Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Geleceğini, emeğini ve birikimlerini bize emanet edenlerle 62. yılımızı kutluyoruz”

Published

on

Koopbank 62. kuruluş yıl dönümünü kutluyor. 9 Eylül 1959 tarihinde 196 Türk kooperatifinin ortaklığıyla kurulan banka, bugün ülkemiz bankacılık sektörünün en tepesindeki finansal kuruluş olma özelliğini sürdürüyor.

Koopbank Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Ataman, Koopbank’ın 62. kuruluş yıl dönümü nedeni ile yaptığı açıklamada, 9 Eylül 1959’da tek şube ile kurulan bankanın ülke geneline yaygın 20 şubesi, gerek mevduat ve kredi hacmi gerekse bilanço büyüklüğü sıralamasındaki konumu ile ülkenin en büyük finansal kuruluşu olduğunu kaydetti.

Koopbank’ın bankacılık sektörünün tek başına beşte birini temsil ettiğine dikkat çeken Ataman, 11 milyar Türk Lirasını aşan bilanço büyüklüğü, 600 milyon Türk Lirasına yaklaşan öz kaynakları ile bankanın KKTC ekonomisi içindeki önemi ve toplum nezdindeki yerinin net bir şekilde ortada olduğunu belirtti. 125 bini aşan ve çoğu kooperatif gönüllüsü sadık bir müşteri portföyüne sahip olduklarını belirten Genel Müdür Ataman, bankanın kurulduğu ilk günden itibaren halkıyla birlikte bu topraklara sahip çıkan, geleceği birlikte büyüten bir aileyi temsil ettiği söyledi.

“KENDİ KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZİ VE İSTİKRARLI İŞ ANLAYIŞIMIZI KORUYARAK BU GÜNLERE GELDİK”
Bankanın 62 yıllık tarihine bakıldığında, onun gelişim sürecinin Kıbrıs’ın gelişimi ile paralellik gösterdiğine vurgu yapan Ataman, Koopbank’ın bir bakıma ülkenin tarihi dönemeçlerinin tümüne tanıklık etmiş bir banka olduğuna işaret etti. Genel Müdür Ataman, Koopbank’ın toplumun kalkınmasına kooperatifler aracılığıyla ve onlarla birlikte yön vermek misyonuyla kurulduğunu, 62 yıllık süre içerisinde kendi kültürel değerlerini, iş yapma tarzını, ekonomik misyonunu ve istikrarlı iş anlayışını koruyarak çok ciddi noktalara ulaştığını ifade etti. Toplum nezdinde Koopbank’ın bir güveni temsil ettiğini ve bunun bir rastlantı olmadığına dikkat çeken Ataman, ülkedeki mevduatın beşte birine karşılık gelen 10 milyar Türk Lirasının Koopbank’a emanet edilmiş olmasının bankaya duyulan güvenin en büyük kanıtı olduğunu sözlerine ekledi.

“ZOR ANDA DA YANINDA OLMAK BİZİM TEMEL ERDEMİMİZ”
Ülkenin son bir buçuk senedir gerek pandemi nedeniyle gerekse ekonomik olarak zorlu bir dönemden geçtiğine dikkat çeken Ataman, “Ne ticari hedeflerimiz, ne de kârlılık isteğimiz ülkemizin ve onun insanının menfaatlerinin üzerinde olamaz, yıllardır içinde yoğrulduğumuz kooperatif kültürü bizlere bunu aşılamıştır” dedi. Koopbank’ın şimdiye kadar tüm imkânlarını, kaynaklarını, tecrübelerini ve birikimlerini hep ülkenin ekonomisinin yararına kullandığı söyleyen Ataman, “Bizim yaklaşımımız toplumun sadece refahını paylaşmak değil, zorluklarını da paylaşmaktır. Bütün öz kaynağını bu ülkeden kazanmış bir kurum olarak bu ülkeye olan borcumuzu, sorumluluklarımızı iyi biliyoruz. Eğer bu bankanın gücüne ihtiyaç olacaksa, o da zor günler içindir, bizim temel erdemimiz budur” dedi. Pandemi süreci gibi zor dönemlerde sergilenen yaklaşımların kimin bu ülkeye ne kadar taahhüdünün olduğunu ortaya çıkardığını belirten Ataman, “ödeme gayreti içinde olduğunu hissettiğimiz, bir başka deyişle iyi niyetli tüm müşterilerimiz bizden ne destek istemişlerse tüm imkânlarımızı seferber ederek yerine getirdik, tüm kesimlere yasa gücündeki kararnamelerin çok ötesinde kolaylıklar sağladık ve buna devam ediyoruz” dedi.

“KAMU KREDİLERİNİN GERİ ÖDENMESİNDE İSTİKRAR SAĞLANDI”
2021’nin ilk yarısındaki finansal veriler üzerinden değerlendirme de yapan Ataman, temel bütün kalemlerde, büyüme, kârlılık, aktif kalitesinin korunması ve sermaye yönetimi açısından belirlemiş oldukları hedeflerle tutarlı sonuçlar elde ettiklerini belirtti. Genel Müdür Ataman, yıllardır süregeldiği şekilde sağlıklı bir sermaye yeterlilik rasyosunu da koruduklarını kaydetti.
Pandeminin etkisi ile kredilerin geri dönüşü ve yeni kredi kullandırmada daralmanın bu özel dönemde normal karşılanması gerektiğine işaret eden Ataman, ekonominin çarklarının istenilen şekilde dönmeye başlamasının birçok sektörde 2022’nin ilk çeyreğini bulabileceğini ve bu süre zarfında hep beraber bu sıkıntıları paylaşarak aşmak zorunda olduklarını, gerek avantajlı krediler gerekse yapılandırmalarla piyasayı desteklemeyi sürdüreceklerini dile getirdi.

Yıllardır öncelikli hedefleri olan kamunun bankaya olan borçlarının ödenmesi konusunda artık net bir istikrarın sağlandığına dikkat çeken Ataman, “Son iki yıl içinde devletimiz 370 milyon Türk Lirası ödeme yaptı, daha da önemlisi ödemeler artık bir takvime bağlandı. Kamu borçlarına yapılacak olan her tahsilat sonuçta bu toplumun daha ileriye doğru gelişmesi için yatırıma dönüşecek, halka ihtiyaçlarını çok daha uygun maliyetli krediler ile sağlamak yönünde önemli bir destek olacaktır. Kazancımız ülkemizin kazancınadır” şeklinde konuştu.

“FİNANSAL TEKNOLOJİLER ALANINDA KILAVUZLUK ROLÜMÜZÜ SÜRDÜRÜYORUZ”
Genel Müdür Kemal Ataman, Koopbank’ın dijitalleşmeyle ilgili çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Küresel ekonomideki bilinen tüm değerleri değiştirecek şekilde dünyanın hızla dijitalleştiği, özellikle pandemi döneminde teknolojik uygulamaların öne çıkarak önem kazandığına dikkat çeken Ataman, Koopbank’ın sektördeki kılavuz rolünü bu alanda da sürdürdüğünü söyledi. Mobil cüzdan uygulaması ‘HEPi’ ile ülkede yepyeni bir ödeme yöntemini hizmete sunduklarını ifade eden Ataman, yüz yüze eğitimin önümüzdeki günlerde başlaması ile “Öğrenci Dostu Ada” projesi kapsamında binlerce öğrenciye ‘HEPi Student’ mobil cüzdan uygulamasını ve öğrenci banka kartı olan ‘Ada Kart’ı çok yakında sunacaklarını belirtti.

Pandeminin internet üzerinden hizmetlerin satın alınmasına olumlu yönde bir etkisinin olduğunu ifade eden Genel Müdür Kemal Ataman, Koopbank’ın sanal POS hizmet altyapısını da gelişen ihtiyaçlar çerçevesinde yenilediğini ve bugün kamuda vergi, araç kayıt, sağlık, gümrük gibi alanların yanında belediye ve elektrik fatura ödemelerinde, eğitim sektöründe ve diğer birçok faaliyet alanında internet üzerinden güvenli bir ödeme platformu sunduklarını belirtti. Geçtiğimiz ay içerisinde temel bankacılık yazılımlarını tamamen yenilendiklerini de kaydeden Ataman, “Bankaya yepyeni bir çehre kazandırdık, bir nevi bir milat gerçekleşti. Bu önemli adım hizmet kalitemizi yükseltme anlamındaki hedeflerimize ulaşmak için önemli bir noktaydı. Bunu sıkıntısız başardık” dedi. Yıl bitmeden mobil teknolojiler konusunda bir takım başka yenilikleri de müşterilerine sunacaklarını belirten Ataman, “Her ne kadar yüz yüze hizmet anlayışı özellikle hatırı sayılır bir müşteri kesimimiz için halen vazgeçilmez olsa da, pandemi ile bu anlayışta da kaymalar oldu. Hizmetlerimizi şube dışına herkesin kullanabileceği şekilde öne çıkarmak başlıca hedefimiz oldu” dedi.

“KOOPERATİFLERİ REKABETE KARŞI KORUMA BİZİM TAAHHÜDÜMÜZ”
Tüm dünyada kooperatifçiliğin yükselen bir değer olduğunu, ülkemizde de bir devlet politikası olarak kooperatifçiliğin destekleneceği yönündeki planların sık sık açıklandığını belirten Ataman, “Biz Koopbank olarak kooperatiflere karşı üzerimize düşen görevi eksiksiz yerine getirmek için büyük gayret sarf ediyoruz. Geleneksel olarak yıllardır onlara verdiğimiz hizmetlerin yanında hiçbir karşılık beklemeden finansal teknolojiler alanında da kapsamlı bir hizmet ve destek sunuyoruz. Bugüne kadar kart ve ATM’ler ile internet bankacılığı üzerine yoğunlaşmıştık, artık kapsamı daha da genişletiyoruz” dedi. Genel Müdür Ataman, bugüne kadar birçok kooperatifin dışarıdan aldığı çeşitli hizmetleri artık direkt Koopbank üzerinden alarak büyük tasarruf sağladığını, yakında da yeni dijital servisler üzerinden kooperatiflere verilecek hizmetler ile kooperatiflerin bugüne kadar yapılandan farklı olarak artık direkt kendi kullandıkları yazılımlar içinden fatura ödeme, kredi kartı tahsilatı, kooperatifler arası havale ile EÖS ve EFT hizmetlerini kendi müşterilerine sunabileceklerini söyledi. Toplumun önemli bir parçası olan kooperatiflerin sürdürülebilirliği için onları bu tür hizmetlerden yararlandırmanın misyonları gereği olduğunu belirten Ataman, önümüzdeki dönemde çıtayı bir kademe daha yükselterek kooperatiflere veri merkezi hizmetini de sunmayı planladıklarını sözlerine ekledi.

“HER ALANDA TOPLUMA HİZMET ETMEK MİSYONUMUZUN BİR PARÇASI“
Koopbank’ın bankacılık faaliyetlerinin yanı sıra kültür, sanat ve spora da büyük katkı sağladığını belirten Genel Müdür Kemal Ataman, özellikle spor kulüpleri olan Koop Spor ile her yaşta gence spor imkânı tanıyan bir yapıyı barındırdıklarını ve ülke basketboluna çeşitli seviyelerde altı takım ile renk katarak büyük başarılara imza attıklarını belirtti. Ataman, son beş senedir faaliyete geçirdikleri basketbol akademisi ile çocukları ve gençleri sporun içine çekmekte ciddi bir gayret gösterdiklerini ve bunda da başarı elde ettiklerini sözlerine ekledi. İlkokul çağındaki çocuklara yönelik düzenledikleri geleneksel kompozisyon yarışması ile de çocukların hayallerinin paylaşılmasına ortak olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.

Banka olarak toplumun ihtiyaçlarına da hiçbir zaman duyarsız kalmadıklarını belirten Ataman, yaşanan pandemi nedeniyle özellikle hibe ve yardım bütçesinin artırılarak ihtiyaçlı ailelerin çocuklarına uzaktan eğitim için tablet alınmasını ve çeşitli gereksinimlerinin karşılanmasını sağladıklarını söyledi. Bu yıl içinde ülkeye yeşil alan kazandırmak adına bir orman alanı oluşturma projelerinin hayata geçtiğini de belirten Ataman, Lefkoşa yeni çevre yolu üzerinde büyük bir alanı Koopbank Ormanı olarak Orman Dairesinin işbirliği ile tesis ettiklerini ve bu alana her yıl banka çalışanları ve emeklileri ile fidan dikimi yapacaklarını sözlerine ekledi.

Ülkeye değer katan kadınların yaşam öykülerinin kayıt altına alınması, geçmişin geleceğe taşınması, yeni kuşaklara ilham vermesi ve toplumsal hafızaya katkı koyması amacıyla Kadın Öyküleri Derneği tarafından yürütülen değerli bir projeye sponsor olduklarını belirten Ataman, Lefke Bölgesinde kurulan kadın kooperatifi 4K’nın destekçisi Perihan Aziz’in hayatının belgeselleştirilmesine katkı koymaktan mutluluk duyduklarını ifade etti.

“SAHİP OLDUĞUMUZ DEĞERLERİN KORUNMASI VE DAHA İYİ NOKTALARA GETİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Koopbank’ın 62 yıldır bu topraklara sahip çıkarak, halkı ile birlikte çalışıp, üreten büyük bir aile olduğunu vurgulayan Genel Müdür Ataman, şubeleri ve tüm ülkeyi saran kooperatif ağı ile her kesime, her bireye ve sektöre en üst seviyede hizmet sunulmasında görev alan, bankayı bugünlere taşıyan kooperatifçilere, bankanın geçmişteki ve bugünkü çalışanlarına ve Koopbank’a üretimini, birikimini, emeğini ve hayallerini emanet eden herkese teşekkür etti. Ataman, içinden geçilen zorlu pandemi sürecinde varını yoğunu ortaya koyarak hizmetlerini esirgemeyen tüm sağlık çalışanlarına da minnettar olduklarını sözlerine ekledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam