Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Erhürman: Şahsıma ve CTP’ye yönelik itibar suikasti

Published

on

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale” ile ilgili olarak hazırlanan bir raporun, “şahsına ve CTP’ye yönelik bir itibar suikastine” dönüştürülmeye çalışıldığını kaydetti.

Erhürman, her türlü eleştiriye açık olduğunu ve açık olacağını, başkaları gibi eleştiri karşısında saldırganlaşmayacağını ifade ederek, “İnsanların, eleştiri yapmadan önce beni arayıp neyi/neden yaptığımı veya yapmadığımı benden öğrenme gayreti içerisine girmelerini de hep bekleyeceğim. Çünkü Kıbrıs Türk insanının samimiyetinden asla umudu kesmedim, kesmeyeceğim” dedi.

CTP Basın Bürosu aracılığıyla açıklama yapan Erhürman, bir internet gazetesinde yayımlanan bir raporda, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale” ile ilgili olarak kendisiyle görüşüldüğünü ancak sonrasında, “anlattıklarını imzalamak istememesi” üzerine ifadelerinin rapordan çıkarıldığını kaydetti.

Erhürman, “Bu söylenen doğrudur. Ama buna ek olarak, benim, raporu hazırlayan arkadaşlar adına benimle iletişime geçen arkadaşıma, metni bana ilettikleri şeklin dilini düzelttikten sonra ismimle yayımlamalarında hiçbir sorunum olmadığını söylediğim de, her halde ilgili arkadaşın da teyit edeceği gibi doğrudur” dedi.

Haberde de yer aldığı gibi, söylediği, yaptığı açıklamaların, röportajın altına imza atmak gibi bir usulü doğru bulmadığını ifade eden Erhürman, şunları kaydetti:

“Kaldı ki görüşmenin yapıldığı gün de bana bu usulün uygulanmasının istendiği belirtilmedi. Yani, ben önce imza atmayı kabul edip de sonradan bundan vazgeçmiş falan değilim. Bugüne kadar gerek hukukçu, gerekse siyasetçi olarak pek çok açıklama yaptım ama hiçbir açıklamamın altına imza atmadım. Böyle bir şeye de kimse gerek duymadı, böyle bir talepte bulunulmadı. Çünkü bu bir ‘ifade’ değil, açıklama veya röportaj. Buna karşın imza isteyen arkadaşların ve açıklamalarını imzalayan diğer arkadaşların bu yöndeki iradelerine, bunu gerekli görmelerine saygı duyarım. Ama imza atmayı doğru bulmamama karşın, bana ulaştırılan metnin yayımlanmasıyla ilgili bir sorunum olmadığını açıkça söylediğimin de altını bir kez daha çizerim.”

Erhürman, gerçekler bunlar olmasına karşın, raporu hazırlayanları tenzih ederek; “bu durumun kimileri tarafından, pek çok kez olduğu gibi, bir kez daha şahsına ve CTP’ye yönelik bir itibar suikastine dönüştürülmeye çalışıldığını” söylemek zorunda olduğunu ifade etti.

Tufan Erhürman, raporu hazırlayanlarla yaptığı görüşmede belirttiği ve onların kendisine ilettiği metinde de yer alan “müdahale örneklerini”  sıralayarak, “Bunların sanırım tamamını seçimden sonra katıldığım pek çok programda zaten söyledim. Bunlar dışında da duyduğumuz pek çok şey oldu ama bir hukukçu olarak somut ve kanıtlanabilir olanları dile getirmeyi ve bu dile getirilen somut ve kanıtlanabilir örneklerin müdahaleyi ispata yeterli olduğunu düşünüyorum” dedi.

Bugüne kadar olduğu gibi, bugün de, bundan sonra da her türlü eleştiriye açık olduğunu ve açık olacağını belirten Erhürman, raporu hazırlayanlarla yapılan görüşmede, müdahalelerle ilgili verdiği örnekleri de, “metnin yazılış üslubuna uygun şekilde” şöyle aktardı:

“Somut olarak müdahale olarak adlandırılabilecek olayların yaşandığını ve bunların pek çoğunun seçime kısa bir süre kala cereyan ettiğini,

Su ve Maraş konularındaki törenlerin/açıklamaların YSK’nın tören yapılamayacağını belirtmiş olmasına karşın yapıldığını, bunların KKTC’de değil de Türkiye’de yapılmış olmasının hukuken hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini,

Seçime çok kısa bir süre kala Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs sorunu ile ilgili çözüm tercihinin veya tezinin iki devletlilik olduğu yönünde açıklama yapıldığını, bu açıklamanın da hangi adayların tercih edildiğini ve hangi adayların tercih edilmediğini gösterdiğini, nitekim federasyonu savunan adayların bu açıklamadan sonra katıldıkları programlarda, sürekli olarak seçimi kazanmaları halinde garantör Türkiye Cumhuriyeti ile uyum içinde çalışmalarının nasıl mümkün olacağı yönündeki sorulara muhatap bırakıldıklarını,

Seçime kısa bir süre kala Türkiye Büyükelçiliği kanalıyla spor kulüplerine maddi yardımda bulunulduğunu,

Seçime kısa bir süre kala Türkiye Cumhuriyeti’nden KKTC’ye 20 milyon TL aktarıldığını ve 10 bin kişinin hesaplarına 2 biner TL yatırıldığını, yine aynı süreç içerisinde KKTC Hükumetine 117 milyon TL aktarma yapıldığının açıklandığını,

Seçim çalışmaları için Türkiye Cumhuriyeti’nden adaya bazı milletvekillerinin geldiğinin duyulduğunu,

Geçmiş dönemlerde de seçimlere müdahalenin yaşandığının bilindiğini, 1990 seçimlerinde yaşananlarla ilgili olarak Meclis’te Araştırma Komitesi kurulduğunu ve müdahale olduğunu saptayan bir rapor hazırlandığını, orada Türkiye Cumhuriyeti televizyonlarında bir aday lehine yapılan bir konuşmanın Meclis Araştırma Komitesi raporunda müdahale olarak kabul edildiğini, bu seçimde bu şekilde müdahalenin kat be kat fazla yapıldığını ve seçime kısa bir süre kala Türkiye Cumhuriyeti televizyonlarında KKTC seçmenin oy verme davranışını etkileyecek çok sayıda program yapıldığını,

Meclis Araştırma Komitesi’nin söz konusu raporu dikkate alındığında, orada müdahale olarak saptanan olaylarla son dönemde yaşanan ve örnekleri yukarıda sıralanan olayların çok daha bariz bir şekilde müdahaleyi gösterdiğinin açık olduğunu söyledim.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Başkanı Tipioğlu BRT’ye konuştu:“TC Devleti , KKTC ve Kıbrıs Türkü’yle ilgili her türlü gelişmeyi titizlikle takip etmektedir”

Published

on

By

TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Başkanı Veysel Tipioğlu, BRT’de yayınlanan 18. Saat programına konuk olarak, temaslarını değerlendirdi.

Tipioğlu, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan selam ve muhabbetlerini ileterek, Türkiye’nin her zaman Kıbrıs Türk halkının yanında olduğunu söyledi.

Tipioğlu, gerçekleştirilen ikili görüşmelere değinerek, hedeflerinin KKTC’yi parlamentolar arası diyalogla uluslararası arenada daha tanınır hale getirmek olduğunu belirtti.

Her gidilen platformda Kıbrıs Türkü’nün haklı davasını anlatmaya çalıştıklarını anımsatan Tipioğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da BM Genel Kurul’da bu çağrıyı yinelediğini, Türkiye’nin her platformda bunu söylemeye devam edeceğini kaydetti.

Buradaki işbirliğinin sürmesi ve artması için komisyonları Ankara’ya davet edeceklerini ifade eden Tipioğlu, Güney Kıbrıs’ın silahlanması konusunda da değerlendirme yaptı.

Bölgede iyi komşuluk ilişkilerinin önemli olduğunu, sorunların uluslararası hukuk kapsamında çözülmesi gerektiğini kaydeden Tipioğlu, olası bir sıcak çatışmadan bölgedeki herkesin zarar göreceği uyarısında bulundu.

Adanın ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin denizlerde en az Rumlar kadar hakka sahip olduğunu söyleyen Tipioğlu, Güney Kıbrıs’ın bunu hiçe sayarak 2003 yılından bu yana tek taraflı eylemlerde bulunduğunu hatırlattı.

TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın KKTC ziyareti ve bu ziyaretin Güney Kıbrıs’taki yankılarını değerlendiren Tipioğlu, Kıbrıslı Türklerin yapıcı tavrına rağmen Güney Kıbrıs’ın yapılan her türlü girişimi sabote ettiğini anımsatarak, “TC Devleti KKTC ve Kıbrıs Türk halkıyla ilgili her türlü gelişmeyi titizlikle takip etmektedir” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Medya Etik Kurulu heyeti, Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nu ziyaret etti

Published

on

By

Medya Etik Kurulu Başkanı Aysu Basri Akter ve Yönetim Kurulu üyeleri, Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nu ziyaret etti.

Ziyarette konuşan Kurum Müdürü Meryem Özkurt, BRTK’nin etik kuralları çerçevesinde üstlendiği misyonu yürütmeye devam ettiğini belirtti.

Medya Etik Kurulu Başkanı Aysu Basri Akter de, medya etik konusunda bilinçlenmenin önemini vurgulayarak, medyanın sadece profesyonellerin değil her vatandaşın sorumluluğunda olduğunu söyledi.

Akter, “BRT’nin toplumu bilinçlendirme konusundaki sorumluğu hepimiz için önemli” dedi.

Ziyarette, Medya Etik Kurulu’nun sosyal medyada yayınladığı bilgilendirici kamu spotlarının BRT tarafından hazırlanıp yayınlanması yönünde mutabık kalındı.

Devamını Oku

Kıbrıs

ARUCAD Öğrencileri TAK’ı ziyaret eti

Published

on

By

ARUCAD Yeni Medya ve İletişim Bölümü öğrencileri Türk Ajansı Kıbrıs’ı (TAK) ziyaret etti.

İletişim Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Nuran Öze, Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr.Huri Yontucu ve Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Karahasan’ın eşlik ettiği öğrenciler TAK Müdürü Dr. Fehmi Gürdallı ve TAK Amiri Özgül Gürkut Mutluyakalı ile biraraya geldi.

Gürdallı ve Mutluyakalı, öğrencilere TAK’ın işleyişi ile ilgili bilgi verdi ve gazetecilik deneyimlerini aktardı.

Öğrencilerin sorularıyla devam eden ziyarette, dünyada, Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde basın sektöründe yaşanan gelişmelerle, medyadaki değişim ve dönüşüm süreçleri ele alındı.

Devamını Oku

Trending

Reklam