Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Gazimağusa Belediyesi, trafik akışını rahatlatmak için yol düzenlemeleri yaptı

Published

on

Gazimağusa Belediyesi, Gazimağusa -Lefkoşa anayolundan hastaneye ayrılan kavşakta, yol güvenliğini artırarak, trafik akışını rahatlatmak için yol düzenlemesi yaptı.

Belediyeden verilen bilgiye göre, “Ünimar Kavşağı Yol Genişletme Projesi”, yüklenici firma Destebaşı Construction Limited tarafından belirlenen 20 iş günü içerisinde tamamlandı.

-Uluçay: “Trafiği rahatlatmak amacıyla adımlar atmaya devam edeceğiz”

Gazimağusa Belediye Başkanı Dr. Süleyman Uluçay, konuyla ilgili açıklamasında, şehirdeki trafik akışını rahatlatmak amacıyla “Gazimağusa Trafik Master Planı” çerçevesinde adımlar atmaya devam edeceklerini kaydetti. Projenin hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür eden Uluçay, uzun zamandır hedefledikleri projeler arasında yer alan kavşakta, asfalt döküldüğünü kaydetti.

Gazimağusa istikametinden hastane yoluna dönüş yapacak vatandaşlar için daha güvenli ve akıcı bir trafik akışı sağlanacağını ifade eden Uluçay, şerit genişletilmesiyle Mağusa’dan Lefkoşa’ya giden araçların da kuyrukta beklemeden yan şeritten ayrılarak yoluna devam edebileceğini belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: Rum liderliğinin saldırgan siyasetine karşı yoğun bir diplomasi yürütüyoruz

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum liderliğinin son dönemde dozunu artırarak sürdürdüğüne işaret ettiği saldırgan siyasete karşı yoğun bir diplomasi yürüttüklerini, kaydetti.

Yapılan çalışmalar hakkında halkı bilgilendirmek üzere TAK muhabirine değerlendirmelerde bulunan Tatar, “Rum liderliği 1964’ten itibaren haksız ve hukuksuz şekilde gasp ettiği statüsünün sağladığı erişim imkanları aracılığıyla devam ettirdiği saldırgan siyasetini, özellikle ekonomimizi hedef alacak şekilde her geçen gün ileriye taşıma gayreti gütmektedir” dedi.

Tatar buradaki amacın KKTC’nin ekonomik büyümesini engellemek olduğuna vurgu yaptı.

-“Rum liderliği konfor alanı oluşturdu”

Rum liderliğinin 1968 yılından itibaren uzlaşı süreçlerini reddeden taraf olarak kendisine bir konfor alanı oluşturduğunu kaydeden Tatar, bu yaklaşımın ada üzerindeki tüm hak ve hukukun yalnızca kendilerine ait olduğu yanılgısıyla birleştiğini, bunun da iki halkı birbirinden daha da uzaklaştıran bir siyasete yol açtığını söyledi.

-“Yatırımcıya potansiyel suçlu muamelesi…”

Tatar, Rum tarafının, KKTC sınırları içindeki taşınmazlara yatırım yapan kişilerin peşine düştüğünü, uluslararası düzeyde kabul gören mülkiyet rejimi çerçevesinde faaliyet gösterenlere potansiyel suçlu muamelesi yapmaya çalıştığını dile getirdi.

-“KKTC mülkiyet haklarını asla inkâr etmedi… TMK etkin ve uluslararası kabul görmüş bir mekanizma”

Zamanlamasına bakıldığında bu baskıların hukukla ilgisinin bulunmadığının açıkça görüldüğünü kaydeden Tatar, KKTC Devleti’nin mülkiyet haklarını asla inkâr etmediğini söyledi. Bunun tam aksine 2005 yılında Avrupa Konseyi’yle birlikte şekillendirilerek kurulan ve AİHM tarafından da etkinliği tanınan Taşınmaz Mal Komisyonu sayesinde Rum hak sahiplerine bıraktıkları mallara dair çareler sunulduğunu anımsatan Tatar, şöyle devam etti:

“Rum tarafının aksine bir çözüm öncesi sunulan bu etkin ve uluslararası tanınmış statüye sahip TMK sayesinde Rum başvuruculara iade, tazminat ve takas seçenekleri sunulmaktadır. Rum liderliğinin iddiaları, bırakın saldırgan olmayı, uluslararası hukuka da aykırıdır. Kendi insanlarına şikayetçi olmaları konusunda baskı yapan bu zihniyet, iç hukuk yolunun kullanılmasını da engellemektedir. Maalesef karşımızdaki muhatap budur.”

-“Sivil toplumla koordineli adımlar atıyoruz”

Tatar, bu konuda etkilenen meslek grupları ve sivil toplum örgütleriyle istişare ettiklerini belirterek, Rum siyasetine karşı atılacak adımları bu iş birliği içinde şekillendirdiklerini ifade etti. Tatar, “Atılacak adımlar konusunda koordinasyon sağladığımız paydaşları, belirlediğimiz yol haritası çerçevesinde hem diplomatik hem de hukuki görüş olarak desteklemeye devam etmekteyiz” dedi.

-“Meclis heyeti Brüksel ve Strasburg’a gidecek… Cumhurbaşkanlığı olarak bu girişimlere destek vermeye devam edeceğiz”

“Benzer şekilde Meclisimiz, Rum liderliğinin kabul edilmez saldırgan siyasetine karşılık, hafta başında üreteceği bir kararla Meclis Heyetimizi ilgili şehirlere, başta Strasburg ve Brüksel’e gitmek üzere görevlendirecektir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, bu girişimlere Cumhurbaşkanlığı olarak her türlü hukuki, siyasi ve diplomatik desteğin verilmeye devam edeceklerini söyledi. Tatar, yurt dışı temsilciliklerin de eş zamanlı olarak muhataplarına yönelik girişimlerde bulunduğunu dile getirdi.

-“Holguin’e açık mesajlar vereceğim”

BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Holguin’le yarın görüşeceğine işaret eden Tatar, “Bu görüşmemizde özellikle bu konunun altını defa defa çizeceğim. Bir önceki görevine atanır atanmaz başlayan Rum baskıcı siyasetinin artarak devam ettiğini ifade edeceğim” dedi.

 Tatar şöyle devam etti:

“Cenevre’de üzerinde çalışmak için anlaştığımız altı inisiyatifte taraflara yardımcı olmak ve Temmuz sonu düzenlenecek bir sonraki gayri resmi toplantıya yönelik hazırlık yapmak amacıyla görevlendirilen Kişisel Temsilci Holguin’e, ‘böylesine bir ortamda nasıl olumlu gelişme beklenebilir ki’ diyeceğim ve tüm bunları Sayın Genel Sekreter’e derhal aktarmasını talep edeceğim. 5 Mayıs’taki liderler görüşmesinde, yine Rum liderin mevcudiyetinde bu mesajımızı Özel Temsilcisi aracılığıyla Sayın Genel Sekreter’e ulaştırdım. Kişisel Temsilci adaya gelmezden önce de bu konuyu kendisine aktardım. Atılan adımların ve yaptığım girişimlerin bilinmesini istiyorum.”

-“Yoğun bir diplomasi yürütmekteyiz”

“Geldiğimiz aşamada, 2024 yılının Ocak ayından itibaren yeniden hortlatılan bu siyasete karşı yoğun bir diplomasi yürütmekteyiz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, bunu BM Genel Sekreteri ve temsilcileri, AB Komisyonu yetkilileri ve yabancı büyükelçilikler nezdinde devam ettirdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasının devamında şunları kaydetti:

“Hatırlanacağı üzere, Rum düşmanlık siyasetinin doğuracağı sonuçlara ilişkin olarak, önce 5 Nisan 2024, ardından Eylül 2024 tarihlerinde Sayın BM Genel Sekreteri’yle yapmış olduğum ikili görüşmelerde, Rum liderliğinin yürütmekte olduğu iki yüzlü siyasetin altını çizdim. Yine 15 Ekim’de New York’ta Rum liderle gayri resmi yemekte bir araya geldiğimizde, bu siyasetin durması gerektiğini yüzüne söyledim. Devamında, adada yaptığımız görüşmelerde de Cenevre’de BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde düzenlenen gayri resmi görüşmede de tüm katılımcıların önünde bu konuyu yeniden gündeme getirdim.

Bu süre zarfında özel temsilcisinin ekibiyle birlikte yürüttüğü yoğun diplomasi trafiğinde, BM, AB ve adada bulunan büyükelçiler de dahil olmak üzere ilgili muhataplara konuyu detaylarıyla anlattığını dile getiren Tatar, “İlgili diplomatik çevrelerle yazılı olarak hususun detayları ve haksız hukuksuz uygulamalar paylaşıldı. Hukuk ekibim de en son mart ve nisan aylarında Strasburg’a giderek oradaki muhataplarını konu hakkında bilgilendirdi ve haziranda yine orada olacaklar” dedi.

-“Rum liderliği adanın geleceğiyle ilgili zihniyetini açık ediyor”

Tatar, mevcut durumun Rum liderliğinin adaya dair geleneksel zihniyetini yansıttığını belirterek, “Dünyayı bugüne kadar kandırdıkları yeter diyorum” dedi ve şöyle devam etti:

“1964 yılında ortaklık devletini gasp ettiler. Bunu yaparak başlattıkları silahlı saldırılarla insanlarımızı yerinden yurdundan ettiler. Her türlü haktan mahrum bırakılan halkımızı sistematik saldırılarla yok etmek istediler. Mallarını, mülklerini ya işgal ettiler ya da yakıp yıktılar. Bu yetmezmiş gibi 1974’te adayı Yunanistan’a bağlamaya kalkan bu faşist zihniyet, hak ettiği karşılığı almış ve 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı sayesinde şu anda mevcut sınırlarımız belirlenmiştir.”

-“Biz onlar gibi yapmadık. Uluslararası sistemin talep ettiği bir mekanizma yarattık”

O tarihten itibaren adada kurulan yeni düzen sayesinde yeni yaşamlar oluştuğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Evet insanımızın da bir eve ve hayatını idame ettirecek bir gelire ihtiyacı vardı. Devletimizin ise ekonomik kalkınmasını sürdürmesi gerekiyordu. Siyasi sorun var diye oturup Rum tarafının gasp ettiği statüsüyle konfor alanını şekillendirmesini bekleyemezdik. Ancak biz onlar gibi yapmadık. Uluslararası sistemin talep ettiği bir mekanizma yarattık” şeklinde konuştu.

-“Rum tarafında insanlarımızın gidip hak arayacağı bir mekanizma hala daha yok”

Şimdilerde de TMK’nın etkinliğini daha da arttırmak için yoğun çaba içerisinde olduklarını vurgulayan Tatar, “Rum tarafında insanlarımızın gidip hak arayacağı bir mekanizma hala daha yoktur. Kurdukları düzen, Kıbrıslı Türklerin mülkiyet haklarını sürekli karşı çıktıkları kapsamlı çözümün ertesine bırakmıştır. Bu arada da halkımıza ait mallar ya bedeli ödenmeden kamulaştırılmış ya peşkeş çekilmiş ya da kılıfına uydurulmuş vasilik aracılığıyla çeşitli kullanımlara verilmiştir. Sonuç olarak bu haklar ihlal edilmiş ve bu hakların aranacağı bir yapı Güney’de kurulmamıştır” ifadelerini kullandı.

-“Rum lidere çağrı: Genel Sekreter’e verdiğin sözlere odaklan”

Konuşmasının sonunda Rum lidere, iş birliği imkanları üzerine çalışılan bugünlerde, BM Genel Sekreteri’ne verdiği taahhütlere odaklanması çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, adanın ihtiyaçlarının belli olduğunu vurguladı.

-“Bu düşmanca siyasetin devam etmesi halinde, Kıbrıs adasında iki taraf arasında geri döndürülemez yaralar açılması kaçınılmaz olacak”

“Kendisine bu konuda da iş birliğine hazır olduğumuz hem tarafımdan hem de Türkiye Cumhuriyeti tarafından söylenmiştir” diyen Tatar. “Bu baskıcı düşmanca siyasetine devam etmesi halinde, Kıbrıs adasında iki taraf arasında geri döndürülemez yaralar açılması kaçınılmaz olacaktır” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Lefke Maden Müzesi düzenlenen törenle açıldı

Published

on

By

18-24 Mayıs Müzeler Haftası etkinlikleri tamamlandı.

Bu çerçevede haftanın son etkinliği Lefke Maden Müzesi’nin açılışı oldu.

Lefke Çarşı Merkezi’nde Vasıf Palas olarak bilinen tarihi binada yer alan ve Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı tarafından bölgeye kazandırılan Lefke Maden Müzesi düzenlenen törenle açıldı.

Törenin açılış konuşması Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Emine Ziba tarafından yapıldı.

Ziba, geleceğe ışık tutmak ve kültürel mirasımıza sahip çıkmak amacıyla çalıştıklarını belirterek, kültürel mirasın korunması ve sürekliliğinin sağlanmasında en büyük aracın müzeler olduğunu vurguladı.

Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya da Lefke’ye bir müze kazandırmak için 2014 yılından itibaren çeşitli proje çalışmaları yapıldığını anlatarak, böyle bir müzenin Lefkeye kazandırılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da ada genelinde turizmi 12 aya yaymak ve her ilçeye bir müze kazandırmak hedefiyle çalıştıklarını belirterek, Lefke’ye kazandırılan bu müze ile tüm ilçelerde müze hedefine ulaştıklarını ifade etti.

Ataoğlu, Lefke’ye bir müze kazandırmak için bölge halkı, sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimle işbirliğiyle içinde çalıştıklarını kaydederek, müzenin Lefke’ye gelecek turistlerin durak noktası olacağını ve turistlerin Lefke esnafıyla iç içe olmasına da vesile olacağını vurguladı.

Bakanlık olarak CMC alanın turizme kazandırılmasıyla ilgili de çalışma başlatacaklarına dikkati çekerek, geçmişteki değerleri günümüze, günümüzü de geleceğe taşıma hedefiyle çalışmaya devam ettiklerini söyledi.

Konuşmaların ardından müzenin açılışı gerçekleştirildi ve müze gezildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Veteriner Dairesi harekete geçti: Değirmenlik ve İskele’de Koyun Keçi Çiçeği aşısı uygulanacak

Published

on

By

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Veteriner Dairesi Müdürlüğü, Değirmenlik köyü ve İskele Merkez’deki bazı küçükbaş hayvan işletmelerinde Koyun Keçi Çiçek Hastalığı tespit edildiğini duyurdu.

Yapılan açıklamada Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Veteriner Dairesi ve ilgili belediyelerin iş birliğiyle, hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla kontrol ve eradikasyon çalışmaları başlatıldığı belirtildi.

Bu kapsamda alınan acil tedbirlere yer verilen açıklamada; Değirmenlik ve İskele Merkez’de tüm küçükbaş hayvan işletmelerinde 27 Mayıs günü acil aşılama yapılacağı kaydedildi.

Aşılamanın, resmi veteriner hekimler tarafından yürütüleceği ve üreticilerin önceden bilgilendirileceği vurgulanan açıklamada, tüm üreticilerin bu programa katılımının yasal bir zorunluluk olduğu hatırlatıldı.

Açıklamada karantina ve hayvan hareketlerinin kısıtlanmasına ilişkin önlemlere de yer verildi.
Buna göre; Değirmenlik köyü ve İskele Merkez’deki küçükbaş işletmelerin karantina altına alındığı duyurulurken, Değirmenlik’te damızlık hayvan satışları ve işletmelere yeni hayvan girişinin 3 ay süreyle yasaklandığı da açıklandı.

Açıklamada, sadece belirlenen mezbahalarda kesilmek üzere kasaplık hayvan satışına, Veteriner Dairesi kontrolüyle izin verileceği belirtildi.

İskele Merkez’de de tüm küçükbaş hayvan giriş ve çıkışlarının 3 ay süreyle tamamen yasaklandığı ifade edilen açıklamada, kasaplık satışlarına 1 ay sonra, veteriner kontrolü ile izin verileceği kaydedildi.

Açıklamada işletmelere insan, araç ve hayvan giriş çıkışlarını asgari düzeye indirmeleri çağrısı da yapılırken, biyogüvenlik önlemleri ve dezenfeksiyon uygulamalarının mutlaka yapılması istendi.

Dezenfeksiyon işlemlerinin resmi makamlar tarafından kontrol edileceği de vurgulanan açıklamada, tüm şüpheli vakaların en kısa sürede Veteriner Dairesine bildirilmesi istendi.

Açıklamada, Koyun Keçi Çiçek Hastalığı’nın, sadece koyun ve keçileri etkileyen viral bir hastalık olduğunu, virüsün, serin ve karanlık ortamlarda 2 yıla kadar, açık meralarda ise 2 ay canlı kalabileceği kaydedilirken, virüsün insanlara bulaşmadığı belirtildi.

Açıklamada, hastalık görülen sürülerdeki sağlıklı hayvanların et ve sütlerinin tüketilmesinde, gıda hijyeni kurallarına uyulduğu sürece sakınca olmadığı da ifade edildi.

Devamını Oku

Trending

Reklam