Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Erhürman:Bize düşen görev Meclis’in hukukuna sahip çıkmaktır”

Published

on

Ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Meclis Başkanı seçiminin hukuka aykırı olduğunu bile bile Genel Kurul toplantısına katılırlarsa Meclis’e de, Kıbrıs Türk halkına da ihanet etmiş olacaklarını kaydederek, “Bize düşen görev Meclis’in hukukuna sahip çıkmaktır.” dedi.

Bugünkü Genel Kurul toplantısı sonrasında basına açıklama yapan Erhürman Meclis’in açıklanan toplanma saatinin üzerinden dört saat geçtiğini, hükümete mensup milletvekillerinin grup toplantısının ardından “sözde Meclis açılışı” yaptıklarını söyledi.

“Maalesef sözde lafı bugün itibarı ile lügatimize girdi.” diyen Erhürman, hukuka uygun bir şekilde görevlendirilmiş bir Meclis Başkanı’nın oturumu açması gerektiğini kaydederek, “Bugün itibarı ile aslında bu oturum açılmamıştır.” dedi.

CTP’ye bir süre verildiğine ve bu süre içerisinde Meclis Başkan Yardımcısı adayını belirlemesinin istendiğine işaret eden Erhürman, Meclis’e resmi yazdı verdiklerini belirterek şöyle devam etti:

CTP, Meclis Başkan Yardımcısı adayı gösterecektir ama Meclis Başkan Yardımcısı adayını Meclis Başkanlığı seçimi usule uygun bir şekilde tamamlandıktan sonra gösterecektir. Bunu değiştirmeye kalkarlarsa bu Meclis’in bunca yıllık demokrasi ilkesi üzerine kurulu yapısını berhava etme anlamına gelir. Buna izin vermeyiz. Ne muhalefet milletvekilleri ne de halk buna izin verir. Kendi yarattıkları hukuksuzluğu ‘tertiplemek’ için yeni bir hukuksuzluk ve demokrasi düşmanlığı yapamazlar.”

“Pazartesine kadar biz onlara süre veriyoruz.” diyen Erhürman, pazartesi günü tekrar aday gösterilerek, Meclis Başkanı seçilebilirse, daha sonra Meclis Başkan Yardımcılığı seçimine geçileceğini ve CTP’nin Meclis kürsüsünden Meclis Başkan Yardımcısı adayını açıklayacağını belirtti.

Erhürman konuşmasına şöyle devam etti:

“Şu ana kadar yaptıkları, ortaya koydukları ‘darbeci’ tavrı gelip de burada ‘CTP Meclis Başkan Yardımcısı adayı göstermiyor’ ya da ‘iç tüzükte aslında ana muhalefete ait olan Meclis Başkan Yardımcılığı’nı bir iç tüzük değişikliğiyle başka bir hale getiririz’ falan gibi tavırlar sergilemeye kalkarlarsa, bu artık ‘darbe’ dediğimiz şeyin elbette niteliğini değil ama niceliğini çok daha yüksek noktalara taşıyacaktır. Bunu bu tavırla halledebileceklerini sanıyorlarsa, halledemeyecekler, bu olmayacak… Nasıl olmayacak, hangi yöntemle olmayacak… Bunları hep beraber maalesef yaşayıp göreceğiz.”

“Meclis Başkanlık koltuğuna birini hukuken değilse de fiilen oturtalım” derdinde olunduğunu da savunan Erhürman, bunun kamuoyu tarafından çok açık bir şekilde görüldüğünü söyledi, “Daha önce de böyleydi ama en görünür halini ortaya koydular. Sadece ülkeyi yönetmeye değil kendi kendilerini yönetmeye de ehil değiller.” dedi.

Tufan Erhürman, pazartesi olması gerekenin divanın usulüne uygun şekilde toplanması, Meclis Başkanlığı seçiminin yeniden ilan edilerek tamamlanması ve CTP’nin de Meclis Başkan Yardımcısı adayını göstermesiyle seçim sürecinin tamamlanması olduğunu söyledi.

CTP’nin duruşu nettir, Ziya Öztürkler diye biri Meclis Başkanlığı açısından yok hükmündedir. Bunun Ziya Öztürkler’in şahsıyla da ilgilisi yoktur.” diyen Erhürman, yapılanların hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini belirtti.

CTP’nin Meclisi çalıştırmak isteyen ve Meclis’in çalışması için hukuka uygun şekilde Meclis Başkanı seçilmesini talep eden taraf olduğunu söyleyen Erhürman, şöyle devam etti:

“Meclisi çalıştırmayan tarafın kim olduğu da Meclis’ten çekilmesi gerekenlerin de kim olduğu bellidir. Bu Meclis’in hukukuna uymayanlara bu mecliste yer yoktur. Biz Meclis’e sahip çıkacağız. ‘Bu arkadaşlar Meclise sahip çıkıyor mu?’ sorusu kamuoyunun üzerinde konuşması gereken bir sorudur. Meclise sahip çıkmak mekana gelip oturmak demek değildir.”

Erhürman, “CTP ne yapacak sorusu” olduğunu da ifade ederek, şöyle devam etti:

CTP’nin önünde tek seçenek var, biz Meclis’teki 3 yetkili hukukçunun ‘bu seçim hukuka aykırıdır’ dediğini bile bile Meclis Genel Kurulu’na girersek Meclis’e de Kıbrıs Türk halkına da ihanet etmiş hale geliriz. Bize düşen görev Meclis’in hukukuna sahip çıkmaktır. Bu sadece CTP milletvekillerine düşen bir görev değildir. Meclis’in hukukunu ihlal etmemek bir milletvekilinin en başta gelen görevidir. Meclis’in hukukunu tanımayacaklarsa Meclisin içinde faaliyet göstermelerinin de alemi yoktur.”

Meclis’teki hukukçuların görüşünü talep edenin CTP olmadığını da vurgulayan Erhürman,“Bu CTP meselesi değildir. Mesele bu memleketin tek Meclisi’ne sahip çıkıp çıkmama meselesidir. Biz halkın bu kuruma sahip çıkacağına eminiz.” diye konuştu.

-Yenidoğan servisinde yaşananlar

Tufan Erhürman, yenidoğan servisinde yaşananların sorulması üzerine hekim milletvekilleriyle burayı ziyaret edeceğini kaydederek “Birçok bilgiye ulaştık ama polisin elinde bir soruşturma var, soruşturmanın gizliliği esastır. Bütün mesele bu alandan siyaseten sorumlu olan kişilerin ne yapacağıdır.” diye konuştu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Erhürman Meclis’te gelinen aşamayı değerlendirdi

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman Meclis’te gelinen aşamayı değerlendirdi.

Meclis’in hukuka uygun bir şekilde açılmadığının belirten Erhürman, “bize düşen görev Meclis’in hukukuna sahip çıkmaktır” dedi.

CTP’ye bir süre verildiğine ve bu süre içerisinde Meclis Başkan Yardımcısı adayını belirlemesinin istendiğine işaret eden Erhürman, Meclis’e resmi yazdı verdiklerini belirtti…

Erhürman, “CTP, Meclis Başkan Yardımcısı adayı gösterecektir ama Meclis Başkan Yardımcısı adayını Meclis Başkanlığı seçimi usule uygun bir şekilde tamamlandıktan sonra gösterecektir. Bunu değiştirmeye kalkarlarsa bu Meclis’in bunca yıllık demokrasi ilkesi üzerine kurulu yapısını berhava etme anlamına gelir. Buna izin vermeyiz. Ne muhalefet milletvekilleri ne de halk buna izin verir” dedi…

Pazartesine kadar biz onlara süre veriyoruz.” diyen Erhürman, pazartesi günü tekrar aday gösterilerek, Meclis Başkanı seçilebilirse, daha sonra Meclis Başkan Yardımcılığı seçimine geçileceğini ve CTP’nin Meclis kürsüsünden Meclis Başkan Yardımcısı adayını açıklayacağını belirtti…

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı Halk Konseyi bilgilendirme ve istişare toplantısı gerçekleşti

Published

on

By

Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulan Halk Konseyi’nin bilgilendirme ve istişare toplantısı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başkanlığında gerçekleşti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, toplantıda iki devletli çözüm politikası ve New York’ta gerçekleştirdiği gayrı resmî 3’lü yemek hakkında bilgi verdi.

Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden 50 yıl geçtiğini ve büyük değişimler yaşandığını aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra gündeme getirdiği Türkiye Cumhuriyet’nin tam destek verdiği iki devletli çözüm politikasını yürüttüklerini söyledi.

Federasyon görüşmeleri yapılırken, Dünyanın Rum tarafını devlet, Türk tarafını cemaat olarak gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Tatar, iki devletli çözüm siyaseti sonrasında Kıbrıs’ta iki ayrı devlet olduğunun dünyada bilinirliğinin arttığını ve kabul gördüğünü ifade etti.

Her halkın kendi geleceğini belirleme hakkının bulunduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs 1960 kuruluş antlaşmaları ve Lozan Antlaşmalarından gelen müktesep haklarının bulunduğunu kaydetti.

Kıbrıs’ta iki egemen halk olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Rum’u bizden daha fazla egemen değildir. Osmanlı 357 yıl kesintisiz adayı yönetti. Ülkeyi Lozan Antlaşmasından sonra 50 yıl yöneten İngiltere Adadan çekilirken, iki egemen üst aldı. Kaç askerinin olduğunun verme zorunluluğu yoktur. İngiliz’in egemen üssü var ancak bizim egemenliğimiz yok mu ? Bu durumu dünyaya anlatıyoruz” diye konuştu.

Kıbrıs’ın Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti için son derece önemli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın elden gitmesiyle Türkiye’nin Anadolu’ya hapsolacağını hava ve deniz sahasında hakimiyetini kaybedeceğini kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ı hiçbir zaman unutmadığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, mücadele yıllarında Kıbrıs’a öğretmen ve komutanlar gönderildiğini vurguladı.

Çoğunluğun azınlığı yöneteceği federasyona karşı olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de federasyon defterinin kapandığını açıkladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, federal temelde antlaşmanın sıfır asker ve sıfır garanti olduğunu, görüşmelere geçmeden bu durumun şart konulduğunu söyledi.

Resmî ve yeni müzakerelere ancak egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabulüyle başlanacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Prensiplerimiz bellidir. İletişim ve diyalogdan kaçmayız. Ajandası olmayan yemeğe katıldık çünkü fırsat bulduğumuzda siyasetimizi anlatıyoruz” dedi.

Tek yürek olarak birlikte hareket etme anlayışında olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Tükiye’de gazilerle ve örgütlerle görüştüğünü, Avustralya’ya Cumhurbaşkanı olarak gittiğini ve münasebetleri geliştirdiğini kaydetti.

Yurtdışında yaşayan Kıbrıs Türkleri’ne işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar,”Nüfus sayımız belli, herbirine sahip çıkmalıyız. Ülkelerine geri dönmelerini sağlamaylız. Sektörlerde yaşanan gelişmelerden dolayı geri dönüşlerin yaşanması sevindiricidir” ifadelerini kullandı.

Türkiye ile ilişkilerin düzeltildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, bu durumun ekonomi, turizm ve yüksek öğretime yansıdığını Türkiye’den sanayi ve ticaret odalarının ziyaretlere geldiğini vurguladı.

Türkiye ve yurtdışına münasebetleri geliştirmek ve mili davayı anlatmak için gerçekleştirdiği ziyaretlerden bazı kesimlerin rahatsız olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Ben her zaman halkımla iç içe ve iletişim halindeyim. ‘Cumhurbaşkanının zor bulunması gerekiyor’ diye eleştiride bulunuyorlar” diye konuştu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her geçen gün geliştiğini ve güçlendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, sivil toplum örgütlerinin önemine dikkat çekerek, milli derneklerle gurur duyduğunu kaydetti.

Toplantıda söz alan dernek ile sivil toplum örgüt başkan ve temsilcileri federal temele dayalı çözüm şeklinin mümkün olmadığını, federasyon defterinin kapandığını belirtirken, iki ayrı egemen devletin varlığına dayalı çözüm şeklinden geri adım atılamayacağına vurgu yaptı. Dernek ve sivil toplum örgüt başkanları yaptıkları konuşmalarda, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a destek ve güvenlerinin tam olduğunu da ifade etti.

Halk Konseyi toplantıları belirlenen takvim doğrultusunda önümüzdeki günlerde de devam edecek.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar:Türkiye Cumhuriyeti’nin gücü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de gücüdür

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, devleti daha refah bir geleceğe kavuşturmak için çalışacaklarını vurgulayarak, “Atatürk’ün çizdiği hedefler doğrultusunda, bölgesinde güçlü, etkin ve söz sahibi bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin gücü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de gücüdür” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, mesajda şu ifadelere yer verdi:

“Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk Milleti’nin verdiği bağımsızlık mücadelesinden zaferle çıkılmasının ardından, 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti, bugün 101’nci yıldönümünü daha güçlü bir şekilde kutluyor.

Türkiye Büyük Türk Milleti’nin kopmaz ve ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk halkı, Anavatan Türkiye ile aynı heyecan ve duygu birliği içerisinde bu onurlu günü kutlamanın gurur ve coşkusunu yaşıyor.”

Tatar, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Benim en büyük eserimdir” dediği Türkiye Cumhuriyeti’nin, “akılcı ve barışçı dış politikası, büyük ekonomik potansiyeli, demokratik, çağdaş yapısı ile bölge ve dünya için stratejik önemini her geçen gün daha da artırmakta olduğuna” işaret ettiği mesajında şunları kaydetti:

“Atatürk’ün çizdiği hedefler doğrultusunda, bölgesinde güçlü, etkin ve söz sahibi bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin gücü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de gücüdür. Anavatanımızla her alandaki çalışmalarımızı güç ve gönül birliği içinde daha da artırarak devam ettireceğiz.

Cumhuriyet’in bize kazandırdığı değerleri koruyarak, Atatürk’ün gösterdiği yolda yürümeye devam edecek, ülkemizi ve devletimizi daha refah bir geleceğe kavuşturmak için Atamızdan ve Anavatan Türkiyemiz’den aldığımız güç ve destekle var gücümüzle çalışacağız.

Bu uğurda, bağımsızlığımız ve egemenliğimiz için yürütmekte olduğumuz iki devletli politikamızdan geri adım atmayacak, Rum’un yıllardır uyguladığı bezdirme politikalarına boyun eğmeyeceğiz.

Başta Büyük Önderimiz Atatürk olmak üzere, tüm şehitlerimizin ve gazilerimizin aziz hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz.

Vatan için toprağa düşen aziz şehitlerimizin ruhları şad olsun. Türk Milleti’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı en içten duygularımla kutlarım.”

Devamını Oku

Trending

Reklam