Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

GİKAD’dan “İş’te Kadınlar Zirvede” etkinliği

Published

on

Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği’nin (GİKAD), Global Girişimcilik Haftası etkinlikleri çerçevesinde “Yeşil, Dijital ve Toplumsal Dönüşüm” ana temasıyla bu yıl 4’üncüsünü düzenlediği “İş’te Kadınlar Zirvede” başlıklı etkinlik bugün başladı.

Girne Acapulco Resort Otel’de yer alan yarın da devam edecek etkinliğe, bu yıl Arap Emirlikleri, Balkan ülkeleri ve Türki Cumhuriyetler dahil farklı ülkelerden 250 girişimci katılıyor.

-Kavuklu

GİKAD Başkanı İçim Çağıner Kavuklu etkinlikte yaptığı konuşmada, Atatürk’ün, “Kadınları geride bırakan toplum geri kalmaya mahkumdur” sözüyle hareket ederek, kadınları geliştirmek ve güçlendirmek için mücadele verdiklerini kaydetti.

Zirveye bu yıl, Türkiye, Türk Devletleri, Kosova, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuzey Kıbrıs’tan girişimcilerin katıldığını ifade eden Kavuklu, zirvede, “Toplumsal, Dijital ve Yeşil Dönüşümün” yani üçüz dönüşümün konuşulacağını belirtti.

Kavuklu, çocuk cinayetlerinin, kadına şiddetin, soykırımların, savaşların, ekonomik sıkıntıların, açlık, seller, yangınlar, kıtlık, gıda israfı, sosyal medya bağımlılığının sürdüğü, küresel ısınma, kuraklığın etkilerinin her geçen gün daha fazla hissedildiği günümüzde güç ve tecrübeleri birleştirerek, üçüz dönüşümü hayata geçirmenin tam zamanı olduğunu vurguladı.

-Bezircioğlu

Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Başkanı Esra Bezircioğlu ise, GİKAD’ı başarılı projelerinden dolayı kutlayarak, 22’nci yılını tamamlayan KAGİDER’in, sürdürülebilirlik raporunu yayınladığını ve derneğin çalışmalarıyla Türkiye’de üçüz dönüşüme önemli kaktılar sağladığını ifade etti.

-Kaya

Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Sibel İnal Kaya da, dünyada dönüşümünün başarıyla sonuçlanmasında, kadın varlığının büyük önem taşıdığına vurgu yaparak, GARANTİ BBVA’nın 2006 yılından bugüne, kadın girişimcileri desteklemek amacıyla başlattığı programlar hakkında bilgi verdi.

-Eroğlu

Girişimci İş Kadınları Federasyonu Başkanı Oya Eroğlu da, Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesinde yer alan kadın erkek eşitliğinin, demokrasi ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmanın itici gücü olduğunu belirterek, küresel dünyada kadının her alanda yükselmesi için merkezi yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerinin iş birliğinin büyük önem taşıdığını kaydetti.

-Açık

Türk İş Dünyası Konfederasyonu Başkan Yardımcısı ve İş Dünyasında Kadın Komisyonu Başkanı Profesör Doktor Yasemin Açık da, kadının toplumdaki yeri ve statüsünün özlenenin çok gerisinde kaldığını ifade ederek, kadın-erkek arasındaki cinsiyet ve fırsat eşitsizliğinin, dünyada süregelen bir sorun olduğunu söyledi.

2024 yılı Küresel Cinsiyet Eşitsizliği raporuna göre, dünyada tam eşitliğin sağlanması için 134 yıla ihtiyaç olduğunu belirten Açık, TÜRKONFED ve İDK’nın üçüz dönüşüm ve kadını geliştirmeye yönelik çalışmaları hakkında bilgi verdi.

-Kocaoğlu

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Kadın Girişimciler Kurulu Genel Başkan Yardımcısı, Batı Akdeniz Bölge Temsilcisi Serap Kılıç Kocaoğlu da, kurul olarak, sosyal, kültürel, ekonomik yaşamda güçlenmesi, siyasette karar alma ve yönetim mekanizmalarında daha fazla yer alması için çeşitli projelerle kadınlara destek verdiklerini ifade etti.

Kocaoğlu, kadınların, cinayetler, istismar, ötekileşmeyle değil, başarılarıyla, önder duruşlarıyla gündemde yer aldıkları günleri görmek istediklerini söyledi.

-Erdem

Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) Başkanı ve Habitat Danışma Kurulu Üyesi, GEN Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, FCEM İcra Kurulu Üyesi Emine Erdem de, büyük hızla ilerleyen üçüz dönüşümün dünyanın geleceğini şekillendireceğine vurgu yaparak, zirvede kadınların bu sürece etkilerinin konuşulacağını belirtti.

Kadınların yeşil, dijital ve toplumsal dönüşümde güçlenmesinin dünyaya katkıları hakkında rakamlarla bilgi veren Emine Erdem, bir kadın güçlendiğinde ailelerin, mahallelerin, şehirlerin, ülkelerin ve dünyanın güçleneceğini vurguladı.

-Işıkgece

TC önceki dönem Tarım Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece de, kırsalda kadının destelenmesinin önemini belirterek, kırsalda kadının kazanmasının, tarımın ve ülkenin kazanması anlamı taşıdığını kaydetti.

İklim değişikliği, küresel ısınma nedeniyle gıda krizinin gündemde olduğunu anımsatan Işıkgece, gıda konusunda başarının kırsaldaki gelişme ve kadının etkin katılımıyla mümkün olabileceğini söyledi.

-Sekmen

AKP eski milletvekili, Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) Başkanı, Halkbank Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Belma Sekmen de, ülkede sosyal ekonomik gelişmede başarı kazanabilmenin, kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütlerinden oluşan üç mekanizmanın bir arada çalışmasıyla mümkün olabileceğini kaydetti.

-Serim

TC Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim’in eşi Sevim Çağla Serim de, tüketimi pekiştiren, maddeci anlayışın yeryüzüne ve insanlığa zarar verdiğini; savaşlar, çocuk ölümleri, açlığın devam ettiğini dile getirerek, tüm bu felaketlere karşı dünya çapında bir uyanış yaşanmasının sevindirici olduğunu belirtti. Serim, zirvede ele alınacak “Yeşil Dönüşüm” ve “Dijital Dönüşümün” de bu uyanışın simgeleri olduğunu kaydetti.

Türkiye’de mevcut tehditlerin bertaraf edilmesi için kurum ve kuruluşların birçok çalışma yürüttüğünü belirten Serim, “Yeşil Dönüşüm” konusunda TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan himayesinde yürütülen “Sıfır Atık Hareketi”, “Küresel İyi Niyet Beyanı”, “Ulusal Su Verimliliği”, “Mirasımız Yerel Tohum” projesi gibi çalışmaları aktardı.

İklim kriziyle mücadelenin ülke sınırlarını aşan, siyaset üstü bir mesele olduğunu söyleyen Serim, Türkiye ve KKTC arasında çevre kirliliğinin azaltılması, çevrenin koruma ve kullanma dengesinin sağlanması, atık yönetimi ve dönüşümü ile sağlıklı ve çağdaş kentleşme konularında bilgi, deneyim, teknoloji paylaşımı ve iş birliğinin arttırılmasının önemine vurgu yaptı.

Dijital çağın bu sorunlarla mücadelede eşsiz imkanlar sunduğunu, eğitimden sanayiye, sağlıktan tarıma her alanda kullanımı yaygınlaşan dijital araç ve olanaklar sayesinde bilginin önemli bir kaynak ve araç haline geldiğini dile getiren Serim, teknolojideki gelişmelerin girişimciliği de etkilediğini belirtti.

Girişimcilerin hizmet ve faaliyetlerinin tamamını veya bir kısmını dijitalleştirmelerinin, çağı ve çağın sunduğu fırsatları yakalamak bakımından büyük önem taşıdığını kaydeden Serim, dijital girişimcilikte kadınların birçok başarı hikayesi olduğunu da anımsattı.

Kadınların, araştırma-geliştirme ve inovasyon çalışmalarında yer almaları, geleceği şekillendiren projelere imza atmaları ve gelecek nesillere ilham vermelerinin önemine vurgu yapan Serim, dijital çağın olumsuz etkileri konusunda farkındalık ve sosyal bilincin geliştirilmesinin önemine de dikkat çekti.

Kıbrıslı Türk kadınların, tarih boyunca gerek kimliklerini ve geleneklerini korumak gerekse bugün devletin ve toplumun çeşitli kademelerinde görev alarak, çalışma ve sosyal hayatta sergiledikleri öncü rolü hayranlıkla gözlemlediğini ifade eden Serim, GİKAD’ı etkinlikten dolayı kutlayarak, kadınlar ve gençler tarafından geliştirilecek projelere ve gayretlere katkı sağlamaktan mutluluk duyacağını belirtti.

-Öztürkler

Cumhuriyet Meclisi’nden verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Vekili, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler de etkinlikte konuşma yaptı. Öztürkler, GİKAD’ın kuruluşundan bugüne İçim Kavuklu başkanlığında çok önemli projelere imza attığına değinerek, yapılan çalışmalarla kadının girişimciliğinin ve rolünün ortaya konduğunu söyledi.

KKTC’nin 41’inci yılını kutladıklarını anımsatan Öztürkler, ülkenin kadınları, sivil toplum örgütleri ve anavatanı ile birlikte Cumhuriyete sahip çıkarak daha güzel yarınlara yürüyeceğine inanç belirtti.

İklim krizinin dünyanın en büyük sorunlarından biri olduğunu ifade eden Ziya Öztürkler, gelecek yıllarda bu krizin daha da büyüme tehlikesi olduğunu söyledi ve bu konuda farkındalık yaratmanın önemini vurguladı.

Diğer bir konu olan dijital dönüşüm noktasında İçişleri Bakanı olarak görev yaptığı dönemde önemli adımlar atıldığını söyleyen Öztürkler, dönemin Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı, bugünün Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim’in de konuyla ilgili çok önemli bir mesai harcadığını belirtti.

Zirvede dijital dönüşüm ve e-devlet konusunda ortaya çıkacak fikirlerin değerli olacağını dile getiren Öztürkler, bilgiye erişim konusunda yaşanan zaman kaybının ortadan kalkması için atılacak adımların destekçisi olacaklarını söyledi.

Ziya Öztürkler, zirvenin başarılı geçmesini temenni ederek, başarılar diledi.

Zirvede, “Birlikte Yürüyüp, Birlikte Güçlendiklerimiz” sunumunun ardından “Yeşil Dönüşüm”, “Toplumsal Dönüşüm”, “Dijital Dönüşüm” ve “Sanatta Dönüşüm” başlıklı dört ayrı panel yer aldı. Zirve kapsamında yarın da, “Sivil Toplumun Üçüz Dönüşümünde İyi Örnek Sunumları” yer alacak. Zirve yarın akşam Derya Uluğ konseri ile tamamlanacak.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Tatar: İki devletli çözüm hepimizin hedefidir, özlemidir ve doğru olan budur

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, iki devletli çözüm siyasetinin dünya genelinde kabul görmesi için büyük bir diplomatik mücadele yürüttüklerini belirterek, “İki devletli çözüm hepimizin hedefidir, özlemidir ve doğru olan budur.” dedi.

AA’nın haberine göre İstanbul Ticaret Odası (İTO) yayınları arasında bulunan “Kıbrıs Sevdası: Ateşi Hiç Sönmeyen Bir Ülkünün Peşinde Geçen Ömürler: Ersin Tatar” adlı kitabın güncellenmiş ikinci baskısının tanıtım toplantısına katılan Tatar, etkinliğin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Yaklaşık son beş yılda Türkiye’nin desteğiyle yürüttükleri iki devletli siyaset sayesinde KKTC’nin diplomatik statüsünü uluslararası platformlarda güçlendirdiklerini belirten Tatar, “İki devletli çözüm hepimizin hedefidir, özlemidir ve doğru olan budur.” ifadesini kullandı.

Tatar, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda (İİT) temsiliyet kazanmasının son yıllarda yürütülen dış politika başarısının önemli göstergeleri olduğunu ifade etti.

Federal çözüm modelinin Türk halkı için ciddi riskler barındırdığını vurgulayan Tatar, “Federasyon adı altında Türkler azınlığa düşürülecek, Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs’tan çekilecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğü ortadan kalkacak ve Türklük Doğu Akdeniz’i kaybedecektir.” dedi.

Tatar, Doğu Akdeniz’in jeopolitik önemini vurgulayarak, KKTC’nin yalnızca kara parçası değil, aynı zamanda deniz yetki alanları, kıta sahanlığı, ekonomik münhasır bölgeler ve hava sahasıyla birlikte bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

– KKTC ve Türkiye arasındaki yıllık ticaret hacmi üç milyar dolar civarına yaklaştı

Türkiye ile KKTC arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştiğini belirten Tatar sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Bundan 15 yıl kadar önce ben Kıbrıs’ta maliye bakanıyken yıllık ticaret hacmi 600 milyon dolar civarındaydı, şimdi 3 milyar dolar civarına yaklaşmıştır. Türkiye’nin her bölgesinden Ercan Devlet Havalimanı’na uçakların uçmasıyla bugün yolcu sayısı yılda 5 milyonu bulmaktadır. Bundan 20 yıl önce yolcu sayısı 1 milyon bile değildi. Şimdi bakıyoruz ki pandemi döneminden sonra hızlı bir gelişmeyle yılda 5 milyonu bulmaktadır.”

-“100’den fazla ülkeyle ticaret yapıyoruz”

Tatar, 100’den fazla ülkeyle ticaret yaptıklarını belirterek, bir bölümü halkın kullanımına sunulan “Kapalı Maraş” açılımıyla turizm alanında “büyük atılımlar” gözlemlendiğini ifade etti.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine atıfta bulunan Tatar, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi KKTC Doğu Akdeniz’de parlayan bir Türk devleti olmaya devam edecektir.” vurgusu yaptı.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

GMO Başkanı Oymen elektrik kesintilerinin gıda güvenliğini riske atabileceği uyarısında bulundu

Published

on

By

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Gıda Mühendisleri Odası (GMO) Başkanı Beste Oymen, elektrik kesintilerinin gıda güvenliğini riske atarak ciddi gıda zehirlenmelerine yol açabileceği uyarısında bulundu.

Yazılı açıklama yapan Oymen, elektrik kesintilerinin başta et, süt, yumurta, tavuk gibi çabuk bozulabilen ürünler olmak üzere birçok gıdanın uygun saklama koşullarını ortadan kaldırarak, mikroorganizma üremesiyle ciddi gıda zehirlenmelerine yol açabildiğini belirtti.

Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ekstra dikkat gösterilmesi gerektiğini kaydeden Oymen, gıda zehirlenmelerinin bu gruplarda daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini bu nedenle şüpheli ürünlerin bu bireylere verilmemesi gerektiğini vurguladı.

Soğuk zincirin kırılmasının, ürünlerin fiziksel görünümünde bozulma olmasa bile sağlığa zararlı hale gelmesine neden olabileceğini kaydeden Oymen, bu nedenle sadece üretim aşamasında değil, tüketiciye ulaşana kadar geçen tüm süreçlerde, kesintilere karşı bilinçli davranma ve gıdaların güvenliğini koruyacak önlemleri zamanında almanın önem taşıdığını ifade etti.

Oymen, açıklamasında elektrik kesintilerinde gıda güvenliğini sağlamaya yönelik temel önlemlere de yer vererek, buzdolabı ve dondurucu kapaklarını kapalı tutma, soğuk zinciri korumak için buz aküsü veya dondurulmuş su şişeleri kullanma, hazır yemek, açıkta satılan ürünlerle ilgili dikkatli olma önerisinde bulundu.

İki saatten uzun süren kesintilerde bozulma riskinin artacağını kaydeden Oymen, dondurulmuş ürünler çözündüyse tekrar dondurulmaması gerektiğini belirtti.

-“Buzdolabı kapaklarını açmayın”

Oymen, elektrik kesintisi başladığı andan itibaren buzdolabı ve derin dondurucuların kapaklarını açmaktan kaçınmanın soğuk havanın uzun süre korunmasını sağlayacağını dile getirerek bu yöntemle buzdolabındaki sıcaklığın yaklaşık 2–4 saat, derin dondurucudaki sıcaklığın ise içi doluysa 48 saat, yarı doluysa 24 saat güvenli seviyede kalabileceğini kaydetti.

Soğuk zinciri korumak için buz aküsü veya dondurulmuş su şişeleri kullanmak gerektiğine işaret eden Oymen, “Elektrik kesintisi yaşanabileceğini önceden biliyorsanız, buzlukta su dolu şişeler dondurarak dolap içi sıcaklığın sabit kalmasına yardımcı olabilirsiniz.” dedi.

Buzdolabının iç sıcaklığını izlemek için termometre kullanılması tavsiyesinde bulunan Oymen, gıdaların güvenle saklandığı sıcaklık aralıklarının; buzdolabının +1 ile +4 derece arası derin dondurucunun -18 derece ve altı olduğunu, kesinti sonrası bu değerlerin üzerine çıkıldıysa, ürünler risk altına girmiş olabileceğini kaydetti.

Oymen, iki saatten uzun süren kesintilerde bozulma riskinin artacağını belirterek, şunları kaydetti:

“Kesinti 2 saati geçmişse, özellikle hayvansal gıdalar (et, tavuk, süt, yumurta, pişmiş yemekler) kontrol edilmelidir. Bu ürünler 2 saatten fazla +4 derece üzeri bir sıcaklıkta kaldıysa, ‘görünüşü, kokusu iyi olsa bile’ kesinlikle tüketilmemelidir. +4 derece üzerindeki sıcaklığa 2 saatten az maruz kalan gıdaları pişirirken merkez sıcaklığının en az 65 derece olmasına dikkat edilmelidir.”

Dondurulmuş ürünler çözündüyse tekrar dondurmamak gerektiğine değinen Oymen, bu ürünlerin pişirilerek hemen tüketilmesi gerektiğini vurguladı.

-“Gıda güvenliğinde görünüş aldatıcı olabilir”

Gıda güvenliğinde görünüşün aldatıcı olabileceğini belirten Oymen, “Bozulan gıdalar her zaman kötü kokmaz veya görünüm olarak farklılık göstermez. Özellikle hayvansal gıdalarda mikroorganizma gelişimi belirgin bir bozulma olmadan da tehlike yaratabilir. Şüpheli ürünleri asla tüketmeyiniz.” dedi.

 İşletmelerin bu tür durumlara karşı hazırlıklı olması, üretime geçmeden önce mutlaka gıda ve ortam kontrolü yapması gerektiğini belirten Oymen, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Gıda üretimi, satış ve servis hizmeti sunan işletmeler elektrik kesintilerinin gıda güvenliği üzerindeki etkisini göz önünde bulundurarak jeneratör, kesintisiz güç kaynağı (UPS) gibi yedek enerji sistemlerini devreye almalıdır. Soğuk zincirin sürekliliğini sağlayacak bu tür altyapı önlemleri, sadece ürün güvenliğini değil, halk sağlığını korumak açısından da zorunluluktur. Ayrıca kesinti sonrası üretim ve satışa geçmeden önce sıcaklık kontrolleri yapılmalı, riskli ürünler piyasaya sunulmamalıdır. Soğuk hava depolarını ve/veya buzdolabı sıcaklık kontrollerini max/min dereceyi hafızasında tutabilen özelliğe sahip kalibre edilmiş termohigromete/termometre ile yapılabilir”

Hazır yemek ve açıkta satılan ürünlerle ilgili dikkatli olunması çağrısında bulunan Oymen, “Güvenliğinden emin olmadığınız ürünleri tüketmeyiniz” dedi.

Kasaptan et alırken de dikkatli olunması gerektiğini belirten Oymen, elektrik kesintisi olan bölgelerdeki kasaplardan et ürünü alırken özellikle kıymanın önceden hazırlanmış olmamasına dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.

Oymen, planlı elektrik kesintisi olması durumunda kasapların önlem olarak ürünlerini soğuk hava depolarında tutmaları, müşterilere hazır olması için önceden et kıymamaları gerektiğini dile getirdi.

-“ Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ekstra dikkat gösterilmeli”

Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ekstra dikkat gösterilmesi gerektiğini belirten Oymen, gıda zehirlenmeleri bu gruplarda daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini, bu nedenle, şüpheli ürünlerin bu bireylere verilmemesi gerektiğini kaydetti.

Kesinti sonrası alışveriş yaparken ürünlerin saklama koşullarını sorgulamak gerektiğini dile getiren Oymen, şöyle devam etti:

“Kesintiden etkilenen bölgelerdeki market ve gıda işletmelerinden alışveriş yaparken, özellikle kolay bozulabilen ürünlerde (et, süt, peynir, şarküteri, donmuş ürünler vb.) dikkatli olunuz. Paketli ürünlerde etiket bilgilerini kontrol ediniz, şişme, sızma, renk değişikliği, terleme ve ambalaj deformasyonu gibi bozulma belirtileri varsa satın almayınız.”

-Gıda güvenliğini sağlamak sadece üreticilerin değil, tüketicilerin de sorumluluğunda”

Gıdaların güvenliğini sağlamanın sadece üreticilerin değil, tüketicilerin de sorumluluğunda olduğunu belirten Oymen, “Elektrik kesintileri geçici olabilir; ancak bu süreçte alınmayan basit önlemler, sağlığınızda kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu nedenle, buzdolabınızda sessizce bekleyen bir gıdanın nelere yol açabileceğini asla hafife almayınız” ifadelerini kullandı.

Gıda Mühendisleri Odası olarak halkı bilinçli davranmaya çağıran Oymen, gıda güvenliği konusunda herkesin sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurguladı.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: Mehmetçikler caydırıcı güç olarak orada kalmaya devam edecek

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadığını belirterek, “Mehmetçikler caydırıcı güç olarak orada kalmaya devam edecek. Biz buradan haykırıyoruz, Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Mavi Vatan, Doğu Akdeniz ana vatanı için bütün Türk dünyası için çok önemlidir.” dedi.

20 Temmuz KKTC Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 51. yıl dönümü nedeniyle Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesince, dün, Beykoz’daki Hidiv Kasrı’nda resepsiyon düzenlendi.

AA’nın haberine göre resepsiyona Cumhurbaşkanı Tatar, İstanbul Valisi Davut Gül, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Kıbrıs Türkleri ve çok sayıda davetli katıldı.

Burada konuşan Tatar, 15 Kasım’da KKTC’nin kuruluşunun 42. yıl dönümünü kutlayacaklarını belirterek, “Doğu Akdeniz’de hep birlikte yedi düvele karşı bir destan yazdık. Bu sadece Kıbrıslı Türklerin kendi bekası ve güvenliği için önemli değil aynı zamanda ana vatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin, İskenderun’dan Ege Adaları’na kadar 2 bin kilometre sahil şeridiyle Akdeniz’e en uzun cephesi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, mavi vatanın kalbinde kendi güvenliğidir, kendi onurudur, kendi milli direncidir.” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadığını vurgulayan Tatar, şunları kaydetti:

“1974 Barış Harekatı’ndan 51 sene sonra halen daha Türk askerinin adadan çekileceğini ve Kuzey ve Güney birlikte Avrupa Birliği’ne gireceğini ve Avrupa Birliği’nin güvenlik mekanizmaların Kıbrıs Türkü’nü koruyacağını, güvenliği sağlayacağını zannedenlere buradan cevabımız; asla öyle bir durum söz konusu değildir. Çünkü biz bu barışı ve huzuru ve güvenliği kolay bulmadık. Çok acılar çektik. Topyekun imhayla karşı karşıyaydık. Allah nasip etti, Mehmetçikler adaya geldi. Mehmetçikler caydırıcı güç olarak orada kalmaya devam edecek. Biz buradan haykırıyoruz. Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Mavi Vatan, Doğu Akdeniz ana vatanı için bütün Türk dünyası için çok önemlidir. “

Tatar, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olduğunu hatırlatarak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gayretleriyle KKTC Hükümeti’ni tanıtma yolunda farklı örgütlerde seslerini duyurabildiklerini söyledi.

 

– “Kuzey Kıbrıs Türk Hükümeti’ni haykırarak dünyaya tanıtmak hepimizin borcu”

Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Devletimizi, cumhuriyetimizi korumak için bu kutlu ve onurlu yoldan şaşmayarak Kuzey Kıbrıs Türk Hükümeti’ni haykırarak dünyaya tanıtmak hepimizin borcudur. Şehitlerimize olan vefamızdır. Onun için hep birlikte birlik ve beraberliğimizi koruyarak, karşı cephelerden saldırılara asla boyun eğmeyerek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni haklı olduğu noktaya taşımak ve Kıbrıs Türk halkına refah içerisinde müreffeh yarınları yaşatmak hepimizin görevidir.”

KKTC’ye verdiği destek için Erdoğan’a teşekkür eden Tatar, “Kıbrıs’ta olağanüstü yatırımlarla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin çehresinin değiştiğini” vurguladı.

Tatar, Mavi Vatan’ın kendileri için kutsal olduğunu belirterek, “Birlikte emin adımlarla, güçlü bir şekilde hep birlikte yürüyeceğiz.” dedi.

Şehitleri rahmetle anan Tatar, “Bir milletin, tarihin tekerrür edebileceğini bilmesi gerekmektedir. Onun için Kıbrıs’ta bir anlaşmaya imza atacaksak sağlam temeller üzerinde Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin caydırıcı güç olarak orada kalmasını içeren bir onurlu anlaşmaya, ancak Kıbrıs Türkü imza atabilir. Onun için biz gücümüzü sizden alıyoruz. Türkiye’den alıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

İstanbul Valisi Gül de KKTC’nin başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere farklı ülkeler tarafından tanınmaya başladığını belirterek, bunun örtülü diplomasinin en önemli çalışmalarından biri olduğunu dile getirdi.

Kıbrıs Türkleriyle sonsuza kadar birlikte olacaklarını vurgulayan Gül, şehitleri rahmetle andı.

Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Zehra Bilge Eray da KKTC’nin özgürlüğü ve bağımsızlığı için tüm imkansızlıklara, uygulanan ambargo ve izolasyonlara karşı yediden yetmişe beraberlik içinde direndiklerini söyledi.

Eray, Kıbrıs Türklerinin Türk ulusunun ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.” dedi.

 

 

Devamını Oku

Trending

Reklam