Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Fatin Rüştü Zorlu’nun ölümünün 63. yılı dolayısıyla “Vefa Gecesi” düzenlendi

Published

on

Türkiye Cumhuriyeti’nin merhum Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun ölümünün 63. yılı dolayısıyla, bu akşam Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği’nde “Vefa Gecesi” düzenlendi.

Programa, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal, bakanlar, milletvekilleri ve konuklar katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program, sırasıyla Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, Meclis Başkanı Zorlu Töre ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın konuşmalarıyla devam etti.

Fatin Rüştü Zorlu anısına hazırlanan “Darağacında Bir Bakan” adlı belgesel film gösteriminin de yer aldığı program, Kuran-ı Kerim Tilaveti’nin okumasının ardından Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal’ın dualarıyla sona erdi.

– Serim: “Fatin Rüştü Zorlu, Türk siyasi tarihinde derin izler bırakmış bir devlet adamı”

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, Türk siyasetçi ve diplomat, eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri eski Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun vefatının 63. yılı vesilesiyle bir araya geldiklerini kaydetti.

Fatin Rüştü Zorlu’nun Türk siyasi tarihine derin izler bırakmış bir devlet adamı olduğunu kaydeden Serim, “Kıbrıs davasına olan ilgisi, Kıbrıs Türklerine desteği ve görev yaptığı dönemlerde Türkiye’nin Kıbrıs politikası bağlamında ortaya koyduğu kararlı tutum, Fatin Rüştü Zorlu’yu Kıbrıs Türklerinin gönlünde de müstesna bir yere koymuştur.” dedi.

“Dışişleri Bakanlığı’nda 1932-1954 yılları arasında kariyer diplomatlığı yapan Zorlu, 1954 yılında siyasete girerek milletvekili seçilmiş; merhum Adnan Menderes tarafından yönetilen hükümetlerde 1954-1955 yılları arasında Başbakan Yardımcılığı, 1957-1960 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunmuştur.” ifadelerine yer veren Serim, Zorlu’nun aktif siyasete girişi, Kıbrıs konusunun uluslararası boyut kazandığı ve Türk siyasetinde giderek ön plana çıktığı döneme denk geldiğini belirtti.

Serim, “İkinci Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda sömürge yönetimlerinin sona ermesi ve Kıbrıs Rumlarının Yunanistan’ın desteğiyle self determinasyon hakkını öne sürerek Enosis mücadelesine girmesi, Kıbrıs’ı ve Kıbrıs Türklerini de Türk siyasetinin gündemine taşımıştır. Önceleri Ada’da yaşananları yakından takip eden Türkiye’nin tutumu, Rumların giderek artan baskıları ve uyguladıkları şiddet karşısında daha etkin ve kararlı bir tutuma evrilmiştir.” diye konuştu.

Fatin Rüştü Zorlu’nun Türkiye’nin o dönem Kıbrıs konusuna daha fazla dahil olması ve etkin bir siyaset yürütmesinde öncü rol üstlenen isimlerden biri olduğunu ifade eden Serim, İngiltere ve uluslararası toplumun Kıbrıs konusunda resmi ve öncelikli muhataplarından biri haline geldiğini dile getirdi.

Büyükelçi Serim, Zorlu’nun Kıbrıs konusunda aldığı ilk resmi görevin İngiltere’de 29 Ağustos-6 Eylül 1955 tarihlerinde düzenlenen konferansa Dışişleri Bakan vekili unvanıyla Türk heyetinin başında bulunması olduğunu ifade etti.

“Konferansta, Kıbrıs’ın Türkiye’nin güvenliği ve savunması için hayati önemine vurgu yapan Zorlu, Ada’nın tarihi ve siyasi yönden Türkiye ile ayrılmaz birliğinin altını çizmiştir. 1956 ile 1958 yılları arasındaki dönem, Rumların Enosis hedefi doğrultusunda EOKA örgütüyle İngiliz idaresine ve Türklere yönelen saldırılarına, Kıbrıs Türklerinin ise 1957 yılı sonlarında kuruluş çalışmaları başlayan Türk Mukavemet Teşkilatı çatısı altında Rumlara karşı verdiği mücadeleye sahne olmuştur.” ifadelerini kullanan Serim, 1957 yılı Kasım ayında Dışişleri Bakanlığı görevini üstlenen Fatin Rüştü Zorlu’nun Kıbrıs Türklerinin savunma ve güvenliğine desteğini sürdürdüğünü, EOKA terörüne karşı mücadele veren TMT’nin kurulup örgütlenmesinde destekleyici rol oynadığını kaydetti.

Zorlu’nun Ocak 1958’de Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş’la Ankara’da gerçekleştirdiği görüşmede Türkiye’nin TMT’yle ilgili olarak arkalarında olduğunu vurguladığını belirten Serim, “Aralık 1958’de Yunanistan’ın Birleşmiş Milletler nezdinde sürdürdüğü girişimler esnasında Fatin Rüştü Zorlu, Yunan karşıtı Averoff’a bir çözüm için birlikte çalışma teklifinde bulunmuş ve iki Bakan’ın yaptığı görüşmeler, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla sonuçlanacak Zürih ve Londra müzakerelerinin yolunu açmıştır. Fatin Rüştü Zorlu’nun öncülük ettiği süreçle, Kıbrıs meselesinin gidişatı değişmiş, Türkiye’nin Kıbrıs konusunda söz sahibi olduğu gerçeği uluslararası kabul görmüş, Kıbrıs Türklerinin de Ada’da azınlık olmadıkları, yeni kurulan devlette Rumlarla eşit haklara sahip vatandaşlar oldukları kayıt altına alınmıştır.” dedi.

Zorlu’nun Şubat 1959’da TBMM’de yaptığı konuşmasında “Türk halkı Ada’da efendi olarak dolaşacaktır. Bu, onların haklarının teminat altına alınmış olması sayesindedir.” dediğini belirten Serim, şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türklerine yaşamı boyunca ayrı bir önem veren ve hassasiyetle yaklaşan Zorlu, vatansever bir devlet adamı olarak, bir yandan Kıbrıs Türklerinin sahadaki mücadelesine destek verirken, bir yandan da diplomasi alanında uluslararası zeminde kararlı duruşuyla Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin edindiği kazanımlarda öncü rol üstlenmiştir. Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş da kendisini şu sözlerle tarif etmektedir: ‘Fatin Rüştü Zorlu Türkiye’nin büyüklüğünü nefsinde yaşayan ve karşısındakine de bunu kabul ettirebilen güçlü bir diplomat, büyük bir vatanperverdi’. Fatin Rüştü Zorlu’nun Kıbrıs Türklerinin meşru hak ve menfaatlerinin korunması için yürüttüğü mücadeleyi bugün de aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz.”

Anavatan ve garantör olarak Türkiye’nin tüm gücüyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türklerinin arkasında olduğunu belirten Serim, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün artık tescil edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

“Bu bağlamda, Ada’daki iki eşit taraf müzakere masasına da eşit olarak oturup, eşit olarak kalkmalıdır. Bu vesileyle, Cumhurbaşkanı Tatar’ın iki devletli çözüm vizyonuna olan desteğimizin tam olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.” diye konuşan Serim, merhum Fatin Rüştü Zorlu’ya ve tüm şehitlere, hayatta olmayan gazilere Allah’tan rahmet diledi, hayatta olan gazilere ise uzun ömürler temenni ederek saygı ve şükranlarını sundu.

– Töre: “Fatin Rüştü Zorlu, Kıbrıs Türklerinin adeta kurtarıcısı”

Meclis Başkanı Zorlu Töre de Fatin Rüştü Zorlu’nun Kıbrıs Türklerinin adeta kurtarıcısı ve TMT’nin kurulmasında büyük rolü olan birisi olduğunu belirtti.

“O yıllar çok zordu. Merhum Başbakan Adnan Menderes’in de onayıyla Türk Mukavemet Teşkilatı 1958’de kuruldu.” diye konuşan Töre, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluş çalışmalarının 1957’lerde olduğunu, öncesinde “Volkan, Karaçete ve 9 Eylül” gibi yerel direniş örgütlerinin olduğunu belirtti.

Fatin Rüştü Zorlu’nun Başbakan Yardımcısı’yken Dışişleri Bakanlığı görevine de vekalet ettiğini belirten Töre, Kıbrıs konusunu yakından takip ettiğini ifade etti.

Töre, “Doğduğumda rahmetlik babam bana Fatin Rüştü Zorlu’nun ismini verdi. Çok duygusal bir durumdu. Kardeşimin ismi ise Zafer. Çünkü, zafer yakındır, Türk askeri adaya gelecek. Fatin Rüştü Zorlu, o dönem Türk Askerinin adaya geleceğinin müjdesini veriyordu.” diye konuştu.

O yıllarda Kıbrıs’ta “Ya Taksim Ya Ölüm” mitinglerinin yapıldığını anımsatan Töre, Mağusa ve Lefkoşa’da birçok şehitler verdiklerini söyledi.

Kıbrıs’ta Türk Mukavemet Teşkilatı’nın öncülüğünde düzenlenen mitinglerin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde ortaklık durumuna getirdiğini kaydeden Töre, “Rumlar, Yunanlılar ve İngilizler, Kıbrıs’ta Türklerin de var olduğunu kabul ettiler.” ifadesini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın Fatin Rüştü Zorlu’ya, “Garanti- İttifak Anlaşmaları yeterli değildir. Fiili olarak Türk askeri Kıbrıs’a gelmelidir. Fiili durum çok önemlidir.” dediğini anımsatan Töre, Zorlu’nun da bunu kabul ettirdiğini söyledi.

Fatin Rüştü Zorlu’nun siyasete girmesinin ardından Kıbrıs siyasetiyle yakından ilgilendiğini belirten Töre, Kıbrıs konusunun kendisinin daima önceliği olduğunu dile getirdi.

Zorlu’yu rahmetle andıklarını kaydeden Töre, tüm şehitlere de Allah’tan rahmet diledi.

Tatar: “Menderes ve Zorlu’nun büyük fedakarlıkları, emekleri var”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Fatin Rüştü Zorlu’nun Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluşunda katkıları olduğunu kaydetti.

TMT’nin kuruluşuyla EOKA’ya karşı mücadele verildiğini dile getiren Tatar, TC Dışişleri Bakanı Zorlu’nun Kıbrıs meselesinde Türkiye’nin etkin ve fiili rol oynaması gerektiğini belirttiğini ifade etti.

Tatar, “Türkiye’ye bu kadar yakın bir Ada’nın asla Yunanistan’a bağlanamayacağını, Yunanistan’a bağlanmasının bir savaş nedeni olabileceğini, Lozan Antlaşması’nın 16. maddesinde statü değişikliğiyle İngiltere’nin Ada’dan çekilmesiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin de Kıbrıs’ın geleceğinde söz hakkı olması gerektiğini hatırlatan kişi Fatin Rüştü Zorlu’dur.” diye konuştu.

“Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, o zamanki hukukçu yardımcısı Osman Örek ve Fatin Rüştü Zorlu’nun da gayretleriyle tek taraflı müdahale hakkının anlaşmaya konulabilmesi kolay olmadı.” şeklinde konuşan Tatar, Rum-Yunan ikilisinin bir takım oyunlara kalkışması durumunda garantör ülke Türkiye Cumhuriyeti’nin müdahale hakkına sahip olması gerektiğini belirtti.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 5 yıl süren görüşmelerin ardından kurulduğunu kaydeden Tatar, o dönemde yaşananlara değindi.

Tatar, “Bugün burada bağımsız bir Kıbrıs Türk Devleti varsa, bu Adnan Menderes ve Fatin Rüştü Zorlu’nun büyük fedakarlıkları ve emekleri sayesinde…” ifadesini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile birlikte Ada’ya çıktığını kaydeden Tatar, yeni siyasetlerinin iki devletlilik olduğunu belirtti.

Zorlu’yu rahmetle anan Tatar, tüm şehitlere Allah’tan rahmet diledi, gazilere şükranlarını sundu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Arıklı: Sözkonusu vatansa, hele anavatansa gerisi teferruattır

Published

on

By

YDP Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı Güzelyurt İlçe Teşkilatının düzenlediği organizasyonda gençlerle bir araya geldi.
Bakanlığın ve Hükumetin icraatlarından bahseden Arıklı;”KKTC Siyasi tarihinin en uzun ömürlü iktidarıyız. Bu istikrar sayesinde 50 yıldır yapılamayan birçok icraata imza attık, atmaya da devam ediyoruz” dedi.

Arıklı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bağımsız aday Ersin Tatar’ı destekleme kararına da açıklık getiren Arıklı şunları söyledi;” Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde isimler değil iki ayrı tez yarışacak. Bir tarafta Federalistler, diğer tarafta Cumhuriyetçiler. YDP kurulduğu dönemde ‘Federasyon Kıbrıs Türküne Mezardır’ diyen bir partidir. Şimdi Türkiye ve KKTC de resmen Federasyonu red ederek YDP’nin çizgisine sahip çıkmıştır. Federalistlerin kazanması Türkiye’nin kaybetmesi demektir. Oysa bize göre, Söz konusu vatansa, hele Anavatansa gerisi teferruattır. Bu sebeple safımızı belirledik” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Ekonomi ve Enerji Bakanı Amcaoğlu akaryakıt ürünlerine yapılan fiyat artışını değerlendirdi:“Fiyatları artırmamak için politikalar üretiyoruz”

Published

on

By

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, Bakanlık Basın Bürosu aracılığı ile yaptığı yazılı açıklamada, akaryakıt ürünlerine geçtiğimiz hafta yapılan fiyat artışını değerlendirdi.

“Petrol ürünleri, uluslararası piyasalardan dolar karşılığı alınan ürünlerdir. Geçen sene otomasyon devreye girdikten sonra ürettiğimiz siyasetle, akaryakıtı fonlamaya başladık ve fiyatları aşağıda tutmayı başardık” diyen Amcaoğlu, en başta EuroDiesel olmak üzere, akaryakıtla birlikte sıvılaştırılmış gazın, ülkemizdeki bir çok işletmenin ana girdi maliyetini oluşturduğunu kaydetti.

Sıvılaştırılmış gazın turizm tesislerinde olduğu gibi süt ve unlu mamullerin üretiminde kullanıldığını ve hatta süt ile unlu mamullerin üretiminde en büyük girdi maliyetini teşkil ettiğini anlattı. Ülkeye ayda yaklaşık 3 bin 500 ton sıvılaştırılmış gaz geldiğini ve bunun yüzde 60’ının doğrudan bu bahsettiğimiz işletmelere gittiğini örnekleyen Bakan Amcaoğlu şunları söyledi:

“Sıvılaştırılmış gaz ve EuroDiesel ürünleri, girdi maliyeti olarak üreticinin, esnafın, vatandaşın önemli bir sorunudur. Bu girdi maliyetlerini mümkün olduğunca aşağıda tutmak; vatandaşı, işletmecileri, üreticiyi ve aynı zamanda kamu maliyesini korumak noktasında politikalar üretmekteyiz. Ancak bizim akaryakıt üretimimiz yoktur. Dolar karşılığı uluslararası piyasalardan almak zorundayız ve fiyatları da tüm koruma politikalarımıza rağmen zaman zaman artırmak zorunluluğu ile karşılaşıyoruz. Geçtiğimiz hafta yaşanan da tüm tedbirlere rağmen zorunlu olarak yapmak zorunda kaldığımız bir artıştır.”

Bu açıklamayı yapma sebeplerinin “Yine mi zam” şeklindeki bazı eleştirileri haksız çıkarmak olmadığına da işaret eden Amcaoğlu, “en son geçen sene Nisan’da akaryakıta zam yapıldı. Haliyle yine mi zam diye yakınmak ya da eleştirmek de pek haklı değildir” dedi.

Bizdeki akaryakıt fiyatlarının hala Türkiye, Güney Kıbrıs ve geçen hafta oradaydım İngiltere’den daha ucuz olduğuna da işaret eden Amcaoğlu, ülkedeki asgari ücretin de bahse konu ülkelerden düşük olmadığını hatırlattı.

Devamını Oku

Kıbrıs

CTP ve TDP tarafından sunulan ortak karar önerisi, Sosyalist Enternasyonal Konsey toplantısında oy birliğiyle kabul edildi

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ve Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) tarafından sunulan ortak karar önerisi, Sosyalist Enternasyonal Konsey toplantısında oy birliğiyle kabul edildi.

CTP Basın Bürosu’ndan “Sosyalist Enternasyonal’dan kapsamlı çözüme güçlü destek ve müzakerelere dönme çağrısı” başlığıyla yapılan açıklamada, ortak karar metninin, İstanbul’da yer alan Konsey toplantısında, CTP Dış İlişkiler Sekreteri Fikri Toros tarafından okunduğu belirtildi.

Metinde, federal temelde siyasi eşitliğe dayalı çözüme yönelik müzakerelere derhal başlanmasına yönelik destek, KKTC ve Günay Kıbrıs arasında yeni geçiş kapılarının açılması, Güney Kıbrıs’ın Schengen üyeliği durumunda Kıbrıs Türklerinin haklarının korunması hususları vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam