Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Elon Musk Beyaz Saray’dan ayrıldı: Doge devam edecek

Published

on

ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetiminde geçici bir görev üstlenen Elon Musk, federal harcamaları azaltmayı hedefleyen Doge adlı programdaki görev süresinin sona erdiğini açıkladı. Musk, ayrılığını sosyal medya platformu X üzerinden duyurdu.

“Özel Hükümet Çalışanı” statüsünde görev yapan ve yılda 130 gün federal işlerde çalışma hakkı bulunan Güney Afrika doğumlu iş insanı, görev süresinin bitmesiyle birlikte Beyaz Saray tarafından çarşamba gecesi resmi olarak görevden alındı.

“Doge hükümetin yaşam biçimi olacak”
Musk, paylaşımında “Özel Hükümet Çalışanı olarak planlı görev sürem sona ererken, israfa karşı mücadele etme fırsatı verdiği için Başkan Trump’a teşekkür ederim. DOGE görevi zamanla daha da güçlenecek ve hükümetin genelinde bir yaşam biçimi haline gelecek” ifadelerini kullandı.

Doge (Department of Government Efficiency) programı kapsamında federal hükümette yaklaşık 260 bin çalışanın işine son verildi ya da gönüllü ayrılmaları sağlandı. Ancak bazı toplu işten çıkarmalar, mahkemeler tarafından durduruldu ve çalışanların görevlerine iade edilmesine karar verildi. Hatta nükleer programda çalışan bazı isimlerin yanlışlıkla işten çıkarıldığı belirtildi.

Trump’ın “güzel yasa tasarısı”na eleştiri
Musk’ın ayrılığı, Trump’ın “büyük ve güzel yasa tasarısı” olarak adlandırdığı bütçe düzenlemesini eleştirmesinin hemen ardından geldi.

CBS’ye verdiği röportajda Musk, bu tasarının federal açığı artıracağını savunarak, “Bir yasa ya büyük olabilir ya da güzel, ama ikisi birden olmaz” dedi.

Musk: “Doge günah keçisine dönüştü”
Texas’taki bir SpaceX fırlatması öncesinde Washington Post’a konuşan Musk, Doge programının artık haksız yere her şeyin sorumlusu olarak gösterildiğini söyledi: “Bir yerde kötü bir şey olduğunda, konuyla ilgimiz olmasa bile Doge suçlanıyor.”

Tesla’da satışlar düştü, siyasi bağlar tartışma yarattı
Musk’ın hükümetteki görevi sırasında Tesla’nın satışları bu yılın ilk üç ayında yüzde 13 düşerek şirket tarihindeki en büyük teslimat kaybını yaşadı. Hisseler yüzde 45 oranında değer kaybettikten sonra kısmen toparlandı ancak hâlâ yıl başına göre yüzde 10 aşağıda.

Siyasi nedenlerle Tesla’ya yönelik protestolar artarken, bazı aktivistler araçları ve şarj istasyonlarını tahrip etti. Bu olaylar sonrası ABD Başsavcısı Pam Bondi, bu tür saldırıların “iç terörizm” kapsamında değerlendirileceğini açıkladı.

Musk, Katar’ın Doha kentindeki bir ekonomik forumda yaptığı konuşmada, Tesla’nın başında kalmaya kararlı olduğunu ve önümüzdeki beş yıl boyunca şirketin lideri olarak görev yapacağını belirtti. Ayrıca bu yıl siyasi bağışlarını azaltacağını ve geçen yıl Trump ve Cumhuriyetçilere verdiği 300 milyon dolarlık desteği tekrarlamayacağını açıkladı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı Yusuf: Meclis iki devlete dayalı çözüm ve tanınma için kararı almalı

Published

on

By

Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı Hüseyin Macit Yusuf, Cumhuriyet Meclisi’nin Meclis’in iki devlete dayalı çözüm ve tanınma için karar alması, KKTC’nin tanınması için kampanya başlatılması gerektiğini söyledi.

Yusuf, 20 Temmuz Barış Ve Özgürlük Bayramı mesajında, 20 Temmuz 1974’ün “Mukavemetçi Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesinin taçlandırıldığı, özgürlüğüne kavuştuğu” gün olduğunu belirtti.

Yusuf, mücahit ve Mehmetçiğin, 20 Temmuz’da emperyalist güçlerin desteklediği Rum-Yunan ikilisinin adayı Yunan yapma emellerine, eli kanlı EOKA teröristlerinin Megali İdea ve Enosis rüyasına son verdiğini kaydetti.

Kıbrıs Türk Halkı’nın can ve kanla koruduğu topraklarda Müslüman Türk varlığının sonsuza dek bağımsız ve egemen olarak yaşayacağını 20 Temmuz 1974’te ilan ettiğini kaydeden Yusuf, “Bağımsız Devletimiz KKTC’nin temelleri ve adada iki ayrı devlete dayalı çözümün coğrafi zemin ve siyasi temeli bu şanlı günde atılmıştır” dedi.

Yusuf mesajında şu ifadeleri kullandı: “Kıbrıs’ta Türk varlığını hazmedemeyenler müzakere masasında bin bir ayak oyunuyla, Kıbrıs’ın tamamına sahip çıkıp, Kıbrıs Türkünü ve KKTC’yi yok etmek, Türk ordusunu adadan çıkarmak, Anavatan’ın garantörlüğüne son vermek ve Anavatan’la olan bağlarımızı koparmak istemektedir. Bunu yaparken de diplomasi, baskı, tehdit, şantaj, adam satın alma, yalan ve dolan dahil her yolu mubah görmekten çekinmemektedirler. Şer planlarıyla ve Bizans oyunlarıyla Kıbrıs elimizden alınmak istenmektedir. Emperyalist planlarla Kıbrıs’ın Rum – Yunan yapılmasına asla müsaade etmeyeceğimiz bilinmelidir.”

Avrupa Birliği ve ABD’nin Kıbrıs’ta iki devletin varlığını kabul etmeyecekleri yönündeki söylemlerini “safsata” olarak değerlendiren Yusuf, bu açıklamaların Türk tarafını bağlamadığını ifade etti.

Yusuf, şöyle devam etti: “Faşist Eokacı/Enosisçi Rum lider Hristodulidis, Rumların lehine olan statükonun devamından yanadır ve bu durumu sürdürmeye çalışmaktadır. Rum liderin en büyük korkusu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve adada kurdukları yalana/dolana dayalı sahte düzenlerinin bozulmasıdır. KKTC’nin tanınmasını engellemek için Hristodulidis kapı kapı dolaşmakta ve işbirlikçileri emperyalist batı ile yeni tezgahlar hazırlamaktadır”

Yusuf, Rum-Yunan ikilisi ile federasyoncuların son günlerde Türk tarafının mevcut siyasetinden vazgeçerek taviz vereceği söylemlerini yaydığını belirterek bunların KKTC’nin tanınmasını engellemek üzere ortaya atılmış boş laftan başka bir şey olmadığını söyledi.

Türkiye’nin KKTC’nin tanınması çağrılarının ve iki egemen devlete dayalı siyasetin olumlu adımlar olduğunu kaydeden Yusuf, “KKTC Cumhuriyet Meclis’i de, iki devlete dayalı çözüm ve tanınma için karar almalı ve KKTC’nin tanınması için kampanya başlatılması doğrultusunda adımlar atmalıdır” dedi.

Yusuf, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) sosyal, siyasi, kültürel, sportif, ve benzer alanlarda ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini de ifade etti.

Maraş’ın vakıf toprağı olduğunu ve kesinlikle Rum’a iadesinin söz konusu olmaması gerektiğini belirten Yusuf, “Eski sakinlerin, arzu etmeleri halinde, KKTC idaresinde geçmişte işgal ettikleri mülklere kiracı olarak dönmelerinde ise sakınca yoktur” dedi.

-” Guterres vakit kaybetmeden 60 yıla yakın süren müzakerelerin başarısızlığını ilan etmelidir”

BM Genel Sekreteri Guterres’in iyi niyet misyonu çerçevesinde düzenlediği zirvelerden “adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir çözüm çıkmasının mümkün olmadığı” görüşünü ifade eden Yusuf, “Son New York Zirvesi’nde Rum lider Hristodulidis’in geçiş kapılarının açılması için sürdürdüğü uzlaşmaz tutum ibretliktir. Rumlarla en basit konularda bile anlaşmak mümkün değildir ve ortak zemin arayışları da beyhude çabalardır. Guterres vakit kaybetmeden 60 yıla yakın süren müzakerelerin başarısızlığını ilan etmelidir” dedi.

Yusuf, “Kıbrıs Türkünün self determinasyon-kendi geleceğini belirleme- hakkından taviz verilmeyecektir” dedi ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün Kıbrıs türkü için olmazsa olmaz olduğunu kaydetti.

Yusuf, “Gazze’de Filistinli kardeşlerimizin hunharca katledilmeleri ve dünyanın gözü önünde soykırıma tabi tutulmaları Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlüğünün ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.” dedi.

Devamını Oku

Dünya

Japonya’da halk sandık başında

Published

on

By

Japonya’da halk, üst meclis seçimleri için sandık başına gitti. Seçim sonucunun, Başbakan İşiba Şigeru liderliğindeki koalisyon hükümetinin geleceği üzerinde belirleyici olması bekleniyor.

Kyodo News’ün haberine göre Japonya’da, ulusal parlamentonun üst kanadı Danışman Meclisi’nde (Sangiin) görev yapacak yeni milletvekillerini belirlemek üzere oy verme işlemleri başladı.

248 sandalyeli meclisin 125’inin yenileneceği seçimde, Başbakan İşiba liderliğindeki Liberal Demokrat Parti (LDP) öncülüğündeki koalisyonun çoğunluğu koruyabilmesi için en az 50 sandalye kazanması gerekiyor. Koalisyon, şu anda seçime dahil olmayan diğer yarıdaki 75 sandalye üzerindeki kontrolünü sürdürüyor.

– Sonuçlar, İşiba’nın siyasi geleceğini belirleyebilir

Seçimin odak noktası ise iktidar koalisyonunun üst meclisteki çoğunluğunu koruyup koruyamayacağı konusu.

Eğer koalisyon 50’nin altında sandalye kazanırsa, geçen yıl alt mecliste yitirdiği çoğunluğun ardından bu kez üst mecliste de aynı durumla karşı karşıya kalacak.

Bu durum gerçekleşirse, Eylül 2024’te LDP liderliğine seçilen İşiba döneminde, iktidar iki ardışık ulusal seçimde de yenilgi yaşamış olacak.

Olası “kötü” bir seçim sonucu, Ekim 2024’teki alt meclis seçimlerinde çoğunluğun sağlanamaması sonrasında ortaya çıkan zorlukları artıracak.

Meclis çoğunluğu kaybedilirse iktidar koalisyonu, yasa tasarıları için geçici muhalefet desteği aramak zorunda kalabilir.

Bu yönde bir seçim sonucu İşiba’nın konumunu LDP’de zayıflatabilir ve bu sonuç İşiba’yı istifaya götürebilir. LDP’deki lider değişikliği de ülkede yeni bir başbakanın belirlenmesine yol açabilir.

Devamını Oku

Dünya

Metehan’daki Rum öğrencilerin eylemine polis müdahalesi

Published

on

By

20 Temmuz Barış Harekatı’nın yıldönümü sebebiyle bazı Rum öğrenci birliklerinin Metehan (Ayios Demetios) Sınır Kapısı’nın Güney Kıbrıs kontrol noktasında dün akşamüzeri düzenlediği eyleme Rum polisi biber gazıyla müdahale etti.

“Philenews” ve diğer haber siteleri, Güney Kıbrıs’ta örgütlü “DRASİS-KES” öğrenci birliklerinin dün saat 18.00’da yaptığı eylem nedeniyle Metehan Sınır Kapısı “kısa süreliğine” kapatıldığını yazdı. Haberde, Rum polisi ile öğrenciler arasında arbede yaşandığını ve polisin öğrencilere müdahale ettiği belirtildi.

“DRASİS-KES” öğrenci birliği tarafından sosyal medyada yapılan açıklamada ise, polisin öğrencilere “ilk olarak hakaret ve küfürlerle ardından da kimyasallarla müdahale ettiği” vurgulandı. Eylem devam ederken yapılan ikinci açıklamada ise “mevcut sistemin müdahalesine karşın mücadeleden vaz geçilmeyeceği” belirtildi.

Devamını Oku

Trending

Reklam