2 bin 899 sayfalık gerekçeli kararda FETÖ’nün doksanlı yıllardan beri futbol dünyasında yapılandığı, şike kumpasıyla taraftarları sokağa dökmeye amaçladığı belirtildi.
“Bu örgüt ile mücadele sadece Cumhurbaşkanının şahsı yahut yargı makamları ile yahut mağdur Fenerbahçe Spor kulübü ve diğer mağdurlarla sınırlı kalmayarak topyekün verilmesi gereken bir mücadeledir.”
Kararın gerekçesi 2 bin 899 sayfa
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nce açıklanan 2 bin 899 sayfalık gerekçeli kararda Fetullahçı Terör Örgütü’nün kuruluşu, örgütün amacı ve stratejisi, örgütün yapılanması ve işleyişi, örgütün hiyerarşik yapısı anlatıldı.
Gerekçeli kararın ‘Fetullahçı Terör örgütü ve Futbol’ isimli ara başlığında ise şu tespitler yapıldı.
“Günümüzde artık sadece bir spor dalı olmaktan öte sponsorluklar, yayın, gelirleri reklam ve isim hakları ile birlikte tek başına bir ekonomi bir küresel endüstri haline gelen futbol endüstrisi ,ekonomik yönden sürekli bir arayış içerisinde olan FETÖ terör örgütünün uzun yıllardır üzerinde durduğu ve yapılanma çabasına girdiği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.”
FETÖ 90’lı yıllardan itibaren futbolda üye devşirmeye çabaladı
FETÖ’nün doksanlı yıllardan itibaren bu spor dalı içerisinde eleman ve üye devşirmeye çabaladığı anlatılan gerekçeli kararda, devşirdiği sporcular ve spor adamları sayesinde ‘himmet’ adı altında gelir elde etmeye ve finansal açıdan bu alana nüfuz etmeye başladığı kaydedildi.
“Bu endüstri içerisindeki yapıya ait organizasyonlarla hem gelir kaynağını arttıran örgüt aynı zamanda ülkemizde milyonların severek takip ettiği sporcu yüzleri ile kendisini sempatik gösterme çabası ile hareket etmiştir.”
Bilerek ve isteyerek soruşturmanın yönünü Fenerbahçe’ye çevirdi
FETÖ’nün sporcu ve teknik adam transferlerine kadar nüfuz ettiği tespit edilirken spor camiasının gündemini ve yaratmak istediği algı operasyonlarını elindeki gazete ve televizyon ile belirlemeye başladığı kaydedildi.
Gerekçeli kararda, FETÖ’nün şike algısını da ortaya açık bir şekilde koyduğu vurgulandı.
“Futbol dünyasına yön vermek ve nüfuz ederek yönetmek isteyen örgüt bu kapsamda elindeki emniyet ve yargı yapılanmasında faal olan örgüt üyeleri ile operasyonel faaliyetlere bu kapsamda hız vermiş bahis ve şike iddiaları üzerinden yapılan bir ihbarı değerlendirmek suretiyle tüm eylemlerini yasal bir görünüme ve temele sahipmiş gibi göstererek adli soruşturmaya başlamış ancak başlanılan soruşturmanın kapsamını genişletmek ve tüm kamuoyunun dikkatini çekmek ve yaratmak isteriği algı için söz konusu soruşturmanın yetki ve görev alanlarını ihlal ederek bilerek ve isteyerek soruşturmanın yönünü federasyon ve özelikle Fenerbahçe Spor Kulübüne çevirmiştir.”
Taraftarları sokağa dökmeyi amaç edindiler
Milyonlarca taraftarı bulunan camiaları karşı karşıya getirmenin ve kaos ortamından faydalanmak isteyen FETÖ’nün özellikle emniyet ve yargı içerisindeki elemanları aracılığıyla kumpas organizasyonunu harekete geçirdiği ve tek hamleyle birden fazla çıkar sağlamayı amaç edindiği belirtildi. Gerekçeli kararda öncelikle örgütün amacı olarak şu değerlendirme yapıldı:
“Her dönemde yaptığı gibi kumpas organizasyonunu emniyet ve yargı ayağındaki elemanları ile legal bir görünüme kavuşturup sahibi olduğu basın yayın organları ile topluma empoze etmeye çalışmak böylelikle camiaların milyonlarca taraftarını karşı karşıya getirip, kaotik bir ortam yaratarak ve taraftarları sokağa dökmeyi amaç edinmiştir. Böylelikle toplumsal kutuplaşma ve huzursuzluk ortamı yaratılacak devleti ve hükumeti bu kaotik ortamdan sorumlu göstermek suretiyle yıpratmaya çalışıp diğer yandan da kulübün yönetimini ele geçirmeye çalışarak sahibi olduğu taraftar kitlesinden ve finansal gelirden nemalanmaya çalışacaktır. Fetullahçı Terör örgütünün genel hareket tarzı devlet içerisindeki kadrolara sinsice yapılanmasının yanı sıra toplumsal kaostan beslenmesidir”
FETÖ’nün amacının futbol üzerinden devleti ve hükümeti yıpratarak işlevsiz hale getirmek olduğu vurgulandi.
“Bu örgüt ile mücadele sadece Cumhurbaşkanının şahsı yahut yargı makamları ile yahut mağdur Fenerbahçe Spor kulübü ve diğer mağdurlarla sınırlı kalmayarak topyekün verilmesi gereken bir mücadeledir. FETÖ sadece eli kanlı bir silahlı örgüt değil ,itibar ve maneviyat suikastçisi bir zihniyettir. İş bu yargılamaya konu dosyamızda usulsüz ve sahteciliğe konu edilen eylem ve belgeler ile kurmaya çalıştığı kumpasla sadece Fenerbahçe Spor kulübü ve dosya mağdurlarının değil Türk Futbolunun ve Türk milletinin de itibarına, saygınlığına saldırmış ve derin yaralar açmıştır.”
Ne olmuştu?
2016 yılından beri süren 88 sanıklı “Futbolda şike kumpası” davasında Kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca 1292 yıl hapis cezasına, dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü 1971 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Mahkeme, dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Ahmet Kalender’i 76’kez “Haberleşmenin gizliliğini ihlal”, 155’kez “Resmi belgede sahtecilik”, 80’kez “İftira” suçlarından toplamda 1766 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırmıştı.
Heyet, kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’yı 76’kez “Haberleşmenin gizliliğini ihlal etme”, 166’kez “Resmi belgede sahtecilik”, 91’kez “İftira” suçlarından toplamda 1292 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermişti.
Yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalanan eski komiser yardımcısı Ramazan Haktan Helvacı ise 47’kez “Haberleşmenin gizliğini ihlal etme”, 81’kez “Resmi belgede sahtecilik”, 44’kez “İftira” suçlarından 999 yıl 3 ay 15 gün hapse mahkum edilmişti.
Mahkeme heyeti bu üç sanığa daha önceden “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan ceza verildiği için karar verilmesine yer olmadığına hükmetmişti.
Soruşturma dosyasını hazırlayan eski polis memuru Lokman Yanık ise “Silahlı terör örgütüne üye olma”, 91’kez “İftira” ve “Resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 161 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Heyet, 35 sanık hakkında beraat ya da karar verilmesine yer olmadığı kararına hükmetmişti. Geri kalan 43 sanığın da değişen oranlarda hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmişti.
TRT