Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Erhürman: Hayat pahalılığının yüzde 48 açıklanması, enflasyonist etki yapacak

Published

on

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Cumhuriyet Meclisi’nde “devlet ve ekonomi” konulu konuşma yaptı, ülkede, özellikle elektrik fiyatlarındaki artışla pahalılaşma yaşanacağı uyarısında bulundu.

Erhürman, Meclis’te iç tüzüğün 62. maddesi uyarınca söz aldı ve ilk olarak ekonomiye değindi.

Maliye Bakanı’nın ekonomiye ve hayat pahalılığına yönelik açıklamalarına işaret eden Erhürman, şu anda hayat pahalılığının yüzde 33 civarında olduğunu, yapılacak hayat pahalılığı artışının ise yüzde 48 civarı açıkladığını kaydetti.

Elektrikteki artışla, ülkede ciddi bir pahalılaşma dönemine girildiğini ifade eden Erhürman, bunun piyasaya enflasyon, pahalılık getireceğini kaydetti.

Erhürman, hükümetin nasıl hesaplar yaptığını bilmediğini ancak bu açıklamaların personel giderleri dikkate alınarak piyasayı şimdiden pahalılaştırdığını kaydetti.

-“Kahin olmaya gerek yok”

“Erhürman, “Şu anda hayat pahalılığında yüzde 33 isek ve 48 açıklamışsak, piyasa buna göre önlem alacak. Hayat ciddi şekilde pahalılaşacağı için ‘biz de kendi fiyatlarımızı, personel giderlerimizi bunun üzerinden hesaplamak zorundayız’ diyecek. Tam da yılbaşı alışverişlerinin yapılacağı döneme gelen bu açıklamaların, fiyatlara yansıyacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok. Bu beklenti, -yani HP’nin artması- piyasa pozisyonunu alacak ve bunu fiyatlarına yansıtacak. Bu farkında olarak veya olmayarak piyasaya enflasyonist bir etki yapacak” diye konuştu.

Bunların ciddi işler olduğunu, ayrıntılı hesaplar yapılması gerektiğini, çünkü yüzde 48 açıklamasının piyasaya pahalılık getireceğini ifade eden Erhürman, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yerel seçimlere de işaret etti. Erhürman, dövizde dalgalanma olabileceğinin konuşulduğunu, o yüzden ülkede piyasayı daha da pahalılaştıracak adımlardan geri durulması gerektiğini belirtti.

Tufan Erhürman, elektrikte yüzde 30 zam açıklandığını ancak birkaç saat sonra yüzde 15’e düşüldüğünü ifade ederek, hesaplamaların neye göre nasıl yapıldığını sordu.

KDV oranlarının yükseltilmesi ile ilgili adımlar atılacağının da söylendiğini belirten Erhürman, bunun da piyasaya pahalılık getireceğini kaydetti.

Konuşmasının “Devlet” başlığına da değinen ve KKTC’nin 40. uıl kutlamalarına katılacaklarını ifade eden Erhürman, devletin kurumsal yapısının önemine işaret etti, cumhuriyetin, bu çerçevede yönetilmesi gerektiğini söyledi.

Meclis yönetimini “yönetim” konusunda eleştiren Erhürman, Meclis Genel Sekreteri’nin, daha düşük makamlar tarafından “takılmadığını”, bunun doğru olmadığını, Meclis’in yasalara uymadığını, birlikte çalışılamıyorsa da yapılması gerekenin görev değişikliği olduğunu ancak bunun da yapılmadığını kaydetti.

Meclis Başkanı’nı da eleştiren Erhürman, “Cumhuriyet Meclisi Başkanı” gibi değil, “kral” gibi davrandığını öne sürdü.

Nüfus konusuna da değinen Erhürman, İçişleri Bakanı’nın “bilmem” dediğini, kendisinin de Başbakanlık yaptığını ancak “bilmediğini” ifade etti, ancak bir projeksiyon olduğunu, bunun bütçede yer verilerek ve verilere dayandırılarak tamamlanabileceğini kaydetti.

Bunun devlet olmakla alakalı olduğunu, o yüzden nüfus politikasının olması gerektiğini ifade eden Erhürman, eleştirilerde bulundu, ülkede yokluk, yoksulluk, göç yaşandığını belirtti.

Tufan Erhürman, CTP olarak Kıbrıs Türk halkının, devletinin uluslararası alanda görünmesi, ilişkileri geliştirmesi için, bir kapı açılmasını desteklediklerini, İslam İşbirliği Teşkilatı toplantılarının önemli olduğunu, Kıbrıs Türk Devleti isimiyle yer alındığını ifade etti. Erhürman, “Ben, o kapıları gındıran partiden geliyorum” dedi.

Avrupa Birliği değerlerinin Filistin’deki tutumundan dolayı gözünden düştüğünü ifade eden Erhürman, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na katılamaması için de AB’nin sıkıntı yarattığını, İslam İşbirliği Teşkilatı toplantılarında sorun yaşanmayacağını ancak her açılan kapının destekçisi olacaklarını vurguladı. Kıbrıs Türk halkının dünyayla buluşması için desteğe devam edeceklerini ifade eden Erhürman, KKTC’nin her platformda yer alması gerektiğini, örneğin uzlaşmacı olunması gerektiğini, Pile’de şu anda çözüme ulaşılamadığını, bunun da devlet yönetmek olmadığını kaydetti.

Maliye Bakanı Özdemir Berova da, hayat pahalılığı ve KDV oranları ile ilgili sorulara cevap vermek amacıyla söz aldığını ifade ederek, bütçeye işaret etti, alınan enflasyon öngörülerine göre genel bütçenin hazırlandığını belirtti.

Berova, bu konuda rakamlarla detaylı bilgi verdi, hayat pahalılığı oranını da buna göre hesapladıklarını, açıklanan yüzde 48’lik rakamın da öngörülen bir rakam olduğunu, düşebileceğini veya yükselebileceğini anlattı.

Rakamların kamuoyundan saklanmadan şeffaflık içinde tartışıldığını ifade eden Berova, KDV oranlarına da değindi ve bu alanda kayıt dışılık yaşandığını, güçlü bir otomasyon sistemine ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Berova, KDV oranlarının global veya yüzde yüz artırılacak diye bir durumu olmadığını, bazı KDV oranlarının yeniden düzenlenebileceğini, zaten Maliye’nin her zaman bu tür çalışmalar içinde olduğunu, vergide adaletin sağlanmasına önem verdiklerini anlattı.

Berova, otomasyon sistemiyle birlikte “kafaya göre fiyat” yapılamayacağını, vergilendirmenin daha adaletli bir hal alacağını, fiyat denetiminin de sağlanacağını belirterek, bütçe görüşmelerinde daha detaylı teknik bilgiler verebileceklerini kaydetti.

-Töre: “Demokrasiyi ihlal etmiyorum, krallık yürütmüyorum”

Meclis Başkanı Zorlu Töre de, Meclis’in demokratik bir şekilde idare edildiğini ifade ederek, demokrasinin beşiğinin Meclis olduğunu, bunu göz ardı ederek hareket etmediğini, özellikle muhalefete daha fazla tolerans göstermeye çalıştığını söyledi.

Töre, eleştirilere saygı duyduğunu ancak demokrasiyi ihlal etmediğini, “krallık yürütmediğini” ifade etti, “Bunları  kesinlikle reddeder, iade ederim. Meclis’i demokratik şekilde yönetmek için elimden gelen gayreti gösteriyorum” dedi.

-“Genel Sekreter’e ita amirliği vermedim, Uluçay da vermemişti”

Meclis Genel Sekreteri’ne ita amirliği vermediğini, sebeplerinin kendinde olduğunu, Teberrüken Uluçay’ın Meclis Başkanlığı döneminde de bunun böyle olduğunu ifade eden Töre, araçların zimmetini tümünü bir müdürlükte toplamak için Hasan Büyükoğlu’na verdiğini; “benzin vurgunu” ithamlarını reddettiğini, ortada bir çıkar sağlama, hırsızlık, sirkat değil hata olduğunu; yakıt alınan bir araç plakasının yanlış yazıldığını, o aracın da Meclis’e ait olduğunu; bu konuda tüm görüntülerin mevcut olduğunu ve 3 bin TL civarında bir rakamın söz konusu olduğunu anlattı.

Meclis Başkanı Töre, Meclis’e ait araçların çoğunun çalışmaz durumda olduğunu, bu konuda bazı sıkıntıların yaşandığını, ancak “süper yalanlara” maruz kaldıklarını, menfaat söz konusu olmadığını kaydetti.

Töre, yurt içi gezilerinde yanında koruma ordusu değil, bir kişi bulunduğunu söyledi. 

“Meclis Genel Sekreteri’nin bir aracın nerede olduğunu bilmediğini söylemesi tamamen abartıdır, bu aracın makinistte ve parça sorunu olduğunu biliyor” diyen Töre, Meclis’teki dört müdürün ve amirlerle toplantısına hiçbir zaman engel çıkarmadığını, müdahale etmediğini kaydetti. Töre, “Ben Sayın Genel Sekreter’e o makamda oturduğum müddetçe saygı duydum. Bazı konularda kendisine elbette müdahale ettim, etmek zorunda kaldım. Bu da benim düşüncem, benim tercihim” diye konuştu. Töre, “Süper yalan üzerine bir saldırıyla karşı karşıya kaldım” ifadelerini kullandı. Divanda bu konuyu ele almayacaklarını söylemediğini bir hata olduğunu ve hatayla ilgili de izahatta bulunduğunu kaydeden Töre, herhangi bir korkusu olmadığını, istifa çağrılarını da geri çevirdiğini söyledi.

Töre, bir soru üzerine, “eşinin arabasına 001 makam plakası taktığını” ama bunda bir çıkarı olmadığını kaydederek, makam aracının arıza yapması üzerine ziyaretlerine gitmek için başka araç kullandığını, Meclis’in itibarı doğrultusunda en iyisini yapma gayreti içinde olduğunu, suistimal yapılmadığını, kural hatası olabileceğini ifade etti.

Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin Meclis’e gereken katkıları sağladığını, protokole 6 milyon TL kaynak konulduğunu belirterek buna teşekkür edilmesinin bilinmesini isteyen Töre’nin, “Meclis Divanı’nda bazı vekillerin Türkiye’den gelen ekiplere yemek verilmesine karşı çıktığını ancak gelip yemekleri yediğini” söylemesi üzerine tartışma çıktı, Töre, “yalancılıkla” suçlandı.

Töre, Avrupa Birliği ile Birleşmiş Milletler’i de, Filistin’e karşı tutumlarından dolayı eleştirdi.

CTP Milletvekili, Meclis Başkanı Fazilet Özdenefe de, Töre’nin “yalan” söylediğini üzülerek söylemek istediğini ifade ederek, Töre’nin yemeğe yönelik geriye dönük karar aldırmaya çalıştığını söyledi.

Tufan Erhürman da yeninden söz alarak, “yalan üstüne yalan” konuşan bir insana bu vakitten sonra saygı göstermelerini beklememesini istedi. Erhürman, doğru söyleyen birinin salondan kaçmadan oturup tartışabileceğini, tutanakları getirebileceğini ifade etti, eleştirilerde bulundu.

Erhürman’ın Maliye ile ilgili eleştirileri üzerine de yerinden söz alan Maliye Bakanı Berova, bu konuda teknik bilgileri bütçe görüşmelerinde vereceğini, kaçmak gibi bir derdi olmadığını söyledi.

Erhürman da, açıklanan yüzde 48,68 hayat pahalılığı ile ülkede pahalılığın artacağını, belki de bunun daha yüksek olacağını anlattı, bu açıklamaların endişe verici olduğunu, kurumlarla, devlet ve ekonomi işbirliği içinde çalışması gerektiğini kaydetti.

-Sunuşlar

Meclis Genel Kurulu’nda daha sonra, Sivil Havacılık Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın üçüncü görüşmesi yapıldı, ayrıca Meclis Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkan Vekilliğine CTP Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali’nin seçildiği bilgisi verildi.  

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Mineri/Sarıkuyruk avcılığına dair uyarıda bulundu

Published

on

By

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, yaz döneminde kıyılarda sıklıkla görülen Mineri/Sarıkuyruk (Seriola dumerili) balığı avcılığına dair uyarıda bulunarak yasal düzenlemeleri hatırlattı.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, bu dönemde türün kıyılarda daha sık rastlanması nedeniyle, yasal avlanma kurallarının hatırlatılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

Açıklamada, 27/2000 sayılı Su Ürünleri Yasası kapsamında yürürlükte olan “Balıkçılık İzinleri ve Balıkçılık Kaynaklarının Sürdürülebilir Kullanımı Tüzüğü” uyarınca, Sarıkuyruk avcılığına yönelik geçerli kurallara dikkat çekildi.

30 santimetreden küçük olan bireylerin avlanması, satılması, satın alınması ve sergilenmesinin yasak olduğu vurgulanan açıklamada, bu kuralın, hem amatör hem de profesyonel balıkçılar için bağlayıcı nitelik taşıdığı kaydedildi.

Amatör ve sportif balıkçılar için getirilen günlük adet sınırlamaları ise şöyle belirlendi:

“45 cm ve üzerindeki balıklar için: Günde en fazla 2 adet. 30–45 cm arasındaki balıklar için günde en fazla 6 adet.”

Bu düzenlemelerin Sarıkuyruk türünün popülasyonunu korumak ve sürdürülebilir balıkçılığı sağlamak amacıyla uygulandığı vurgulanan açıklamada, balıkçıların belirtilen kurallara özen göstermeleri, denizlerdeki biyolojik çeşitliliğin korunmasına ve gelecek nesillerin de bu kaynaklardan faydalanabilmesine katkı sağlayacağı belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Okullar Yolu Sokak, Şht. Mustafa Yusuf Hacı Sokak ve Bozkır Sokak’ta kanalizasyon çalışması yapılacak

Published

on

By

 Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) 3 sokakta 42 bina ve 145 haneyi daha kanalizasyona bağlayacağını açıkladı.

Belediyeden yapılan açıklamada, bu kapsamda, 8 Ağustos Cuma gününden itibaren Okullar Yolu Sokak’ta (Atleks Sanverler Ortaokulu’ndan Polis Genel Müdürlüğü köşesine kadar) başlayacak çalışmaların 4 günde tamamlanmasının hedeflendiği belirtildi.

Okullar Yolu Sokak’ın ardından çalışmalar Polis Genel Müdürlüğü yan sokağı olan Şht. Mustafa Yusuf Hacı Sokak’ta devam edecek.

Kanalizasyon çalışmaları Bozkır Sokak ile tamamlanacak.

Açıklamada, çalışmalar boyunca sürücülerin trafik yönlendirmelerine dikkat etmeleri istendi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, görev süresi sona erecek olan Stewart’ı kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, görev süresi 9 Ağustos’ta sona erecek olan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart’ı kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı’nda saat 10.00’da başlayan görüşme yaklaşık bir saat sürdü.

Cumhurbaşkanı Tatar ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart, görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu.

 – Tatar: “Komitelerin çalışması konusunda biz çok ısrarcı olduk ancak Güney Kıbrıs maalesef değil”

 Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yaptığı açıklamada, Stewart ile dört yıldır birlikte çalıştıklarını ve kendisiyle bir dostluklarının geliştiğini belirtti.

Bütün samimiyetiyle Colin Stewart’a her zaman açık ve net olduğunu kaydeden Tatar, Stewart’ın dört yıllık sürede her iki tarafa da yardımcı olabilmek için iyi niyetli çalıştığını gördüğünü belirtti, hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.

Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın sunduğu raporda “ortak bir zemin olmadan Kıbrıs’ta bir müzakere sürecinin başlayamayacağının” kayda geçtiğini ve raporun Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın António Guterres tarafından değerli bulunduğunu anımsattı.

“Guterres, hem Cenevre hem de New York görüşmelerinde bunları ifade etmiştir.” diyen Tatar,

Colin Stewart dönemindeki başarılarına değindi.

Özel Temsilci Güneş Onar’ın girişimleriyle iki taraflı teknik komitelerin çalışabilmesine yönelik büyük gayretler sarf edildiğini ifade eden Tatar, son olarak mart ayında gerçekleşen toplantıda alınan kararda 13. teknik komite olarak Gençlik Komitesi’nin oluşturulduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanlığı göreve süresince 13’ü bulan teknik komitelerin çalıştırıldığını ifade eden Tatar,

“Burada biz çok ısrarcı olduk ancak Güney Kıbrıs maalesef değil…” dedi.

 – “Madem Rum tarafının böyle bir şeye niyeti yok, yeni bir oyuna geçmenin zamanı geldi”

 Güney Kıbrıs’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımadığı için, kurum ve kuruluşlarını muhatap almamaya çalıştığını dile getiren Tatar, önemli konularda maalesef gerekli adımların atılmadığını gördüklerini kaydetti.

“Kültürel Miras” gibi bazı konularda atılan adımlara da değinen Tatar, Stewart’ın bu dönemde kendileriyle iyi çalıştığını dile getirdi.

“Biz bu dönemde iki tarafın işbirliğine çok önem verdik. Ben onu, ‘iki devletin işbirliği’ olarak değerlendiriyorum.” diyen Tatar, hem Cenevre hem de New York görüşmelerinde bunu defalarca dile getirdiğini söyledi.

“Biz buradayız ve kapıları görüşüyoruz. Biz buradayız, kültürel mirası ve mezarlıkları görüşüyoruz. Biz buradayız, çevre ve iklim değişikliği konularını görüşüyoruz. Gençlerin pozisyonu, mayınların temizlenmesi konularını görüşüyoruz…” diyen Tatar, iki devletin işbirliğine ve iki taraf arasındaki münasebetin devam etmesi için büyük gayret sarf ettiklerini belirterek, Stewart’ın bu konularda kendilerine destek olduğunu belirtti.

BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’ta “iki bölgeli”, “iki toplumlu” federasyon kararına değinen Tatar, “Biz artık orada değiliz. Federal temelde bir anlaşma konusunda bir çözüm bulunamadı. Çünkü Rum tarafının böyle bir şeye niyeti yok.” şeklinde konuştu.

“Madem Rum tarafının böyle bir şeye niyeti yok, yeni bir oyuna geçmenin zamanı geldi. O yüzden dört yıl önce Cenevre’de ‘egemen eşitlik, eşit uluslararası statü’ noktasında yeni vizyonumuzu ortaya koyduk.” diyen Tatar, KKTC olarak her türlü varlıklarıyla egemen olduklarını belirtti.

BM Güvenlik Konseyi’nde alınan kararın artık zamanının geçtiğini ve hükmünü yitirdiğini dile getiren Tatar, “Derenin altından çok sular geçti, çok şey değişti. Bölge değişti, statü değişti, Doğu Akdeniz değişti… Türkiye bambaşka bir noktaya geldi.” diye konuştu.

 – “İki devletli çözüm konusunda ısrarcıyız”

 İki devletli çözüm konusunda ısrarcı olduklarını belirten Tatar, Stewart’ın giderayak yaptığı açıklamanın kendilerini üzdüğünü ifade etti.

Stewart’ın görüşmede “yanlış anlaşıldım” dediğini belirttiğini kaydeden Tatar, “Stewart’a görev tanımın, böyle bir açıklama yapmaya müsaade etmez” dediğini aktardığını ifade etti.

Stewart’a “Kıbrıs’ta iki eşit taraf var. Her ne kadar KKTC tanınmamış olsa dahi sizin bu eşitliği korumanız ve bu eşitliğe saygı duymanız gerekiyor. Rum’un söylediği kendisini bağlar, benim söylediğimde beni bağlar. Bize yönelik açıklamanda ‘şu hiçbir zaman olmayacak’ şeklinde bir ifade kullanamazsın.” dediğini belirten Tatar, bir müzakerenin başlayabilmesi için de egemen eşitliklerinin kabul edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kıbrıs meselesini en iyi bilenin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres olduğunu ifade eden Tatar, Guterres’e büyük saygı duyduğunu dile getirdi.

Gayriresmi zirvelerde toplam 10 konuda uzlaşı sağlandığını belirten Tatar, iki devletli bir çözümün müzakere yoluyla sağlanacağını ifade etti.

Bunca yıldır devam eden süreçlerde gelinen noktada büyük bir avantaj olduğunu dile getiren Tatar, bununda BM’de dahil olmak üzere iki tarafın da “neyin çalışmadığını” kabul eder noktaya gelmesi olduğunu ifade etti.

Tatar, “Artık ortak zemin olmadığı genel sekreter tarafından kabul gördü. Federasyon modeli tükenmiştir. Adil ve kalıcı bir çözüm, sadece gerçeklerin masaya yansımasıyla başlayacak yeni ve resmi bir süreçle bulunabilir.” diye konuştu.

 – Stewart: “Tatar, Kıbrıslı Türkleri derinden önemseyen ve onların çıkarlarını gözeten biri”

 2021 yılında devraldığı görevi sona erecek olan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs’taki BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart da, Cumhurbaşkanı Tatar ile çok güzel bir veda görüşmesi yaptığını, her zamanki iş birliği ve dayanışması için kendisine teşekkür ettiğini belirterek, “Kıbrıslı liderler arasında en uzun süredir görüştüğüm ve geldiğimden beri iktidarda olan kişi odur. Sanırım yıllar boyunca çok iyi görüşmeler yaptık ve bunun için kendisine teşekkür ettim” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a “yapıcı yaklaşımı” için teşekkür ettiğini söyleyen Stewart, “Kıbrıslı Türkleri derinden önemseyen ve onların çıkarlarını gözeten biri olduğunu biliyorum ve bu uğurda her zaman yapıcı olmaya çalıştı” ifadelerini kullandı.

Kanadalı diplomat Stewart, kamuoyuna bir dizi açıklamalar yaptığını ve bu açıklamalarından bazılarına tepkiler geldiğini belirterek, devamla şunları kaydetti:

“Genel Sekreter, özgürce müzakere edilmiş bir çözüme ulaşabilmek için olası bir çözümün karşılıklı kabul görmesi gerektiğini ve Birleşmiş Milletler’in dayatmada bulunamayacağını söyleyerek sürece öncülük etmiştir. Karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm bağlamında, elbette, diğerlerinden daha gerçekçi olan bazı seçenekler var. Kamuoyu yoklamalarımız, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların çoğunluğunun, başarılı bir şekilde müzakere edilmiş, karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm görmek istediğini gösteriyor ve bu, Birleşmiş Milletler’in her zaman tam olarak desteklediği bir şey.”

Stewart, Cumhurbaşkanı Tatar ile geniş bir yelpazede çeşitli konuları ele aldıklarını belirterek, “Dediğim gibi, çok dostane ve nazik bir görüşmeydi ve kendisine iş birliği için teşekkür ettim” dedi. 

Devamını Oku

Trending

Reklam