanla etkileşime, karşılıklı işbirliğine ve kültürel barışa da zarar veriyor. Turist korkutulacak değil misafir edilecek kişidir. Turistin adanın iki tarafına da özgürce gezmesi gerekmektedir. Ulaşım ambargoları turizmin ruhuna aykırıdır. KKTC, hava ulaşımından ticari taşımacılığa spor ve kültür organizasyonlarında turizmin tanıtımına kadar 40 yıldır siyasi ambargolarla engellenmektedir. Bilinmesini isterim ki hiçbir ambargo Kıbrıs Türk halkının iradesinden, üretiminden ve turizm vizyonundan daha güçlü değildir. Bu baskılar bizi durduramaz. Tam tersine daha üretken daha yenilikçi ve daha dayanıklı bir turizm modeli geliştirmeye katkı sağlamaktadır.”

KKTC’yi ayakta tutanın stratejik yatırımlar olduğunu dile getiren Üstel, siyasi engellemelere rağmen KKTC turizminin Akdeniz’in yükselen destinasyonlarından biri haline geldiğini kaydetti.

Üstel, bu durumu mümkün kılanın, Türkiye’nin desteğiyle yapılan stratejik yatırımlar ve turizm konusunda attıkları adımlar olduğunu ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Rum Yönetimi Başkan Nikos Hristodulidis, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile bugün ara bölgede gerçekleştirilen görüşme sonrasında yaptığı açıklamada “asıl konuyu, müzakerelerin kaldığı yerden yeniden başlaması konusunu hedefleyen bir sürece giriyoruz” ifadesini kullandı.

“Kathimerini” gazetesinin haber sitesine göre Hristodulidis, “bugünkü görüşmede müzakere olmadığını, Erhürman’ın bazı konuları gündeme getirdiğini, kendisinin de bazı başka konuları gündeme getirdiğini” belirterek, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin ile ortak görüşme yapılmasında uzlaşılmasının “olumlu bir olay olduğunu” vurguladı.

Rum Radyo Televizyon Kurumu RİK’in haberinde ise Hristodulidis’in, Holguin’in 5 ve 6 Aralık tarihlerinde liderlerle görüşeceğini söylediğini aktardı.

Habere göre Hristodulidis ayrıca, bugünkü görüşmede müzakerecilerin, hem Holguin’le ortak görüşmenin hem de yeni gayrı resmi konferansın hazırlıkları için görüşmelere başlamaları kararının alındığını da vurguladı.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıslı Türk lider Tufan Erhürman, Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis ile ilk görüşmesinde masaya 10 maddelik öneri paketi koyduğunu kaydetti.

Erhürman ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Mehmet Dana’nın müzakereci olacağını da ifade etti.

Erhürman, görüşmede iki tarafın temsilcilerinin gerekli durumlarda düzenli aralıklarla bir araya gelmesi konusunda mutabık kaldığını söyledi. “Temsilcilerimize tam yetki verdik, ihtiyaç duyuldukça bir araya gelecekler. Biz de gerekirse yeniden görüşebiliriz” ifadesini kullandı.

Görüşmenin bir saat 15 dakikası heyetler arası, 15 dakikası ise liderlerin baş başa temasları şeklinde yapıldı.

Erhürman, öngörülen “5+1” formatındaki yeni konferans öncesinde bazı konularda uzlaşma sağlanmasının hem BM Genel Sekreteri María Angela Holguín Cuéllar’ın ziyaretini hem de süreci olumlu etkileyeceğini vurguladı. Öne çıkan başlıklar arasında “yeni geçiş noktalarının açılması” ve ara bölgedeki güneş paneli önerisi yer aldı.

Erhürman, 5’inci Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Hristodulidis’in bugüne kadar ele aldığı başlıkların odakta olmaya devam edeceğini ve 5+1 toplantısı öncesi bazı uzlaşmaların sağlanmasının sürece olumlu katkı yapacağını ifade etti.

Erhürman çözüm atmosferinin yaratılmasına yönelik 10 maddelik öneri paketi sunduğunu kaydetti.

Erhürman bu başlıkları da basın toplantısında açıkladı: 

  • Karma evlilikler ve vatandaşlık hakkı
  • Eşlerin güneyde ehliyet ve araç kullanabilmesi
  • Kuzeyde doğanların güneye geçememesi sorunu
  • Metehan’da üç kabinli geçiş düzenlemesi
  • Bostancı ve Derinya’da geçişlerin kolaylaştırılması
  • Gençlik Teknik Komitesi kapsamında U14 dostluk maçları önerisi
  • Kayıp Şahıslar Komitesi ve bayrak yakma eylemlerinin çözüm atmosferine etkisi
  • İki liderin karşılıklı ziyaret önerisi
  • Mülkiyetle ilgili tutuklamaların ve yargı süreçlerinin olumsuz etkileri
  • Yeşil Hat tüzüğü kapsamındaki ticarette yaşanan sıkıntılar
  • Hellim konusunda sözleşme imzalanmasının gerekliliği
  • Crans-Montana sonrası kaldırılan AB Ad-hoc Komitesi’nin yeniden kurulması
  • Güvenlik kuvvetleri arasında iletişim kanalının oluşturulması

Devamını Oku

Trending

Reklam