Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Feyzioğlu: KKTC’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ada için kabul ettiği milli siyaset, Güney’deki Rumların da hayatını kolaylaştıracak bir siyaset

Published

on

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, KKTC ve Türkiye’nin ada için kabul ettiği, egemen eşitlik ve eşit uluslararası  statü içeren milli siyasetin Güney Kıbrıs’taki Rumların  da hayatını kolaylaştıracak bir siyaset olduğunu vurguladı.

Radyo  Vatan’dan Serkan Tetik’in sorularını yanıtlayan Büyükelçi Feyzioğlu,” Kuzey’in hakimi olma fantezilerini, hayallerini bırakırlarsa, kültürel DNA’larına kazınmış olan  Enosis iddiasından, idealinden  vazgeçip  gerçeği görürlerse, 100’ lerce kilometre ötedeki Yunanistan’dan değil 70 kilometre ötedeki Türkiye’den  ekonomik anlamda, ticari anlamda her türlü desteği fazla fazla alacaklar” dedi.

Büyükelçi Feyzioğlu,  Türkiye’den gelen boru hattına bir hat daha ekleyip Güney Kıbrıs’ın da sudan faydalanmasının sağlanabileceğini, enterkonnekte  elektrik projesinin de adanın tamamı için muhteşem bir fırsat olduğunu, Rum tarafının ürettiği fazla  elektriği Türkiye üzerinden Avrupa’ya satabileceğini kaydetti.

Türkiye’nin hava ve deniz limanlarının Güney Kıbrıs’a kapalı olduğunu anımsatan Feyzioğlu,  eşit iki devleti, arazinin ortaya koyduğunu kaydederek “Bu bir icat değil,   kabul etikleri zaman, Enosis iddialarından ve idealinden vazgeçtikleri zaman hayatın kendileri için de hem  kolaylaşacağını hem ucuzlayacağını görecekler. Güvende yaşayacaklar demiyorum. Zaten Türkiye sayesinde 1974 ten beri barış var, zaten barış var güvende yaşıyorlar” dedi.

-“Rumlar, ortada federasyon modeli bırakmadılar”

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, 1960’ta kurulan ortak devleti Rumların bozduğunu, 2004’te Annan Planı’nı Türkler kabul ederken, Rumların  reddettiğini, Crans Montana’da Türkler anlaşmaya “evet “demek noktasındayken, Rumların masayı devirdiğini belirterek,  Annan Planı ile Crans Montana’daki etkili isimlerden olan  ve Hristodulidis’in bugün hala işin başında ve politika belirleyici olduğunu kaydetti.

Feyzioğlu, “Ortada federasyon modeli bırakmayan Rumlardır… Federasyonun sayısız modeli yok. 60 modeli  ‘olmadı’ dendi Annan  modeli olmadı, Crans Montana modeli olmadı kalmadı ki geriye bir şey. ‘Bir daha deneyelim’ neyi deneyeceksin?” diye konuştu.

“-Bir daha deneyelim statükodan menfaat bekleyen Rum kesiminin söylemidir”

 “Bu ‘bir daha deneyelim’, statükodan menfaat bekleyen Rum kesiminin bir söylemidir Statükodan elde ettiği menfaati nasıl kotarmakta…  Çünkü Kıbrıs Türkü’ne ambargo uyguluyor ve uygulatıyor AB eliyle. Her türlü izolasyonu uygulatıyor…” diyen  Feyzioğlu, “Ondan sonra da  ‘bu ambargo ve izolasyonlar altında boğulmak istemiyorsanız birleşmeye evet’ deyin diyor. İnsanların boğulma sebebi, bunalma sebebi, bıkkınlık sebebi doğrudan doğruya Rum. Yani cellat Rum. İpi  insanlarımızın boynuna geçirmek isteyen Rum, nefes aldırmayan Rum. Sonra ‘niye bunaldınız, buyurun’ diyor. Son derece kötü niyetli. ‘Buyurun bizim  sizden gasp ettiğimiz devletin içinde azınlık olun’ diyor. ‘Böylelikle çektiğiniz sıkıntılar bitecek’ diyor” şeklinde devam etti.

Rum tarafının aslında federasyon modeli önermediğini kaydeden Feyzioğlu, “Ben Güney’i yönetiyorum, Kuzey’i de yönetmek istiyorum.  Siz  de AB güvencesi altında azınlık olun bunda ne var ki’ diyor. Tıpkı Batı Trakya’daki gibi, Girit’te Türkleri yok ettikleri gibi Bu Rum idaresi İngiliz’in 100 yılda yapamadığını 10 yılda yapar Allah göstermesin” dedi.

Büyükelçi Feyzioğlu, KKTC’nin BM’nin adadaki varlığı  konusunda da iyi niyet gösterdiğini vurgulayarak, BM Barış Gücünün gittiği ülkelerde bir anlaşma çerçevesinde bulunduğunu, kuvvetlerin statüsü anlaşması yapıldığını ve  askerinin o çerçevede  hareket ettiğini, BM KKTC’yi tanımadığını söyleyerek böyle bir anlaşma yapmadığını,  BM’nin KKTC ile oturup bu askeri unsurlarının KKTC toprağından geçerken hangi statüde olduklarını, hukuki sorumluluklarını, yetkilerini, uluslararası standartlarda anlaşmaya bağlanmasını sağlaması gerektiğini ifade etti.

Feyzioğlu, “ KKTC iyi niyet gösteriyor, nezaket gösteriyor, ‘yapmalısın’ diyor ama şu ana kadar bir yaptırım uygulanmadı. Takdir tamamen KKTC ve hükümetinindir” dedi.


-TDT’ye gözlemci üye olunması…

Feyzioğlu, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olmasının  önemli olduğunu belirterek, bu geniş coğrafyanın nüfus sayısı ve üretime katkı rakamlarının muazzam olduğunu ve  ekonomi ve üretime katkısının daha da büyüyeceğini belirti.

Feyzioğlu, KKTC’nin koskocaman coğrafyadaki Türk milletinin Doğu Akdeniz’deki kalesi olduğunu vurgulayarak, Doğu Akdeniz’in şu an dünyada stratejik açıdan en önemli bölgesi olduğunu  kaydetti.

Büyükelçi Feyzioğlu, “Dünyanın en stratejik bölgesinde KKTC var. Dünyanın merkezinde deseniz çarpıtmış olmayız, Türk’ün kalesi var. Bu üyelikle Türkiye ve KKTC devletleri TDT üye ülkelerine Doğu Akdeniz’deki Türklük kalesinin kendi menfaatlerine de olduğunu da anlatacak bir zemin kullanma imkanına sahipler” dedi.

Feyzioğlu şöyle devam etti:

“Biz neden sürekli şöyle diyoruz: ‘Biz ne yapabiliriz’ diye bakıyoruz. Aslında burası o kadar önemli, o kadar değerli ve buradaki devlet o kadar yükselmeye, güçlenmeye müsait bir devlet ki… Buradaki halk öyle bir halk ki. Biraz da şöyle  bakmak lazım;  ‘benim sayemde sen…’  diye başlayan cümleler de kurabilmeli,. Buradaki Türk devletinin Azerbaycan’a sağlayabileceği meşru menfaat, Kazakistan’a Kırgızistan’a Özbekistan’a,  Türkmenistan’a sağlayabileceği  her anlamda  uluslararası meşru menfaat o kadar yüksek ki. Burada bir kardeşleri var… Herkesin kazanabileceği bir düzeni kurmak mümkün”

Türkiye Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Dünya 5’ten büyüktür sözünün ’KKTC’yi tanıyın’ çağrısı ile birlikte düşünülmesi gerektiğini ifade den Feyzioğlu,  “BM  Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin menfaatleri  ekseninde dönen  bir dünya işte bu kadar dönüyor, adil olabiliyor, bir sömürü düzeni devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın KKTC’yi tanıyın cümlesinin altının dolu olduğunu ifade eden Feyzioğlu şöyle devam etti:

 

“Tanıma çağrısının altında da şu var: Ben tanıyın diye çağrı yapıyorum. Tanıyın diyor. Bir, sizin KKTC’yi bugün ya da yarın tanımamanız bir şey değiştirmeyecek burada uluslararası hukuka göre zaten meşru bir devlet vardı iki… “Biz Türkiye olarak KKTC’nin eksiksiz bir altyapıya, son derece güçlü bir ekonomiye ve bir  refah toplumuna kavuşmasını  sağlayacağız sizden bir beklenti içerisinde değiliz diyor. Bunu böyle dolduruyor. Biz size muhtaç değiliz, Kıbrıs Türkü size muhtaç değil. KKTC ve Kıbrıs Türkü’nü zirveye çıkarmak için bu alanlarda  sizin tanıyıp tanımamanızın bir  önemi yok  cümleleri de var onun altında …

-“Ercan, Türkiye’deki 5’inci hava limanı büyüklüğünde”

Büyükelçi Kıbrıs Türkü’nün refah seviyesini artırmak için gerçekleştirilen alt ve üst yapı yatırımlarına değinerek,  Ercan Havalimanı’nın adanın en büyük  ve bölgenin en modern hava limanlarında biri olduğunu  Türkiye ile de kıyaslandığından en büyük 5’inci havalimanı olduğunun altını çizdi.

Feyzioğlu yeni havalimanı yapımı nedeniyle KKTC’de daha fazla turizm yatırımı imkanı da doğduğunu söyledi.

Büyükelçi Feyzioğlu, büyük gövdeli uçakların Ercan’a inebilecek olmasının KKTC’ye önemli bir ekonomik katkı sağlayabileceğini  vurgulayarak,  su projesinde ana hat olarak kullanılan suyunun erişmediği yer olmadığını  kaydetti.

Feyzioğlu, KKTC’nin Su  ve Toprak Kaynakları Master Planı çalışmasını başlattıklarını, içme ve kullanma suyunda, kalan suyun tarımsal sulamaya kanalize edileceğini, tarımsal sulamanın Güzelyurt’ta kanallar yapılarak başladığını, nihai hedefin suyu orta Mesarya’ya götürmek olduğunu,  götürülürken alım garantili hangi bitki deseninin tercih edileceği konusunun  master planda ortaya çıkacağını belirti

-Uçak biletlerinin pahalılığı…

Feyzioğlu, KKTC’den Türkiye’ye hava ulaşımında biletlerin pahalı olduğu şikayetleriyle ilgili olarak da,  biletlerin  pahalı olmasının Rumların AB ile birlikte uyguladıkları ve uygulattıkları  ambargolar nedeniyle direkt uçuşların olmayışından kaynaklandığını söyledi.

 Feyzioğlu,  TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın üzerinde çalışılması talimatını verdikleri hususun; KKTC’ye uçuş yapan Türkiye’deki  bayrak hava yollarının  fiyatları makul seviyede tutması olduğunu, bu konuda ciddi çalışma yapıldığını söyledi.

Büyükelçilik olarak bu konuda üstlerine düşeni yaptıklarını Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın KKTC ziyaretinde özellikle  bu konuyla ilgilendiğini, Başbakan Ünal Üstel’in de , İstanbul ve Londra’ da önemli sonuç alıcı toplantılar yaptığını belirten Feyzioğlu, “İki devlet, bir planlama üzerinde gidiyoruz” dedi.

Feyzioğlu,  Ercan’ın yeni pistinin  geniş gövdeli uçaklara iniş kabiliyetinin koltuk maliyetlerini azaltacağı için  bilet  fiyatlarının da düşmesini beklediklerini belirtti.

-Limanların özelleştirilmesi

 Büyükelçi Feyzioğlu ulaşımda bir adım daha atılması  gerektiğini belirterek, limanların özelleştirilmesine işaret etti.

Feyzioğlu, limanların özelleştirilmesinin 2002’den beri KKTC hükümetlerinin talebi olduğunu ifade ederek, “Bunu geçenlerde televizyon programında da söyledim, ‘vay Büyükelçi’ye ne?’ dediler. Gerçekten bana ne, ya da bir başkasına.  Ama KKTC hükümetlerinin talep etme hakkı var değil mi.  KKTC hükümetleri talep etmiş, Türkiye de ‘evet bu konuda  her türlü desteği vereceğiz çalışalım madem  istiyorsunuz’ demiş. Dolayısıyla bu ülkenin yönetimlerinin   2002’den beri talep ettiği  bir husus. Benim kişisel  olarak  bir ülkenin neye ihtiyacı olduğuna, neye ihtiyacı olmadığına dair bir hareketim olamaz, kimsenin olamaz” dedi.

 Limanlarla ilgili çalışma yapılmasının 2002’den beri hükümetin programında yer aldığını söyleyen Feyzioğlu, o çerçevede Gazimağusa Limanı’nın insanlara yakışır hale getirilmesi, Girne  ve Gazimağusa’dan kalkan tüm feribotların içinde keyifle seyahat edilebilir hale gelmesi gerektiğini, deniz yolculuğunun  kabus değil keyfe dönüşmesi, hatta ailelerin  ‘denizden gidelim, geze geze gidelim’ demesi gerektiğini, ancak bugün dinledikleri öykülerin öyle olmadığını söyledi.

Feyzioğlu, daha çok limanı, limanları kaliteli yapabilmenin yolunun KKTC hükümetinin de öngördüğü  ve talep ettiği üzere özelleştirme olduğunu, özelleştirmenin de şeffaf, kamunun hakkı ve hukukunu koruyacak  şekilde ve herkesin gördüğü şekilde yapılması gerektiğini vurguladı.

-“KKTC cennet gibi bir yer”

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu,  KKTC’nin cennet gibi bir yer olduğunu belirterek, büyükelçi olmadan  önce de   KKTC’ye bir çok kez geldiğini, göreve başladıktan sonra KKTC’ye bağlılığının ve sevgisinin  arttığını belirtti.

Büyükelçi  Feyzioğlu, “Her zaman aşkla bağlıydım, Allah nasip etti, Cumhurbaşkanımız öyle takdir buyurdu, devletime ve milletime, hem Türkiye’deki Hem KKTC’deki… Türk milletimize bu sıfatla burada hizmet etmek benim için onur oldu” dedi.

-Kıbrıs Türkü ve KKTC Türkiye’de daha fazla tanıtılmalı”

Kıbrıs Türkü’nün  ve KKTC’nin  Türkiye’de daha fazla tanıtılmaya, bilinmeye  ihtiyacı olduğunu söyleyen Feyzioğlu, “Kıbrıs’ın kültürü ve o kültüre bağlı tüm değerleri, güzellikleri açısından daha fazla  bilmesi lazım Türkiye’de yaşayan Türk halkının. Buraya bir hafta sonu için gelip KKTC hakkında, Kıbrıs Türkü hakkında  yeterli bilgi sahibi olmak mümkün değil. Biraz  daha fazla bilmek lazım, hatta Türkiye’de ilk  ve  ortaokul müfredatında da daha fazla yer bulmalı Kıbrıs” dedi.

-“Hiç kimsenin bu halka tepeden bir şeyler buyurmaya hakkı yok”

Feyzioğlu, “Kıbrıs Türkü yüzyıla yakın bir süre sömürgeci imparatorluğun elinde kalıp da dışarıdan asgari destek gelmesine karşın Türklüğünü tüm canlılığıyla korumuş herhalde dünyada tek Türk topluluğudur. Bu halka kimsenin tepeden bir şeyler buyurmaya hakkı yok. Neler yaşanmış, ve ne büyük mücadeleler verilmiş ve Türklüğünü millet olma bilincini kaybetmemiş. Şunu da söyleyeyim ; umarım hiç bozulmaz bu. İş, siyaset vesilesiyle  kavga edip akşamüstü kol kola sokağa çıkabiliyor insanlar. Bu çok değerli, bunu kaybetmemek lazım. Kültürün, ifade özgürlüğüne ne kadar yatkın olduğunu gösteriyor bu çok  değerli “ ifadelerini kullandı.

Feyzioğlu, “Eksiklerimize bakıp, artıları görmezsek yanlış yapmış oluruz. 1974 sonrasında burada büyük bir gelişme hamlesi yaşandı ve yaşanmakta. Gönül ister ki hep düz çizgide gitsin. Hiçbir planlama ve programlamadan geri kalınmasın ama olmuyor,  bu hayatın gerçekliği. Sorunlara bakıp gelişmeyi görmezden gelmek haksızlık olur. Ama daha hızlı gelişebiliriz sorunlarımızı daha  etkili bir şekilde çözebiliriz demeye varım. Ama sorunlara yoğunlaşıp ‘hiçbir şey olmuyor biz devleti kapatıp Güney’in altında azınlık olalım’ demeyi Kıbrıs Türkü kabul etmez, etmiyor” dedi.

–         Sivil Savunma Teşkilatı ve her bir çalışanıyla gurur duyuyoruz

Sivil Savunma Teşkilatı ve her bir çalışanıyla gurur duyduğunu kaydeden Feyzioğlu, tarihinden ve milli mücadeleden güç alan Sivil Savunma’nın köklerinin çok derinlere gittiğini ve çok özel bir teşkilat olduğunu  belirtti. Teşkilat’ın 6 Şubat’ta Türkiye depremindeki faaliyetlerinden övgüyle bahsetti.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Erdoğan, Tokayev ile basın toplantısı düzenledi : “Kıbrıs Türklerinin eşit ve özden gelen haklarına saygı duyulmasını özellikle istişare ettik”

Published

on

By

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ile görüşmesinde, Kıbrıs Türklerinin eşit ve özden gelen haklarına saygı duyulmasını istişare ettiklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ile baş başa görüşmesi ve Türkiye-Kazakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 5. Toplantısı’na katılmasının ardından çeşitli alanlardaki anlaşmaların imza törenine başkanlık etti ve ortak basın toplantısı düzenledi.

-“Kıbrıs Türkleriyle de dayanışmamızı güçlendirmeye devam ediyoruz”

Doğu Akdeniz’den Türkistan’ın en ücra köşelerine uzanan coğrafyada, “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarıyla hareket ettiklerini belirten Erdoğan, “Gerek ikili ilişkiler, gerek aile meclisimiz olan Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde, Türk dünyasının güçlenmesi için birlikte çalışıyoruz.” dedi.

Kazakistan’ın, Türk Devletleri Teşkilatı’nın 2026’daki Gayriresmi Zirvesine Türkistan’da ev sahipliği yapacak olmasından memnuniyet duyduğunu dile getiren Erdoğan, “Türk dünyasının asli ve ayrılmaz bir unsuru olan Kıbrıs Türkleriyle de dayanışmamızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Biraz önce Sayın Tokayev ile kabul ettiğimiz ortak bildiride Kıbrıs Türklerinin eşit ve özden gelen haklarına saygı duyulmasını özellikle istişare ettik. Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev ile dünyanın içinden geçmekte olduğu bu zorlu süreçte bölgesel ve uluslararası meseleleri de değerlendirdik.” ifadelerini kullandı.

-“Ticaret hacminde 15 milyar dolar seviyesini hedef alarak yolumuza devam ediyoruz.”

Tokayev ve heyetini, Türkiye-Kazakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 5. Toplantısı vesilesiyle Ankara’da misafir etmekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Hatırlayacaksınız, 2019’da Stratejik Ortaklığımızı ilan ettiğimiz Kazakistan ile münasebetlerimizi üç yıl önce Geliştirilmiş Stratejik Ortaklık düzeyine yükseltmiştik. Kazakistan, bölgenin en büyük ekonomisi, bizim de bölgedeki en büyük ticari ortağımız. Ticaret hacminde 15 milyar dolar seviyesini hedef alarak yolumuza devam ediyoruz.”

Türkiye’nin Kazakistan’daki yatırımlarının 5 milyar dolar seviyesine ulaştığını, Kazakistan’ın Türkiye’deki yatırımlarının ise 1,5 milyar dolara yaklaştığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Müteahhitlik firmalarımız bugüne kadar 30 milyar dolar değerinde 500’ün üzerinde projeyi başarıyla üstlendi. Bugün de savunmadan enerjiye, ulaştırmadan bilim ve teknolojiye çok geniş bir yelpazede görüş alışverişimiz oldu. Neticede biraz önce şahit olduğunuz 20 belgeyi imzaladık. Madencilik ve nadir toprak elementleri gibi bu sektörlerde işbirliği imkanlarını değerlendirdik. Daha fazla miktarlarda Kazak petrolünün ülkemiz üzerinden dünya pazarlarına ulaştırılmasının yollarını ele aldık. İpek Yolu’nun günümüzdeki karşılığı olan Hazar Geçişli Orta Koridor’un kullanımı ve geliştirilmesi hususunda yapabileceklerimizi istişare ettik.”

Tokayev ile askeri ve savunma sanayi işbirliğini daha ileriye taşıyacak somut projeleri de görüştüklerini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Güvenlik işbirliği ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadele konuları da gündem başlıklarımız arasında yer aldı. Ülkemizi ziyaret eden Kazak turist sayısı her geçen yıl artıyor. Geçtiğimiz sene 900 bine yakın Kazak kardeşimizi ülkemizde ağırladık. Ülkemizden de Kazakistan’a yönelik bir teveccüh olduğunu görüyoruz. Kazakistan, Türk vatandaşlarına vize muafiyet süresini 90 güne çıkardı. Bu karardan dolayı değerli kardeşim Tokayev’e teşekkür ediyorum. Eğitim ve kültür konuları her zaman olduğu gibi yine gündemimizdeydi. İlk kapsamlı ortak projemiz olan Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi 30 yılı aşkın süredir 100 binden fazla mezun verdi. Şimdi de Sayın Tokayev’in desteğiyle Türkiye Maarif Vakfı’nın Astana ve Almatı’da birer okul açma çalışmalarına başladığının müjdesini buradan vermek isterim. Ayrıca, Gazi Üniversitesi de Güney Kazakistan Pedagoji Üniversitesinde bir şube açacak.”

Bu yılın Kazakistan’ın milli şairi, Kazak halkının büyük dahisi, mütefekkir Abay Kunanbayev’in 180’inci doğum yıl dönümü olduğunu hatırlatan Erdoğan, Kunanbayev’i rahmetle yad etti.

Gazze başta olmak üzere Rusya-Ukrayna savaşı ve Afganistan gibi başlıklarda görüş alışverişinde bulunduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Terör devleti İsrail, 22 aydır Filistin halkını canice katlediyor. 360 kilometrekareye hapsettiği Gazzeli kardeşlerimize soykırım uyguluyor. Gazze’den, Nazi kamplarından çok daha kötü daha vahşi ve insanlık dışı fotoğraflar geliyor. Tüm dünyanın gözleri önünde bir halk açlık ve susuzlukla öldürülüyor. Gazze’deki insani durum felaket boyutundadır. Masum çocuklar ya açlıktan ya da İsrail işgal güçlerinin silahlarından çıkan kurşunlardan dolayı can vermektedir. İsrail’in açlığı özellikle Filistinlilere karşı bir silah olarak kullanması, bunların insanlıktan nasibini almadıklarının en açık göstergesidir. Bu barbarlık karşısında İslam ülkeleri başta olmak üzere herkesin, vicdan sahibi tüm ülkelerin tüm halkların sesini daha fazla yükseltmesi şarttır. Biz bu konuda ne yapılması gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Gazze halkına soykırım uygulayanların hukuk ve tarih önünde hesap verdiği günleri de inşallah göreceğiz.”

Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ve heyetine, Türkiye’yi ziyaretleri için bir kere daha teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kıymetli kardeşim, Türkiye’nin yakın bir dostu olduğunu göreve geldiği günden bu yana attığı kararlı adımlarla ortaya koymuştur. Kendisine Türkiye-Kazakistan kardeşliğine yaptığı eşsiz katkılardan dolayı devlet nişanımızı tevcih edeceğiz. Rabbim dayanışmamızı, muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Bu düşüncelerle konsey toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyor, buradan kardeş Kazakistan’a sağlık esenlik ve refah dileklerimi iletiyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel:Şehit ve gazilerimize olan vefa borcumuzu lafla değil hizmetle ödüyoruz

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Mücahitlerin Tazmini ile Gazilerin Hak ve Menfaatlerinin Belirlenmesi Yasası kapsamında düzenlenen “Gazilik Beratı” ve “Gazilik Kartı” takdim törenine katıldı. Törende yaptığı konuşmada, “Bugün özgür bir devlette, bayrağımızın gölgesinde yaşıyorsak bunu şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz.” diyerek milli mücadele kahramanlarını minnetle andı.

 

“HAYATA GEÇEN HER PROJE, SİYASİ İSTİKRAR SAYESİNDE”

 

Başbakan Üstel, konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının milli mücadele yıllarında verdiği büyük bedeli hatırlatarak, “Vatanını, toprağını koruyan, canını ortaya koyan şehit ve gazilerimiz olmasaydı bugün hür bir devlet çatısı altında olamazdık. Onlara olan vefa borcumuz, sözle değil icraatla ödenir. Son dönemde hayata geçirdiğimiz tüm büyük projelerin en büyük sebebi de vizyonumuz, cesaretimiz ve siyasi istikrarımızdır” dedi.

 

Kıbrıs Türk halkının liderleri Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş’ı rahmet ve minnetle anan Üstel, 20 Temmuz Barış Harekatı’na kadar yaşanan saldırılara değinerek, “Kıbrıs Türkü o günlerde geri adım atmadı, bugün de geri adım atmayacak.” ifadelerini kullandı.

 

 

RUM BASKISINA KARŞI YENİ ADIMLAR

 

Rum tarafının Kıbrıs Türk halkına yönelik baskılarını hatırlatan Üstel sözlerine şöyle devam etti:

“Turizme karşı uygulanan ambargoları imzaladığımız anlaşmalarla tek tek kırıyoruz. İş dünyamıza karşı hukukun siyasallaştırıldığı saldırılara asla boyun eğmeyeceğiz. Anavatan Türkiye ile birlikte yürüttüğümüz hukuk savaşını mutlaka kazanacağız. Kıbrıs Türk halkını ekonomik, hukuki ve siyasi baskılardan kurtarmak bizim namus borcumuzdur.”

 

“HER SEKTÖRE EŞİT HİZMET, HER VATANDAŞA ADALET”

 

Hükümet olarak sağlık alanından sosyal konut projelerine kadar tüm sektörlere yatırım yaptıklarını vurgulayan Üstel, Karpaz’dan Lefke’ye sağlık yatırımlarını artırdıklarını, Maraş Sağlık Merkezi’ni açtıklarını, Lefkoşa Hastanesi için temel attıklarını. Girne ve Güzelyurt Hastanesini açmaya hazırlandıklarını belirtti.

 

Gençlere yönelik kırsal kesim arsası ve sosyal konut projelerinden bahseden Üstel, “Adaletli olacağız, sosyal konutları zaten evi olanlara vermeyeceğiz. Bizim siyasetimiz, şehit ve gazilerimizin emanetine olan devlete ve gençlerimize sahip çıkma siyasetidir.” dedi.

 

“GAZİLERİMİZE TÜRKİYE’DE DE AYNI HAKLAR”

 

Gazilerin Türkiye Cumhuriyeti’nde de aynı haklardan yaralanabilmesi adına gerekli çalışmaların tamamlandığını ifade eden Üstel, “Gazilerimiz başımızın tacıdır, onların hakkını ödemek boynumuzun borcudur.” diyerek gazileri selamladı.

 

“ŞEHİTLERİMİZE VE LİDERLERİMİZE MİNNET BORCUMUZ EBEDİDİR”

 

Başbakan Ünal Üstel, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Bu devlet, şehitlerimizin canıyla, gazilerimizin kahramanlığıyla, büyük liderlerimizin vizyonuyla kuruldu. Bizim görevimiz, bu emanete sahip çıkmak, vefa borcumuzu hizmetle ödemektir. Ruhları şad olsun, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Caretta Caretta kaplumbağalarına uydu vericisi takıldı

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Sualtı Görüntüleme ve Araştırma Merkezi (DAÜ-SAGEM) ile Kuzey Kıbrıs Deniz Kaplumbağalarını Koruma Derneği (SPOT) iş birliğinde, iki Caretta Caretta kaplumbağasına uydu vericisi takıldı.

DAÜ’den verilen bilgiye göre, İskele ve Alagadi sahilinden doğaya bırakılan kaplumbağalara takılan verici ile Akdeniz göç rotaları ve beslenme alanları izlenmeye başlandı.

Uydu vericilerinin temini, Türkiye İş Bankası ile Kuzey Kıbrıs Lions Dernekleri Federasyonu ve federasyona bağlı 14 kulübün sağladığı finansal destekle yapıldı. Proje, Caretta Caretta türünün göç yolları ve beslenme alanlarının zaman içinde nasıl değiştiğini izleyerek, türün korunmasına yönelik bilimsel veriler üretmeyi hedefliyor.

Açıklamada, “Kaplumbağaları yalnızca kendi kumsallarımızda değil, binlerce kilometre uzaktaki beslenme alanlarında da koruyabilmek için bu veriler büyük önem taşıyor. Uluslararası iş birlikleriyle yürütülen bu çalışmalar, türün korunmasına yönelik stratejik adımların temelini oluşturuyor” ifadelerine yer verildi.

Kaplumbağaların güncel konumları şu bağlantıdan canlı olarak takip edilebiliyor: “https://my.wildlifecomputers.com/data/map/?id=68657ee0051df304dd0e0cc9.”

Devamını Oku

Trending

Reklam