Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Eylül’de New York’a gideceğiz. İkili ya da üçlü görüşme olabilir, resmi müzakere olmayacak”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantılarının yapıldığı Eylül ayında New York’a gidilmesinin planlandığını ve ekiplerin bu ziyarete ilişkin hazırlıklarını sürdürdüğünü söyledi.

Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklamalarda bulunan Tatar, Birleşmiş Milleter Üst Düzey Yetkilisi Jane Holl Lute’un Ağustos sonu-Eylül başı, temaslarda bulunmak üzere adaya gelmesinin planlandığını da belirtti.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da BM Genel Kurul toplantılarının düzenlendiği New York’a gidilmesinin planlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, orada yapılacak toplantıların gayri resmi nitelikte olacağını, resmi müzakere şeklinde yapılmayacağını vurguladı.  Cumhurbaşkanı Tatar, Rum Yönetimi lideri Anastasiadis ile ikili, ya da Genel Sekreterin de katılımıyla üçlü toplantı yapılabileceğini ifade etti.

Tatar, “Bu yıl da, hem Cumhurbaşkanı olarak ben, hem de Dışişleri Bakanımız Tahsin Bey, ekiplerimizle birlikte New York’a gideceğiz.  Hem Genel Sekreter, hem de diğer yetkililerle görüşme fırsatı bulacağız.  Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da orada olacak.  Onunla da bir buluşmamız olacak.  Ekiplerimiz deneyimlidir ve çalışmalarını sürdürmektedir. Ergun Olgun’un yanısıra yıllarca New York’ta bulunmuş Osman Ertuğ da bizimle olacak. Şu anki New York temsilcimiz Mehmet Dana, onunla da burada bir görüşme yaptık.  O da şu an süreci takip ediyor.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Tatar, egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm modelinin artık bir gerçeklik olduğunu kaydetti.  Kıbrıs’ta iki ayrı halk, iki ayrı bölge, iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Financial Times’a verdiği röportajda da bunlara vurgu yaptığını, hiçbir zaman ırkçılık diye bir şeyden bahsetmediğini tekrarladı.

Tatar, Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi’nin İstanbul ziyareti sırasında sarf ettiği “Pakistan, Kuzey Kıbrıs’taki Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin yanındadır. Size çok eşsiz bir ifadeyi hatırlatayım: İki farklı kültüre ve dile sahip olabiliriz ama biz, tek halkız. Kalplerimizde Türk halkıyla beraberiz.” sözlerinin de son derece önemli olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Tatar, İstanbul’da katıldığı 20 Temmuz resepsiyonuna Pakistan Konsolosunun iştirak ettiğini ve dayanışma mesajını ilettiğini de aktardı.

Tatar, “Yeni dönem, yeni anlayış, sonuna kadar bunu savunmak ve bu dönemde bunun damgasını vurmak bizim görevimizdir” dedi.

“GÜZELYURT BÖLGESİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

“Güzelyurt’un verilmeyeceği” şeklindeki sözlerinin yeni olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Ben yıllarca milletvekilliği, bakanlık, UBP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık yaptım. Bölgeye her gittiğimde, festivallere ya da Baf şehitlerini anma törenlerine benzer şeyler ifade ettim.  Biz her zaman Güzelyurt’a sahip çıktık.  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin fevkalade önemli bir bölgesidir” ifadelerini kullandı.

Tatar, “Özellikle sahip olduğu su kaynakları bakımından, ülke ekonomisi için de önem arz etmektedir.  Bizim için değeri büyüktür.  Türkiye’den gelen su projesiyle ilgili bölgeye çok büyük yatırımlar yapılmakta. Devam eden yatırımlar tamamlandığında, su, tünellerle Geçitköy’den doğrudan Güzelyurt ovalarına akacak. Artık şunu herkes bilmelidir ki, KKTC başka bir noktaya gelmiştir. Hiç birşey eskisi gibi değil” şeklinde konuştu.

“AMBARGOLARA RAĞMEN BURADAKİ EKONOMİYİ GELİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ”

Zamanında çok fırsatlar kaçırıldığını, Rolandis’in de (Eski Rum Dışişleri Bakanı) bunu defalarca ifade ettiğini hatırlatan Tatar şöyle devam etti:

“Tam 16 kez müzakere önerileri Rumlar tarafından reddedildi.  Annan Planı reddedildi. Crans Montana’da masa üzerimize devrildi. Anastasiadis, Akıncı’dan haritayı da alarak masayı terketti gitti. Dönüşümlü başkanlığı bile kabul etmedi. Cenevre toplantılarında bu gündeme geldi ve Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu ‘sen siyasi eşitliği bile kabul etmedin’ dedi.   Kaldı ki bilenler bilir, federasyonun bir parçasıdır siyasi eşitlik.  Tartışmaya açık değildir.
Dolayısıyla hep öneriler reddedildiği için o fırsatlar da kaçtı gitti.  Biz Maraş açılımı ve yaptığımız diğer icraatlarla KKTC’yi daha da pekiştirmek durumundayız. Çünkü biz ambargolar ve izolasyonlar altındayız. Onlarsa Güney’de Kıbrıs Cumhuriyeti olarak yoluna devam ediyorlar.  Tanınmışlığın, doğrudan uçuşların ve Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin nimetlerinden faydalanarak bir yerlere geldiler.   Biz bu tarafta ezildik, itildik. Dolaysıyla elimizdekini azami şekilde lehimize çevirmek durumundayız.   Bu bizim kendi halkımıza, kendi yurttaşlarımıza, kendi ülkemize olan bir borcumuzdur. Özetleyecek olursam, “geçmiş geçmiştir, biz önümüze bakacağız. Bu siyaseti daha da pekiştirmek durumundayız.  Ambargolara ve izolasyonlara rağmen buradaki ekonomiyi geliştirmek ve kendi insanımıza refah ve mutluluk vermek için elimizdeki imkanları azami ölçüde değerlendirmek durumundayız.  Bundan geri adım yoktur”

“RUM YÖNETİMİ, KKTC’NİN ULUSLARARASI İLİŞKİLERİNİ ENGELLEMEK İSTİYOR”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Hollanda Parlamento Üyesi Liane Den Haan’ın Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’nu ziyaretine yönelik Güney Kıbrıs’ta gösterilen tepkileri de değerlendirdi.

Hollandalı parlamentere yönelik linç derecesine varan çirkin saldırılar yapıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, bu durumun Rum Yönetimi’nin ırkçı, insanlık dışı ve köhnemiş zihniyetini gösterdiğini kaydetti.

Tatar, Rum Yönetimi’nin KKTC’nin sesini kısma ve uluslararası ilişkilerini engellemeye çalıştığını belirterek “Kıbrıs Türk halkının iradesi ve egemenliğinin sonucu KKTC elbette uluslararası ilişkilerini de sürdürecek ve hiçbir güç de bunu engelleyemeyecek. Rum Yönetimi’ne tavsiyemiz, ırkçılık ve düşmanlık içeren davranışlara son vermesi, insan haklarına saygılı olması, anlaşma çağrılarımıza olumlu yanıt vermesidir” dedi.

“ŞEHİTLERİ ANMA TÖRENLERİNİN DÜZEYİ YÜKSELTİLMELİ, DEVLET TÖRENİ OLMALI”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şehitlerle ilgili yerel düzeyde yapılan bazı anma törenlerinin düzeyinin yükseltilmesi ve şehitlerin daha geniş bir katılımla anılması gerektiğini belirtti.

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat zamanında bazı milli törenlerin düzeyinin daha alt seviyeye, kaymakamlık düzeyine indirgendiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar,  bunu yanlış bulduklarını kaydetti. Yerel tören olarak sınırlandırılan bu törenlere milletvekillerinin bile gitmediğini aktaran Tatar, katılımın kaymakam ve bölge halkıyla sınırlı kaldığını söyledi.

“Kıbrıs Türklerinin bugün bir devleti varsa, bu şehitler sayesinde ve bedel ödeyerek oldu” diyen Tatar, “Bir vatan, bir cumhuriyet bulmuş bir halk, hiçbir zaman geçmişini unutmamalıdır. Hele bu mücadele hala devam ediyorsa. Şu anda benim kanaatim, bunların devlet töreni seviyesinde olmasıdır” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben her zaman bu törenlere, milletvekili, bakan, başbakan olarak da katıldım.  Basın Yayın Araştırma Arşiv Danışmanım Aydın Akkurt bu yıl da her türlü girişimleri yaparak, törenlere katılacağımı ve konuşma yapacağımı bildirdi.  Cumhurbaşkanı olarak ben gittiğimde, Meclis Başkanı da, Başbakan da, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı da, Kolordu Komutanı da gelir.  Tabii bakanlar ve milletvekilleri de gelir.  Dolayısıyla, hem şehitlere, hem şehit ailelerine, hem o bölgede çarpışan, hayatını ortaya koyan insanlara hak ettikleri saygı gösterilmiş olur. Erenköy, Muratağa-Sandallar-Atlılar, Taşkent, Serdarlı’nın kurtuluşu, Gazimağusa ve Lefke’deki tüm törenlere katılarak, konuşma yaptım.  Hükümete de görüşümü ilettim, devlet töreni olması gerektiği yönünde. Bunun için tüzük değişikliği yapılması gerekiyor. Ama değişiklik olmasa da ben bu tür anma törenlerine katılmaya devam edeceğim”

“LÜTFEN HERKES BULDUĞU AŞIYI OLSUN”

Koronavirüs salgınıyla ilgili gelişmelere de değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, kendisinin başbakan olduğu zaman başlayan salgın sürecinin 1.5 yıldır devam ettiğini ve devletin bu süreci iyi yönettiğini söyledi.

Bugün bakıldığında, dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından ilk günlerde önerilen OHAL ilanının hayata geçirilmemesinin isabetli olduğunun görüldüğünü aktaran Tatar, bugün gelinen noktada herkesin aşı olması gerektiğine işaret etti.

“Bu aşı bizi kurtaracak” diyen Tatar, “Belki yasal olarak zorunlu hale getiremezsiniz ama Dünya Sağlık Örgütü de vatandaşların mükellefiyeti olduğunu kaydediyor.  Aşılanma oranı yüzde 70’i bulduğunda bu iş yavaşlayacak.  Aşı olup, bu virüse yakalananlar daha hafif atlatıyor.  Aksi halde can kaybı bile yaşanabiliyor.  Benim çevremde aşılı olup, yakalananların birçoğu, neredeyse semptomsuz atlattıklarını ifade ediyor” şeklinde konuştu.

Tatar sözlerini şöyle noktaladı:

“Şu anda iki doz aşı olmuş olanların oranı yüzde 50’yi geçmiştir.  Tek doz olanlar var. Onlar da tamamlandığında inşallah yüzde 70’i bulacağız. Sağlık Danışmanım Prof. Dr. Nedime Serakıncı, bu işin uzmanıdır. Keza Bilim ve Sağlık Komitesi Başkanı Prof. Dr. Fisun Yıldız da var.  İkisi de çok değerli, ikisi de pandemi dönemine ilişkin önemli çalışmalarda bulunmuşlardır ve gelişmelerle ilgili beni sürekli bilgilendiriyorlar.  Aşılı kişi daha zor bulaşır, aşılı kişi daha zor bulaştırır ve aşılı kişi bulaşırsa daha hafif atlatır. İnatla aşı olmayanlara bir kez daha sesleniyorum, lütfen hangi aşıyı bulursanız aşılanın. Aşıların ilerideki olası yan etkileriyle ilgili iddialar farazidir.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Mineri/Sarıkuyruk avcılığına dair uyarıda bulundu

Published

on

By

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, yaz döneminde kıyılarda sıklıkla görülen Mineri/Sarıkuyruk (Seriola dumerili) balığı avcılığına dair uyarıda bulunarak yasal düzenlemeleri hatırlattı.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, bu dönemde türün kıyılarda daha sık rastlanması nedeniyle, yasal avlanma kurallarının hatırlatılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

Açıklamada, 27/2000 sayılı Su Ürünleri Yasası kapsamında yürürlükte olan “Balıkçılık İzinleri ve Balıkçılık Kaynaklarının Sürdürülebilir Kullanımı Tüzüğü” uyarınca, Sarıkuyruk avcılığına yönelik geçerli kurallara dikkat çekildi.

30 santimetreden küçük olan bireylerin avlanması, satılması, satın alınması ve sergilenmesinin yasak olduğu vurgulanan açıklamada, bu kuralın, hem amatör hem de profesyonel balıkçılar için bağlayıcı nitelik taşıdığı kaydedildi.

Amatör ve sportif balıkçılar için getirilen günlük adet sınırlamaları ise şöyle belirlendi:

“45 cm ve üzerindeki balıklar için: Günde en fazla 2 adet. 30–45 cm arasındaki balıklar için günde en fazla 6 adet.”

Bu düzenlemelerin Sarıkuyruk türünün popülasyonunu korumak ve sürdürülebilir balıkçılığı sağlamak amacıyla uygulandığı vurgulanan açıklamada, balıkçıların belirtilen kurallara özen göstermeleri, denizlerdeki biyolojik çeşitliliğin korunmasına ve gelecek nesillerin de bu kaynaklardan faydalanabilmesine katkı sağlayacağı belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Okullar Yolu Sokak, Şht. Mustafa Yusuf Hacı Sokak ve Bozkır Sokak’ta kanalizasyon çalışması yapılacak

Published

on

By

 Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) 3 sokakta 42 bina ve 145 haneyi daha kanalizasyona bağlayacağını açıkladı.

Belediyeden yapılan açıklamada, bu kapsamda, 8 Ağustos Cuma gününden itibaren Okullar Yolu Sokak’ta (Atleks Sanverler Ortaokulu’ndan Polis Genel Müdürlüğü köşesine kadar) başlayacak çalışmaların 4 günde tamamlanmasının hedeflendiği belirtildi.

Okullar Yolu Sokak’ın ardından çalışmalar Polis Genel Müdürlüğü yan sokağı olan Şht. Mustafa Yusuf Hacı Sokak’ta devam edecek.

Kanalizasyon çalışmaları Bozkır Sokak ile tamamlanacak.

Açıklamada, çalışmalar boyunca sürücülerin trafik yönlendirmelerine dikkat etmeleri istendi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, görev süresi sona erecek olan Stewart’ı kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, görev süresi 9 Ağustos’ta sona erecek olan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart’ı kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı’nda saat 10.00’da başlayan görüşme yaklaşık bir saat sürdü.

Cumhurbaşkanı Tatar ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart, görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu.

 – Tatar: “Komitelerin çalışması konusunda biz çok ısrarcı olduk ancak Güney Kıbrıs maalesef değil”

 Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yaptığı açıklamada, Stewart ile dört yıldır birlikte çalıştıklarını ve kendisiyle bir dostluklarının geliştiğini belirtti.

Bütün samimiyetiyle Colin Stewart’a her zaman açık ve net olduğunu kaydeden Tatar, Stewart’ın dört yıllık sürede her iki tarafa da yardımcı olabilmek için iyi niyetli çalıştığını gördüğünü belirtti, hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.

Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın sunduğu raporda “ortak bir zemin olmadan Kıbrıs’ta bir müzakere sürecinin başlayamayacağının” kayda geçtiğini ve raporun Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın António Guterres tarafından değerli bulunduğunu anımsattı.

“Guterres, hem Cenevre hem de New York görüşmelerinde bunları ifade etmiştir.” diyen Tatar,

Colin Stewart dönemindeki başarılarına değindi.

Özel Temsilci Güneş Onar’ın girişimleriyle iki taraflı teknik komitelerin çalışabilmesine yönelik büyük gayretler sarf edildiğini ifade eden Tatar, son olarak mart ayında gerçekleşen toplantıda alınan kararda 13. teknik komite olarak Gençlik Komitesi’nin oluşturulduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanlığı göreve süresince 13’ü bulan teknik komitelerin çalıştırıldığını ifade eden Tatar,

“Burada biz çok ısrarcı olduk ancak Güney Kıbrıs maalesef değil…” dedi.

 – “Madem Rum tarafının böyle bir şeye niyeti yok, yeni bir oyuna geçmenin zamanı geldi”

 Güney Kıbrıs’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımadığı için, kurum ve kuruluşlarını muhatap almamaya çalıştığını dile getiren Tatar, önemli konularda maalesef gerekli adımların atılmadığını gördüklerini kaydetti.

“Kültürel Miras” gibi bazı konularda atılan adımlara da değinen Tatar, Stewart’ın bu dönemde kendileriyle iyi çalıştığını dile getirdi.

“Biz bu dönemde iki tarafın işbirliğine çok önem verdik. Ben onu, ‘iki devletin işbirliği’ olarak değerlendiriyorum.” diyen Tatar, hem Cenevre hem de New York görüşmelerinde bunu defalarca dile getirdiğini söyledi.

“Biz buradayız ve kapıları görüşüyoruz. Biz buradayız, kültürel mirası ve mezarlıkları görüşüyoruz. Biz buradayız, çevre ve iklim değişikliği konularını görüşüyoruz. Gençlerin pozisyonu, mayınların temizlenmesi konularını görüşüyoruz…” diyen Tatar, iki devletin işbirliğine ve iki taraf arasındaki münasebetin devam etmesi için büyük gayret sarf ettiklerini belirterek, Stewart’ın bu konularda kendilerine destek olduğunu belirtti.

BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’ta “iki bölgeli”, “iki toplumlu” federasyon kararına değinen Tatar, “Biz artık orada değiliz. Federal temelde bir anlaşma konusunda bir çözüm bulunamadı. Çünkü Rum tarafının böyle bir şeye niyeti yok.” şeklinde konuştu.

“Madem Rum tarafının böyle bir şeye niyeti yok, yeni bir oyuna geçmenin zamanı geldi. O yüzden dört yıl önce Cenevre’de ‘egemen eşitlik, eşit uluslararası statü’ noktasında yeni vizyonumuzu ortaya koyduk.” diyen Tatar, KKTC olarak her türlü varlıklarıyla egemen olduklarını belirtti.

BM Güvenlik Konseyi’nde alınan kararın artık zamanının geçtiğini ve hükmünü yitirdiğini dile getiren Tatar, “Derenin altından çok sular geçti, çok şey değişti. Bölge değişti, statü değişti, Doğu Akdeniz değişti… Türkiye bambaşka bir noktaya geldi.” diye konuştu.

 – “İki devletli çözüm konusunda ısrarcıyız”

 İki devletli çözüm konusunda ısrarcı olduklarını belirten Tatar, Stewart’ın giderayak yaptığı açıklamanın kendilerini üzdüğünü ifade etti.

Stewart’ın görüşmede “yanlış anlaşıldım” dediğini belirttiğini kaydeden Tatar, “Stewart’a görev tanımın, böyle bir açıklama yapmaya müsaade etmez” dediğini aktardığını ifade etti.

Stewart’a “Kıbrıs’ta iki eşit taraf var. Her ne kadar KKTC tanınmamış olsa dahi sizin bu eşitliği korumanız ve bu eşitliğe saygı duymanız gerekiyor. Rum’un söylediği kendisini bağlar, benim söylediğimde beni bağlar. Bize yönelik açıklamanda ‘şu hiçbir zaman olmayacak’ şeklinde bir ifade kullanamazsın.” dediğini belirten Tatar, bir müzakerenin başlayabilmesi için de egemen eşitliklerinin kabul edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kıbrıs meselesini en iyi bilenin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres olduğunu ifade eden Tatar, Guterres’e büyük saygı duyduğunu dile getirdi.

Gayriresmi zirvelerde toplam 10 konuda uzlaşı sağlandığını belirten Tatar, iki devletli bir çözümün müzakere yoluyla sağlanacağını ifade etti.

Bunca yıldır devam eden süreçlerde gelinen noktada büyük bir avantaj olduğunu dile getiren Tatar, bununda BM’de dahil olmak üzere iki tarafın da “neyin çalışmadığını” kabul eder noktaya gelmesi olduğunu ifade etti.

Tatar, “Artık ortak zemin olmadığı genel sekreter tarafından kabul gördü. Federasyon modeli tükenmiştir. Adil ve kalıcı bir çözüm, sadece gerçeklerin masaya yansımasıyla başlayacak yeni ve resmi bir süreçle bulunabilir.” diye konuştu.

 – Stewart: “Tatar, Kıbrıslı Türkleri derinden önemseyen ve onların çıkarlarını gözeten biri”

 2021 yılında devraldığı görevi sona erecek olan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs’taki BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart da, Cumhurbaşkanı Tatar ile çok güzel bir veda görüşmesi yaptığını, her zamanki iş birliği ve dayanışması için kendisine teşekkür ettiğini belirterek, “Kıbrıslı liderler arasında en uzun süredir görüştüğüm ve geldiğimden beri iktidarda olan kişi odur. Sanırım yıllar boyunca çok iyi görüşmeler yaptık ve bunun için kendisine teşekkür ettim” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a “yapıcı yaklaşımı” için teşekkür ettiğini söyleyen Stewart, “Kıbrıslı Türkleri derinden önemseyen ve onların çıkarlarını gözeten biri olduğunu biliyorum ve bu uğurda her zaman yapıcı olmaya çalıştı” ifadelerini kullandı.

Kanadalı diplomat Stewart, kamuoyuna bir dizi açıklamalar yaptığını ve bu açıklamalarından bazılarına tepkiler geldiğini belirterek, devamla şunları kaydetti:

“Genel Sekreter, özgürce müzakere edilmiş bir çözüme ulaşabilmek için olası bir çözümün karşılıklı kabul görmesi gerektiğini ve Birleşmiş Milletler’in dayatmada bulunamayacağını söyleyerek sürece öncülük etmiştir. Karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm bağlamında, elbette, diğerlerinden daha gerçekçi olan bazı seçenekler var. Kamuoyu yoklamalarımız, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların çoğunluğunun, başarılı bir şekilde müzakere edilmiş, karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm görmek istediğini gösteriyor ve bu, Birleşmiş Milletler’in her zaman tam olarak desteklediği bir şey.”

Stewart, Cumhurbaşkanı Tatar ile geniş bir yelpazede çeşitli konuları ele aldıklarını belirterek, “Dediğim gibi, çok dostane ve nazik bir görüşmeydi ve kendisine iş birliği için teşekkür ettim” dedi. 

Devamını Oku

Trending

Reklam