Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Gazeteciler Birliği:Ülkemizin basın özgürlüğü sıralamasındaki konumunu yükseltecek çalışmalar şarttır

Published

on

 

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, “ülkede gazetecilerin ifade özgürlüğü ve gazetecilerin KKTC yasalarına göre habere ulaşma yönündeki engellerin kaldırılması” ve ülkenin “basın özgürlüğü” sıralamasındaki konumunu yükseltecek çalışmalar yapılmasının şart olduğunu vurguladı.

Gazeteciler Birliği, “Tüm siyasi partilerimiz, çok sesliliğe sözde değil, gerçekten tahammül edecek zihniyetin ağırlık kazanması için ellerini taşın altına koymalıdır” dedi ve özellikle “Kıbrıs Türk hukukunda medyayı kısıtlayıcı, çağ dışı kalmış, birçok davaya zemin oluşturan yasa maddelerinin ciddiyetle ele alınması için hukukçular ve gazetecilerden oluşacak bir grup tarafından çalışma yapılarak, Meclis’e sunulması ve yasalarda gerekli değişikliklerin yapılması” gerektiğine işaret etti.

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, tüm siyasi partiler ve kamuoyuna yönelik basın açıklaması yaptı.

Adada, 133 yıl önce Türkçe dilde yayımlanan ilk gazeteyle varlık göstermeye başlayan Kıbrıs Türk medyasının, 1960’lı yıllarda radyo, 1970’li yıllarda da televizyonun yayına girmesiyle çoğalarak, internet çağına uygun değişimlerle işlevini sürdürdüğüne işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Demokrasiler için ‘olmazsa olmaz’ unsurlardan biri olan medyanın, ülkemizde geçirdiği evreler zorluklarla doludur. Bu nedenledir ki dünya basın tarihindeki dönüm noktaları Kıbrıs’ta biraz daha geç gerçekleşmiştir.

Yine de basın tarihimiz, mesleğine tutkun bir avuç gazetecinin özverisiyle başarılarla doludur.

Dijitalleşmeye ayak uydurarak zemin kaybetmeme mücadelesi içindeki Kıbrıs Türk medyası, son iki yıldır dünyayı sarsan Covid-19 salgınında da ciddi bir sınav vermektedir.

Gazeteciler salgına dair her şeyin (bilgi/düzenleme/uyarı vs.) halka haber olarak ulaşmasını sağlarken, bir yandan da ekonomik olarak ayakta kalma mücadelesi vermek durumunda kalmıştır. Çünkü, medya kuruluşlarımız zaten kırılgan olan ekonomik güçlerini salgında hepten yitirmiştir.

Bu süreçte hükümetlerin, diğer sektörler için de yetersiz kalan destekleri, basın için hiç düşünülmemiş, basın örgütlerinin girişimleri sonucu az da olsa destek sağlanmıştır. Oysa medyaya destek bir rüşvet değil özgürlüğe yatırım olarak görülmelidir.

Ülkemizde son on yıl içindeki gidişat medya sahiplik yapılarında ciddi bir değişime yol açmış, meslek etiğinden uzak içerikte yayın yapanların sayısında kaygı verici artış gözlemlememize de neden olmuştur.”

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, medyanın ülke için önemini özel günlerde “süslü” demeçlerin ötesinde bir içerikte görmek isterken, “iktidarlar, siyasi ve ekonomik güç odaklarının”, çok sesliliği değil, kendi seslerinin duyulmasını istediğini savunarak, bu kesimlerin “özgürlük” derken, “sadece kendileri gibi düşünenlerin özgürlüğünü önemsediklerine” işaret etti.

“Özellikle son yıllarda gazetecilik disiplinlerinin uygulandığı değil, propaganda aracına dönüşmüş bir medya yaratıldığı” görüşünü belirten Gazeteciler Birliği, “Bugün Kıbrıs Türk medyasındaki kirlilik bu zihniyetin eseridir. Çünkü ne kamu medya kurumlarında ne özel medyadaki rekabet koşulları doğru yönetilebilmiştir” ifadelerini kullandı.

Yeni hükümetin kurulduğu bu günlerde, Kıbrıs Türk medyasının en büyük örgütü Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği olarak, bazı saptamalar ve medyanın gerek ekonomik, gerekse yasal zeminde güçlendirilmesi için yapılması gerekenleri başta iktidar partileri olmak üzere tüm siyasi partilerin ve kamuoyunun dikkatlerine getirmek istedikleri belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Ülkemizde gazetecilerin ifade özgürlüğü ve gazetecilerin KKTC yasalarına göre habere ulaşma yönündeki engellerin kaldırılması taviz verilemeyecek talebimizdir.

Ülkemizin basın özgürlüğü sıralamasındaki konumunu yükseltecek çalışmalar şarttır.

Tüm siyasi partilerimiz, çok sesliliğe sözde değil gerçekten tahammül edecek zihniyetin ağırlık kazanması için ellerini taşın altına koymalıdır.

Kıbrıs Türk hukukunda medyayı kısıtlayıcı, çağ dışı kalmış, birçok davaya zemin oluşturan yasa maddelerinin ciddiyetle ele alınması için hukukçular ve gazetecilerden oluşacak bir grup tarafından çalışma yapılarak Meclis’e sunulmalı ve yasalarda gerekli değişiklik yapılmalıdır.

Ceza Yasası’ndaki ‘müfsit yayınlar’ başlığı altında gazete yayınlarına dava okunmasına mahal veren maddelerin hiç gecikmeden mevzuattan çıkarılıp, gazeteciler üzerindeki bu baskının kaldırılması talebimizdir.

Halihazırda bazı meslektaşlarımız aleyhine dava açılan Özel Hayatın ve Hayatın Gizli alanının Korunması Yasası’nda basın özgürlüğünü sınırlayan maddeler süratle ele alınarak değiştirilmelidir.

Kurulacak hükümetler programlarına laf olsun diye değil sağlam zeminle desteklenen medya destek programlarını koymalıdır.

BRT ve TAK’ı siyasetçiler değil gazeteciler yönetmelidir. Bu kurumlar iktidarların değil halkın sesi olmalıdır. Üretim odağa alınmalıdır.

BRT’de kördüğüme dönen yasa sorununa artık bir neşter vurularak hem personel, hak ettiği kadrolara getirilmeli hem de kurumun sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.

Türk Ajansı Kıbrıs’ta her geçen yıl daha da yetersiz kalan binayla ilgili sorununun çözülmesi için artık bir adım atılmalı ve ajans için başlatılan binanın başka bir kuruma verilmesinin utancı telafi edilmelidir.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İran: İsrail’in saldırılarında 606 kişi hayatını kaybetti, 5 bin 332 kişi yaralandı

Published

on

By

İran Sağlık Bakanlığı, İsrail’in saldırılarında 606 kişinin hayatını kaybettiğini, 5 bin 332 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Sağlık Bakanı Muhammed Rıza Zaferkendi, başkent Tahran’da düzenlenen Sağlık Bakanlığı Kriz Merkezi toplantısında konuştu.

İsrail’in ülke genelindeki saldırılarında 606 kişinin yaşamını yitirdiğini aktaran Zaferkendi, yaralı sayısının da 5 bin 332’ye yükseldiğini bildirdi.

Zaferkendi, İsrail’in İran’a saldırganlığını başlattığı 13 Haziran’dan bu yana en ağır saldırıların son 24 saatte gerçekleştirildiğini belirterek, “Bu süre zarfında 1342 kişi yaralandı, 107 kişi şehit oldu.” dedi.​​​​​​​​​​​​​​

Devamını Oku

Dünya

ABD Başkanı Trump’tan İsrail ve İran ateşkesi ile ilgili yeni açıklama

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump “İsrail ve İran neredeyse aynı anda bana gelip, barış dediler” diyerek, iki ülke arasında 12 gün boyunca süren karşılıklı hava saldırılarının sonlandıracaklarını bir kez daha ifade etti.

ABD Başkanı, Truth sosyal medya platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, İsrail ve İran’ın neredeyse eş zamanlı olarak barışın sağlanması için kendisine ulaştığını belirterek, gerçek kazananların dünya ve Orta Doğu olduğunu belirtti.

Sosyal medya paylaşımında “Her iki ülke de geleceklerinde muazzam bir sevgi, barış ve refah görecek.” değerlendirmesinde bulunan Trump, “Kazanacakları çok şey var, ancak doğruluk ve hakikat yolundan saparlarsa kaybedecekleri de çok fazla.” ifadesini kullandı.

İsrail ve İran için geleceğin “sınırsız ve büyük vaatlerle” dolu olduğunu kaydeden Trump, mesajını İsrail ve İran için “Tanrı ikinizi de korusun” şeklinde bitirdi.

Devamını Oku

Dünya

Irak’ta askeri üslere kimliği belirsiz İHA ile saldırı

Published

on

By

Irak yönetimi, ülkedeki bir dizi askeri üs ve noktanın insansız hava aracı (İHA) ile hedef alındığını ve üslerdeki radar sistemlerinin hasar aldığını bildirdi.

Irak Silahlı Kuvvetler Komutanı ve Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani’nin Sözcüsü Sabah en-Numan, konuyla ilgili yazılı açıklama yaptı.

“Saat 02.15 ile 03.45 arasında gerçekleştirilen saldırılar sonucunda, Bağdat’ın kuzeyindeki et-Taci Askeri Üssü ile Zikar vilayetindeki İmam Ali Üssü’nde bulunan radar sistemlerinde büyük hasar meydana geldi.” bilgisini paylaşan Numan, Irak güvenlik güçlerinin, farklı bölgelerdeki dört noktaya yönelik diğer tüm saldırı girişimlerini başarıyla püskürttüğünü ve saldırı amacıyla gönderilen İHA’ları etkisiz hale getirerek düşürdüğünü kaydetti.

Bu saldırılarda can kaybının yaşanmadığını aktaran Numan, hedef alınan tüm noktaların Irak güvenlik güçlerine ait askeri bölgeler olduğunu, bu bölgelerin tamamının Irak güvenlik güçleri tarafından yönetildiğini ifade etti.

Bağdat Operasyonlar Komutanı Korgeneral Velid et-Temimi, konuyla ilgili ülkenin resmi haber ajans INA’ya yaptığı açıklamada, tanımlanamayan bir İHA’nın, Taci Askeri Üssü’ndeki bir noktayı hedef aldığını, saldırıda can kaybının yaşanmadığını ifade etmişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam