Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Gıda Güvenliği-Tek Sağlık” ve “Gıda Ambalajlamada İnovatif Yaklaşımlar” başlıklı seminer Lefkoşa’da yapılıyor

Published

on

Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) ile Gıda Mühendisleri Odası, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla “Gıda Güvenliği-Tek Sağlık” ve “Gıda Ambalajlamada İnovatif Yaklaşımlar” başlıklı seminer düzenledi.

KTSO Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen seminerin açılış konuşmalarını sırasıyla Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Beste Oymen, Kıbrıs Türk Sanayi Odası Genel Sekreteri Erçin Tekakpınar, Girişimci Kadınlar Kalkınma Kooperatifi (Gika-KOOP) Başkanı İçim Çağıner Kavuklu ve Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş yaptı.

İki oturum olarak düzenlenen seminerde, Yakın Doğu Üniversitesi Gıda Mühendisiliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Perihan Adun “Gıda Güvenliği-Tek Sağlık” ve Sakarya Üniversitesi Gıda Mühensiliği Bölümü Prof. Dr. Zehra Ayhan ise “Gıda Ambalajlamada İnovatif Yaklaşımlar” konularını irdeliyor.

Seminer, soru-cevap kısmının ardından plaket takdimiyle sona erecek.

– Oymen: “Gıda mühendislerinin istihdamı, özellikle kamu kurumlarında yetersiz kalmaktadır”

Açılışta ilk olarak söz alan Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Beste Oymen, bugün Dünya Gıda Günü’nü kutlamak ve gıdanın hayattaki önemini bir kez daha vurgulamak üzere bir araya geldiklerini ifade etti.

“Bu yılın teması olan, ‘Daha iyi bir yaşam ve daha iyi bir gelecek için gıda bir haktır’ bize, herkesin yeterli, güvenilir ve sağlıklı gıdaya ulaşmasının temel bir insan hakkı olduğunu hatırlatıyor. Ancak bu hakkı herkes için sağlamak, hepimizin omuzlarına bir sorumluluk yüklüyor.” diyen Oymen, Gıda Mühendisleri olarak bu zorlu görevin önemli bir parçası olduklarını bildiklerini belirtti.

Oymen, “Gıda güvenliği, kalite ve sürdürülebilirlik konularında üstlendiğimiz rol, küresel gıda sistemlerinin sürdürülebilir şekilde geliştirilebilmesi adına hayati öneme sahiptir. Ancak ne yazık ki ülkemizde gıda mühendislerinin istihdamı, özellikle kamu kurumlarında yetersiz kalmaktadır. Gıda güvenliği, gıda kalitesi ve sağlıklı beslenme konularında kamu kurumlarının etkin bir şekilde

çalışabilmesi için nitelikli gıda mühendislerine ihtiyaç duyulmaktadır.” dedi.

Oymen, kamu sektöründe yeterli sayıda gıda mühendisinin istihdam edilememesinin, bu alandaki uygulamaların ve politikaların etkinliğini zayıflattığını ve bu durumun sadece gıda güvenliğini değil aynı zamanda halk sağlığını da tehdit eden bir mesele haline geldiğini ifade etti.

“Bilimsel bilgi ve teknolojiyi bir araya getirerek daha güvenli ve sürdürülebilir gıda sistemleri kurmamız gereken bir dönemde, bu meslek dalına daha fazla önem verilmesi elzemdir. Bu noktada hem devletimizin hem de özel sektörün, gıda mühendislerine yönelik destekleyici politikalar geliştirmesi gerektiğine inanıyorum.” ifadelerini kullanan Oymen, Gıda Mühendisleri Odası olarak gıda mühendislerinin daha fazla istihdam edilmesi, mesleğin ülkedeki hak ettiği değeri görmesi ve daha geniş kitlelere tanınması için çalışmalarına kararlılıkla devam edeceklerini vurguladı.

– Tekakpınar: “Ülkede gıda güvenliği konusunda ne aşamadayız?”

Kıbrıs Türk Sanayi Odası Genel Sekreteri Erçin Tekakpınar da, “Gıda ile ilgili olarak bu seminerin sonucunda neleri ön plana çıkarabiliriz, neleri tartışabiliriz? O noktalarda durmak istiyorum.” dedi.

“Ülkede gıda güvenliği konusunda ne aşamadayız, gıda israfı konusunda bir politikamız var mı, gıdaya ulaşım konusunda ne durumdayız?” şeklinde konuşan Tekakpınar, bir kaç ay önce et ithalatı konusunun gündeme geldiğini hatırlattı.

Tekakpınar, gıda gününde gıdaya ulaşım konusunun bir sonuç bildirgesi yapılması durumunda, söz konusu sonuçları görmek istediğini belirtti.

“Sanayi Odası olarak bu sürecin içerisindeyiz. Biz ne yapıyoruz ve ne üretiyoruz, Sanayi Odası olarak gıda sektöründe ne durumdayız?” şeklinde konuşan Tekakpınar, bazı istatistiki verileri paylaştı.

Tekakpınar, Kıbrıs Türk sanayisinin tarım ve hayvancılıktan elde edilen bitkisel ve hayvansal ham maddeyi işleyerek, katma değer yarattığını ve ülke ekonomisinin gelişmesi için ciddi bir çabası olduğunu dile getirdi.

Gıda ve içecek sanayisinde, Kıbrıs Türk Sanayi Odası’na üye 8 farklı alt sektörde uluslararası sertifikalara sahip üretim yapan 172 firmanın bulunduğunu kaydeden Tekakpınar, bu firmaların çok ciddi bir katma değer yarattığını dile getirdi.

Gıda ve içecek sektöründe uluslararası standartlara sahip 40’dan fazla firmanın, başta Türkiye olmak üzere 18 farklı ülkeye ihracat yaptığını ifade eden Tekakpınar, tarım ve sanayi sektörleri arasında güçlü işbirlikleri kurup inovasyonu teşvik ederek, teknolojik alt yapıyı güçlendirip çevresel sürdürülebirlik ilkesi doğrultusunda yeni üretim tekniklerini geliştirmeleri gerektiğini vurguladı.

– Kavuklu: “Korkunç bir gıda israfımız var”

Gika-KOOP Başkanı İçim Çağıner Kavuklu da, bugün Dünya Gıda Günü vesilesiyle bir araya gelmekten büyük bir onur duyduğunu dile getirdi.

“Ürettiğimiz ürünleri nasıl sanayileştirebiliriz. Bu konuda çalışmalarımız vardır.” diyen Kavuklu, toplumda bazı konularda devlet politikaları oluşturmak adına el ele tutuşarak farklı sektörlerin bir araya gelip bir takım politikalar ve etkiler oluşturmanın zamanının geldiğini söyledi.

“Dünya Gıda Günü, sadece bir farkındalık günü değil, aynı zamanda harekete geçme zamanıdır. Etki olmadıkça önümüzdeki yıl da aynı şeyleri konuşacağız.” diyen Kavuklu, tecrübelerini paylaştı.

Gıdanın üretiminden tüketimine kadar her aşamada sürdürülebilirliğin artık bir zorunluluk haline geldiğini kaydeden Kavuklu, “Ülkemizde turizm bir lokomotif sektördür. 25 tane 5 yıldızlı otelimiz var. Ama otellerimizde her şey dahil ve açık büfe konseptiyle hizmet veriliyor. Bunun gıda israfında, belki de dünyanın ilk sıralamaları arasındayız. Korkunç bir gıda israfımız var.” dedi.

Dünya üzerinde yaklaşık 800 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini kaydeden Kavuklu, bir yanda gıda israfı devam ederken, diğer yanda milyonlarca insanın yeterli besine ulaşamadığına dikkat çekti.

Kavuklu, “Bu çelişki, dünya genelinde ciddi bir sorun teşkil ediyor ve hepimizin bu konuda sorumluluk alması gerektiğini gösteriyor.” diye konuştu.

“İsrafa dur dememiz gerekiyor.” ifadesini kullanan Kavuklu, bunun bir devlet politikası olması gerektiğine inanç belirtti, her şey dahil ve açık büfe konseptinden çıkılması gerektiğini dile getirdi.

Kavuklu, “Kadın girişimciler olarak bizler, gıda sektöründe güçlü ve sürdürülebilir çözümler üretmenin sorumluluğunu üstleniyoruz. Kooperatifimiz, yerel üreticilerin ve özellikle kadınların ekonomik kalkınmasına katkı sağlarken, sağlıklı ve doğal gıda ürünlerinin tüketiciye ulaşmasını amaçlıyor. Sağlıklı ve güvenli gıda üretiminin bilimsel temellerini en iyi şekilde uygulamaya koyuyoruz. Bu iş birliği, sadece ekonomik kalkınmayı değil, aynı zamanda toplum sağlığını da güçlendiren bir çerçeve sunuyor. Yerel tüketimi de teşvik ediyoruz.” dedi.

Ata tohumları konusuna da değinen Kavuklu, hep birlikte el ele vererek, daha adil, sürdürülebilir ve erişilebilir bir gıda sistemi inşa etmek için çalışmaları gerektiğini söyledi.

– Çavuş: “Sürdürülebilir tarımı hep birlikte kurabiliriz”

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş da, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 16 Ekim 1945’te kurulduğunu ve bu günün her yıl 150’den fazla ülkenin katılımı ile “Dünya Gıda Günü” olarak kutlandığını kaydetti.

Seminerdeki konuşmalarda sürdürülebilir tarımdan, gıda güvenliğinden ve israftan bahsedildiğini ifade eden Çavuş, tüm bunların önemli olduğunu söyledi.

Dünyada hunharca bir tüketimin olduğunu belirten Çavuş, iklim koşularının bozulduğu bir ortama doğru sürüklendiklerini söyledi.

Dünyadaki en büyük sektörlerden birinin tarım olduğunu kaydeden Çavuş, “1 milyarın üzerinde bir çalışanı olan sektördür. 2050 yılına geldiğimizde, 10 milyar insanı besleyebilecek sürdürülebilir tarım-gıda sistemlerine ihtiyacımız var.” diye konuştu.

Dünyada 3 milyar kişinin güvenli gıdaya ulaşamadığını ifade eden Çavuş, diğer taraftan da obezitenin arttığını ve dengesiz koşulların ortaya çıktığını aktardı.

Çavuş, “Sürdürülebilir tarım demek, sadece üretim yapan kişilerin kendi işlerinde sürekli bir üretimde tutunması demek değildir. Sürdürülebilir tarım demek, önümüzdeki yıllarda ülkeler arasında gıda üretimini paylaşmayı ve bununla birlikte hep beraber nasıl en verimli toprakları en iyi şekilde üretebilir ve dünya üzerindeki insanlığa verebiliriz…” dedi.

Sürdürülebilir tarımı hep birlikte kurabileceklerini vurgulayan Çavuş, bakanlığının ve Hükümetin bu konuda çok büyük çabalar sarf ettiğini kaydetti.

“Daha az israfla daha verimli üretimi hayata geçirebilir, gezegenimizi daha az baskı altına alarak iklim koşullarını yeniden düzeltebilir ve gelecek nesillerimize daha güvenli bir dünya imkanı sunabiliriz.” ifadelerini kullanan Çavuş, daha çok üretim isteyerek doğaya zarar verdiklerini söyledi.

“Sürdürülebilir tarım bizim için önemli olabilir ama esas, gelecek nesillerimiz için ekonomik ve sosyal yönde çok daha önemlidir.” şeklinde konuşan Çavuş, tüm ülkelerde olduğu gibi Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın da bu konuda çabaları olduğunu ifade etti.

Yaptıkları çalışmalara değinen Çavuş, gıda denetimlerini en üst noktaya çıkardıklarının altını çizdi.

Farkındalığın etkiye dönüşüp hayata geçmesi gerektiğini kaydeden Çavuş, turizm sektöründe hunharca tüketilen gıdaların her açıdan milli bir kayıp olduğuna dikkat çekti.

Tarımın riskli noktalara girdiğini kaydeden Çavuş, “Hava koşuları değiştikçe riskler, girdi maliyetleri ve üreticinin aldığı riskler artıyor. Bununla birlikte, bakanlık olarak süspansiyelerle, teşviklerle üretimi ayakta tutmaya ve yön vermeye çalışıyoruz.” dedi.

Narenciye ve ithal et konularına da değinen Çavuş, hayvan varlığı ve ürünlerinin en iyi şekilde değerlendirmesini ve toplanmasını sağladıklarına dikkat çekti.

Avrupa Birliği’nin yapmış olduğu süt toplama evlerinin birini açtıklarını, ikincisinin ise Karpaz’da bittiğini ifade eden Çavuş, beş tanenin ise TİKA ile proje yapılarak tamamlandığını söyledi.

Güvenli gıdaya ulaşma noktasındaki çalışmalarından bahseden Çavuş, tarımı “üstü açık bir fabrikaya” benzetti.

Gıda fiyatlarındaki enflasyona değinen Çavuş, “yıl ortalamasına bakıldığında bu yılın, tüm ürünlerde en istikrarlı fiyatı yakaladıkları yıl olduğunu” belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Çavuşoğlu, Azerbaycan’da KKTC üniversiteleri mezunlarıyla buluştu

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan KKTC üniversiteleri mezunlarıyla bir araya geldi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre Çavuşoğlu, Azerbaycan temasları kapsamında, hukuk, mimarlık, işletme ve ekonomi gibi bölümlerden mezun olup Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan Azerbaycanlı mezunlarla buluştu. Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti.

Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ve bu bağlamda özellikle eğitim alanındaki temasların artırılacağını söyledi.

Türk dili ve edebiyatı mezunu olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, geçmişte Kiril alfabesini öğrenerek Azerbaycan edebiyatına ait bazı eserleri okuduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, KKTC’den mezun olan öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, “Azerbaycan’da kendimi evimde gibi hissediyorum. Azerbaycanlı soydaşlarımızı kendimizden ayrı görmüyoruz. KKTC’de dostluklar, arkadaşlıklar edindiniz. Sizler de KKTC’ye geldiğiniz zaman kendinizi evinizde gibi hissedeceksiniz. Bu bağları güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı ile yapılan görüşmeler kapsamında, Azerbaycanlı öğrencilerin KKTC’de eğitim almasının önünü açmak adına “önemli adımlar” atıldığını açıklayan Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz Üniversitesi 25, Lefke Avrupa Üniversitesi 25, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı olarak 20 Azerbaycanlı öğrenciye burs vereceğiz” dedi.

Çavuşoğlu, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı’nın da kendi değerlendirmesinin ardından burs katkısında bulunmasıyla, toplamda yaklaşık 100 Azerbaycanlı öğrencinin burslu olarak KKTC’de eğitim görmesinin planlandığını belirtti.

KKTC üniversitelerinin Azerbaycan’da daha görünür hale gelmesi için tanıtım ofisleri açıldığını açıklayan Çavuşoğlu, yapılan bu çalışmalarla iki ülke gençliği arasında yakınlaşmayı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Azerbaycan’da görev yapan başarılı mezunlarla gurur duyduğunu belirten Çavuşoğlu, “Buraya gelişimizin sebebi birlikteliğimizi yeniden hatırlamak ve Türk yurdunu, Türk milletini birlikte yüceltmek için burada olduğumuzu söylemektir” ifadelerini kullandı.

“Geleceği birlikte şekillendirmek için yola devam ediyoruz” diyen Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik köprülerinin eğitim alanında daha da pekiştirileceğini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu’na temaslarında KKTC Bakü Temsilcisi Büyükelçi Ufuk Turganer, Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Behçet Çelebi, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç ve  Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen eşlik etti.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar’dan TMT’ye yönelik sosyal medya paylaşımlarına tepki

Published

on

By

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik bazı sosyal medya paylaşımlarına tepki göstererek, “TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı” ifadesini kullandı.

Bayar ayrıca, “Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu” dedi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı ile Harper Orhon tarafından yapılan sosyal medya paylaşımlarında Türk Mukavemet Teşkilatı’na ilişkin bazı ifadelere tepki gösterdi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar, Orhon’un paylaşımıyla ilgili, “TMT saflarında görev yapmış, 55. Bölük Komutanı, eski Mukavemetçi, omuz omuza birlikte savaştığımız Şehit Ecvet Yusuf’un oğlu, Harper Orhon’un Facebook’taki paylaşımını görünce, orada ima ettikleri yalan yanlış, kin dolu, TMT’cilere saldırılarından ve suçlamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz. Bu vesile ile Şehidimiz Ecvet Yusuf’u rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.” dedi.

Bayar, “Harper Orhon’a TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı. Önce bunu hatırlatırız! Harper Orhon da bugün bu paylaşımları yapıyorsa TMT sayesinde paylaşıyor ve TMT sayesinde kendisi de hayattadır. TMT camiasını bu tür suçlamalarından dolayı tekrar tekrar şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.

– Bayar’dan Harmancı’ya: “TMT Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu”

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediye (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’nın sosyal medya paylaşımına da tepki göstererek, “LTB Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır.’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz” dedi.

Bayar, açıklamasında, “TMT saflarında görev yapmış Mukavemetçi Mücahit Hüseyin Harmancı’nın oğlu, Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz ve kendisine TMT’nin Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kurulduğunu bir kez daha hatırlatırız.” ifadelerini kullandı.

Bayar açıklamasında devamla, şunları kaydetti:

“EOKA, adadaki Türkleri yok etmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak için kurulan ve bunu icra ederken, Kıbrıs Türklerine her türlü zulmü, vahşeti ve katliamı yapmaktan çekinmeyen bir örgüttü. TMT ise bir gurup Türkün direniş amaçlı kurduğu, sonradan kadınlarıyla, çocuklarıyla, yaşlılarıyla, öğrencileriyle, çiftçileriyle, öğretmenleriyle elbirliğiyle fedakarca canlarını tehlikeye atarak Kıbrıs Türklerini EOKA terör örgütünden korumak için kurulan bir örgüttü. Sayın Harmancı’nın EOKA ile TMT’yi aynı kefeye koymasından dolayı şiddetle kınarken, kendisine TMT olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türkün kalmayacağını ve adanın çoktan Yunanistan’a bağlanmış olacağını bir kez daha hatırlatırız.”

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a yönelik iddialar içeren kitaba örgütlerden tepki

Published

on

By

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı hedef aldığı gerekçesiyle kamuoyuna yansıyan kitap ve yazarına ilişkin çeşitli örgütler kınama mesajı yayımladı.

– KKTC Karadeniz Kültür Derneği

KKTC Karadeniz Kültür Derneği’nden yapılan açıklamada, söz konusu kitabın Denktaş’a yönelik “aşağılayıcı ifadeler” içerdiğini öğrenmekten derin üzüntü ve öfke duydukları belirtilerek, “Sayın Denktaş, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk dünyasının tarihinde müstesna bir yere sahip, ömrünü halkının bağımsızlığına adamış, ilkeli, onurlu ve kararlı bir liderdir.” denildi.

Açıklamada, Denktaş’a hakaret etmenin sadece onun aziz hatırasına değil, Kıbrıs Türk halkının mücadelesine, şehitlerine ve bağımsızlık iradesine yapılmış “alçakça” bir saldırı olduğu kaydedilerek, “Karadeniz Kültür Derneği olarak bu tür sorumsuz, provokatif, toplumun değerlerini aşağılayan yaklaşımları en sert şekilde kınıyoruz” ifadesine yer verildi.

“Basın özgürlüğü, ifade hürriyeti elbette demokrasimizin temel taşlarındandır. Ancak bu özgürlük, tarihi gerçekleri çarpıtmak, milletin ortak değerlerine hakaret etmek ve toplumu ayrıştırmak için bir araç olarak kullanılamaz.” denilen açıklamada, yayın hakkında yasal sürecin bir an önce başlatılması ve yetkili makamların gereğini yapması çağrısında bulunuldu.

– Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği

Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği Başkanı Kazım And tarafından yapılan açıklamada, hayatını Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığına, onun özgürlük ve bağımsızlığına adayan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ve TMT’ye yönelik saldırıların kınandığı kaydedildi.

Açıklamada “Sözde yazar yalan ve iftiralarını tedavüle sürerek; halkımız, Kurucu Cumhurbaşkanımız ve Kıbrıs Türk mücadele tarihini karalayarak kendi ahlak anlayışını gün yüzüne çıkartmıştır.” denildi, Denktaş’ın  “Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir ileri bir geri adım atmayacaksın, her dönemin adamı değil her dönem adam olacaksın.” sözleri hatırlatıldı.

– Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği

KKTC Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği’nden (DAAK) yayımlanan açıklamada, Rauf Raif Denktaş’ın yalnızca KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı değil; aynı zamanda bir halkın bağımsızlık ve varoluş mücadelesinin simgesi, ömrünü Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne ve onuruna adamış büyük bir lider olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Denktaş’ın şahsına ve mirasına yönelik yapılan her türlü küçümsemenin, aslında bu halkın tarihine, mücadelesine ve bağımsızlığına yapılmış açık bir saygısızlık olduğu kaydedildi.

“Bu çirkin ve maksatlı ifadeleri şiddetle kınıyor, tarihimize ve milli değerlerimize yapılan bu tür saldırıların karşısında dimdik duracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” ifadeleri kullanılan açıklamada, tarihi şahsiyetlerin arkasından edilen hakaretlerin fikir özgürlüğü kisvesi altında meşrulaştırılamayacağı belirtildi.

– Emekli Astsubaylar Derneği

KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Esen Ömürlü tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kitapta yer alan ifadeleri ve “seviyesiz” söylemleri derin bir üzüntü ve öfkeyle karşıladıkları kaydedildi.

Açıklamada, “Büyük Kıbrıs Türk mücadelesinin mihenk taşı olan Rauf Raif Denktaş’a yönelik çirkin ve aşağılayıcı ifadelerin yalnızca bireysel ahlaki zaaf değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine yapılmış aleni bir saldırı olduğu belirtildi.

“Denktaş, sadece bir devlet adamı değil; aynı zamanda yüz yılı aşkın bir mücadelenin sembolü, halkımızın bağımsızlık ve özgürlük inancının vücut bulmuş halidir. Ona yönelik saldırılar, biz emekli askerlerin, mücahitlerin, halkımızın ve genç nesillerimizin maneviyatına, tarih bilincine ve milli şuuruna yapılmış bir hakarettir.” denilen açıklamada, kitapta kullanılan dilin ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği savunuldu.

Denktaş’ı karalamaya yönelik  girişimlerin şiddetle kınandığı açıklamada, ilgili mercilerden söz konusu şahsın iftiralarına karşı hukuki sürecin ivedilikle başlatılması, kamuoyunun ise bu türde karalama kampanyalarına duyarlı olması talep edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam