Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Erhürman: “Yürüttüğümüz mücadelenin temel hedefi, eşit uluslararası statümüzün teyididir”

Published

on

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının yürüttüğü mücadelenin temel hedefinin eşit uluslararası statüsünün teyidi olduğunu, bunun da çözümle geleceğini vurguladı.

Bunun, Kıbrıs Türk halkını adadaki iki eşit kurucu ortaktan biri olarak uluslararası toplumla ve hukukla buluşturacağını kaydeden Erhürman, “Kurulacak yeni bir müzakere masasının bir kez daha Kıbrıslı Rum liderliğinin ayak sürümesi nedeniyle bozulması durumunda statükoya dönüş olmayacağının önceden netleştirilmesini istememizin temelinde de bu var” diye konuştu.

Erhürman, bugün “eşit uluslararası statü”nün, müzakerelerin başlamasının ön koşulu olarak ileri sürüldüğünü, bunun KKTC’nin tanınması talebi anlamına gelmediğinin de belirtildiğini kaydederek Kıbrıs Türk halkının çözüm istemeyen taraf konumuna düşürüldüğünü belirtti.

Ana muhalefet CTP Genel Başkanı Erhürman, “BM gözetiminde liderler arası diyaloğu dahi reddeden” Kıbrıs Türk tarafının bugünkü tavrının “eşit uluslararası statü” mücadelesinde halkı ileriye taşımadığını, iradesi ve talepleriyle de bağdaşmadığını kaydederek bu tavrın derhal terk edilmesi gerektiğini savundu.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman “Eşit Uluslararası Statü ve Üçlü Görüşmenin Reddi” başlıklı yazılı bir açıklama yaptı.

Erhürman, Kıbrıs Türk halkının bu adadaki iki eşit kurucu ortaktan biri olduğunu kaydederek, “Bu, 1960’ta iki toplumlu Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken böyledir” dedi.

Uluslararası alanda bunu teyit eden en önemli tarihsel olayın, iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayanan federasyon zemininde gerçekleştirilen 2004 referandumları olduğunu kaydeden Erhürman, şunları da belirtti:

“Kıbrıslı Türkler referandumu KKTC hukukuna göre, KKTC seçmenleriyle gerçekleştirmişler ve çözüm yönündeki iradelerini ortaya koymuşlardır. İki kurucu ortaktan biri olarak Kıbrıs Türk halkının bu iradesi BM’nin ve uluslararası toplumun kayıtlarındadır. Buna karşın bugün adada iki eşit kurucu ortak eşit uluslararası statüye sahip midir? Yanıt ‘hayır’dır. Bir yanda tanınmış, BM ve AB üyesi ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ var. Diğer yanda ise yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’nin tanıdığı KKTC.

BM çerçevesindeki tüm müzakere ve diyalog masalarında iki eşit toplum lideri var. Ama masada olunmadığı zamanlarda eşit uluslararası statü yok. Kıbrıs Rum halkı uluslararası toplumla her türlü ilişkiyi kurabilir, uluslararası alanda her ortamda temsil edilirken, Kıbrıs Türk halkı bu olanaklardan yoksun. O nedenle Kıbrıs Türk halkı olarak yürüttüğümüz mücadelenin temel hedefi, evet eşit uluslararası statümüzün teyididir.”

-Pazarlığa açık olmayacak konular…

“Federasyonda eşit uluslararası statü var mıdır?” sorusuna Tufan Erhürman, şu yanıtı verdi:

“Egemenlik iki kurucu ortak olan Kıbrıslı Türklerden ve Kıbrıslı Rumlardan kaynaklanacaktır. İki eşit kurucu devlet olacaktır. Federal devlette yetkiler, siyasi eşitlik temelinde Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar tarafından paylaşılacaktır. Bu düzlemde dönüşümlü başkanlık olacak, Kıbrıslı Türklerin iradesini yok sayan hiçbir karar alınamayacaktır. Bunlar, eşit uluslararası statüsünün teyidini talep eden Kıbrıslı Türklerin vazgeçemeyecekleri unsurlardır. O nedenle CTP, yeni bir müzakere süreci başlayacaksa bunlardan herhangi birinin pazarlığa açık olmamasını, BM’nin kendi sözüne sahip çıkmasını istemektedir. ‘Sonuç odaklı’ ve ‘siyasi eşitliğin pazarlık konusu edilmediği’ bir metodoloji talebimizin temelinde bu yatmaktadır.”

Yani çözüm yönündeki mücadelenin odağında aslında eşit uluslararası statünün teyidi talebi olduğunu söyleyen Erhürman, “Bu çözümle birlikte gelecek, Kıbrıs Türk halkını bu adadaki iki eşit kurucu ortaktan biri olarak uluslararası toplumla ve hukukla buluşturacaktır. Kurulacak yeni bir müzakere masasının bir kez daha Kıbrıslı Rum liderliğinin ayak sürümesi nedeniyle bozulması durumunda statükoya dönüş olmayacağının önceden netleştirilmesini istememizin temelinde de bu vardır.” ifadelerine yer verdi.

-“Kıbrıs Türk halkı çözüm istemeyen taraf konumuna düşürüldü”

Erhürman, açıklamasında şunları da ifade etti:

“Oysa bugün ‘eşit uluslararası statü’, müzakerelerin başlamasının ön koşulu olarak ileri sürülmekte, bunun KKTC’nin tanınması talebi anlamına gelmediği de belirtilmekte, sonuç olarak bırakın gerçekçi olmayı, ne olduğu dahi anlaşılamayan bir ‘ön şart’ ileri sürülmektedir. Bunun sonucunda, Kıbrıs Türk halkı uluslararası toplum nezdinde, bugüne kadar sergilediği iradeye ters biçimde, ‘çözüm istemeyen taraf’ konumuna düşürülmektedir.

Hatta daha da ileri gidilerek, iki eşit ‘lider’ arasında gerçekleştirilmesi önerilen ‘BM gözetiminde liderler arası’ diyalog dahi reddedilmekte ve bu konum daha da ‘güçlendirilmektedir’. Bu, çözüm iradesi açık olan Kıbrıs Türk halkını olumlu anlamda hak etmediği ‘çözüm istemeyen taraf’ statüsüne indirgemekle kalmamakta, Annan Planı’ndan Crans Montana’ya kadar çözüme karşı ayak sürüyen Kıbrıs Rum liderliğini de olumsuz anlamda hak etmediği ‘çözüm isteyen taraf’ statüsüne çıkarmaktadır.

Bu tavrın, ‘eşit uluslararası statü’ mücadelesinde bizi ileriye taşımadığı ve halkımızın iradesiyle, hak ve çıkarlarıyla, uluslararası toplum ve hukukla entegre olma talebiyle bağdaşmadığı son derece açıktır ve derhal terk edilmesi gerekmektedir.”

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Koop-Sen yarın Koop-Süt ile Zirai Levazım ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor

Published

on

By

Kooperatif Görevlileri Sendikası (Koop-Sen) yarın, Koop-Süt, Zirai Levazım Kooperatifi ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor.

Koop-Sen’den verilen bilgiye göre, çalışanların maaşlarının ödenmediği gerekçesiyle yapılacak süresiz genel greve ek olarak yarın 09.30’da Kooperatif Merkez Bankası Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapılacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürünü ve beraberindeki heyeti kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik ve beraberindeki heyeti kabul ederek, görüştü.

Kabulde yaptığı konuşmada duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, öğretmenlerin, Londra’daki çocukların Türkçe öğrenmesi için yaptığı özverili çalışmaları ve ailelerin ülkelerine bağlılıklarının takdir edildiğini ifade etti.

Dünyanın birçok yerinde ve özellikle Londra’da Kıbrıs Türkleri’nin yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, buradaki insanların çocuklarını kendi okullarına götürmesinin ve Kıbrıs Türk Dernekleri’nin faaliyetlerine katılmalarını sağlamasının, kültür ve geleneklerin bir sonraki nesillere aktarıldığı için kendisi mutlu ettiğini dile getirdi.

Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik de konuşmasında, okulun faaliyetleri hakkında bilgi vererek, verilen destekten dolayı teşekkürlerini sundu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi

Published

on

By

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, geçici öğretmen alımının önü açılması için, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavların bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokulduğunu savundu.

HP’den yapılan açıklamaya göre Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi.

Özersay, Meclis’teki muhalefet ile hükümetin, seçim yasaklarının 60 günden 45 güne indirilmemesi konusunda uzlaştığını belirterek, “Bu iyi bir gelişme çünkü hükümet 60 gün boyunca atama ve benzeri işlemleri yapamayacak” dedi. Özersay, ancak bu durumda okullara alınması gereken yeni öğretmenlerin seçim yasaklarına takılacağını söyledi.

“Belki İlkokullardaki öğretmen atamaları yetişecek ama ortaokul ve liselere alınacak yeni öğretmenler seçim yasaklarına takılacağı için atamaları Kasım ayına kalacak. Tabi hükümet de seçim süreci devam ederken geçici öğretmen alma şansına sahip olacak ve bunu da siyasi bir yatırım olarak kullanacak.” diyen Özersay, eğitim, sağlık ve bazı elzem konularda sınavları önceden ilan edilmiş olan KHK sınavlarının yapılması ve atamalarının da bekletilmemesi konusunda Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nda gerekli değişikliğin yapılabileceğini kaydetti.

“Kırsal kesim arsası dağıtımı gibi seçim yatırımı işlemlerini seçim yasaklarına dahil ediyoruz da ne oluyor?” diye soran Özersay, bu arazilerin seçim yasakları yürürlüğe girmeden dağıtıldığı veya “hak sahipliği belgesi” verilerek umut tacirliği ile seçime yatırım yapıldığını ileri sürdü.

Özersay, “Özetle kırsal kesim arsası ya da hak sahipliği belgesi dağıtımı seçim yasağı tarihi gelmeden ‘halledilirken’, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavlar biraz da bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokuluyor ki geçici öğretmen alımının önü açılsın ve bir başka şekilde seçim yatırımı yapılabilsin. ” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam