Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Erdoğan: KKTC’nin tanınması ve kısıtlamaların kaldırılması için mücadeleyi sürdüreceğiz

Published

on

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Olağanüstü Zirvesi’nde konuştu.

Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım’ın dün hayatını kaybeden annesi Fahriye Yıldırım’a Allah’tan rahmet, Yıldırım’a ve kederli ailesine sabır ve baş sağlığı diledi.

Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinin ardından bugün, “Afet Acil Durum Yönetimi ve İnsani Yardım” temalı olağanüstü zirve vesilesiyle bir araya geldiklerini belirten Erdoğan, “Zirvenin düzenlenmesi için çağrıda bulunan can Azerbaycan’ın Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’e şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

Bu toplantının başarılı şekilde icra edilmesi için gayretlerini esirgemeyen Dönem Başkanı Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve katılımcılara teşekkür eden Erdoğan, teşkilatın gözlemci üyesi Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘ın da aralarında bulunmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Erdoğan, bugün liderleri misafir eden Ankara’nın, 31 yıl önce Türk Dili Konuşan Ülkeler Birinci Zirvesi’ne ev sahipliği yaptığını, teşkilatın ilk tohumlarının bu vesileyle atıldığını hatırlattı.

“Türk dünyasının tek yürek olduğunu bir kez daha göstermiş olacağız”
Bugünkü zirveyle, Türk dünyasının tek yürek, tek vücut olduğunu en üst düzeyde bir kez daha göstermiş olacaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Ülkemizin güneyindeki 11 şehir, 6 Şubat günü şiddeti ve yıkıcılığı itibarıyla dünyada eşine az rastlanır bir tabii afetle sarsıldı. Bu depremlerden yaklaşık 14 milyon vatandaşımız doğrudan etkilenirken, 49 binden fazla insanımız hayatını kaybetti, 115 binden fazlası yaralandı. Kendi insanlarımızla birlikte, depremde vefat eden Türk Devletleri Teşkilatı üye ve gözlemci ülke vatandaşı kardeşlerimiz için de burada baş sağlığı diliyorum.”

Bu büyük felaketin yaralarını sarmak için tüm imkanları seferber ettiklerini belirten Erdoğan, arama kurtarma çalışmalarını bitirdiklerini, enkaz kaldırma faaliyetlerini yürütürken ve geçici barınma bölgeleri kurarken süratle kalıcı konutların inşasına da başladıklarını aktardı.

Erdoğan, “Önümüzdeki bir yıl içinde 319 bin, toplamda ise 650 bin konut yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz. Dost ve kardeş ülkelerin de desteğiyle inşallah deprem bölgemizi çok kısa sürede yeniden ayağa kaldıracağız.” diye konuştu.

“Milletimiz, desteğinizi unutmayacaktır”
Türkiye, deprem felaketinin yaralarını sarmakla meşgulken, aynı bölgede bir de sel afetinin yaşandığını anımsatan Erdoğan, eşine rastlanmamış bir yağışın yol açtığı sellerde, Şanlıurfa ve Adıyaman’da çok sayıda vatandaşın hayatını kaybettiğini, yerleşim yerlerinde ciddi hasar oluştuğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ölçekteki afetler karşısında, eldeki imkanların yetersiz kaldığını kaydederek, şunları söyledi:

“Biz de 6 Şubat’ta yaşadığımız depremlerin şiddeti ve yol açtığı yıkımın büyüklüğü üzerine, uluslararası yardım çağrısında bulunduk. Türk dünyası, yardıma ilk koşanlar arasında yer aldı. ‘Acılar paylaşıldıkça azalır’ anlayışıyla en zor anımızda bizi yalnız bırakmadınız. Arama kurtarma ekipleriniz, birçok vatandaşımızı yeniden hayata bağladı. Kurduğunuz sahra hastaneleriyle, yaralılarımızın tedavisine yardım ettiniz. Gönderdiğiniz ata yadigarımız çadırlar, vatandaşlarımıza yuva oldu. Aziz milletimiz bu desteğinizi hiçbir zaman unutmayacaktır. Birleşmiş Milletler 16 Şubat’ta Türkiye için acil yardım çağrısı yayınladı. Avrupa Birliği Komisyonu ve Dönem Başkanı İsveç tarafından 20 Mart’ta Uluslararası Bağışçılar Konferansı düzenlenecek. Bu uluslararası yardım faaliyetlerine de destek vereceğinizden şüphe duymuyorum.”

Afetler ve etkileriyle mücadelede çok taraflı işbirliğinin artırılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, bu kapsamda, teşkilatın bünyesinde bu yönde bazı adımlar attıklarını, aralık ayında İçişleri Bakanlığının ev sahipliğinde Ankara’da Afet ve Acil Durum Yönetimi Bakanlar Toplantısı gerçekleştirildiğini hatırlattı.

“Bölge içi ticaret teşvik edilecek”
Teşkilatın, sivil koruma mekanizması kurulmasıyla afet süreçlerini daha etkin planlama ve uygulama kabiliyetine kavuşacağını belirten Erdoğan, “Bildiri taslağımıza da yansıtıldığı üzere, Türkistan’da düzenleyeceğimiz müteakip zirvemize kadar mekanizmanın tesisine ilişkin anlaşmanın imzalanması yönünde gereken talimatları vereceğinize inanıyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 yılındaki İstanbul Zirvesi’nde mutabık kalınan “akıllı şehirler ve yeşil teknolojiler” kapsamında, dayanıklı ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda çalışmaları sürdürdüklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Semerkant Zirvesi’nde ticaretimizi ve ekonomik bütünleşmemizi artıracak önemli adımlar attık. Kuruluş anlaşması bugün imzalanacak Türk Yatırım Fonu’nun oluşturulması, bu adımların başında geliyor. Fon sayesinde, KOBİ’lere, kalkınma projelerine, ulaştırma ve lojistik zincirlerine, altyapı projelerine, tarım ve turizm alanlarındaki yatırımlara ve yenilenebilir enerji çalışmalarına destek sağlanacak. Tüm bu alanlarda firmalarımızın finansmana erişimi kolaylaşacak, bölge içi ticaret de teşvik edilecektir. Bu süreçteki kıymetli destekleriniz ve katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Semerkant Zirvesi’nde ticaret ve ulaştırmanın geliştirilmesi için imzalanan belgelerin de hızla hayata geçirilmesini arzu ediyoruz. Enerjinin sürdürülebilir bir şekilde tedariki ve enerji fiyatlarının makul seviyelere çekilmesi, ekonomilerimiz için büyük önem arz ediyor.”

Bugüne kadar Hazar Havzası’nda, Türk dünyası ülkeleri ile petrol, doğal gaz ve elektrik alanlarında kapsamlı projeleri başarıyla hayata geçirdiklerini anımsatan Erdoğan, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattının, 16 senedir Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan petrolünü dünya piyasalarına kesintisiz biçimde taşıdığını söyledi.

Bel kemiğini TANAP’ın oluşturduğu Güney Gaz Koridoru sayesinde Türk devletlerinin, Avrupa’nın enerji güvenliğinde anahtar konuma geldiğini vurgulayan Erdoğan, “Türk Devletleri Teşkilatı olarak, bölgesel ulaştırma ve tedarik zincirlerinin geliştirilmesi yanında, enerji güvenliğinin sağlanmasında da stratejik rol üstleneceğimize inanıyoruz. Doğu-Batı arasındaki ticarette ortak çabalarımızla hayata geçirdiğimiz Orta Koridor, artık güvenilir bir alternatif sunuyor. Önümüzdeki dönemde bu tür stratejik projelerin sayısı daha da artacaktır.” ifadelerini kullandı.

KKTC ile aile meclisimiz daha da güçlendi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü zirveyi “birliğimiz gücümüzdür” şiarıyla icra ettiklerini belirterek, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de aramıza katılmasıyla aile meclisimiz artık daha da güçlendi. Teşkilat olarak Kıbrıs Türk halkına güçlü ve kararlı desteğimizi somutlaştırdık. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizin maruz kaldığı kısıtlamaların kaldırılması için verdiğimiz mücadeleyi sürdüreceğiz.” dedi.

Ukrayna’daki savaşın bir an önce adil ve kalıcı bir barışla sonlandırılması için diplomatik girişimlerinin başından beri sürdüğüne işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenskiy ile düzenli temas halindeyim. Aracılık ettiğimiz Karadeniz Tahıl Mutabakatı ve kapsamlı esir değişimi, tarafların ortak zeminde buluşabileceklerini göstermiştir. Tarafları müzakere masasına geri döndürme gayretlerimizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”

Erdoğan, Türk dünyası kuruluşları arasındaki eş güdüm ve işbirliğinin de her geçen gün geliştiğini görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, dönem başkanlığını yürüten Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in, sekreteryanın etkin ve uluslararası ilişkilerde ağırlığı olan bir yapıya dönüşmesi gerektiği görüşünü de paylaştı.

Hayatını kaybedenler için saygı duruşu
Bir sonraki dönem başkanı Kazakistan’ın “manevi başkent” Türkistan şehrinde düzenleyeceği zirve için de çalışmaları sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, “Yapacağımız tüm çalışmalarda Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi yol haritamız, 2022-2026 strateji belgesi ise rehberimiz olacaktır.” dedi.

Erdoğan, önümüzdeki günlerde idrak edilecek Nevruz Bayramı’nı kutlayarak, Ramazan-ı Şerif’in ülkelere ve tüm İslam dünyasına hayırlar getirmesini diledi. Zirvenin hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Erdoğan, emeği geçen herkese teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinde ebediyete uğurlanan 50 bine yakın vatandaşa Allah’tan rahmet, yakınlarına da sabırlar diledi.

TDT üye ve gözlemcilerinin Türkiye’deki yardım faaliyetlerine ilişkin video gösteriminin sunulduğu zirvede, deprem felaketinde hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuldu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin yıl sonu gösterisi yapıldı

Published

on

By

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin (SAM) yıl sonu gösterisi dün yapıldı.

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nden verilen bilgiye göre, Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’ndeki etkinliğe Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ve bazı milletvekilleri de katıldı.

Etkinlikte Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ile Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı, Milletvekili Devrim Barçın konuşma yaptı.

Etkinlikte resim, seramik ve ahşap atölyelerinde üretilen çalışmalardan oluşan sergiler de açıldı.

SAM öğrencileri, dans, bale, jimnastik, halk dansları gösterileri sundu.

-Barçın

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı, Milletvekili Devrim Barçın, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nin üretim ve eğitim alanında ortaya koyduğu çalışmaların önemini dile getirdi.

Sosyal Aktivite Merkezi’nin sadece aktivite yapılan bir yer olmadığını gördüğünü ifade eden Barçın, sevgi, emek ve umudun da var olduğu merkezde, nice çocukların yetiştirilmesini temenni etti.

-Karavezirler

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin gurur verici işler başardığını belirterek hem eğitmenlere hem de öğrencilere teşekkür etti.

“Hizmet etmek sevmekle başlar diyorum. Çünkü biz, beldemize severek hizmet ediyoruz, hizmet aşkıyla çalışıyoruz” diyen Karavezirler, bugün de bunun onur ve gururunu yaşadığını söyledi.

SAM’da yer alan seramik ile teknoloji atölyelerinin her geçen gün büyüdüğünü belirten Karavezirler, bilim ve teknoloji merkezinin kurulması için adım atıldığını belirtti.

Karavezirler, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nin eğitime, kültüre, sanata verdiği öneme işaret ederek, belediyenin öz kaynaklarıyla yapılan okul binası, oyun grubu gibi eserler hakkında bilgi verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Ertuğruloğlu, İİT Dışişleri Bakanları toplantısına katıldı

Published

on

By

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 21-22 Haziran tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) 51. Dışişleri Bakanları Konseyi (DBK) Toplantısına katıldı.

Tahsin Ertuğruloğlu, “Değişen Dünyada İİT” konu başlığıyla gerçekleşen ve İsrail’in Filistin ve İran’a saldırılarının ağırlıklı olarak gündemi oluşturduğu toplantıda bir de konuşma yaptı.

Ertuğruloğlu konuşmasında, 20 ayı aşkın bir süredir devam eden ve 55 binden fazla Filistinlinin yaşamını yitirmesine neden olan katliamın son bulması için üye ülkelerin ve uluslararası toplumun bir an önce İsrail’i durduracak adımlar atması gerektiğini, geçmişte benzer saldırıları ve acıyı yaşamış Kıbrıs Türk halkının Filistinli kardeşlerinin acısını derinden hissettiğini, uzun yıllardır devam eden Filistin sorununa çözümün, bağımsız ve egemen Filistin devletinin kabülü ve iki devlet esasıyla mümkün olabileceğini ifade etti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, dün gece Amerika’nın İran’ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıların, bir süredir İsrail’in Ortadoğu’daki saldırılarıyla istikrarsızlaşan güvenlik ortamını küresel boyuta taşıyabilecek düzeye getirdiğini, güvensizlik ve istikrarsızlığın ne yazık ki günümüzün düzeni haline geldiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu Kıbrıs konusunda bir uzlaşıya varılamamasının nedeninin bazı kesimlerce iddia edildiği gibi müzakere eksikliğinden değil, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk tarafını eşit ortak olarak görmeyi ve egemen eşit ve eşit uluslararası statüye haiz devlet olarak tanımayı reddetmeyi ısrarla sürdürmesi olduğunu belirtti.

Ertuğruloğlu, Ada’da kalıcı ve sürdürülebilir bir uzlaşının mevcut iki devlet gerçeği temelinde sağlanabileceğini vurgulayarak, tarafların egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün yeniden teyidiyle iki devlet arasında iş birliği yollarının aranabileceğini ifade etti. Bakan Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 77.BM Genel Kurulu’nda uluslararası topluma yaptığı ve takip eden yıllardaki genel kurullarda yinelediği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaları ve diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaları yönündeki çağrısını hatırlatarak, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin bu çağrı doğrultusunda somut adım atmalarını beklediklerini belirtti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, toplantı çerçevesinde, bazı üye ülke Dışişleri Bakanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Ayrıca, İslam İşbirliği Gençlik Formu tarafından Haliç Üniversitesi’nde düzenlenen ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a İİGF Büyük Gençlik Ödülü’nün takdim edildiği ödül törenine katıldı.
Bakan Ertuğruloğlu’na toplantı ve temaslarında Müdür/Temsilci Mustafa Davulcu, KKTC İstanbul Başkonsolosu Erek Çağatay ve Üçüncü Sekreterler Begüm Tuncalı ve İsmail Bayramoğlu eşlik etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Hasipoğlu: “İsrail-İran çatışmasına ABD’nin müdahil olmasıyla gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz”

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, İsrail-İran çatışmasına Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) müdahil olmasıyla gelişmeleri “endişeyle takip ettiklerini” söyledi

Hasipoğlu, bölgesel gelişmeler ve güncel konularla ilgili yazılı açıklama yaptı.

İran’ın Birleşmiş Milletlerden ABD’nin İran’a saldırısının incelenmesi ve kınanması talebiyle BM Güvenlik Konseyinden (BMGK) “acil oturum” talep ettiğini belirten Hasipoğlu, “Savaştaki füzelerin hedefinin nükleer tesis boyutuna gelmesi, içinde bulunduğumuz coğrafya için daha da endişe verici bir boyuta dönüştürmüştür” dedi.

-BM Güvenlik Konseyi “barış gücü değil izleme konseyi”

BM’nin barış gücü olmaktan artık çıkarak bir izleme konseyine dönüştüğünü söyleyen Hasipoğlu, “ ABD, Rusya gibi büyük devletlerin daimi üye olup veto haklarının olmasından dolayı Güvenlik Konseyinden mazlum halkları koruyacak, yaptırım içeren, önleyici kararlar çıkamamaktadır. Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği BM ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantılarına şahitlik ediyoruz. Bunu daha önce Bosna’da, en son en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla ve bu yapıların karar alamadığını görüyoruz” dedi

BM’nin bugün ABD – İsrail müttefikliğinin yaptığı saldırıları izlemekle yetindiğini ve asli görevini yapamadığını ifade eden Hasipoğu , İsrail ile İran arasındaki çatışmaların da 10’uncu gününe girdiği şu günlerde izleyici koltuğunda oturmaya devam ettiğini belirtti.

– “Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık”

Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık . 1974 öncesi Rum saldırıları karşısında BM’nin izleyici rolü ve alınan güvenlik konseyi kararları ortadadır. Keza, 1979 yılından itibaren başlayan federasyon müzakerelerinde, Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna ek olarak , BM’in yapısal bozukluğundan dolayı çözüm de sağlanamamıştır . 1974 öncesinde Rum mezalimliğine tanıklık eden BM, sonraki federasyon görüşme süreçlerinde ise çözüm anlamında masaya getirdiği tüm plan ve önerilerine ‘Evet’ diyen Kıbrıs Türk halkına hak ettiği değeri ve statüyü vermek yerine , ‘Hayır’ diyen tarafın ödüllendirmeye devam etmiştir. Diğer bir ifadeyle BM müzakere süreci ile ilgili bir nihai tespit yapmaktan kaçınmış, hep Rum tarafının istediği şekilde bir çözüm arayışı içerisinde olmaya çalışıp, Rum tarafının içerisinde bulunduğu konfor alnının muhafaza etmesine çanak tutmuştur. Halbuki görüşme süreçlerini hamisi konumunda olan BM, Rum tarafının retçi tavırları sonrasında gerekli kararları alıp, Rum tarafını rahatsız edebilseydi, belki de bizlerin arzu ettiği çözüm modeli bugün hayat bulmuş olacaktı”

-Hakan Fidan’ın son açıklaması

Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı (IIT) mesajını değerlendiren Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Dünya, özellikle de bölgemiz, iyice ateş çemberine dönerken, Kıbrıs Türk halkının yegane güvencesinin ve en büyük destekçisinin Anavatan Türkiye olduğuna, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son açıklamalarıyla bir kez daha tanıklık ettik. Hakan Fidan’ın KKTC’nin gözlemci üye olarak yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkına yer vermesi son derece önemli ve anlamlıdır. Kıbrıs Türk halkının yaşamakta olduğu izolasyon çemberinin aşılması gerektiğine vurgu yapan Hakan Fidan, doğrudan temas çağrısıyla da Anavatan Türkiye’nin milli dava Kıbrıs konusundaki politikasını da dünya kamuoyuna hatırlatmıştır.

Bu vesileyle, haklı davamızın her platformda yankı bulması için sözünü sakınmaktan çekinmeyen Anavatan Türkiye’mize ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yürekten teşekkür ediyor, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, KKTC ve Kıbrıs Türk halkı ile ekonomik, siyasi, kültürel ilişkilerini daha da artıracağına inanıyoruz”

-“Rum tarafı tüm adanın güvenliğini riske sokuyor “

Hasipoğlu, Kıbrıs Rum liderliği ve Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis’in son dönemde bazı ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar, silahlanma faaliyetleri ve tek taraflı eylemlerinin, Kıbrıs adasının tamamını ciddi bir tehlike altına soktuğunu söyledi.

Hasipoğlu, “Şimdilerde ise Amerika – İsrail yuvalanmasına sahasını açarak tüm adayı riske sokmaktadır. Kıbrıs Türk halkı olarak, Rum tarafının bizleri ortak düşman olarak gören İsrail’den farklı bir zihniyette olmadığını çok iyi biliyoruz. Bundan sonra sıra size gelecek zihniyetinin bir tezahürü olarak, bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi, kendi ana yurdumuzda yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi

Hasipoğlu , GKRY’nin limanlarını başta ABD, İsrail ve Fransa olmak üzere birçok ülkeye açtığına dikkati çekerek, “Kıbrıs adası, tam bir barut fıçısı ama bizim halkımızın güvencesi güçlü Türkiye Cumhuriyeti’dir.” diye konuştu.

Gazimağusa’dan görülen füzelere şahitlik eden biri olarak, savaşı yakın hissetmenin kaygı verici olduğunu söyleyen Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle Crans Montana başta olmak üzere geçmiş federasyon görüşme süreçlerinde Rum tarafının Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ve askerinin olmayacağı bir sistemde ısrar ederek masayı devirmesinin sebebini o dönemlerde idrak edemeyenler, şimdi garanti sisteminin önemini daha da iyi anlamalıdırlar. Rum – İsrail zihniyeti, bizleri azınlık gören, bundan sonra da sıra size gelecek zihniyetidir . Bu yüzden geçmişte olduğu gibi bu süreçleri tekrar başlatmak isteyenler, son yıllarda yaşanan savaşları ve soykırımları iyi analiz edip içselleştirmeleri gerekmektedir . Son yıllarda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamlılığı UBP’nin kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha belirtir, söz sahibi olduğumuz müddetçe, halkımızın varlığı ve güvenliği için savunmaya devam edeceğimizi vurgularız”

Devamını Oku

Trending

Reklam