Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Ertuğruloğlu: Kıbrıs konusunda top, uluslararası camianın sahasındadır

Published

on

 

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Biz savunabileceğimiz en doğru politikayı savunuyoruz; ‘egemen eşitlik, eşit uluslararası statü’, bundan geri adım atmamız söz konusu değildir.” dedi.

Ertuğruloğlu, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmesinin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bakan Çavuşoğlu’nun dünyaya barış ve diplomasi dersi veren dünya liderleri konumunda olduğunu söyledi.

Kıbrıs konusunda Bakan Çavuşoğlu’nun söylenmesi gereken her şeyi söylediğin kaydeden Ertuğruloğlu, Kıbrıs meselesinin sadece Kıbrıs Türk’ü ile Kıbrıs Rum’u arasında bir mesele olmadığını belirterek “(Kıbrıs meselesi) Doğu Akdeniz’de Türk ulusunun meselesidir, Doğu Akdeniz’de Türk ulusunun çıkarları söz konusudur, savunulması meselesidir. Bu bir ulusal davadır. Biz, siz diye bir anlayış bu ulusal dava da söz konusu olmaması gerekir. Türkiye, herhangi bir başka ülke değildir, Türkiye ana vatanımızdır, garantörümüzdür.” dedi.

Ertuğruloğlu, 2023’te Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde gerçekleştirilecek liderlik seçimlerinin Kıbrıs meselesinin çözümüne etkisinin olup, olmayacağına yönelik soruya, “Ben olacağına inanmıyorum, Kıbrıs meselesi, kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Rauf Denktaş’ın yıllar önce ifade ettiği gibi, bir statü meselesidir. Yani Rum tarafının taşımaması gereken ama taşıdığı devlet statüsü; Kıbrıs Türkü’nün de taşımaması gereken ama dünyanın taşıttığı o devletin toplumu statüsü. Bu statüler denkleştirilmediği, eşitlenmediği sürece herhangi bir müzakere sürecinin başarılı olması söz konusu değildir. 53 yıllık müzakere sürecinin başarısızlığı da bunu kanıtlamaktadır.” yanıtını verdi.

“KIBRIS KONUSUNDA TOP, ULUSLARARASI CAMİANIN SAHASINDADIR”

Rum tarafında seçim sonucunda Kıbrıs meselesine ilişkin herhangi bir değişikliğin olmayacağını dile getiren Ertuğruloğlu, her Rum liderin “Ulusal Konsey” kararlarına bağlı kalmakla yükümlü olduğunu, onun dışında politika geliştirmesinin söz konusu olmadığını söyledi.

Ertuğruloğlu, “Kıbrıs konusunda top, uluslararası camianın sahasındadır. Rum tarafında da değil, bizim yapacağımız başka bir şey de yoktur. Biz savunabileceğimiz en doğru politikayı savunuyoruz; ‘egemen eşitlik, eşit uluslararası statü’, bundan geri adım atmamız söz konusu değildir.” dedi.

Ada’daki Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ertuğruloğlu, şunları kaydetti:

“Rumlara, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’ muamelesi yaptıkları sürece, o görev süresini uzatırken, o devletin rızasını alıyorlar, görüşünü soruyorlar öyle uzatıyorlar. Bize görüş soran yok, çünkü BM’ye göre biz Kıbrıs Cumhuriyeti denen, ‘Rum devletinin’ aslında, onun bir toplumuyuz. Yıllarca Türk tarafı, iyi niyetle hoşgörülü yaklaşımıyla Barış Gücü’ne dedik ki ‘Bizden görüş sormuyorsunuz, izin almıyorsunuz, görev süresini uzatıyorsunuz. Biz size iyi niyetle, bu ev sahipliğini, misafirperverliğini gösteriyoruz.’

Son dönemlerde, gerek Ada’da olsun gerek, New York’ta genel merkezde, BM yetkililerine çok ciddi bir şekilde şunu dedik: ‘Ya bizimle de resmi bir anlaşma yaparsınız ya da BM’nin KKTC’deki varlığı sona erebilir. Zaten sizin Ada’da barışı sağlayan askeri birlik olmadığınızı dünya bilir.’

Kıbrıs Türkü’nün 1963’ten 1974’e kadar, en kötü yılları, bütün olumsuzluklar, Kıbrıs Türkü’nün maruz kaldığı mezalimler, Ada’da sözde barış gücü adını taşıyan BM askerinin var olduğu yıllarda oldu. Kıbrıs Türkü, barışı, huzuru, güveni 1974’te Barış Harekatı ve sonrasında yaşadı ve yaşamaya devam ediyoruz. Barış Gücü denilen birliğin, KKTC’den çıkması Kıbrıs Türkü’nün huzuru, güvenliği açısından hiçbir olumsuzluk içerecek değildir. BM, kendilerine mahkum olduğumuzu zannediyorsa mahkum değiliz. Önümüzdeki dönemde, yine bizi muhatap kabul etmeden, uzatma yoluna giderlerse herhalde atmamız gereken bazı adımlar olacaktır.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İspanya’nın güneyinde yangınlar: 1500’den fazla kişi tahliye edildi

Published

on

By

İspanya’nın güneyindeki Cadiz kentine bağlı turistik bir belde olan Tarifa’da iki gündür devam eden orman yangınlarından dolayı 1500’den fazla kişi evlerinden ya da otellerden tahliye edildi.

Endülüs özerk yönetim hükümetinin İçişleri, Sosyal Diyalog ve Kamu Yönetimi Bakanı Antonio Sanz, Tarifa’daki Torre la Pena II kamp alanında çıkan ve hızla yayılan yangınlar nedeniyle 1500’den fazla kişinin tahliye edildiğini, 5 bin kadar aracın da bölgeden uzaklaştırıldığını duyurdu.

İspanyol basınına bilgi veren Sanz, “zor ve çok yoğun bir gece geçirildiğini, durumun kritik olduğunu” belirterek, yangın söndürme çalışmalarına 17 uçak ve helikopterin katıldığını bildirdi.

Diğer yandan ülkenin kuzeyindeki Navarra bölgesinde dün başlayan orman yangınının söndürülmesi için de kara ve havadan çalışmaların devam ettiği kaydedildi.

– Portekiz’de bir yıl öncesine göre bu yıl 8 kat fazla ormanlık alan yandı

Aşırı sıcaklardan dolayı 3 Ağustos’tan bu yana alarm durumunda olan Portekiz’in kuzeyindeki Vila Real bölgesinde üç gündür devam eden orman yangınının kontrol altına alındığı açıklandı.

Portekiz devlet televizyonu RTP’ye konuşan coğrafya uzmanı Jose Alberto Rio Fernandes, “Bu yıl içinde yaklaşık 42 bin hektarlık ormanlık alan yandı. Geçen yıl aynı döneme göre kıyasladığımızda 8 kat daha fazla.” dedi.

Bu arada yangın söndürme çalışmalarında hava araçlarındaki yetersizlik ülkede tartışma konusu oldu.

Hava Kuvvetlerinin mevcut durumda yangın söndürme çalışmalarında Sivil Koruma’nın bünyesinde konuşlandırabileceği 3 uçak ve 7 helikopteri olduğu ancak hükümetin kırsal yangınlarla mücadelede kullanılması için gerekli parçaları satın almamasından dolayı bu hava araçlarının aktif duruma geçmediği Portekiz ulusal basınında öne çıkarıldı.

İber Yarımadası’nda etkili olan ve 42 dereceye ulaşan yeni sıcak hava dalgasının yarından itibaren etkisini yitirmeye başlaması bekleniyor.

Devamını Oku

Dünya

Çin’de chikungunya virüsü: Sivrisinek kaynaklı salgın büyüyor

Published

on

By

Çin’in güneyindeki Guangdong eyaletinin Foşan kentinde, sivrisinek kaynaklı chikungunya virüsü tespit edilen kişi sayısı 7 bini aştı.

China Daily gazetesinin haberine göre, Foşan’da kayıtlara geçen chikungunya virüsü vakaları artış gösterdi.

Yetkililer, Foşan’daki toplam chikungunya vakası sayısının 7 bini geçtiğini açıkladı.

Enfeksiyonu önleme ve kontrol altına alma çabaları sonucunda vakaların artış hızının kent genelinde yavaşladığını belirten yetkililer, virüsten en çok etkilenen Shunde bölgesinde son 5 gündür vaka sayısının azaldığını aktardı.

Öte yandan, yetkililer, olumsuz hava koşullarının sivrisinek hareketliliğini artırdığı Guangdong’da ise tehlikenin hala sürdüğünü ifade etti.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, chikungunya virüsü şu belirtilerle seyrediyor: yüksek ateş, şiddetli eklem ağrısı, kas ağrıları, baş ağrısı, mide bulantısı ve döküntü.

Nadiren ölümle sonuçlanan chikungunya vakalarında hastaların tedavisi için onaylı 2 aşı bulunuyor.

Devamını Oku

Dünya

Hiroşima, atom bombası felaketinin 80. yılını andı

Published

on

By

Japonya, 6 Ağustos Çarşamba sabahı sessiz bir dua eşliğinde Hiroşima’ya atılan atom bombasının 80. yılını andı. Törene Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ve dünyanın dört bir yanından yetkililer katıldı.

Hiroşima Belediye Başkanı Kazumi Matsui, kentin Barış Anıtı Parkı’nda yaptığı konuşmada, “Japonya, savaşta atom bombası saldırısına uğramış tek ülkedir. Japon halkı kalıcı ve gerçek barışa ulaşma arzusunu temsil ediyor,” dedi.

200 binden fazla insan hayatını kaybetti
ABD, 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya ve ardından 9 Ağustos’ta Nagasaki’ye atom bombası atmış, bu saldırılar sonucunda 200 binden fazla insan ölmüştü. Kurbanların bir kısmı patlama anında, diğerleri ise radyasyon ve yanıklar nedeniyle hayatını kaybetmişti.

Hayatta kalanların travması hâlâ sürüyor. 6 yaşındayken babasını ve iki kardeşini kaybeden Hiroşima sakini Shingo Naito, BBC’ye verdiği röportajda, “Babamın derisi vücudundan sarkıyordu, kör olmuştu. Elimi bile tutamıyordu,” dedi.

Naito, bugün yaşadıklarını Hiroşima’daki öğrencilere anlatarak, anılarını sanata dönüştürmelerine yardımcı oluyor.

Barış ödüllü grup, nükleer silahsız bir dünya istiyor
2024 yılında, Japon nükleer bomba mağdurlarını temsil eden Nihon Hidankyo isimli grup, dünyayı nükleer silahlardan arındırma çabalarından ötürü Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştü.

Hiroşima Belediye Başkanı Matsui, konuşmasında küresel ölçekte artan silahlanma eğilimine ve nükleer silahların ulusal güvenlik için “vazgeçilmez” olduğu yönündeki yaklaşıma dikkat çekti:
“Bu gelişmeler, uluslararası toplumun tarihin trajedilerinden çıkarması gereken dersleri hiçe saymaktadır. Barışı inşa etmeye yönelik çabaları baltalamaktadır.”

Matsui ayrıca, Nükleer Silahların Yasaklanması Antlaşması’nın Japonya tarafından da onaylanması çağrısında bulundu. Bu antlaşma 2021’de yürürlüğe girmiş olsa da, ABD, Rusya gibi nükleer güçler ve Japonya henüz onaylamadı. Japonya, güvenliğinin ABD nükleer şemsiyesi sayesinde sağlandığını savunuyor.

“Nükleer silahlar hâlâ insanlığı tehdit ediyor”
Hiroşima sokaklarında, nükleer silahların tamamen yasaklanmasını talep eden küçük çaplı protestolar da düzenlendi. Hayatta kalan başka bir mağdur olan Saitoshi Tanaka, radyasyona bağlı çok sayıda kanser geçirdi. BBC’ye yaptığı açıklamada, Gazze ve Ukrayna’daki yıkımı gördüğünde kendi geçmişine döndüğünü söyledi:

“Yıkılmış şehirler, panikle kaçan kadınlar ve çocuklar… Bunlar bana yaşadıklarımı hatırlatıyor. Bugün hâlâ insanlığı defalarca yok edebilecek nükleer silahlarla yaşıyoruz.”

Tanaka, dünya halklarını seslerini daha yüksek çıkarmaya çağırdı:

“En acil öncelik, nükleer silaha sahip ülkelerin liderlerine baskı kurmaktır. Dünyanın insanları daha çok öfkelenmeli, sesini yükseltmeli ve birlikte harekete geçmelidir.”

Devamını Oku

Trending

Reklam