Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Esendağlı:Yargının bağımsızlığının korunması, ülkedeki her bireyin, her kurumun ortak derdi, hedefi olmalıdır

Published

on

Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, ülkede her şeye rağmen mevcut anayasal düzen içerisinde yargı organının temel niteliği olan bağımsızlığının mevcut olduğunu belirterek, “Yargının bağımsızlığı hayati önemdedir. Koşullar her ne olursa olsun, yargının bağımsızlığının korunması, ülkedeki her bireyin, her kurumun ortak derdi, hedefi olmalıdır” dedi.

“Yargıda liyakat her şeydir” vurgusu yapan Esendağlı, tüm kamuda uygulanan yazılı/objektif kritere ve gerekçeye dayalı atama ve yükselme sisteminin, mahkemeler için uygun olmadığı ısrarından artık vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.

“Ülkede hiçbir konuda işlerin iyi gitmediğini ve Kıbrıs Türk toplumunun günden güne eridiğini” savunan Esendağlı, toplumun bir çözümle uluslararası hukuk tarafından tanınan bir devlet yapısına sahip olmasının, tek kurtuluş yolu olduğunu kaydetti. Esendağlı, seçilmişlerin, ülkeye ve topluma yapacakları en büyük iyiliğin ivedi bir şekilde çözümün sağlanması için çalışmak olduğunu kaydetti.

Kıbrıs Türk Barolar Birliği ve tüm mahalli barolar, 2022-2023 Adli Yılı açılışı nedeniyle Kıbrıs Türk Barolar Birliği’nde basın açıklaması yaptı.

Kıbrıs Türk Barolar Birliği ve tüm mahalli baroların imzasının yer aldığı ve yasama-yürütme ve yargı olmak üzere iki bölümlü basın açıklaması, Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı tarafından okundu.

– “Kıbrıs Türk toplumun KKTC Devleti’ne olan inanç, aidiyet ve bağlılığının dibe vurduğu bir dönem içerisindeyiz”

Esendağlı, Kıbrıs Türk toplumunun KKTC Devleti’ne olan inanç, aidiyet ve bağlılığının dibe vurduğu bir dönemden geçildiğini üzüntü ile gözlemlediklerini kaydederek, ülke sorunlarının çözüm adresi olması gereken siyasetin, kendi sorunlarını dahi çözemeyecek duruma düştüğü ve sadece sorun ve hatta kaos üretir bir noktaya geldiğini savundu.

Son iki yıl zarfında 8 hükümetin kurulduğunu ve ülke siyasetinde bakanlar kurulu oluşumu ve bakan değişikliklerinden başka bir gündem olmadığını ileri süren Esendağlı, bu duruma dış müdahalelerin yol açtığına ilişkin bir görüntü ortaya çıktığını savunarak, bunun toplumun rencide olmasına, değersiz hissetmesine, seçimlerden, demokrasiden, devlet çatısından ümidini kesmesine sebep olduğunu söyledi.

Esendağlı, seçilmişlerin müdahalenin doğrudan muhatabı olduğunu ileri sürerek, bu durumu kabullenmelerini, hazmetmelerini ve normalleştirmelerini ibret ve endişe ile izlediklerini dile getirdi.

– “Ülkede yıllardır ciddi bir şekilde muhaceret denetimi uygulanmamasının yol açtığı vahim sonuçlar, açıkça ortadadır”

Esendağlı, muhaceret denetiminde eksikliklerin vahim sonuçlar doğurduğuna ve yasal statüsü olmaksızın yıllarca ülkeden kalan kişilerin karıştığı olayların artış gösterdiğini kaydederek, bu durumun hem ülkedeki fiili nüfusun sayısal ve nitelik olarak tespitini imkansız kıldığını, hem de toplumun can ve mal güvenliğinden ciddi şekilde endişe etmesine; kriminal olayların gün be gün tırmanmasına; sosyal yapının kötü bir şekilde evrilmesine sebep olduğunu belirtti.

Toplumsal yapı, kaynak ve imkanları dikkate almadan yapılan vatandaşlık ve göç konusundaki uygulamalar sonucunda devletin en önemli kamusal görevlerinin başında gelen sağlık ve eğitim hizmetlerinin, trafik ve altyapının ülke nüfusu karşısında yetersiz kaldığına da değinen Esendağlı, hükümeti, “bu konunda uzun vadeli politika üretmek yerine yasal kriterlere bakmadan istisnai vatandaşlık verme yetkisini adeta rutin bir uygulamaya çevirmekle” eleştirdi ve “Bu, yasal yetkinin kötüye kullanımı olduğu kadar; KKTC vatandaşlığının değerinin bizzat devletin kendi eliyle düşürülmesi değil midir? Bu ülkeye kötülük yapmak değil midir?” diye sordu.

Polis Teşkilatı’ndaki sorunlara da yer veren Esendağlı, “Nüfus ve vaka artışı ile zıt bir şekilde polis sayısının gerekenin çok altında kalmasının yanı sıra; teşkilattaki yozlaşma, gruplaşma, husumet, terfi, nakil ve görevlendirmelerde yaşanan adaletsizlik gibi sorunlar polisin verimliliğini ve güvenilirliğini ciddi ve olumsuz şekilde etkilemektedir” dedi.

– “Bu açıklamayı dün tamamladık. Bugün uyandık ve yerine hiçbir düzenleme konulmadan Mağusa -Yeni Boğaziçi -İskele Emirnamesi’nin kaldırıldığını öğrendik”

İmar ve çevre konuları hakkında da konuşan Esendağlı, doğanın hızla betona dönüşmekte olduğunu ve geri dönülmez zararlar yaratıldığını ifade ederek, siyasi erkin, yasa, imar planı ve emirnameler eli ile uzun vadeli bir planlama yapmak yerine; bu konuda çok yoğun tartışmalar yarattığını öne sürdü ve “Bu açıklamayı dün tamamladık. Bugün uyandık ve yerine hiçbir düzenleme konulmadan Mağusa – Yeni Boğaziçi – İskele Emirnamesi’nin kaldırıldığını öğrendik. Olacak iş değil! Gerçekten bu ülkeyi sevmiyorlar” ifadelerini kullandı.

Özellikle elektrik üretimi ile ortaya çıkan hava kirliliğinin çözülmesi beklenirken, yetkililerin “yıllardır yakıt alımı ile ilgili rantın peşinde birbirini yediğini” öne süren Esendağlı, “Toplum bireylerinin aldığı nefes kadar önemli olan bu sorunları çözmekle ilgili bir çaba değil; niyet dahi gözlemlenememektedir” dedi ve şöyle devam etti:

“Ülkede hiçbir konuda işlerin iyi gitmediği açıkça ortadadır. Sorunlar, boyumuzu aşmış durumdadır. Yetişmiş, eğitimli, genç insanlarımız kurtuluşu başka ülkelerde aramakta; göç yollarına düşmektedir. Nicelik olarak zaten dünyanın en küçük toplumlarından biri olan Kıbrıs Türk Toplumu, günden güne erimektedir. Adına devlet denen ve çağdaş dünyada insan/toplum için var olduğu kabul edilen bu yapı, toplumun ve bireylerinin en temel, günlük sorunlarını dahi çözemeyecekse, varlık sebebi nedir? Ne için vardır?”

Esendağlı, Kıbrıs Türk toplumunun bir çözümle uluslararası hukuk tarafından tanınan bir devlet yapısına sahip olmasının, tek kurtuluş yolu olduğunun açık bir şekilde ortada olduğunu kaydetti ve seçilmişlerin ülkeye ve topluma yapacakları en büyük iyiliğin, ivedi bir şekilde çözümün sağlanması için var güçleri ile çalışmak olacağını söyledi.

– “Yasama ve yürütme ile ilgili var olan bu kötü ve karamsar tabloya karşın; toplumda yargı organına olan güven ve inancın büyük oranda korunduğu açıktır”

Esendağlı, yasama ve yürütme ile ilgili var olan kötü ve karamsar tabloya karşın, toplumda yargı organına güven ve inancını büyük oranda korunduğunu ve mevcut anayasal düzen içerisinde yargı organının temel niteliği olan bağımsızlığının mevcut olduğunu kaydetti.

Yargı bağımsızlığının önemine de dikkat çeken Esendağlı, “Koşullar her ne olursa olsun, yargının bağımsızlığının korunması, ülkedeki her bireyin, her kurumun ortak derdi/hedefi olmalıdır. Yargı bağımsızlığının sağlanamadığı veya yitirildiği ülkelerde, bizzat yargı eliyle yol açılan hak ihlalleri ve adaletsizlikler, bireyleri iktidarlar veya egemenler karşısında çaresiz, güçsüz ve aciz kılmaktadır” şeklinde konuştu.

Geçen yıl Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu bir karar sonrası, Türkiye Cumhuriyeti iktidar mensuplarının KKTC yargısına yönelik “saldırıya varan” açıklamaları olduğunu belirten Esendağlı, “KKTC yargısının, Türkiye yargısı ile uyumlaşması veya benzeşmesi gerektiği yönünde dile getirilen görüşlerin, Türkiye yargısının iktidar güçleri karşısında getirilmiş olduğu durum dikkate alınarak okunmalı” dedi.

– “Adalet Bakanlığı ve benzeri mekanizmalarla yargı bağımsızlığının sulandırılması girişimlerine karşı çıkılması, başta hukukçular olarak bizim olmak üzere tüm toplumun görevidir”

Esendağlı, bu bağlamda, Anayasa ile kurulan yargı yönetimi ve Yüksek Adliye Kurulu’nun oluşumuna ilişkin yapının korunması, buna bağlı olarak Adalet Bakanlığı ve benzeri mekanizmalarla yargı bağımsızlığının sulandırılması girişimlerine karşı çıkılmasının, başta hukukçular olmak üzere tüm toplumun görevi olduğunu kaydetti.

– “Mahkemelerdeki olumsuzluklar da, diğer organlarda olduğu gibi, ısrarlı bir şekilde görmezden gelinmekte veya dikkate alınmamaktadır”

Esendağlı, mahkemelerde de birçok olumsuzluklar yaşandığını ve bunları her yıl ifade etmelerine rağmen, diğer organlarda olduğu gibi görmezden gelindiğini söyleyerek, yargı hizmetlerinin iyileştirilmesi için taleplerini tekrardan dile getirdi.

Tüm kamu hizmetlerinde olduğu gibi mahkeme hizmetlerinin yürütülmesinde de insan faktörü ve çalışma verimliliğinin çok büyük önem arz ettiğini vurgulayan Esendağlı, mahkemede görevli kamu personelinin “mutsuz” olduğunu belirtti ve mahkemenin bu mutsuzluğun sebebini saptayarak, yoğun iş yükü altında ezilen personelin çalışma koşullarının iyileştirilmesi için tedbirler alması gerektiğini belirtti.

Esendağlı, 2008 yılında Yüksek Mahkeme tarafından “davaların adil ve süratli bir şekilde sonuçlanması” amacıyla Hukuk Muhakemeleri Usül Tüzüğü’ne getirilen ve adına Case Management (Dava Yönetimi) denen kuralların beklenen hedefe ulaşmadığını ve aksine süreci yavaşlattığını söyleyerek, bu değişikliğin, temel amaç olan “adalet”e de ulaşmayı baltaladığını ileri sürdü.

– “Hukuk Muhakemeleri Usulü (Değişiklik) Yasası’na yönelik yargı sürecinin tamamlanması artık aciliyet arzetmektedir”

Esendağlı, icra işlemlerine yenilikler getiren ve yargının bütün unsurlarının muvafakati ile 2019 yılında kabul edilen Hukuk Muhakemeleri Usulü (Değişiklik) Yasası’nın Anayasa Mahkemesi’nde dava konusu olması gerekçesi ile yasa değişikliğinin uygulanmasını sağlayacak olan tüzüğün yayımlanamadığını belirterek, yargı sürecinin tamamlanması ve tüzüğün yayımlanmasının artık aciliyet arz ettiğinin altını çizdi.

Avrupa Birliği’nde hemen her ülkede yargıç atamalarında yazılı sınav ve/veya objektif kritere dayalı sistemler uygulandığına ancak KKTC’de halen, yargıç tayin ve terfilerinin gizli oyla ve herhangi bir gerekçe içermeksizin yapıldığını kaydeden Esendağlı, yargıç atamalarını da eleştirdi.

Esendağlı, ülkede göreve atananların, neden atandığını; atanmayanın ise neden atanmadığını bilmediğini belirtti ve liyakat vurgusu yaparak, “Tüm kamuda uygulanan yazılı/objektif kritere ve gerekçeye dayalı atama ve yükselme sisteminin; mahkemeler için uygun olmadığı ısrarından artık vazgeçilmesi gerektiği aşikardır” dedi.

– “Unutulmamalıdır ki yargı bağımsızlığı, yargıç bağımsızlığıdır”

“Yargı bağımsızlığı yargıç bağımsızlığıdır. Yargıçlar açısından ‘Anayasa, yasa, hukuk ve vicdani kanaat’ dışında bir bağ yoktur, olamaz” diyen Esendağlı, yargıçlar arasında yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili hiyerarşi, kontrol, talimat gibi algılanabilecek uygulamalardan kaçınılması gerektiğini vurgulayarak, başta Yüksek Mahkeme/Yüksek Adliye Kurulu olmak üzere yargıçlara, görevlerini tam bağımsızlık içerisinde ifa edecek koşulların sağlanmasının anayasal bir ödev olduğu belirtti.

Esendağlı, bunun yanında, standardın adaleti görünür kılmak için olmazsa olmaz olduğunu ifade ederek, yargıçlara ve mahkeme personeline düzenli bir program dahilinde hizmet içi eğitim verilmesinin; mahkemelerdeki hizmet verimliliğini artıracağına ve standardı yükselteceğine inandıklarını belirtti.

Kıbrıs Türk avukatları olarak, mevcut sorunların çözümü için iyi niyetle çaba sarf etmeye devam edeceklerini söyleyen Esendağlı, yargı hizmetlerindeki sorun ve aksamalar bakımından doğrudan gözlem ve tespit yapma avantajına sahip olan Barolar ile görüş alışverişi yapılmasının, yargı yönetimi ile ilgili yetkilerin bölüşüleceği anlamına gelmediğini ifade etti.

Esendağlı, 2022 – 2023 Adli Yılı’nın tüm ülkeye hayırlı olmasını diledi.

-Esendağlı, soruları yanıtladı

Esendağlı, basın açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Yüksek Mahkeme Başkanı’nın Adli Yılı açılışındaki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Esendağlı, kendilerinin de geçmiş yıllardaki açıklamalarından çok farklı şeyler söylemediklerini belirtti.

“Sanırım mevcut yapıya sesimizi duyurabilmenin mümkün olduğunu düşünmek fazla iyimserlik olacaktır” diyen Esendağlı, buna karşın tarihsel sürece not bırakmak ve saptamaları, önerileri ve eleştirileri yapmanın vazifeleri olduğunu söyledi.

-“Her yıl aynı şeylerin tekrar edildiği hususu acı bir gerçeklik”

Bir iyileşme sağlanacaksa üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını yineleyen Esendağlı, “Her yıl aynı şeylerin tekrar edildiği hususu acı bir gerçeklik” dedi.

Talepleriyle ilgili olarak hükümet yetkilileriyle temas kurup, kurmadıklarının sorulması üzerine Hasan Esendağlı, sürekli yapılan çalışmalarla ilgili gerek mahkeme yönetimi, gerekse yürütme ve yasama organlarıyla temasları olduğunu kaydetti. Esendağlı, sorunların hiçbiriyle ilgili olumlu veya garanti içeren ya da buna sahip çıkıldığına işaret eden bir geri dönüş almadıklarını söyledi.

Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen yasaların arttığının hatırlatılması üzerine ise Esendağlı, “Anayasa’ya aykırılık yeni bir mevhum değil. Zaman zaman Meclis’ten çıkan bazı yasaların Anayasa’ya aykırı bulunması doğaldır” dedi. Anayasa Mahkemesi’nde yapılan duruşmada da genelde iki taraf olduğunu dile getiren Esendağlı, bir tarafın Anayasa’ya aykırılığı, diğer tarafın ise Anayasa’ya uygunluğu savunduğunu anlattı. Bazen Anayasa Mahkemesi’nin kendi üyelerinin de ikiye bölündüğünü ifade eden Esendağlı, farklı görüşler üretilebileceğini söyledi. “Anayasa’ya aykırılık konusu Anayasa yargısı çok teknik bir konudur” diyen Barolar Birliği Başkanı Esendağlı, bunun aynı zamanda sosyal bir bilim olarak da yoruma açık bir alan olduğunu belirtti.

-“Evet, Anayasa’ya aykırı olduğu neredeyse konuşan metinler Meclis’ten çıkmaktadır”

“Son zamanlarda göze soka soka Anayasa’ya aykırılığı bariz olduğu şekilde geçirilen birtakım yasalar olduğunu görmekteyiz” diye konuşan Esendağlı, daha Anayasa Mahkemesi’ne gitmeden Meclis kürsüsünde tartışılırken, bunların yapılmasının Anayasa’ya aykırılığı ile ilgili uyarılarının arşivlerden görülebileceğini söyledi.

“Evet, Anayasa’ya aykırı olduğu neredeyse konuşan metinler Meclis’ten çıkmaktadır” diyen Esendağlı, bu hususun yargının zaten kilitlenmiş olan çalışma yüküne büyük bir ağırlık ilave ettiğini kaydetti.

Esendağlı “Bir de özellikle ‘Biz yapıyoruz, yargı bozuyor’ şeklinde yargının çok fazla açığa çıktığı, hedef gösterildiği bir kötü niyetli girişim olduğu konusunda bir algı ortaya çıkıyor, bir görüntü ortaya çıkıyor. Bu söylediğimi ispat edemem, böyle bir amaçla, böyle bir saikle hareket edildiği hususunu söyleyemem ama görüntü de bunu işaret etmektedir” diye konuştu. TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

KKTC’de devlet okullarında 2025-2026 eğitim-öğretim yılı pazartesi günü başlıyor. İlköğretimde yaklaşık 28 bin, ortaöğretimde yaklaşık 25 bin ve mesleki teknik öğretimde yaklaşık 4 bin olmak üzere yaklaşık 58 bin öğrenci ders ziliyle birlikte yeni döneme başlayacak.

Yeni döneme ilişkin açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, eğitimin fiziki altyapısından ders kitaplarına kadar her ayrıntının tamamlandığını vurguladı.

Çavuşoğlu, görevde oldukları dönemde 29 okulun eğitime kazandırıldığını, 7 yeni okul için çalışmaların planlandığını, 29 okulda ise güçlendirme sürecinin tamamlandığını belirterek, “1 milyar 792 milyon TL’lik yatırımla eğitimde büyük bir dönüşüm başlattık” dedi.

73 farklı alanda 427 bin ders kitabının bakanlık imkanlarıyla basıldığını, kırtasiye ve sarf malzemelerinin tüm okullara ulaştırıldığını ifade eden Çavuşoğlu “Yeni eğitim yılı başladığında hiçbir okulda öğretmen ya da malzeme eksiği olmayacak” diye konuştu.

Tam gün eğitim uygulamasının bu yıl da süreceğini kaydeden Çavuşoğlu, güçlendirme çalışmalarının tamamlanmasıyla bu uygulamanın daha da yaygınlaştırılacağını söyledi.

Geçen yıl ihtiyaçlı öğrencilere 40 milyon TL’lik beslenme desteği sağlandığını da belirten Çavuşoğlu, bu yıl rakamı iki katına çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı.

Yeni eğitim-öğretim yılına ilişkin Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, yeni bir döneme başlamanın heyecanını yaşadıklarını belirterek, tüm öğrencilere, öğretmenlere ve eğitim camiasına başarılar diledi.

Ortaya koydukları vizyon ve kararlılıkla okulların fiziki ve teknolojik altyapılarının güçlendirilmesi için çalışmaya devam ettiklerini belirten Çavuşoğlu, “Eğitimde attığımız her adım, çocuklarımızın daha güvenli, daha modern ve daha donanımlı bir ortamda yetişmesi içindir. Hedefimiz, KKTC’nin geleceğini emanet edeceğimiz nesillere en iyi koşulları sunmaktır” diye konuştu.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar’ın kazanması demek KKTC’nin kazanması demektir – Bi Manşet

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Gazimağusa İlçesi tarafından düzenlenen “Gazimağusa Buluşması”na Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birlikte katıldı.

“VERİLEN GÖREVİ BÜYÜK SORUMLULUKLA ÜSTLENDİK”

Toplantıda konuşan Başbakan Üstel, ” 3,5 yıl önce hükümete geldiğimizde bize verilen görevi büyük bir sorumlulukla üstlendik. Hepiniz hatırlarsınız; uzun yıllar bu ülkede kalıcı hükümetler kurulamadı, siyasi istikrar sağlanamadı. Siyasi istikrar olmayınca ekonomik istikrar da olmadı. Ama biz tek vücut olduk, birlik olduk ve dedik ki: Ne olursa olsun, biz halkımızın ve ülkemizin rahatlığı, huzuru ve refahı için bu göreve devam edeceğiz” dedi.

“CUMHURBAŞKANIMIZIN ÜLKEDE GERÇEKLEŞEN BİRÇOK PROJEDE İMZASI VAR”

Ulusal Birlik Partisi’nin geçmişte de aynı anlayışla halka hizmet ettiğini belirten Üstel, “İrsen Küçük Hükümeti dönemini hatırlayın; bugün tamamlanan birçok projenin temeli o dönemde atılmıştır. O dönemin Maliye Bakanı bugünün Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dı. Cumhurbaşkanımızın ülkede gerçekleşen büyük projelerde imzası vardır” dedi.

“UBP HİZMET ÜRETMEYE DEVAM ETTİ”

UBP’nin 2013 yılından sonra da aynı anlayışla hizmet üretmeye devam ettiğini vurgulayan Üstel, “Hangi projeye bakarsanız bakın, altında UBP’nin imzası vardır” diye konuştu.

“ÜLKEDE İLK ÜNİVERSİTENİN TEMELİ UBP ONURSAL BAŞKANI DR. DERVİŞ EROĞLU DÖNEMİNDE ATILDI”

Başbakan Üstel, “Mağusa’da ilk üniversitenin temeli, UBP Onursal Başkanı Dr. Derviş Eroğlu döneminde atıldı. Bugün DAÜ, ülkemizin göz bebeği olmuştur. Yıpratmaya çalışanlar olsa da DAÜ, bu ülkenin aynasıdır ve yaşadığı mali zorluklardan çıkarılmıştır. Ayrıca unutulmamalıdır ki, 27 yıl önce ilk Sosyal Konut Projesi de Onursal Başkanımız Dr. Derviş Eroğlu döneminde hayata geçmiştir” ifadelerini kullandı.

GAZİMAĞUSA’LI GENÇLERE MÜJDE

27 yıl sonra sosyal konut projelerini yeniden başlattıklarını hatırlatan Üstel, “Gazimağusalı gençlerimize buradan müjde veriyorum: Mağusa’da sosyal konut projesinin yeri belirlendi, tüm çalışmalar tamamlandı. Yakında temelini atacak ve lansmanını yapacağız” dedi.

“BİZ İCRAATIMIZA BAKARIZ”

Gazimağusa’ya yapılan icraatları da aktaran Üstel, “Maraş bölgesinde artan nüfus nedeniyle yeni bir sağlık merkezi açtık. Gazimağusa Limanı ülkemizin en önemli limanıdır. Yıllarca susuz bırakılan bu limanı, Türkiye’den gelen suyla buluşturduk. Bugün Gazimağusa Limanı artık suya kavuşmuştur. Ayrıca Maraş bölgesinde altyapı tamamen yenilendi. Biz şunu söylüyoruz: Kim ne derse desin, biz icraatımıza bakarız. Durmak yok, hizmete devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

“19 EKİM BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜDÜR”

Konuşmasının sonunda yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dikkat çeken Üstel, “Önümüzde bir sınav var. Bu sınav; vatanımıza, milletimize, bayrağımıza sahip çıkma sınavıdır. 19 Ekim bir hesaplaşma günü değil, birlik ve beraberlik günüdür. Kıbrıs Türkü tarih boyunca birlik ve beraberlik örneği göstermiştir. Ülkede istikrar istiyorsak, hepimiz taşın altına elimizi koyacağız. Ersin Tatar’ın beş yılda bir şey yapmadığını söyleyenler, görmek istemiyor. Halkımız gerçekleri biliyor. Bizim kaybedecek zamanımız yok, hepimiz seçime odaklanacağız. Bu seçim, ülkemize sahip çıkma seçimidir. 19 Ekim’de Ersin Tatar’ın kazanması, KKTC’nin kazanmasıdır.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Güneşköy, Türkmenköy ve Beyarmudu’nda elektrik kesintisi – Bi Manşet

Published

on

By

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (Kıb-Tek), bakım ve yenileme çalışmaları kapsamında bazı bölgelerde elektrik kesintisi yapılacağını duyurdu.

Orta gerilim elektrik şebekesinde gerçekleştirilecek re-closer kurulum çalışması nedeniyle bugün saat 09.30-12.30 arasında Güneşköy su motorları ile Eroza Tatil Köyü’ne elektrik verilemeyecek.

Öte yandan Kıb-Tek, yapılacak çalışmalar kapsamında da Türkmenköy ve Beyarmudu’nun bazı bölgelerinde elektrik kesintisi olacağını bildirdi. Otocloser değişim çalışması ve özel parselasyona akım temin projesi nedeniyle uygulanacak kesinti saat 10.00 – 12.00 arasında gerçekleşecek ve Türkmenköy ile Beyarmudu fider kapsama alanını etkileyecek.

Kıb-Tek açıklamasında, kesintiler sırasında yaşanabilecek mağduriyetlerin önüne geçilmesi için vatandaşların gerekli tedbirleri alması gerektiği vurgulandı.

 


Devamını Oku

Trending

Reklam