Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Feyzioğlu: Maraş’ta egemenlik sorunu yok, çözülmesi gereken mülkiyet sorunudur

Published

on

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, BRT ile TRT’ye özel demeç verdi.

Maraş konusunda bundan sonraki süreçle ilgili soru üzerine Büyükelçi Feyzioğlu, Maraş’ın KKTC toprağı olduğunu ifade etti.

Feyzioğlu, Kapalı Maraş’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin toprağı olduğunu göstermenin ilk adım olduğunu belirtti ve “bu konuda dünyada tereddüdü olan varsa bu tereddüdünü artık yenmesi gerekir” dedi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Maraş’ı, ana caddelerini tehlike arzetmeyecek şekilde yaya geçişine açtığını belirten Feyzioğlu, bu fikrin toplumda da yerleştiğini, bunun üçüncü ülkeler nezdinde de tereddütsüz anlaşıldığını söyledi.

Maraş’ın çok uzun yıllar kapalı kalmasına bağlı olarak bölgede alt yapı sıkıntısı olabileceğini belirten Büyükelçi Metin Feyzioğlu, bu sıkıntıların yavaş yavaş çözüleceğini kaydetti.

Avrupa Konseyi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin baktığı ve bakabileceği yegane konunun mülkiyet meselesi olduğuna dikkat çekenFeyzioğlu, mülkiyet meselesinin çözümlenmesi için tapuların incelenmesi gerektiğini belirtti.

Feyzioğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin mülkiyet sorununu ise uluslararası hukuka uygun şekilde çözeceğini vurguladı.

Feyzioğlu, “üçüncü Devletlerin uluslar arası hukuku ayaklar altına alarak hala izolasyon uygulasalar da Kıbrıs Türkü’nün en temel haklarını, insan haklarını acımasızca ihlal etseler de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bizim kardeş Devletimiz, hukuka saygılı bir Devlettir. Hiç şüphem yok ki kapalı Maraş’taki mülkiyet konusunu da uluslararası hukuka, hukukun temel ilklerine uygun şekilde çözecektir. Dolayısı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi baktığında diyecektir ki tamam bunda birşey yok, çözülmüş. Bu bir süreçtir şurada ne kadar bir süreden bahsediyoruz, açılması, 2,5-3 yıllık bir konu. Dolayısı ile çok sabır demiyorum azıcık sabır diyorum”dedi.

Kapalı Maraş’ta egemenlik sorunu olmadığını vurgulayan Feyzioğlu, Kapalı Maraş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti toprağıdır Kapalı Maraş’ta çözümlenmesi gereken konu tektir. Mülkiyet sorunudur” dedi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gücünün Türkiye’nin gücüne bağlı olduğunu; Türkiye’nin gücünün de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gücüne bağlı olduğunu söyleyenBüyükelçi Feyzioğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın adayı ziyaret ettiğinde bunu ifade ettiğini anımsattı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’nın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda tarihi bir konuşma yaptığını da hatırlatan Metin Feyzioğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir Devlet politikasını geri dönülmez şekilde ilan etti. KKTC tanınmalıdır” dedi.
Feyzioğlu, “Bu şu demek Ada’da egemen eşitliğe dayanan iki Devlet vardır demek. Bu iki tarafta birbirine eşit uluslararası statüye sahiptir demek. Bundan sonra ne görüşme yapılacaksa üçüncü ülkelerle garantör ülke ile Birleşmiş Milletler ile ya da Güney ile ne görüşme yapılacaksa bu cümlenin alt açılımları altında yapılmak zorunda bu tarihi bir konuşmadır, çünkü geridönülmez bir istikameti belirlemiştir” şeklinde konuştu.

Tanınma ile Devlet olmayı birbirine karıştıranlar olduğunu söyleyenFeyzioğlu, uluslararası hukukun bu konudaki en temel belgelerinin tanınmayı Devlet olmanın bir şartı olarak aramadığını belirtti.

Feyzioğlu, Devlet olmanın şartlarıbellidir. KKTC’de bunların hepsi vardır. Ülke unsuru vardır, Millet unsuru vardır. Meşru otorite unsuru vardır. Tanınma devlet olmanın bir unsuru hiçbir şekilde değildir” dedi.

Feyzioğlu,Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne uygulanan ve tanınmamaya bağlı olduğu söylenen izolasyonların siyasi olduğunu da vurguladı.

Feyzioğlu, “madem ki tanınma Devlet olmanın bir unsuru değildir tanınmama gerekçe gösterilerek uygulanan izolasyonlar hukuki değil siyasidir. Bu siyasi süreci işleten tüm üçüncü aktörler Türkiye’nin son derece güçlenmiş ve güçlenmeye devam edecek pozisyonunu mutlaka dikkate almak zorundadırlar. Türkiye’yi dikkate almadan atılacak siyasi adımların bu dikkatsizliği yapan Devletler açısından sürdürülebilirliği yoktur, Türkiye çok güçlü bir ekonomiye sahiptir, geçici sıkıntılar mutlaka atılacaktır. Dünya zaten ekonomik sıkıntı ile enflasyon ile boğuşuyor. Önemli olan yapısal dayanıklılığıdır, yapısal gücüdür, kurulu gücüdür, Türkiye’nin ne kadar güçlü olduğu bu anlamda dünya tarafından kabul ediliyor” dedi.

Savunma sanayinde Türkiye’nin dünya devlerinin arasında yer aldığını söyleyenBüyükelçi Feyzioğlu,bunun bir güç olduğunu ve bu gücündiplomasi gücüne evrildiğini söyledi

Türkiye’nin siyasi kararlılık, ekonomik gücü, ileri teknoloji savunma sanayisi ile, kültür diplomasisi, spor diplomasisi, eğitim diplomasisi ile büyük resimde diplomatik süreci dengeli yürüten bir ülke olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, şöyle devam etti:

“Türkiye’yi dikkate almadan KKTC’ye yönelik sürdürülen ve tamamen siyasi olan izolasyonlar artık zaman içerisinde sürdürülemez hale gelecektir.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni, kendi ayakları üzerinde sapasağlam duran, üreten ve ihraç eden bir ekonomiye ve bir refah toplumuna dönüştürmek zorundayız. KKTC egemen bir devlettir bağımsız bir devlettir Türkiye ile arasında sarsılmaz ihlal edilmez bir kardeşlik hukuku vardır.”

Türkiye’nin kardeşlik hukukundan doğan görevinin, KKTC’ye kendi ayakları üzerinde sapasağlam duracağı ve topluma refahın yayılmasının yolunu açacağı şekilde destek vermek olduğunu kaydeden Feyzioğlu, söz konusu desteğin Türkiye tarafından yıllardır artarak verildiğini belirtti.

Feyzioğlu, “mücadeleyi kazanacağız 1. kardeşlik hukuku 2. haklıyız bundan daha haklı bir dava olabilir mi o yüzden kazanacağız” dedi.

BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Üstel: “Polis Teşkilatı Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde en önemli yapı taşlarından biri”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, ülkenin güvenliği, halkın huzuru ve kamu düzeninin sağlanması için gece gündüz demeden, büyük bir özveriyle görev yapan Polis Teşkilatı’nın Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde en önemli yapı taşlarından biri olduğunu vurguladı.

Üstel, Polis Teşkilatı’nın bugün de bu kutsal görevi aynı kararlılıkla sürdürmeye devam ettiğine işaret etti.

Başbakan Üstel, Polis Teşkilatı’nın 61’inci kuruluş yıldönümü ve 30 Haziran Polis Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.

Polis Teşkilatı’nın 61. kuruluş yıldönümünü ve 30 Haziran Polis Günü’nü kutlayan Üstel, tüm polis teşkilatı mensuplarına hizmetleri için de teşekkür etti.

Üstel mesajında “Kuruluşundan bugüne sadece asayişi sağlamakla kalmayan, aynı zamanda halkla güçlü bir bağ kurarak devletle vatandaş arasında güven köprüsü oluşturan Polis Teşkilatımız, çağın gereklerine uygun şekilde sürekli yenilenmiş; teknolojik altyapısı ve yetişmiş insan kaynağıyla hepimizin gurur duyduğu bir kurum haline gelmiştir.” dedi.

-Toplam 559 personel PGM kadrosuna kazandırıldı

Polisin görevini daha etkin ve daha iyi koşullarda yerine getirebilmesi için her türlü adımı attıklarını belirten Üstel, bu kapsamda, 2022–2025 Hükümet Döneminde toplam 559 personelin Polis Genel Müdürlüğü kadrosuna kazandırıldığının altını çizdi.

Teşkilatın kurumsal kapasitesini ve personelin özlük haklarını daha da güçlendirmeye kararlılıkla sürdüreceklerini belirten Üstel, “Çünkü bizim önceliğimiz; halkımızın huzuru ve güvenliği ile devletimizin saygın kurumlarının daha da güçlenmesidir.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Tolga Kınacı anısına düzenlenen Plaj Hentbol Turnuvası’nın ödül törenine katıldı

Published

on

By

 

Cumhurbaşkanı Vekili, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC Hentbol Federasyonu ile Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa İlçe Başkanlığı iş birliğinde, merhum Tolga Kınacı anısına düzenlenen Plaj Hentbol Turnuvası’nın ödül törenine katıldı.

Karaoğlanoğlu Antis Plajı’nda yapılan organizasyonun sonunda yapılan törende konuşan Öztürkler, genç yaşta hayatını kaybeden Tolga Kınacı’yı rahmet ve özlemle anarken, onun adının sporla yaşatılmasının anlamlı olduğunu vurguladı.

Cumhuriyet Meclisi’nden yapılan açıklamaya göre, Öztürkler, konuşmasında sporun sadece fiziksel gelişim değil aynı zamanda sosyal dayanışma ve toplumsal kaynaşma aracı olduğunu belirtti. Öztürkler, “Bugün burada Tolga Kınacı kardeşimizin hatırasını yaşatmak ve aynı zamanda gençlerimizi sporla buluşturmak amacıyla çok değerli bir etkinlik gerçekleştirildi. Hentbol Federasyonu’nu, UBP Lefkoşa İlçe Başkanlığı’nı ve emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum,” dedi.

Öztürkler, gençlerin kötü alışkanlıklardan uzak durmasının ve sporla güçlü bireyler olarak yetişmesinin toplumsal kalkınma açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekerek, hükümetin de spor alanında her türlü katkıyı sağlamaya devam ettiğini söyledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: “İki devletli bir anlaşma gerçekçi ve sürdürülebilir bir anlaşma zeminidir”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar iki devletli bir anlaşmanın Kıbrıs adasında gerçekçi ve sürdürülebilir bir anlaşma zemini olduğunu ve bu siyaseti yurt dışında yaşayan Kıbrıs Türklerinin de desteklediğini söyledi.

Federasyon zemindeki müzakerelerin artık kapandığını ve tüketildiğini belirten Tatar, “Kıbrıs’ta iki halk, iki devlet ve iki demokrasi vardır ve sürdürülebilir bir anlaşmanın bu zeminde olması için son dört buçuk yıldır anavatan Türkiye bu siyasete tam destek veriyor.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar ve eşi Sibel Tatar, İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi tarafından düzenlenen resepsiyona katıldı.

Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre Wood Green bölgesinde Grand Palace’ta düzenlenen resepsiyona Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçi Osman Koray Ertaş, KKTC ve İngiltere’den ekonomik örgüt temsilcileri ile sivil toplum kuruluş temsilcileri de katıldı.

Resepsiyonda konuşan Tatar, uzun yıllar İngiltere’de yaşadığını belirterek, İngiltere’de yolu kesişen kişileri yad etti, hayatta olmayanlara Allah’tan rahmet diledi.

Kıbrıs Türk Halkının haklı davası ve mücadelesi için o yıllarda nasıl çalışıldığına tanık olduğunu kaydeden Tatar, ” 25 – 26 yaşlarındaydım ve Londra sokaklarında çok mücadele verdiğimi hatırlıyorum çünkü İngiltere garantör ülkelerden biri olduğu için mücadele buradan başlıyordu. Kıbrıs Türk Halkına yapılan haksızlıkların o zamanın Thatcher Hükümetine ve onun milletvekillerine duyurmak için canla başla çalışıyorduk. Çok önemli lobi çalışmaları yürütülüyordu. Sesimizi duyurabildik. Margaret Thatcher’a ve Kraliyet ailesine kadar sesimizi duyurduk.” diye konuştu.

-“Batı dünyası haksızlığı hala sürdürüyor”

Kıbrıs Türk Halkının var oluş mücadelesi verdiğini kaydeden Tatar, batı dünyasının geçmişte yaptığı haksızlığı hala sürdürdüğünü ifade ederek şunları söyledi:

“Bunu bilelim ki böylesi acımasız bir dünyada yaşıyoruz. Hiç unutulmamalıdır ki, Nisan 2004 yılında BM Kapsamlı Çözüm Planı olan Annan Planı, eş zamanlı olarak iki tarafta referandumuna sunulmuş, Kıbrıs Rum Halkı bu plana hayır demiş, Kıbrıs Türkü evet demişti. O zamanlar barış rüzgarları eserken içimizdeki bazıları bu iş bitmiştir, iki halk kardeştir dediler, ne olursa olsun bir anlaşma olsun da uluslararası hukuk içerisinde Kıbrıs halklarını buluşturacaklardı. Türkiye’nin garantörlüğü sona erdirilebilir, asker çekilebilirdi, biz artık kardeş olacağız gibi söylemler yaymışlardı. Ama biz güvenemeyiz dedik, çünkü dünyada nasıl bir rüzgarla karşı karşıya kalınabileceğini tahmin edemeyiz dedik. Nitekim daha sonra Bosna’da olanlar, Libya’da olanlar, daha sonra da Irak’ta olanlar, Suriye’de olanlar, Ukranya’da olanlar, Gazze’de olanları hatırlatırken şimdi de İsrail – İran arasındaki çatışmalarında kullanılan füzeleri Gazimağusa’dan tedirginlik içerisinde izlemekteyiz.”

-“Varız ve var olmaya, bu topraklarda özgür yaşamak için mücadele etmeye devam edeceğiz”
Egemenlik temelinde sürdürülen yeni siyasete işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, ” Bu siyaset, 2020 yılından sonra Anavatan Türkiye Cumhuriyetinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tam destek verdiği egemenlik temelinde ve iki devletli bir anlaşmadır ” dedi.

Artık bütün dünyaya Kıbrıs Adası’nda iki ayrı halk, iki ayrı devlet ve iki ayrı demokrasinin mevcut olduğunu her platformda haykırdıklarını vurgulayan Tatar, “Rum liderliği ne derse desin, biz kendi egemenliğimizden, kendi hakkımızdan, kendi hukuğumuzdan ve ayrı bir halk olmanın zenginliğinden , yani kendi kimliğimiz, dilimiz, dinimiz, kültürümüz, tarihimiz, müziğimiz, edebiyatımızla Kıbrıs Türk Halkı olarak varız ve var olmaya bu topraklarda özgür yaşamak için mücadele etmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.

Egemenlik ve iki devletli bir anlaşmanın altının boş olmadığını, Kıbrıs Türk halkının özden gelen hakkı olduğunu , şehitler verildiğini, uzun yıllar var oluş mücadelesi ortaya konulduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Egemenlik hakkı, özden gelen hakkımız, uluslararası anlaşmalarının da içerisindedir. Yeni siyasetten geri dönüşü olmaması gerekiyor. Bu haklarımızı almamız için büyük bedeller ödenmiştir. Bunun içerisinde 85 milyonluk Anavatan Türkiye, Avrupa’da yaşayan 10 milyon Türk vatandaşı , yani 100 milyona yakın bu siyasete destek veren Türk vatandaşı vardır, bu çok önemlidir” dedi.

-KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatındaki gözlemci üyeliği”

KKTC’nin TDT gözlemci üyeliğinden bahseden Cumhurbaşkanı Tatar, şunları ifade etti:

“Bu teşkilatta çeşitli seviyelerde toplantı ve zirveler gerçekleştiriliyor, Devlet Başkanı, Bakanlar, ekonomik ve sivil toplum düzeyinde toplantılara KKTC olarak biz de bayrağımızla katılıyoruz.”

Kıbrıs Türk halkının bir cemaatten devlet sahibi bir halk konumuna ulaştığını dile getiren Tatar, “Uluslararası organizasyonlarda devletimizle temsil ediliyoruz.” diyerek Gambia temaslarıyla ilgili bilgiler verdi.
“Biz yüreğimizi milli davamız için ortaya koyduk. Halkımızın refahı ve geleceği için mücadeleyi canla başla sürdürüyoruz.” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, gelecek hafta, Azerbaycan’da, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in davetiyle ekonomik zirve toplantısına katılacağını söyledi.

Tatar, şöyle konuştu: “Tabii, Güney Kıbrıs’taki zihniyet değişmedi, bizim görünürlüğümüzü her fırsatta engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ve biz böylesi bir zihniyette olan Rum liderliği ile, her türlü iyi niyetimizi göstermemize rağmen maalesef bir yere gelemedik. Annan Planında da böyle olmuştu, Temmuz 2017 yılında Crans-Montana’da da böyle olmuştu.”

-“KKTC gelişmiştir ve gelişmeye devam edecektir”

KKTC’de, gençliği başı dik ve onurlu bir şekilde geleceğe hazırlamak için canla başla çalıştıklarını vurgulayan Tatar, “Ülkemizde turizmle, üniversitelerimizle, Türkiye’den getirilen su, sanayi bölgelerimiz, inşaat ve emlaktaki gelişmelerle ve şimdi KKTC’de bu yıl içerisinde ilk kez düzenlenen ve 225,000 kişinin katıldığı Mayıs ayında gerçekleşen uzay ve havacılık alanındaki KKTC TEKNOFEST ile gelişmeye devam ediyoruz” dedi.

Tatar, bu hafta Avrupa Bakanı Doughty ve Birleşik Kralık Eski Başbakanı Boris Johnson ile görüşme gerçekleştirdiğini de anımsattı. Cumhurbaşkanı Tatar, Londra’da lobiciliğin önemine de işaret ederek, İngiltere’deki temaslarını aktardı, Kıbrıs Türk halkının görüşlerini ve beklentilerini en proaktif şekilde ortaya koymaya devam ettiklerini söyledi.

İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi Başkanı Kenan Nafi’ye ve Konsey’in Yönetim Kuruluna, Kıbrıs Türk Kültür Festivali’ni organize ettikleri için teşekkür eden Tatar, “Festivaller, Kıbrıs Türk halkının kültür, gelenekler, el sanatları, folklor ve müziğinin yanı sıra bir dayanışma göstergesi olması bizim için çok büyük önem taşımaktadır. Gençlerimizle gurur duyuyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam