Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Fransa ‘balıkçılık’ krizinde misillemeye hazır

Fransa ve İngiltere arasındaki ‘balıkçılık’ krizi devam ediyor. Fransa’nın AB’den Sorumlu Devlet Bakanı Beaune, İngiltere ile yapılan görüşmelerde çözüm bulunmaması halinde planladıkları misillemeleri devreye sokacaklarını söyledi.

Published

on

Fransa’nın Avrupa Birliği’nden (AB) Sorumlu Devlet Bakanı Clement Beaune, açıklamayı LCI televizyonunda yaptı.

İngiltere’ye uyguladığı baskının sonucunda Fransız balıkçıların yarısına lisans alabildiklerini ifade eden Beaune, İngiltere’nin İngiliz kara sularında avlanması için hala 200 Fransız balıkçıya lisans vermediği söyledi.

‘Balıkçılık’ krizi sürüyor

Beaune, İngiltere’nin Fransız balıkçı teknelerinden, geçmişteki faaliyetlerine dair kanıt sunmalarını istediğini ancak bu teknelerin gerekli cihazları kullanmadıkları için 2015 öncesine ait İngiliz kara sularındaki faaliyetlerine ilişkin kayıtların bulunmadığını belirtti.

Hedeflerinin Fransız balıkçıların verilmeyen lisanslarını almak olduğunu aktaran Beaune, İngiltere Brexit Bakanı David Frost ile başkent Paris’te yaptığı görüşmeye ilişkin şunları söyledi:

“Anlaşmazlıkları çözmedik. Küçük balıkçı teknelerinin (lisansı) konusunun öncelikli olduğunu söyledim. Yarın (bugün) AB Komisyonunda bu konuyu teknik olarak çalışmak için bir toplantımız var. Gelecek haftanın başında da tekrar (İngiltere ile) görüşeceğiz. Ya diyalog meyvelerini verir ve lisansların verilmesi konusunda ilerleme kaydedilir ya da İngiltere ‘Diyalogla ilgilenmiyoruz’ der ve bir dizi önlem alırız.”

Beaune, İngiltere’ye bağlı Jersey Adası’nın elektrik anlamında Fransa’ya bağlı olduğunu, elektrik ücretinin artırılması alınabilecek önlemlerin arasında yer aldığını söyledi.

Macron sinyalleri vermişti

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransız balıkçılarının İngiliz kara sularında avlanması için lisans vermeyen İngiltere’ye yönelik uygulamayı planladığı misilleme önlemlerinin askıya alındığını açıklamıştı.

Paris yönetimi, İngiltere’den Fransa’ya ithal edilen ürünleri gümrükte sistematik olarak kontrol etmek, deniz ürünlerinin ithalini yasaklamak ve İngiliz gemilerinin birkaçı dışında, ülkedeki tüm limanlara erişimini engellemekle tehdit etmişti.

Ne olmuştu?

AB ve İngiltere arasında 2021’deki balıkçılık kotalarının belirlenmesine yönelik müzakerelerde uzlaşı sağlanabildi ancak özellikle Fransız balıkçılar, belirlenen bölgelerde faaliyet gösteremedi.

İngiltere’ye bağlı Jersey Adası yönetimi, kendi kara sularında avlanmaya devam etmek isteyen Fransız balıkçı teknelerinden, geçmişteki faaliyetlerine dair kanıt sunmalarını istemişti. Bu durum, İngiltere ve Fransa arasında gerilime neden olmuştu.

Manş Adaları’ndan olan Jersey’nin elektriğinin yüzde 95’i yaklaşık 14 mil uzaklıktaki Fransa tarafından sağlanıyor. Kendine has bir yönetimi olan ve Kraliçe’nin bir temsilcisi bulunan Ada, uluslararası arenada İngiltere tarafından temsil ediliyor.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

BM: Esad rejiminin devrilmesinin ardından 270 bin Suriyeli mülteci ülkesine döndü

Published

on

By

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Suriye Temsilcisi Gonzalo Vargas Llosa, Suriye’de 8 Aralık 2024’te Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından 270 bin mültecinin ülkesine döndüğünü bildirdi.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Suriye Temsilcisi Gonzalo Vargas Llosa, Suriyeli mültecilerle ilgili X’ten paylaşımda bulundu.

Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmelerine ilişkin Mültecilerin dönüşüne ilişkin yaptırdıkları son anketten verileri paylaşan Llosa, “Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 270 bin Suriyeli mülteci ülkesine döndü ve çok daha fazlası önümüzdeki yıl geri dönmeyi planlıyor.” ifadelerini kullandı.

Llosa, Suriyeli mültecilerin 4’te 1’inden fazlasının önümüzdeki 12 ay içinde hayatlarını yeniden kurmak için geri dönmeyi planladığının altını çizdi.

Geri dönmenin önündeki en büyük engeller arasında mevcut konut ve mülkiyet haklarının, güvenlik, temel hizmetlere erişim ve ekonomik zorluklarla ilgili endişelerin yer aldığına işaret eden Llosa, mültecilerin yüzde 60’tan fazlasının geri dönmeye dair nihai karar öncesinde Suriye’yi ziyaret etmek istediğini söylediğini vurguladı.

Devamını Oku

Dünya

Santorini ve Amorgos arasındaki deniz bölgesinde sarsıntılar devam ediyor

Published

on

By

Santorini ve Amorgos arasındaki deniz bölgesinde sarsıntılar bu sabah da devam etti.

Yunanistan hükümeti alarm durumunu sürdürürken, Başbakan Kiryakos Miçotakis adayı ziyaret etti.

Atina Ulusal Gözlemevi Jeodinamik Enstitüsü tarafından açıklanan verilere göre, Santorini ve Amorgos arasındaki deniz bölgesinde sabahın erken saatlerinde ikisi 4.1 ve biri 4.4 olmak üzere üç deprem kaydedildi.

Her üç deprem de enstitü tarafından “zayıf” olarak nitelendirildi. Bölgede her gün onlarca sarsıntı kaydedilmeye devam ediyor.
Dün ise en büyüğü sabah saatlerinde kaydedildi ve 4.8 büyüklüğündeydi.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis de dün adayı ziyaret etti.

Selanik Aristoteles Üniversitesi Jeofizik Profesörü Kostas Papazachos, Miçotakis ile yaptığı toplantı sırasında şunları kaydetti: “Giderek daha iyimser oluyoruz çünkü ağın kalınlaşmasından sonra artık daha net özelliklere sahip olan fayın bir kısmının ‘dolmaya’ başladığını, yani daha güçlü bir sarsıntı senaryosunun giderek daha az olası hale geldiğini görüyoruz.”

Bazen hareketliliğin sakinleştiğine dair yanılsamalar yaratıldığını dile getiren Papazachos, “Akışkanlar nedeniyle birkaç saat içinde toplanan büyük deprem patlamaları veren bir mekanizma var. Önümüzdeki zaman diliminde bu şekilde ilereyeceğiz. Her geçen gün biraz daha iyiye gittiğimizi düşünüyorum, ancak bu o kadar hızlı bir ayrılma olmayacak” ifadelerini kullandı.

Papazachos, “Elbette hiçbir şeyin doğayı ve sürprizleri göz ardı edemeyeceğinin” altını çizerek, “Her zaman kanıtlarla hareket ediyoruz, varsayımlarla hareket etmiyoruz” diye ekledi.

Sismik hareketliliğin ortasında, adadaki binalarda sağlamlık kontrolleri yapılırken, iki yol daha kapatıldı. Antik Thera arkeolojik alanına giden il yolu, tüm araçlar için ve Athinios-Fira Perissa körfezi il yolu, 12 metreden uzun ve 45 tondan ağır araçlar için kapatıldı.

Thera Belediyesi’nde 3 Mart’a kadar olağanüstü hal ilan edilmişti.

Devamını Oku

Dünya

Ekvador’da halk “güvenlik krizinin ortasında” yeni devlet başkanını seçecek

Published

on

By

Güney Amerika ülkesi Ekvador’da halk, 2025-2029 döneminde görev yapacak devlet başkanını seçmek için “güvenlik krizinin ortasında” yarın sandık başına gidecek.

Yaklaşık 13 milyon kayıtlı seçmen, ilk turda 16 aday arasından yeni devlet başkanını belirlemenin yanı sıra devlet başkan yardımcısı ve Ulusal Meclis’e 151 milletvekilini seçmek için oy kullanacak.

Seçim sistemine göre adayların ilk turda başkan seçilebilmesi için ya geçerli oyların yüzde 50’sinden fazlasını alması ya da en az yüzde 40 oy oranına ulaşıp en yakın rakibine 10 puan fark atması gerekiyor. Bu şartlar sağlanmazsa en yüksek oyu alan iki aday, ikinci turda yeniden yarışacak.

Artan şiddet olayları ve ekonomik kriz kaynaklı protestolar, seçmenlerin öncelikli gündemini oluşturuyor. İşsizlik, enflasyon ve sosyal eşitsizlik gibi sorunların da tercih belirlemede önemli rol oynayacağı öngörülüyor.

Ülkede Ekim 2023’te düzenlenen devlet başkanlığı seçimini sürpriz şekilde kazanan mevcut Devlet Başkanı Daniel Noboa, görevi boyunca çetelerin yol açtığı şiddet olayları, ekonomik kriz kaynaklı gösteriler, olağanüstü hal ilanları ve günde 14 saate varan elektrik kesintileriyle mücadele etti.
Ocakta 700 kişi öldürüldü

Aralık 2024’te dört çocuğun askerler tarafından kaçırılıp öldürülmesi ve yalnızca ocak ayında ülkede 700 cinayetin işlenmesi, Noboa hükümetine yönelik sert eleştirilere neden oldu.

Ekvador’un Santa Elena eyaletine bağlı Atahualpa ve Ancon Mahallesi’nde 4 Şubat’ta annesi silahlı saldırıda öldürülen 9 aylık bir bebeğin ıssız bir yolda emeklerken bulunması ülke gündemini sarstı.

Sosyal medya kullanıcıları bebeğin ve ölen annenin fotoğrafını paylaşarak Noboa hükümetini sert şekilde hedef aldı.
Anketlerde 2 aday öne çıkıyor

Seçimde 16 aday devlet başkanı olmak için yarışsa da tüm anketlerde iki aday ön plana çıktı. Seçmenlerin yüzde 35’inin halen kararsız olması, kazananın 2. tura kalacağına işaret ediyor.

Cedatos araştırma şirketinin 30 Ocak 2025’te yaptığı en son ankete göre, Noboa yüzde 48,3, Gonzalez ise yüzde 32 oy oranına sahip.

Altica araştırmasının anketine göre ise Gonzalez’in yüzde 45,5, Noboa’nın yüzde 39,1; Comunicaliza’nın anketinde Noboa’nın yüzde 47,1, Gonzalez’in yüzde 39,5; Ipsos şirketinin anketinde Noboa’nın yüzde 50, Gonzalez’in yüzde 45; Negocios ve Estrategias şirketinin anketine göre ise Gonzalez’in yüzde 45, Noboa’nın yüzde 40 oy oranı bulunuyor.
Noboa’nın vaatleri

Ulusal Demokratik Eylem (Acción Democratica Nacional) adayı 37 yaşındaki Noboa, yeniden seçildiği takdirde vatandaşlara güvenlik ve organize suçla mücadele, sağlık sisteminin dönüştürülmesi, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi, ekonominin güçlendirilmesi ve istihdamın arttırılması, eğitim ve teknolojinin geliştirilmesi, enerji dönüşümü ve çevresel sürdürülebilirlilik vaatlerinde bulundu.

Noboa, görev süresince uyguladığı “Phoenix Planı” sayesinde şiddet suçlarında yüzde 15’lik azalma sağladığını ve birçok çete liderinin yakalandığını savunuyor.
Gonzalez’in vaatleri

Vatandaş Devrimi Hareketi solcu adayı (Revolucion Ciudadana) Luisa Gonzalez ise kampanya boyunca halka ekonomik adalet ve zenginliğin yeniden dağıtımı, güvenlik sisteminin güçlendirilmesi, yeniden kurumsallaşma ve katılımcı demokrasi, enerjide bağımsızlık ve sürdürülebilir kalkınma ve kadınların ve kız çocuklarının korunmasını sağlayacağını belirtti.

Eski Devlet Başkanı Rafael Correa liderliğindeki parti adına yarışan 47 yaşındaki Gonzalez, seçilmesi halinde Ekvador’un ilk kadın devlet başkanı olacak.

Veri Analisti Javier Rodriguez, basına yaptığı açıklamada, kararsızların oranının oldukça yüksek olmasının ikinci tura işaret ettiğini belirtti.

Rodriguez, “Önde gelen iki adayın diğer tüm adayların oylarını alması mümkün değil. Bu, aynı seçmen kitlesi değil; yeni seçmenler belirleyici olabilir.” ifadesini kullandı.

Siyasi analist Pamela Leon ise seçim atmosferini şöyle yorumladı:

“Adayların çoğu, temsil ettikleri partilere ideolojik olarak bağlı değil. Seçim şovları, halkın gerçek kaygılarından çok uzakta kaldı. Ülke seçim sessizliğine büründü; pazar günü, seçim fırtınasından önceki son sükunet alanı.”

Devamını Oku

Trending

Reklam