Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Fransız kiliselerindeki çocuk istismarı Avrupa’nın manşetlerinde

Fransa’da 1950’den bu yana kiliselerde yüzbinlerce çocuğun cinsel istismara uğradığının ortaya çıkması, birçok Avrupa ülkesinde manşete taşındı.

Published

on

Olayın şok etkisi yarattığı, başta Fransa’da olmak üzere İngiltere, Almanya, Avusturya, İspanya, İtalya ve Yunanistan’da, Fransa’da kilise görevlilerinin ve din adamlarının cinsel istismarının boyutu, basında detaylarıyla işlendi.

Fransa

Ülkeyi şoka sürükleyen kiliselerdeki istismar vakaları, Fransız basınında geniş yankı buldu.

Le Monde: Skandal

Fransa’nın yüksek tirajlı gazetelerinden Le Monde, rapordaki veriyi “skandal” olarak yorumlarken bunun “sadece Katolik Kilisesinin işleyişinin değil aynı zamanda inancının sorgulanmasına neden olduğu” ifadesine yer verdi.

Gazetenin haberinde, rapor ile Fransa’da kiliselerdeki cinsel istismarın, yurt dışında benzerinin olmadığının ortaya koyulduğu belirtildi.

Haberde raporun onlarca yıldır gizlenen olayları açığa çıkarmasıyla şok yaşandığı vurgulanırken uzun süre cinsel istismarı gizleyen ve buna tepki göstermeyen kilisenin bundan ne ders çıkaracağının merak konusu olduğuna dikkat çekildi.

Liberation: Kilise affedilemez

Liberation gazetesi olayı “Kilise affedilemez” başlığıyla verdi. Gazetenin haberinde, rahiplerin üst üste açıklamalar yaptığı ancak bunların, rapordaki rakamların yarattığı deprem etkisini hafifletmeye yetmeyeceği kaydedildi.

Le Parisien: Onarılmayan nasıl onarılacak?

Le Parisien gazetesinin “Kilisede cinsel istismar: Onarılmayan nasıl onarılacak?” başlıklı haberinde Vatikan’ın ciddi önlemler alması gerektiği ifade edildi, mağdurlara ödenmesi gereken tazminatın önemli olduğuna işaret edildi.

Haberde, Kiliselerde Cinsel İstismar Bağımsız Komisyonu (CIASE) Başkanı Jean Marc Sauve’nin “kilisenin cinsel istismar vakalarındaki sorumluluğunu kabul etmesi” gerektiğine yönelik ifadesine dikkat çekildi.

Le Figaro: Kilise gerçeğin şokunda

Le Figaro gazetesi de raporu “Cinsel istismar: Kilise gerçeğin şokunda” başlığıyla manşetine taşıdı.

İngiltere

BBC: 216 bin çocuk rahiplerin kurbanı oldu

BBC’nin “Fransız Kilisesi istismarı: 216 bin çocuk rahiplerin kurbanı oldu” başlığıyla verdiği haberde Fransa’daki mağdurlar derneği “La Parole Libérée”nin kurucusu François Devaux’un açıklamalarına yer verdi.

Devaux, kilisenin istismarını “güvene ihanet, ahlaka ihanet ve çocuklara ihanet” olarak nitelendirdi.

Raporun Fransızları kilisede cinsel istismara karşı uyandıracağı kaydedilen haberde, kiliselerde çocuklara yönelik cinsel istismarın “sistematik olduğu” ve bunun artık yalnızca birkaç rahibin yaptığı iş şeklinde açıklanamayacağı belirtildi.

The Times: Kilise örtbas etti

The Times’ın “Fransız Kilisesi 330 bin çocuğa istismarı örtbas etti” başlığıyla verdiği haberde, Fransız Katolik Kilisesinin, son 70 yılda 330 bin çocuğa din adamlarının ve meslekten olmayan personelin cinsel istismarını “sistematik” olarak örtbas ettiği kaydedildi.

Haberde, CIASE Başkanı Sauve’nin “Katolik kilisesinin kurbanlara karşı acımasız bir kayıtsızlık gösterdiği” ve “raporun bulgularının beklenenden daha yıkıcı olduğu” ifadelerine yer verildi.

Raporun Almanya, ABD, Avustralya ve diğer ülkelerdeki Katolik kiliseleri aleyhinde devam cinsel istismar soruşturmalarına nasıl yansıyacağına da dikkat çekildi.

Haberde, Fransız Piskoposlar Konferansı Başkanı Eric de Moulins-Beaufort’un, bulguların “dayanılmaz” olduğu, “kilise için belirsizlik ve saflık döneminin sona erdiği” yönündeki açıklamaları da yer buldu.

The Guardian

The Guardian’ın haberinde de kilisedeki çocuk istismarlarının kasıtlı bir “sessizlik perdesi” ile “sistemli şekilde” örtbas edildiğine işaret edildi.

Almanya

Alman basını olayı “Fransa’da 330 bin istismar”, “Fransa’da Katolik Kilisesinde yüz binlerce kişi tacize uğradı” ve “Fransa’da kilise, 1950’den bu yana 200 binden fazla çocuğa cinsel istismarda bulundu” başlıklarıyla işledi.

ARD: Skandal dehşet verici boyutlarda

Alman kamu televizyonu ARD, haberinde “Soruşturma komisyonuna göre, Fransa’daki Katolik Kilisesindeki taciz skandalı dehşet verici boyutlara sahip. 1950’den beri yüzbinlerce küçük kurban oldu. Uzmanlar reform çağrısında bulunuyor.” ifadelerini kullanırken bir diğer kamu televizyonu ZDF, “On yıllardır Fransa’daki çocuklar ve gençler Katolik Kilisesinde tacize uğradı. Şimdi bir rapor, sayının kadar büyük olduğunu ortaya koyuyor.” değerlendirmesine yer verdi.

Alman kamu kuruluşu Deutsche Welle, haberinde “On yıllardır, Fransa’daki Katolik Kilisesinde reşit olmayanlar cinsel tacize uğruyor. Şimdi bir rapor yaşananları ortaya koyuyor ve belli bir sayı veriyor: 1950’den bu yana 216 bin kurban.”, Almanya’nın etkili gazetelerinden FAZ da “Gerçekten de Fransa’da şoke edici bilgiler ortaya çıktı: 1950 ile 2020 yılları arasında en az 216 bin çocuk ve reşit olmayan kişi, rahipler, din görevlileri ve kilise çalışanları tarafından cinsel saldırı kurbanı oldu. 2 bin 900 ila 3 bin 200 kilise görevlisi, reşit olmayanlara cinsel tacizde bulundu. Salı günü Paris’te nihai raporunu sunan bağımsız bir komisyonun ulaştığı sonuç bu.” ifadelerini kullandı.

Alman Die Zeit gazetesi de haberi okurlarına “Bir soruşturma komisyonunun tahminlerine göre, Fransa’daki Katolik Kilisesinde 1950’lerden bu yana 216 bin çocuk ve genç cinsel istismara uğradı.” başlığıyla duyurdu.

Avusturya

Die Presse: Bu suçu işeyenler bedel ödemek zorunda

Avusturya’nın önde gelen gazetelerinden Die Presse, olayı “330 bin çocuk, rahipler ve kilise çevresi tarafından tacize uğradı” başlığıyla haberi okuyucularına aktardı.

Haberde, Fransa’da son 70 yılda Katolik kilisesine yönelik yapılan araştırmanın sonuçlarının ülkeyi şoke ettiğine işaret edilirken taciz mağdurlarının kurduğu derneğin “bu suçu işeyenler bedel ödemek zorunda” şeklindeki tepkisi öne çıkarıldı.

Der Standard gazetesi mağdurların milyarlarca euroya varan tazminat talebinde bulunduğuna dikkat çekildi.

İspanya

İspanyol gazeteleri konuyu, “Katolik Kilisesinde cinsel tacizler”, “Fransa Kilisesinde 1950’den bu yana 330 bin cinsel taciz vakası”, “1950’den beri Fransa’da kilisede cinsel taciz kurbanlarının 216 binden fazlası çocuk” başlıklarıyla haberleştirdi.

El Pais gazetesi, rapor ve CIASE Başkanı Sauve’nin düzenlediği basın toplantısı için “Fransa’da Kilise’nin 70 yıllık sübyancılığını onarmak için 45 tavsiye” ifadesini kullandı.

El Mundo gazetesi de raporun açıklanmasının ardından Katolik Kilisesi yöneticilerinin en fazla “utanç, korku ve af” kelimelerini kullanmasına dikkati çekti.

İspanyol basınında konuyla ilgili en fazla, Katolik Kilisesinin cinsel taciz olaylarında sistematik sorumluluğu olduğunu kabul etmesi, günah çıkarması, din adamlarının bekar olması kuralının gözden geçirilmesi, mağdurların daha fazla dinlenilmesi, dini eğitim sisteminin bir kez daha ele alınması gerekliliği ve mağdurlara tazminat ödenmesi gündeme geldi.

Haberlerde ayrıca mağdurların yüzde 80’inin 10 ila 13 yaşlarında olduğuna işaret edildi.

İtalya

La Repubblica: Fransız kilisesi suça boğulmuş

İtalyan La Repubblica gazetesi de Fransa’daki skandalı “Fransız kilisesi suça boğulmuş” başlığıyla okuyucularına duyurdu.

Haberde, raporun Papa’yı tepki vermeye ittiği ifade edilerek Katoliklerin ruhani liderinin raporda belirtilenleri acıyla öğrendiği aktarıldı.

Gazetenin bu konuya ilişkin görüşlerine başvurduğu, Papa’ya yakınlığıyla bilinen Alman rahip Hans Zollner de Fransız kilisesinin gösterdiği yüzleşme cesaretini, İtalyan kiliseleri dahil diğer kiliselerin de göstermesi gerektiğini belirtti.

Corriere della Sera: Münferit vakalar değildi 

Corriere della Sera gazetesinde de Fransa’da açıklanan 2 bin 500 sayfalık raporun sonuçlarının “şoke edici” olduğu kaydedildi.

Gazetenin haberinde, “Fransız kilisesindeki pedofili vakaları bir çürük elmanın işi ya da münferit vakalar değildi. Burada toplu tacizden söz ediliyor.” ifadeleri kullanıldı.

La Stampa gazetesi, raporun “korkunç bir patlama” adeta “tsunami” olduğu belirtildi. Bazı mağdurlara ulaşan gazetede mağdurların, “Çocukluğumuzu çaldılar”, “Onca yıl da geçse üstünden o korkunç şeyi unutmak mümkün değil” ifadelerine yer verildi.

Yunanistan

Yunanistan’da da din adamlarının cinsel tacizine uğrayan yüzbinlerce çocuk, basının odağındaydı.

Protho Thema gazetesi, konuyu “Katolik kilisesindeki tecavüzler için şahitlerden tüyler ürpertici açıklamalar” başlığıyla verirken haberde “Kurbanların yaşadıklarına dair anlattıkları sarsıcı – yüzde 80’i 10-13 yaşlarındaki erkeklerdi.” ifadesi kullanıldı.

Ethnos gazetesi, olayı “Katolik Kilisesindeki skandal Fransa’yı sarsıyor”, Kathimerini “Fransız Kilisesinde skandal: 330 binin üzerinde çocuk cinsel taciz kurbanı” başlığıyla gördü.

Belçika

Belçika’nın yüksek tirajlı Fransızca yayın yapan Le Soir gazetesi, haberi “Fransız Kilisesi’nde çocuk suçu: Papa ‘utancını’ dile getirdi.” başlığıyla verdi.

Haberde yüz binlerce çocuğun istismara uğradığını ortaya koyan rapor “yıkıcı” olarak tanımlanırken İngilizce yayın yapan Brussels Times da “Yıkıcı rapor, Fransız Kilisesinde cinsel tacizin ‘ezici’ boyutlarını ortaya çıkardı” başlığını kullandı.

Fransa’da yüzbinlerce çocuk din adamlarının cinsel istismarına uğradı

CIASE Başkanı Jean-Marc Sauve dün düzenlediği basın toplantısında yaklaşık 2,5 yıl boyunca yaptıkları çalışmanın ardından cinsel istismar raporunu açıklamıştı.

Sauve, kiliselerde 1950’den bu yana 216 bin çocuğun cinsel istismar mağduru olduğunun belirlendiğini, mağdurların yüzde 60’ının, bu olayın özel hayatlarını ciddi anlamda etkilediğini aktardığını kaydetmişti.

Katolik Kilisesinin cinsel istismar olaylarına karşı gerekli önlemleri almadığını vurgulayan Sauve, bu kurumu sorumluluk almaya çağırmıştı.

Sauve, çocuklara cinsel şiddette bulunan rahip sayısının 2 bin 900 ile 3 bin 200 arasında olduğunu belirterek 2000’li yıllara kadar kiliselerde mağdur olan çocuklara karşı kayıtsız kalınmasına tepki göstermiş, kiliselerdeki bazı yetkililerin de cinsel istismar olaylarına karşı sessiz kaldığını ve tepki göstermediğine dikkati çekmişti.

Raporda kiliselere bağlı özel okullar ve kurumlardaki istismarlar da hesaba katıldığında sayının 330 bine çıktığı ifade edilmişti.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam