Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Gazeteci Perihan Aziz: “Denktaş Bağımsızlık Bildirgesi’ni bana verdi. ‘Git haberini yap’ dedi. Sarıldık

Published

on

Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) 37 yıl hizmet veren ve 2012 yılında ajansın müdürlüğünden emekli olan gazeteci Perihan Aziz, 40 yıl önce yazdığı “flaş haberi” Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanında, “heyecan, endişe, sevinç, huzur ve huzursuzluk” duygularını bir arada yaşadığını söyledi.

Perihan Aziz, 14 Kasım 1983 gününün sabahı muhabir olarak Cumhurbaşkanlığı’na gittiğini ancak dönemin Kıbrıs Türk Federe Devleti Başkanı Rauf Raif Denktaş’ın kendisini “Bugün sen git evine, yat uyu” diyerek gönderdiğini belirtti.

14 Kasım 1983 gecesi haberi aldıklarını ve bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı’na gittiğini anlatan Aziz, Denktaş’tan Bağımsızlık Bildirgesi’ni aldıktan sonra ajansa dönerek “flaş” haberi yazdığını ancak tüm iletişim kanalları kapalı olduğundan yurt dışına ulaştıramadığını kaydetti.

Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk Meydanı’nda yapılan mitingden de bahseden Aziz, meydanda insan seli yaşandığını belirtti.

Gazeteci Perihan Aziz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kuruluşuna ilişkin anılarını Türka Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirine anlattı.

Cumhuriyetin ilanından aylar öncesinde, bu yönde söylentilerin yayıldığını ancak inanılmadığını belirten Perihan Aziz, “Duyumlar alıyorduk ama o kadar çok dillendirilmiş bir şeydi ki… Her gün konuşulan ama yapılamayan bir şeydi. Kanıksadığımız söylemler dizisi arka arkaya gelirdi…” dedi.

1975 yılında TAK’ta muhabir olarak göreve başlayan Perihan Aziz, sonrasında KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı olacak olan, o dönemin Kıbrıs Türk Federe Devleti Başkanı Rauf Raif Denktaş’ı her gün sarayında ziyaret ederek Rum basını özetlerini ilettiklerini ve demeç aldıklarını anlattı. Aziz, Cumhuriyetin ilanının bir gün öncesinde, 14 Kasım 1983’te ise bu geleneğin nasıl bozulduğunu ve o gün yaşananları şöyle aktardı:

-14 Kasım 1983… “Tüm uluslararası iletişim kanalları kapatıldı”

“Rahmetli Kemal Aşık, Rum basın özetlerini hazırlardı. Kopya kağıtlarıyla çoğaltırdı ve özetleri bitirdiği zaman Cumhurbaşkanı’na giderdik. Denktaş onları okurdu ve günlük birkaç demeç alır giderdik. 14 Kasım 1983 sabahı yine gittik, oturduk kahvemizi içtik, sohbetimizi yaptık. Denktaş bize ‘Bugün bir şey yok’ dedi. Dedim ki ‘Ekmek paramız çıkmadı bugün”… ‘Bugün sen git evine yat uyu’ dedi. ‘Müdürüm buna izin vermez, ben haber üretmek zorundayım ve işimi zorlaştırdınız bugün…’ dedim. Çünkü her gün birkaç demeç alırdık. Ajansa döndük, TAK’taki günlük işler yapıldı, her şey bitti, kapattık ajansı eve gittik.”

-“Bir muhabire flaş haber yazdıracak başka olay düşünülemez”

“Gece saat 22.00’ye doğru, Girne’deki foto muhabirimiz Erdal Gökhan beni telefonla aradı. Erdal dedi ki bana, ‘Perihan, yarın sabah devlet ilan ediliyor’, ‘Şu anda dalga geçecek birini bulamadın mı?’ dedim. ‘Aç telefonu ve uluslararası hat iste’ dedi. Çünkü uluslararası hatlara da daha giremezdik. Açardık telefonu santral çıkardı karşımıza, bana Türkiye’nin hattını ver, bilmem nerenin hattını ver diye talepte bulunurduk, o hattı alır ve o şekilde yurt dışına çıkabilirdik. Açtım, uluslararası hat sessiz sedasız… Teleks için de telefon için de durum aynıydı. ‘Cumhurbaşkanlığına git, orada toplantılar var’ dedi, inandım. Çünkü Girne’de de davul-zurna ile duyuruluyormuş cumhuriyetin ilanı. Ama bütün iletişim kanalları kapatıldıktan sonra bunlar başladı.

Cumhurbaşkanlığına gittim, kalabalıktı. Denktaş’ın yanına girdik, ‘Ne oluyor efendim?’ diye sorduk. ‘Evet, yarın devleti ilan ediyoruz’ dedi. Beni odaya çağırdı ve Bağımsızlık Bildirgesi’ni verdi. ‘Git haberini yap’ dedi. Sarıldık… Aydın Hanım da oradaydı. Onunla da sarıldık ve ağladık hatta. Aldım, ajansa gittim. Bize askerin bağışladığı telekslerimiz vardı. ‘Flaş flaş flaş’ diye başlayarak haberi yazdım. Bir muhabire flaş haber yazdıracak başka olay düşünülemez. Flaş haberimi yazdım büyük bir heyecanla ama uluslararası hatlar çalışmıyor, yurt dışına ulaştırma imkanı yok…”

Aziz, Denktaş’ın 14 Kasım 1983 akşamı milletvekillerini Cumhurbaşkanlığı’nda yemeğe çağırarak ertesi gün KKTC’nin ilan edileceğini bildirdiği ve onay vermemeleri halinde Meclis dışında kalabilecekleri uyarısında bulunduğu duyumunu aldıklarını da ekledi.

Haberi aldıktan sonraki hislerinden de bahseden ve karmaşık duygular yaşadığını belirten Aziz, “Ne düşüneceğinizi kestiremezsiniz… Heyecan, endişe, sevinç, huzur ve huzursuzluk, hepsi bir aradaydı” dedi.

-15 Kasım 1983… “O günkü Rum basını manşetlerinin değeri kalmamıştı”

Sabaha kadar ajansta kaldığını ve sabah diğer çalışanların gelmesiyle güne başladıklarını belirten Perihan Aziz, KKTC’nin kuruluşu kararı Meclis’te alındıktan sonra ise iletişim hatlarının açıldığını kaydetti. Aziz, “Flaş diğer haberi geçince, yanılmıyorsam Agence France-Presse’ti, TAK’ı kaynak göstererek duyurduğunda dünyaları verseler bu kadar mutlu olmazdım. Çünkü flaş haberiniz uluslararası alanda size geri dönüş yapıyor” diye konuştu.

Aziz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sabah Kemal Aşık, gazeteleri değişmek için barikata gitti. En ilginç tarafı da en sıcak günlerde bile o gazetelerin değişimi oldu. Kemal Aşık barikata giderdi, bir de Rum bayii gelirdi oraya ve gazeteler değişilirdi. Çok sıcak günlerde, çatışmaların olduğu zamanlarda bile mazgal deliklerinde gazeteler değiştirildi, o ilişki hiç kopmadı… O gün gazeteler değiştirilirken Rumların hiçbir şeyden haberi olmadığı için çok normal bir gazete değişimi oldu. Rumca gazetelerde BM’nin devreye gireceği, arabulucuların neler yapacağı ile ilgili haberler vardı. Ama bir anda haberin nasıl anlamsızlaştığına tanıklık ediyorsunuz. Onlar tercüme edildi ama anlamsızdı artık, ne diyecekler, hangi diplomat ne mesajı verecek… Değeri kalmamıştı o günkü Rum basını manşetlerinin…

Sonra gün boyunca bir arkadaşımız Meclis’e gitti, birkaç arkadaşımız meydana gitti. Maalesef fiilen oralarda bulunamadım çünkü içeride de koordinasyon gerekiyordu. Ama ajans zaten Atatürk Meydanı’nın içinde sayılırdı. Baktığımızda insan seli… Köylerden otobüsler geldi. Hatırlıyorum annem de Bağlıköy’den gelmişti. Her taraftan insanlar akın akın meydana doldu.”

Bu kadar telaşın içinde yaşadığı “tüp gaz” endişesine de değinen Perihan Aziz, “Hiç unutmam, köydeki kahveyi aradım ve annemle babama ulaştım. Onlara tüp gaz almalarını söyledim. Aklıma o gelmişti savaşın yokluklarını yaşayan biri olarak. Dedim ki, tüp gazlar gelmeyecek bunlar aç kalacak…” diye konuştu.

-15 Kasım sonrası… “Sürekli değişen bir trafik, sürekli bir heyecan…”

KKTC’nin ilanının ertesi gününe ilişkin anısını da paylaşan Perihan Aziz, muhabir olarak yaşanan diplomasi trafiğinde yaşadıklarını “KKTC ilan edildiğinin ertesi günü diplomasi trafiği başladı. Koşuyorduk, araba yok motor yok… Bir bisikleti var ajansın… Merkezdeki binadan Cumhurbaşkanlığı’na koşarak giderdik. Geri dönüp haberi yazar tekrar koşa koşa cumhurbaşkanlığına giderdik. İlk gün Bangladeş tanıdı… Koştum ajansa yazdım haberi, döndüm Cumhurbaşkanlığına Pakistan tanıyacak beklentisi ile ama Bangladeş tanımayı geri çekti haberini aldım. Bir koşu tekrar TAK’a… Sürekli değişen bir trafik, sürekli bir heyecan…” sözleriyle anlattı.

– “Denktaş New York’a giderken bir ulusun sorumluluklarını omuzlarında taşıyordu…”

KKTC’nin Bağımsızlık Bildirgesi’nin Londra ve New York’a elden iletildiğini belirten Perihan Aziz, Bildirge’yi Alper Faik Genç’in Londra’ya, Nail Atalay’ın ise New York’a götürdüğünü aktardı.

Perihan Aziz, Cumhuriyet’in ilanından sonra Denktaş’ı ilk kez Amerika’ya Güvenlik Konseyi toplantısına gidişinde Ercan Havaalanı’ndan uğurladıkları günü de anlattı:

“Güvenlik Konseyi’nde yaptığı o müthiş konuşmanın öncesinde Ercan Havaalanı’ndan Süleyman Ergüçlü ile birlikte uğurladık onu. Biz muhabir olarak gittik Ercan’a. Uçak kalktığında Süleyman’a ‘Hiç yerinde olmak istemezdim’ dedim… Çünkü bir ulusun sorumluluklarını omuzlarında taşıyordu…”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Değirmenlik Akıncılar Belediye Başkanı Ali Karavezirler’i kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Değirmenlik Akıncılar Belediye Başkanı Ali Karavezirler’i kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Tatar kabulde yaptığı konuşmada, orijinal bir Türk köyü olan Akıncılar’ın tarihinin önemli olduğuna ve bölgeden çok önemli isimler yetiştiğine işaret etti.

İlgili kurum ve kuruluşlar ile istişare yapıldıktan sonra, Kıbrıs Türk tarafının geçiş kapılarıyla ilgili önerisinin Haspolat ile Akıncılar-Limya kapılarının açılması yönünde geliştiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, Akıncılar kapının açılmasının, tarihi ve mimarisinin son zamanlarda yaşatılması için büyük emek sarf edilen bölgeye önemli katkısı olacağını dile getirdi.

Bu olumlu ve yapıcı öneriye karşın Rum tarafından maalesef herhangi bir açılım gelmediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk tarafının Haspolat ve Akıncılar kapıları önerisine karşılık Rum tarafının Kiracıköy’den Erenköy’e uzanan, sadece güneyden güneye transit geçiş sağlayacak bir açılım istediğini hatırlattı.

Değirmenlik Akıncılar Belediye Başkanı Ali Karavezirler de Cumhurbaşkanı Tatar’a kabul için teşekkür ederek, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi tarafından yürütülen faaliyetler hakkında bilgi verdi.

Karavezirler, Cumhurbaşkanı Tatar’ı önümüzdeki hafta düzenlenecek Değirmenlik Yaşam Parkı temel atma törenine davet etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

KIB-TEK Genel Müdürü Aydın: Güzelyurt Trafo Merkezi’nde meydana gelen patlama nedeni ile santraller devre dışı kaldı

Published

on

By

Ülke genelinde elektrik kesintisi yaşanıyor.

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (Kıb-Tek), Genel Müdürü Dalman Aydın BRT’ye yaptığı açıklamada Güzelyurt Trafo Merkezi’nde meydana gelen patlama nedeni ile santrallerinin devre dışı kaldığını kaydetti.

Aydın, arızanın giderilmesi için çalışmaların sürdüğünü ve elektirik enerjisinin kısa süre içerisinde şebekeye verilmesinin beklendiğini kaydetti.

Devamını Oku

Kıbrıs

MDP ve Kıbrıs Türk Taşımacılar Birliği, Erenköy Direnişi’nin 61’inci yıldönümü dolayısıyla mesaj yayımladı

Published

on

By

Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) ve Kıbrıs Türk Taşımacılar Birliği, Erenköy Direnişi’nin 61’inci yıldönümü dolayısıyla mesaj yayımlayarak, tüm şehitleri rahmetle andı, gazilere şükranlarını sundu.

MDP Lefkoşa İlçe Sekreteri Mehmet Erol Muvali, mesajında Erenköy Direnişi’nin Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde altın harflerle yazılmış bir destanın adı olduğunu belirtti.

“Bir avuç Türk genci, vatan toprağını savunmak için canını ortaya koymuş, Rum-Yunan saldırılarına karşı inançla, cesaretle direnmiştir.” diyen Muvali, Erenköy’ün sadece bir mevzi değil; Kıbrıs Türk halkının özgürlük, egemenlik ve bağımsızlık iradesinin simgesi olduğunu vurguladı.

Bu direnişin gelecekte kurulacak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin temel taşlarından biri olduğunu belirten Muvali, “Bu vesileyle, Erenköy’de can veren aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyor; o büyük direnişin izinden yürümeye devam edeceğimizi bir kez daha gururla ifade ediyorum.” ifadelerine yer verdi.

– Akandere

Kıbrıs Türk Taşımacılar Birliği Başkanı Beksan Bekir Akandere de, Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesinin dönüm noktalarından biri olan Erenköy Direnişi’nin 61. yıl dönümünü büyük bir gurur ve saygıyla andıklarını belirtti.

“8 Ağustos 1964’te, gençlerimiz, mücahitlerimiz ve halkımız, imkânsızlıklar içerisinde verdikleri destansı direnişle yalnızca Erenköy’ü değil, Kıbrıs Türk halkının geleceğini de savunmuştur.” diyen Akandere, bu mücadelenin inancın, birlikteliğin ve özgürlüğe olan bağlılığın simgesi olduğunu vurguladı.

Akandere, “Bizler, Kıbrıs Türk Taşımacılar Birliği olarak, bu topraklarda özgürce yaşıyorsak, bunu Erenköy’de hayatlarını ortaya koyan aziz şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz. Onların cesareti, bizlere ilham olmaya devam etmektedir.” dedi.

Akandere, başta Erenköy Direnişi’nde canlarını feda eden şehitler olmak üzere, tüm mücahitleri rahmet, minnet ve saygıyla andı; kahraman gazilere şükranlarını sundu.

Devamını Oku

Trending

Reklam