Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Erhürman: Yeşillere allara, nice nice yıllara CTP

Published

on

 

 

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, bugüne kadar Kıbrıslı Türklerin hayrına ne yapıldıysa CTP’nin yaptığını bundan sonra da CTP’nin yapacağını vurguladı. Erhürman, işçinin, emekçinin hakkını CTP’nin verdiğini, barış için çözüm için CTP’nin mücadele ettiğini, sosyal ve ekonomik hakları CTP’nin kazandırdığını söyledi. Erhürman, 23 Ocak seçimlerini göstererek, “Yaptık, yine yaparız” dedi. Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) 51’inci kuruluş yıldönümünü kutladı. Lefkoşa’da gerçekleşen resepsiyona partililerin yanı sıra, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve CTP’nin eski genel başkanları ile başbakanları  Güney Kıbrıs’tan konuklar ve sivil toplumun temsilcileri katıldı.

 

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman katılımcılara hitap ettiği konuşmasına duygusal sözlerle başladı. Erhürman, “51 yıl oldu. 51 yıllık mücadele… 51 yıldır acı çekiyoruz, 51 yıldır bedel ödüyoruz ama 51 yıldır dayanışma içindeyiz. 51 yıldır sırtlarımızı birbirimize dayıyoruz. 51 yıldır sevgi ile kucaklaşıyoruz, tırnaklarımızı bu topraklara geçiriyoruz. 51 yıldır barış diyoruz, federasyon diyoruz, eşitlik diyoruz, adalet diyoruz ve demeye devam edeceğiz” dedi. Bu yolda çok ağır bedeller ödediklerini belirten Erhürman konuşmasına partinin ilk genel başkanı Ahmet Mithat Berberoğlu’nu, Özker Özgür’ü, Naci Talat Usar’ı ve Sonay Adem’i anarak devam etti.

 

Erhürman konuşmasında; Bizim ne olduğumuz nerede durduğumuz herkesin bildiği bir şey. Bize durmadan laf yetiştirenlerin de nerede durduğunu herkes biliyor” diyen Erhürman, bir tarafta ‘çözümsüzlük çözümdür’ diyenlerin var olduğunu diğer tarafta 51 senedir kale gibi durarak bu memlekette federal çözüm diyenler olduğunu söyledi.

Erhürman sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir tarafta halkımızı hapsetmeye, tutsak etmeye, dünyaya kapatmaya çalışanlar var. Halkımızı Sarayönü’nden öteyi görmez hale getirmeye çalışanlar var, bir tarafta da ‘biz bu halkı dünyayla, Avrupa’yla, uluslararası camiayla buluşturacağız’ diyenler var. Bir tarafta ‘biz kendi ayaklarımızın üzerinde duramayız’ diyenler var diğer tarafta 51 yıldır kale gibi duran, ‘kendi ayaklarımızın üzerine duracağız, kendi kendimizi yöneteceğiz’ diyen biz varız, CTP var.”

 “Aylardır bize bir hikaye anlatıyorlar. Aylardır basiretsizliklerini, plansızlıklarını en önemlisi bu halkın gailesini çekmiyor oluşlarını pandemi ile TL’nin değer kaybıyla açıklamaya kalkanlar var… Ama bizim de arkamızda ne yaptığımıza dair herkesin bildiği gerçekler var. Biz, halkımızı döviz karşısında ezdirmeyeceğiz diyenleriniz, bunun için hayat pahalılığını enflasyonun, döviz artışının üzerinde ödedik diyenleriz. Biz, Maliyenin gelirlerinden, KDV’den, Fiyat İstikrar Fonu’ndan, gümrük vergisinden vazgeçenleriz; onlar maalesef en sıkıntılı dönemde halkımızın alım gücü yerlerde sürünürken, ‘Hayat Pahalılığını ödemeyeceğim’ diyenler, ‘KDV’yi de Fiyat İstikrar Fonunu da’ alacağım diyenler ve şimdi karşımıza geçip de ‘nar ekşisinin KDV’sini kestim’ diye dalga geçenler… CTP’nin ne yaptığı bellidir, size ne yaptırmayacağı da bellidir, bu halkla dalga geçtiğiniz yeter artık diyen CTP’dir.”

 

 “Geldiler hükümet kurdular. Bizim halkımıza unutturduğumuz elektrik kesintilerini tekrar getirdiler. Biz unutturduk elektriksiz günleri tekrar hatırlattılar, akaryakıt kuyruklarını getirdiler. Memlekette insanlar süt bulamaz oldu, tüp gaz bulamaz oldu. Aşı kuyrukları kurdular, memleketi enkaza çevirdiler. Ama yüreğinizi ferah tutun çok az kaldı. Kıbrıs Türk halkının büyük ortağı olduğu CTP Hükümetine çok az kaldı. Çatlasalar da patlasalar da madem ki giderlerimiz dövize endeksli, bu halkın gelirini de evet dövize endeksleyeceğiz. Çatlasalar da patlasalar da endeksleyeceğiz. Biz memleketin yüzde 60’ı dövize endekslenmiş durumdayken halkımızı koruyacağız… Derken çıktı birileri bize ‘hayalci’ dedi. ‘Hayal kuruyorsunuz’ dedi. Bize hayal kuruyorsunuz diyenlerin kimler olduğunu size hatırlatayım: Bu arkadaşlar değil miydi ki memleketi Las Vegas yapacaklardı, memleketi Singapur yapacaklardı. Hem de Singapur’un tanınmamış bir memleket olduğunu zannederek… Memleketi Tayvan yapacaklardı. Memleketin tamamını Serbest Bölge yapacaklarını söylediler ama en parlak öneri şimdiki Başbakan’dan geldi. ‘Hiç merak etmeyin ben KKTC’yi tanıtacak değilim, KKTC’yi tanınmamışlığın avantajlarından yararlandıracağım’ dedi. Neler çağrıştırır bu söz akıllarda onu size bırakıyorum. Bir tarafta bunların hayalini kuranlar var bir tarafta da CTP… Yani barışın, çözümün, dünyaya açılmanın, eşitliğin, adaletin hayalini kuranlar var… Bu hayali kurduk diye ‘hayalciysek’ evet bu toplum için hayallerimiz var sonuna kadar da olacak.”

 

 “Kıb-Tek’in ne hale getirildiğinin farkındasınız. Yatırım yapmayanlar, bakım yapmayanlar, maliyesi ile zerre ilgilenmeyenler Kıb-Tek’i ne hale getirdi farkındasınız ama bu konuda da hiç merak etmeyin… Kıb-Tek’te hiç unutmayın ki bugüne kadar hangi konuda yatırım yapıldıysa bu da CTP’nin girişimleri sonucu AB’den elde edilen finansmanla yapıldı. Bugün AB, ‘Yeşil Mutabakat’ diyorsa, çevreci enerji diyorsa, çıkacak CTP ortaya diyecek ki bu adada yeşil enerjiyse bileceksiniz ki adalıyız maviye de yeşile de, burada da yeşil enerji olacak ve CTP SKADA’yı nasıl getirdiyse yeşil enerji için de AB’den finansmanı söke söke alacak. Çünkü bu işi yaparsa bir tek CTP yapar. Yaptık yine yapacağız.”

 

 “Kimse unutmasın, biz de unutturmayalım; CTP’nin doğru zemine basarak federasyon temelinde bu topluma kazandırdığı unsurlardır Yeşil Hat Tüzüğü, Mali Yardım Tüzüğü ve bundan sonra kazandıracağı unsurlardır yine aynı temele basarak AB’den alınacak destekler. Sayın Talat buradadır. CTP Lokmacı Kapısını açtı. Müteahhitler ihalelere teklif dahi atmazken Mağusa’da Derinya’yı, Lefke’de Aplıç’ı CTP açtı. Onun için gönül rahatlığıyla göğsümüzü gere gere söylüyoruz, evet CTP nasıl ki onları açtı, Mağusa Kapısını da Baf Kapısını da diğer geçiş kapılarını da CTP açacak. Açtık, yine açarız. Yaptı, yine yaparız.” 

 

Konuşmanın sonunda seçim Erhürman, “Seçime hazırız… CTP geliyor, yarından itibaren mücadele çığ gibi büyüyor. Bu yolun sonunda Kıbrıs Türk halkının büyük ortağı olduğu CTP iktidarı var. Hepimize bir kez daha hayırlı yaşlar ve kolaylıklar diliyorum” dedi. Konuşmanın ardından aile fotoğrafı için eski başkanlar ve 23 Ocak seçimlerine katılacak adaylar sahneye çağrılarak pasta kesildi. Pastayı Erhürman ile birlikte partinin hayattaki tek kurucusu Hüseyin Celal ile 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat kesti.

 

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Los Angeles’ta çıkan Hughes yangını 4 bin hektardan fazla alana yayıldı

Published

on

By

ABD’nin California eyaletinin Los Angeles kentinde yangınlarla mücadele devam ederken Castaic Gölü çevresinde gece saatlerinde çıkan yeni yangın, 4 bin hektardan daha fazla bir alanı kapladı.

California Orman ve Yangından Koruma Departmanının (CAL FIRE) internet sitesindeki bilgilere göre, Castaic Gölü çevresinde çıkan Hughes yangını, kısa sürede geniş bir alana yayıldı.

4 bin hektardan fazla alanı kaplayan yangında, bölgedeki 30 binden fazla kişi için tahliye emri çıkarılırken, 20 binden fazla kişi için ise tahliye uyarısı yapıldı.

Uyarılarda yangının hayati tehlike yarattığı belirtilirken, bazı alanların halkın erişimine kapatıldığı duyuruldu.

Los Angeles’ta iki haftadan uzun süre önce 6 ayrı bölgede başlayan yangınlardan Palisades bölgesindekinin, bugün itibarıyla yüzde 70’inin, Eaton’dakinin ise yüzde 95’inin kontrol altına alındığı kaydedildi.

Yangına ilişkin açıklama yapan itfaiye yetkilisi Anthony Marrone, rüzgarların yangının ilk çıktığındaki kadar kuvvetli olmadığının altını çizerek, “Şu anda bulunduğumuz durum, çok daha farklı.” ifadesini kullandı.

– Yangının yüzde 14’ü kontrol altına alınabildi

NBC Los Angeles’a göre itfaiye yetkilileri, hızla yayılan ve 4 bin hektardan fazla alanı kaplayan Hughes yangınıyla mücadelede “üstünlüğü ele geçirdiklerini” söyledi.

Yetkililer, şiddetli rüzgarlar etkili olmadan yangın müdahale uçaklarının bölgeye su bıraktığını aktardı.

Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, yangınla mücadele için bölgeye takviye yapıldığını bildirdi.

CAL FIRE’a göre, yangının henüz yüzde 14’ü kontrol altına alınabildi.

ABD Başkanı Donald Trump, 19 Ocak’ta yaptığı açıklamada, Beyaz Saray’a döndükten sonra yapacağı ilk ziyaretin 24 Ocak’ta yangınların etkilediği Güney California’yı kapsayacağını belirtmişti.

– Los Angeles yangınları

Los Angeles’ta 7 Ocak’ta sabah saatlerinde Pacific Palisades bölgesinde başlayan, Eaton, Hurst, Sunset, Woodley bölgeleri başta olmak üzere hızla çevreye yayılan orman yangınlarında bugüne kadar en az 28 kişi yaşamını yitirdi.

Binlerce dönüm alanın kül olmasına yol açan yangınların neden olduğu toplam hasar ve ekonomik kaybın 250 ila 275 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Devamını Oku

Dünya

Çin’in “Yapay Güneşi” füzyon rekoru kırdı: 17 dakikadan fazla plazma süresi

Published

on

By

Çin’in Deneysel Gelişmiş Süperiletken Tokamak (EAST) reaktörü, 1.066 saniye boyunca yüksek hapsolmuş plazma durumunu koruyarak yeni bir dünya rekoru kırdı. 20 Ocak’ta elde edilen bu başarı, temiz ve sınırsız enerji kaynağı olarak füzyon gücünü geliştirme yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

EAST projesinin nihai hedefi, Güneş’in nükleer füzyon sürecini taklit ederek insanlığa tükenmez ve temiz bir enerji kaynağı sunmak. Aynı zamanda bu teknoloji, Güneş Sistemi’nin ötesine yapılacak keşifler için de kritik bir rol oynayabilir.

Dünya genelinde bilim insanları, bu iddialı hedefe ulaşmak için 70 yılı aşkın süredir çalışmalar yürütüyor. Ancak bir nükleer füzyon cihazından elektrik üretmek, bazı büyük zorlukların aşılmasını gerektiriyor. Bunlar arasında 100 milyon santigrat derecenin üzerindeki sıcaklıklara ulaşmak, kararlı ve uzun süreli çalışmayı sağlamak ve füzyon sürecini hassas şekilde kontrol edebilmek bulunuyor.

Rekor Getiren Teknolojik Gelişmeler
Hefei Fizik Bilimleri Enstitüsü (HFIPS) Plazma Fiziği Enstitüsü (ASIPP) tarafından yönetilen EAST projesi, daha önce 2023’te 403 saniyelik füzyon rekorunu kırmıştı. Ancak yeni rekor, bu süreyi üç kattan fazla aşarak füzyon araştırmalarında büyük bir sıçrama gerçekleştirdi.

ASIPP Direktörü ve HFIPS Başkan Yardımcısı Song Yuntao, “Bir füzyon cihazının, sürekli enerji üretimi için binlerce saniye boyunca kararlı ve verimli çalışması gerekiyor. Bu yeni rekor, işlevsel bir füzyon reaktörü inşa etme hedefimize doğru büyük bir adımdır” dedi.

EAST’in Fizik ve Deneysel Operasyonlar Bölümü Başkanı Gong Xianzu, önceki deneylerden bu yana cihazın birçok sisteminde iyileştirmeler yapıldığını belirtti. Özellikle, yaklaşık 70.000 ev tipi mikrodalga fırına eşdeğer güçte çalışan ısıtma sistemi, yeni güncellemelerle güç çıkışını iki katına çıkarırken kararlılığını ve sürekliliğini korudu.

Uluslararası Füzyon Araştırmalarına Destek
2006 yılında kurulan EAST, Çinli ve uluslararası bilim insanlarının füzyonla ilgili deneyler yapabileceği açık bir test platformu olarak hizmet veriyor.

Çin, 2006 yılında Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör (ITER) programına yedinci üye olarak katıldı. Anlaşma kapsamında Çin, ITER’in inşası ve işletiminde yaklaşık %9’luk bir paya sahip ve ASIPP, bu projedeki ana Çin kurumu olarak görev yapıyor.

Güney Fransa’da inşa edilen ITER, tamamlandığında dünyanın en büyük manyetik hapsolmuş plazma fiziği deneyi ve en büyük deneysel tokamak füzyon reaktörü olacak.

Son yıllarda EAST, ITER ve gelecekteki Çin Füzyon Mühendisliği Test Reaktörü (CFETR) gibi projeler için kritik öneme sahip olan yüksek hapsetme modunda önemli ilerlemeler kaydetti. Bu başarılar, küresel füzyon reaktörlerinin geliştirilmesine değerli bilimsel veriler sunuyor.

EAST’in bulunduğu Hefei, Anhui Eyaleti’nde, füzyon enerjisinin geliştirilmesi ve uygulanmasını hızlandırmak amacıyla yeni nesil deneysel füzyon araştırma tesisleri inşa ediliyor.

ASIPP Direktörü Song Yuntao, “EAST aracılığıyla uluslararası iş birliğini genişletmeyi ve füzyon enerjisini insanlık için pratik bir güç kaynağına dönüştürmeyi umuyoruz” dedi.

Devamını Oku

Dünya

Kallas’dan Türkiye ziyareti öncesi açıklama: “Türkiye’yi ziyaret etmenin tam zamanı”

Published

on

By

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, bölgesel konular başta olmak üzere işbirliğinde önemli bir aktör olarak gördüğü Türkiye’nin AB’ye aday, ortak çıkarlara sahip stratejik ortak olduğunun altını çizerek; “Türkiye’yi ziyaret etmenin tam zamanı ve bunu gerçekten görev süremin ilk bölümünde yapacağım. Birçok konumuz var. Bölgesel güvenliğin yanı sıra örneğin enerji gibi farklı noktalarda işbirliğini görüşebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Kallas, 24 Ocak’ta bölgesel gelişmeleri ve Türkiye-AB ilişkilerini ele almak üzere Türkiye’ye yapacağı ziyaretin yanı sıra, AB’nin dış politika ve savunma ajandasını, Suriye’deki yeni yönetimle yürütülecek ilişkileri, Gazze’deki ateşkesin kalıcı olması için çabaları ve yeni ABD yönetimi ile masaya yatıracakları ana başlıkları AA muhabirine değerlendirdi.

– “Türkiye’yi ziyaret etmenin tam zamanı”

Soru: Türkiye’yi ziyaretinizden önce; Türkiye-AB ilişkilerinin mevcut durumunu ve ilişkilerin geleceğini değerlendirebilir misiniz? Mesajınız nedir?

Kallas: Türkiye, stratejik öneme sahip ortağımızdır. Dolayısıyla Türkiye ile kapsamlı ortaklıklar kurmak istediğimiz açık. Son ziyaret 2022’deydi, bu yüzden Türkiye’yi ziyaret etmenin tam zamanı ve bunu tam olarak görev süremin ilk bölümünde yapacağım. Birçok konumuz var. Bölgesel güvenliğin yanı sıra örneğin enerji gibi farklı noktalarda işbirliğini görüşebiliriz. Bu nedenle daha fazla işbirliğine kesinlikle yer var.

-“İkimiz de Doğu Akdeniz’de istikrarlı ve güvenli bir ortama ilgi duyuyoruz”

Soru: Türkiye’yi sadece bölgesel işbirliği için bir aktör olarak mı görüyorsunuz, yoksa Türkiye’nin AB’ye aday ülke olduğu gerçeğini de dikkate alıyor musunuz? Ziyaretinizi Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog ve Türkiye-AB Ortaklık Konseyinin yeniden canlandırılmasına imkan verecek bir ön adım olarak yorumlayabilir miyiz?

Kallas: İkimiz de Doğu Akdeniz’de istikrarlı ve güvenli bir ortama ilgi duyuyoruz. Bu, Suriye’ye ilişkin ortak çıkarımız. Ayrıca, bu ülkenin doğru yönde gelişmesine, toprak bütünlüğü ve egemenliğine olan ilgimiz de ortak. Diğer yandan Gazze’de ateşkes devam ediyor ve barış, halk için önemli. Dolayısıyla bunlar eş zamanlı çalışabileceğimiz konular. Elbette, aday ülke statüsüne sahibiz. Türkiye, aday ülke statüsünde olmaya devam ediyor. Ancak bu süreç duraklamış vaziyette. 27 üye ülkeyle aynı doğrultuda çözülmesi gereken konular var. Elbette Kıbrıs hakkındaki mesele var, insan hakları, hukukun üstünlüğü, temel haklar konuları tartışmamız gereken konular. Dolayısıyla bunlar bizim temas noktalarımız.

Soru: Sizce NATO’dan ayrı bir Avrupa savunma sistemi kurulmalı mı; yoksa bunun, NATO’nun halihazırda yaptıklarını mükerrere düşürme riski var mı?

Kallas: NATO’nun halihazırda yaptıklarını mükerrere düşürmemeliyiz. AB’de 27 ordumuz var ve hepsi birlikte işbirliği yaptığımız bu kolektif savunmaya katkıda bulunmalı. Her ülkenin bir savunma planlaması ve bir savunma bütçesi var. Yani “Avrupa ordusuna ihtiyacımız var.” diyemeyiz ancak bu 27 üyenin NATO ve AB söz konusu olduğunda çok iyi bir şekilde birlikte çalışmasına ihtiyacımız var. NATO içinde 23 üyemiz var, bu da bizi (AB ve NATO) doğal ortaklar yapıyor. Ancak elbette NATO’da birlikte çalışmamız gereken daha fazla müttefik var ve Türkiye de bunlardan biri.

– “(Suriye’ye yönelik) Yaptırımların hafifletilmesini tartışmaya hazırız”

Soru: İlk günden beri Suriye’deki yeni yönetime destek konusunda temkinli açıklamalar yapıyorsunuz. Peki şimdi sizin gözleminiz nedir? Ülke doğru yolda ilerliyor mu?

Kallas: Bir şey söylemek için henüz çok erken. Yani, doğru şeyleri söyledikleri açık. Ancak doğru yönde ilerleyip ilerlemedikleri konusunda da doğru adımları atıyorlar mı? Bu yüzden uluslararası aktörlerin yanı sıra Arap ülkeleri gibi bölgesel aktörlerin ve Türkiye’nin de ortak bir anlayışa sahip olmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Suriye’deki hükümetin kapsayıcı olduğunu görmek istiyoruz. Hiçbir radikalleşme görmek istemiyoruz. Ülkenin istikrarlı olması herkesin çıkarına. Bu yüzden ihtiyatlı bir şekilde iyimseriz. Yaptırımların hafifletilmesini tartışmaya hazırız ancak bunu “adım adım” yaklaşımıyla yapacağız. Yani, doğru şeyleri yaparlarsa, biz üzerimize düşen adımları atmaya hazırız. Yanlış yöne giden adımlar atarlarsa, o zaman bir adım geri atmaya ve bazı yaptırımları geri koymaya da hazırız.

– “Suriye’yi inşa edebilmeleri için üzerimize düşeni yapmaya hazırız”

Soru: Normalleşmenin yolu, ülkenin yeniden imarından geçiyor. Peki AB, Suriye’nin yeni yönetimine yönelik sektörel yaptırımlarını kaldıracak mı?

Kallas: Bunu 27 Ocak Pazartesi günü tartışacağız. Dışişleri Bakanları toplantımız var, ele alacağımız konulardan biri de bu. Ama biz, ülkelerini inşa edebilmeleri için üzerimize düşen adımları atmaya hazırız. Elbette, biliyorsunuz, bankacılık hizmetlerine erişim, ilk aşamada gerçekten ihtiyaç duydukları şeyler. Ama çok gerçekçi olmak gerekirse, bir sonraki adımımız onların (Suriye yönetiminin) yaptıklarına göre şekillenmeli. Herkes doğru yönde adım atıldığını görmek istiyor.

– “(Suriye’deki DEAŞ üyesi Avrupa vatandaşlarının geri alınması) Karar üye devletlere ait”

Soru: AB, üye ülkelerini, Suriye’de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG tarafından tutulan AB vatandaşı DEAŞ üyelerini geri almaya ve bu teröristleri adalete teslim etmeye teşvik eder mi?

Kallas: DEAŞ’a geri dönülmemesinin ve terörizmin azalmasının herkesin çıkarına olduğu açıktır. Çünkü herkes, AB ve Türkiye, bölgemizde gelişen terör örgütleriyle ilgili risklerle karşı karşıya. Yani, iş vatandaşları geri almaya gelince, bunun (terörün) geri dönmemesi için her şeyi yaptığımızdan emin olmalıyız. Sonra tabii bu, bu çeşit tutuklu ve savaşçısı olan üye devletlerin kendilerinin vereceği bir karardır. Dolayısıyla karar üye devletlere aittir.

– “(Gazze’deki ateşkes) AB’nin çıkarına olan, daha sürdürülebilir bir barışın olması”

Soru: AB, Gazze’deki ateşkesi memnuniyetle karşıladı ve insani yardımını artırdı. Peki AB Gazze’de sadece insani bir rol oynamayı mı tercih ediyor? Yakında AB İsrail Ortaklık Konseyi’ni toplayacağınızı duyurdunuz. Bu toplantıda İsrailli meslektaşlarınıza mesajınız ne olacak?

Kallas: AB-İsrail Ortaklık Konseyi’miz olacak ve ardından Filistin Yönetimi ile üst düzey bir siyasi diyalog kuracağız. İki devletli çözümü aklımızda tutmamızın çok önemli olduğunu düşünüyorum. İki devletli bir çözüme sahip olmak için dengeli bir yaklaşım olması gerekiyor. Ortaklık Konseyi’nin gündemi ise bölgesel durum ve aynı zamanda çok somut olarak, şu anda Gazze’deki durum. Şimdi ateşkes var. Ama AB’nin çıkarına olan, daha sürdürülebilir bir barışın olması. Bunu elde edebilmek için hem İsrail’in güvenlik kaygılarının hem de Filistinlilerin var olma hakkının dikkate alınması gerekiyor.

Soru: Ukrayna konusuna geldiğimizde; ABD Başkanı Donald Trump, savaşı durdurmak istediğini açıkça belirtti. Türkiye’nin arabuluculuk girişimlerine nasıl yaklaşıyorsunuz?

Kallas: Hepimizin yapması gereken şey Rusya’ya büyük baskı yapmak. Çünkü şu anda Rusya barış istemiyor. Rusya Ukrayna’yı, oradaki insanları, sivil altyapıyı bombalamayı bırakırsa ve askerlerini çekerse, o zaman bu savaş sona erer. Ayrıca Türkiye’nin Rusya’ya baskı yaparak sahada barışı sağlamada çok çok önemli bir rolü olduğunu görüyorum.

– “Yeni ABD yönetimiyle işbirliği yapmaya istekliyiz”

Soru: Trump’ın ikinci dönemi resmen başladı. Brüksel’de bu süreçte endişeli bir bekleyiş olduğunu söyleyebilir miyiz? Yeni ABD yönetimiyle ele alacağınız ilk konu ne olacak?

Kallas: Elbette, seçimler her zaman çok çalkantılı zamanlardır. Tabii ki, yönetim değişirse, sonuç politikada da değişiklikleri beraberinde getirir. Bu yüzden yeni yönetimle de işbirliği yapmaya istekliyiz ve sabırsızlanıyoruz. Ayrıca, yeni yönetimle ele almamız ve işbirliği yapmamız gereken ana konular elbette güvenlik ve savunmanın yanı sıra ekonomik konular. ABD ve AB büyük ticaret ortaklarıdır. Ekonomilerimiz çok iç içe geçmiş durumda. Elbette, dış politika konularına gelince; eğer ABD Çin konusunda endişeliyse, o zaman önce Rusya konusunda endişelenmeli. Dolayısıyla Ukrayna’nın bu savaşı kazanması için desteklenmesinin de çok önemli olduğunu düşünüyorum.

– “Ankara’daki toplantıları dört gözle bekliyorum”

Soru: Eklemek istediğiniz bir şey, Türkiye ziyaretinizle ilgi paylaşmak istediğiniz bir mesajınız var mı?

Kallas: Ankara’daki toplantıları dört gözle bekliyorum. Yani bu, AB ve Türkiye’nin ortak olduğunu ve masaya yatırıp işbirliği yapacağımız birçok konu olduğunu gösterecek. Çok teşekkür ederim.

Devamını Oku

Trending

Reklam