Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından etkin bir iç hukuk yolu olarak tanınmış Taşınmaz Mal Komisyonu ve Komisyon üzerinden işlem yapan bireylere dönük suçlamaların, hukuki değil, siyasi saiklerle hareket edildiğini açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre Tatar, dün Meclis’te temsil edilen siyasi parti başkanları ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin KKTC’deki taşınmaz mallarla yasalar uyarınca işlem yapan bireylere karşı yürüttüğü düşmanca siyasetin ele alındığı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi.
Tatar toplantıda, halkın mülkiyet hakkını, güvenliğini ve ülkenin kurumlarını hedef alan kabul edilemez adımları tüm yönleriyle değerlendirme fırsatı bulduklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Tatar, Rum liderliğinin, KKTC sınırları içinde yasal yollarla taşınmaz edinmiş bireyler hakkında tutuklama emirleri çıkarması ve Interpol gibi uluslararası mekanizmaları bu süreçte devreye sokma çabasının, yalnızca bireyleri değil, halkın tamamını hedef alan siyasi nitelikli bir baskı süreci olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar şunları belirtti:
“KKTC sınırları içinde mülkiyetle ilgili işlemler, Anayasa ve yasalarımıza uygun şekilde yıllardır istikrarla yürütülmektedir. Bu sistemin en önemli ayağı olan Taşınmaz Mal Komisyonu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından etkin bir iç hukuk yolu olarak tanınmış; Avrupa Konseyi nezdindeki denetim süreçlerinin büyük kısmı da bu çerçevede sonlandırılmıştır. Uluslararası zeminde tanınan bu yapıya ve bu yapı üzerinden işlem yapan bireylere dönük suçlamalar, hukuki değil, siyasi saiklerle hareket edildiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Tüm bu uluslararası hukuki zemine rağmen, Rum liderliğinin baskıcı politikasını siyasi hesaplarla uygulamaya koyması, hukuku araçsallaştırmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Rum mahkemelerinin dahi bu kararların adaleti değil siyaseti öncelediğini ifade etmesi, durumun vahametini gözler önüne sermektedir.
Kıbrıs Türk halkının mülkiyet hakkını, seyahat özgürlüğünü ve onurunu hedef alan bu düşmanca girişimlere karşı sessiz kalmam söz konusu olamaz. Taşınmaz Mal Komisyonumuzun ve kurumlarımızın meşruiyetine yönelen bu baskıları reddediyor, halkımızın haklarını savunmak için gerekli siyasi ve hukuki girişimleri kararlılıkla sürdürüyorum.”