Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Gazeteciler Birliği ve Basın-Sen, gazeteciler Akın ve Yüksel’e koruma talebi ile PGM önünde basın açıklaması yaptı

Published

on

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği ve Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen), gazeteciler Ayşemden Akın ve Emine Yüksel’in güvenliklerinin sağlanması talebiyle Polis Genel Müdürlüğü (PGM) önünde ortak basın açıklama yaptı, ardından iki gazeteciye 7/24 polis koruması sağlanması talebini de içeren dilekçeyi PGM’ye sundu. Etkinliğe Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş ve basın mensupları da destek verdi.

-Keser: “Açık hava hapishanesinde yaşıyorlar”

Gazeteciler Birliği Başkanı Efdal Keser, burada yaptığı konuşmada, Ayşemden Akın’ın Bugün Kıbrıs gazetesinde yayımladığı yazı dizisinin ardından gelen tehditler nedeniyle can güvenliği endişesi yaşadığını belirtti.

Keser, Gazeteciler Birliği olarak Polis Genel Müdürlüğü’nü ziyaret ettiklerini ve Ayşemden Akın ve Emine Yüksel’in güvenliğine dair endişelerini bizzat Genel Müdüre aktardıklarını söyledi. Görüşmeden kısa süre sonra röportaj veren kişinin Hollanda’da öldürüldüğünü dile getiren Keser, cinayetin ertesi günü Polis Genel Müdürlüğüne gittiklerini, burada Polis Genel Müdür Yardımcısı ile yapılan görüşmede gerekli önlemlerin alındığı bilgisini aldıklarını aktardı. Keser ilerleyen süreçte bu önlemlerin yetersiz olduğunu gördüklerini söyledi.

Keser, “Ayşemden Akın evinde resmen açık hava hapishanesinde gibi bir yaşam sürüyor. Kendisinden öğrendiğimize göre, sağlanan koruma bir süre sonra kaldırıldı” dedi. Yeniden Polis Genel Müdürü’nden randevu talep ettiklerini belirten Keser, bu talebin yanıtsız kaldığını ifade etti.

“Daha sonra Sayın Kasım Kuni’nin Türkiye medyasından bir yayın kuruluşuna açıklama yaptığını gördük. O açıklamaları bize de yapabilirdi” diyen Keser, gelinen noktada meslektaşlarının can güvenliği konusunda ciddi endişe taşıdıklarını belirtti.

Devlet yetkililerinin konuya “sessiz kaldığını” kaydeden Keser, “İki meslektaşımız tehdit ediliyor, can güvenlikleri tehlikede, psikolojik olarak ne halde olduklarını söylememe bile gerek yok. Ama bu devleti yönetenlerden en yukarıdan en aşağıya kadar hiç kimse bir tek kelime etmedi. Gazeteciler Birliği’ni, Basın-Sen’i kaale almadılar” ifadelerini kullandı.

Akın ve Yüksel’in yedi gün yirmi dört saat korunmasının sağlanmasını talep ettiklerini vurgulayan Keser, “Ne yapalım yani şimdi biz silah başvurusunda bulunup kendi can güvenliğimizi biz kendimiz mi sağlayalım? O noktaya mı gelelim?” diye sordu, polisin adım atmaması halinde örgütleneceklerini ve gerekirse Ayşemden Akın’ın evinin önünde 7/24 nöbet tutacaklarını belirtti.

-Kişmir: “Bir gazeteci infaz edilen kişiyle röportaj yaptıysa bu durum göz ardı edilemez”

Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir ise yaptığı açıklamada, gazetecilerin mesleklerini icra ettikleri için tehdit edilmelerinin ve yaşamlarının tehlikeye girmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi, çağdaş ülkelerde bu gibi durumlarda gazeteciler için özel koruma birimleri oluşturulduğunu söyledi.

“Ayşemden Akın ve Emine Yüksel, belki de tarihimizin en önemli haberlerinden birine imza attı. Büyük bir habercilik örneği gösterdiler” diyen Kişmir, “Kaçak bahis, uyuşturucu kaçakçılığı gibi konuların açıkça konuşulmasını sağlamak bile başlı başına bir gazetecilik başarısıdır” diye konuştu.

Bir gazetecinin röportaj yaptığı kişinin infaz edilmesinin ardından yaşanabilecek psikolojik sürece dikkat çeken Kişmir, “Sosyal medya üzerinden gelen eleştirilerle bile moralimiz bozuluyorsa, bir gazetecinin röportaj yaptığı birinin infaz edildiği durumdaki psikolojik yükünün çok daha ağır olacağı açık” dedi.

Kişmir, sürecin başından bu yana hem Gazeteciler Birliği hem de Basın-Sen olarak üç kez resmi koruma başvurusunda bulunduklarını, bugün dördüncü başvuruyu yapacaklarını söyledi. Polis Genel Müdürü Kasım Kuni’nin “bize başvuru yapılmadı” açıklamasının gerçeği yansıtmadığını ifade eden Kişmir, “Girne Polis Müdürlüğü’ne bir, Polis Genel Müdürlüğü’ne iki olmak üzere üç başvurumuz var” dedi.

Kişmir bugün bir kez daha koruma talepleriyle ilgili başvurularını PGM’ye ileteceklerini kaydetti.

Hükümetin konuya ilişkin “sessizliğini” de eleştiren Kişmir, gazetecilere yönelik bu tutumun kabul edilemez olduğunu belirterek, “Cumhurbaşkanı, Başbakan korumalarla geziyor. Topluma yönelik eylemlerde demir parmaklıklar kuruluyor ama neden konu Ayşemden Akın olunca, Emine Yüksel olunca, Selma Eylem olunca koruma verilmiyor? Bu ülkede herkes Anayasaya göre eşit değil mi? Biz bu eşitliğimizi talep ediyoruz” dedi.

-Nazlı: “Yasal başvurularımız görmezden gelindi, cevapları Türkiye basınından öğreniyoruz”

Basın Emekçileri Sendikası avukatı Cansu Nazlı da yaptığı açıklamada, gazeteciler için yapılan koruma başvurularının detaylarını kamuoyuyla paylaştı.

Nazlı, Cemil Önal’ın öldürülmesinin ardından, 2 Mayıs’ta Girne Polis Müdürlüğü’ne Ayşemden Akın için 7/24 polis koruması talebiyle dilekçe verdiklerini, aynı gün Emine Yüksel’in de ifade vererek benzer bir talepte bulunduğunu belirtti. Nazlı, 2 Mayıs mesai bitiminde sözlü şekilde “koruma verildiği” bilgisinin kendileriyle paylaşıldığını söyledi.

3 Mayıs Cumartesi sabahı Polis Genel Müdürlüğü’ne giderek durumun ciddiyetini yeniden aktardıklarını belirten Nazlı, o gün Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaya gelişi nedeniyle tüm polis memurlarının sahada olduğu, dilekçenin alınamayacağı yönünde sözlü bilgi verildiğini aktardı. Cansu, ısrarları sonucu dilekçelerinin elden alınıp Genel Müdüre iletildiğinin kendilerine söylendiğini ifade etti.

5 Mayıs’ta ise aynı dilekçeyi resmi olarak yeniden sunduklarını belirten Nazlı, bugüne kadar yazılı bir yanıt alamadıklarını, buna karşın Polis Genel Müdürlüğü’nün Türkiye basınına açıklama yaptığını söyledi. Nazlı, “Bu, ne usule ne de yasalara uygundur. Biz resmi dilekçelere yazılı yanıt bekliyoruz, cevabı Türkiye basınından öğrenmemeliyiz” dedi.

Nazlı, daha önce verilen dilekçelerin alındı belgelerinin ellerinde bulunduğunu, bugünkü dilekçede bu belgelerin ekinde yeniden sunulacağını belirtti, Polis Genel Müdürlüğü’nün yasal olarak, yazılı dilekçelere süresi içinde yazılı yanıt vermekle yükümlü olduğunu vurguladı.

Polisin res’en, yani başvuru beklemeksizin, yaşananları adli ihbar kabul ederek müdahale yetkisi olduğunu belirten Nazlı, “Can güvenliğini sağlamak polisin münhasır yetkisidir. Bu yüzden bu korumayı ancak polis sağlayabilir” dedi.

Polis teşkilatının daha önce de bazı yurttaşlara bu tür korumalar sağladığını hatırlatan Nazlı, yasal ve teamül açısından bu talebin karşılanmasının mümkün olduğunu, gerekirse daha önceki örneklerin bilgilerini kamuoyuyla paylaşabileceklerini kaydetti.

-Şahin: “Korkmayacağız, susmayacağız, vazgeçmeyeceğiz”

Gazeteciler Birliği Örgütlenme Sekreteri Serap Şahin tarafından okunan ortak basın açıklamasında, Kıbrıs Türk basınının sistematik olarak sindirilmeye, korkutulmaya ve susturulmaya çalışıldığı ifade edildi.

Şahin, gazetecilerin hem dava baskısıyla hem de ölüm tehditleriyle karşı karşıya bırakıldığını belirtti. “Korkmayacağız, susmayacağız, vazgeçmeyeceğiz. Gazeteciler olarak hakikatin peşinde olmaya devam edeceğiz” denilen açıklamada, Ayşemden Akın’ın ülkedeki karanlık ilişkilere ışık tuttuğu ve dünyada ses getiren röportajı nedeniyle tehdit edildiği vurgulandı.

Akın’ın can güvenliğinden devleti yönetenler, polis ve bağlı makamların sorumlu olduğu belirtilen açıklamada, “Bu ülkede bir yazar katledilirken, delilleri gizleyenler ve tetikçilerle birlikte keşif yapanlar unutulmamıştır” dendi.

Ayşemden Akın’ın yalnız olmadığı vurgulanan, “Gazetecilik suç değildir. Gazeteciler sahipsiz değildir” denilen açıklamada, “Hollanda’da infaz edilen Cemil Önal ile yaptıkları röportajın ardından hayatları ev hapsine dönüşen Ayşemden Akın ve Emine Yüksel için bir kez daha etkin koruma talep ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamanın sonunda, gazeteciliğe, demokrasiye, basın özgürlüğüne ve ülkenin aydınlık geleceğine sonuna kadar sahip çıkılacağı vurgulandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

CTP: “Kıbrıs’ın, bir savaşın parçası haline getirilmesini asla kabul etmeyeceğiz”

Published

on

By

İsrail ve İran arasındaki savaşa ilişkin yazılı açıklama yapan Cumhuriyetçi Türk Partisi, bu savaşın Kıbrıslı Türkler’in iradesi yok sayılarak, Kıbrıs’ı da içine alabilecek şekilde genişleme potansiyeline sahip olmasından derin bir endişe duyulduğunu kaydetti.

Açıklamada, “İsrail’in, son dönemde uluslararası hukuk ve insan haklarını hiçe sayarak kontrolsüz ve orantısız bir şekilde, önce savunmasız Filistin Halkı’na bomba yağdırarak insanlığa karşı suç işlemesi, devamında da savaşı tüm bölgeye yaymaya başlaması ve bölge ülkelerini bombalaması kabul edilebilir değildir” denildi.

Bölgedeki bombardımanların Kıbrıs’tan çıplak gözle izlenebilir durumda olduğuna işaret edilen açıklamada, “İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Kıbrıs’taki askeri üsleri kullanarak bu savaşa dolaylı ya da doğrudan katkı koyduğu yönündeki bilgiler, Kıbrıs’ı bir ateş çemberinin ortasına sürükleme ihtimalini güçlendirmektedir” ifadeleri kullanıldı.

Kıbrıs adasının, herhangi bir savaşın parçası haline getirilmesini asla kabul etmeyeceklerinin altı çizilen açıklamada, halkın can ve mal güvenliği ile huzuru için, gerekli tüm diplomatik çabanın sergilenmesi gerektiği vurgulandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

KKTC yayıncılığında bir ilk olan ‘Düşünce Nüansı e-Kitabı’nın birinci cildinin tanıtımı yapıldı

Published

on

By

KKTC yayıncılığında bir ilk olan ‘Düşünce Nüansı e-Kitabı’nın birinci cildinin tanıtımı yapıldı.

Kitabın BRT1’de çarşamba günleri canlı yayınlanan ve sunuculuğunu Prof. Dr. Mustafa Sağsan’ın yaptığı “Düşünce Nüansı” programına katılan konukların yazdığı bölümlerle derlenen ilk e-kitap özelliği bulunuyor.

Önsözü BRTK Müdürü Meryem Özkurt tarafından kaleme alınan ve TEZARUS Kitap tarafından yayınlanan Düşünce Nüansı’nın ilk cildi okuyucularıyla buluştu.

Kitabın tanıtım etkinliğinde TEZARUS Kitap Genel Yayın Yönetmeni Serkan İpekçi ve Prof. Sağsan konuşma yaptı.

Prof. Dr. Mustafa Sağsan, “e-kitabı; küçüçük ve izolasyonlara hapsolmuş adamızda bilim ve felsefe alanındaki bilim insanlarının özgür ruhunun dijital platformlarda dolaştığı bir girişim” olarak değerlendirdi.

Prof. Dr. Sağsan, Düşünce Nüansı programının her sezonu, kitap serisinin yeni birer cildi olarak yayınlanmaya devam edeceğini de aktardı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Patateste hasat zaman..Patates Üreticileri Birliği Başkanı Engin Halkseven BRT’ye konuştu

Published

on

By

Patates Üreticileri Birliği Başkanı Engin Halkseven, patates üretimi ve pazarlanması konusundaki son durumu BRT’ye anlattı.

Patates hasadının devam ettiğini ve 15 güne kadar tamamlanacağını belirten Halkseven, fiyat konusunda kararsızlığın çözüldüğünü belirtti.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Toprak Ürünleri Kurumu ile fiyatı belirlediklerini aktaran Engin Halkseven Toprak Ürünleri Kurumu’nun patatesi üreticilerden 28.40 TL’den alacağını açıkladı.

Engin Halkseven, patates üretimi konusunda en büyük rakiplerinin Güney Kıbrıs’taki üreticiler olduğunu ve patatesin fiyatının yüksek tutulması halinde patates kaçakçılığın çoğalacağını ifade etti.

Halkseven, en büyük sorunlarının sularının azalması olduğuna da dikkati çekti.

Türkiye’den gelen suyun Orta Mesarya’ya kadar gelmesini beklediklerini dile getiren Halkseven, suyun gelmesi halinde üretimin daha kolay olacağını da belirtti.

Engin Halkseven, Türkiye’den şu an patatesin gelmediğini ve kendilerinin ürettiği patatesin iç piyasaya yettiğini de belirterek fiyatlar konusunda bilgiler verdi.

Aralık ayında Hollanda’dan Toprak Ürünleri Kurumu aracılığıyla tohumluk patates getirildiğini de aktaran Halkseven, bundan sora tohumluk patatesi yurtdışından Birliğin getirmesini talep ettiklerini de sözlerine ekledi.

Engin Halkseven, Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde patates satışının bulunup bulunmadığına da değinerek, Güney Kıbrıs’taki üreticilerin birlik olduğunu ve Kuzey Kıbrıs’tan patates almak istemediklerini dile getirdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam