Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Göç Yönetimi Merkezi açıldı

Published

on

İçişleri Bakanlığı, Göç Yönetimi Merkezi (Düzensiz Göçle Mücadele) bugün düzenlenen törenle açıldı. Törende, Göç Yönetim Merkezi’nde görev yapacak 6 mobil araç teslim alındı.

Açılış sonrası KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasında “Güvenlik İş Birliği Anlaşması” imzalandı.

Başbakan Ünal Üstel’in katılımıyla imzalanan anlaşmaya, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz ile Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya imza koydu.

İçişleri Bakanlığı karşısında yer alan Göç Yönetimi Merkezi’nin açılış törenine, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Başbakan Ünal Üstel, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, bakanlar, milletvekilleri, diğer yetkililer katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, TC İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Göç Yönetimi Merkezi ve mobil araçların gerekli denetimleri yapacağını, ülkede huzur ve güvenliğin güvence altına alınacağını söyledi.

Başbakan Ünal Üstel, merkezin ülkenin huzuru ve güvenliği için büyük önem taşıdığını belirtti.

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, bugün, ülkenin güvenliğini, kamu düzenini ve toplumsal huzurunu koruma yolunda attıkları önemli bir adımın gururunu yaşadıklarını kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da, amaçlarının, düzenli yollarla KKTC’ye gelen yabancıların kayıt altına alınmasına ve sınır güvenliğine aktif destek vermek olduğunu dile getirdi.

-Oğuz: “Tarihi bir adım”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarihinde ilk kez kurulan “Düzensiz Göçle Mücadele Merkezi”nin, Türkiye Cumhuriyeti ile yürütülen güçlü iş birliği ve ortak vizyon doğrultusunda hayata geçirildiğini ifade eden Oğuz, merkezin, sadece fiziksel bir yapıdan ibaret olmadığını, aynı zamanda devletin kararlılığını, kurumsal kapasitesini ve vatandaşına olan sorumluluğunu yansıtan stratejik bir adım olduğunu vurguladı.

Oğuz, şöyle devam etti:

“Bu merkez, Stratejik Eylem Planı çerçevesinde düzensiz göçle etkin mücadele, suça karışan veya kamu düzenini tehdit eden yabancıların tespiti ve sınır dışı işlemleri, kriminal biyometrik veri alımı ile suç şüphesi taşıyan kişilerin daha hızlı ve güvenli şekilde analiz edilmesi, geri gönderme işlemlerinin Türkiye Cumhuriyeti ile tam eşgüdüm içerisinde gerçekleştirilmesi gibi çok önemli görevleri üstlenecektir.

Bu kapsamda, ülkemizde ilk kez uygulanacak olan kriminal biyometrik veri alımı sayesinde, özellikle çalışma izni, öğrenci izni ya da ikamet izni ile ülkemizde bulunan yabancıların kayıt altına alınması daha sistematik ve güvenli hâle gelecektir.”

Üniversitelerde eğitim gören üçüncü ülke vatandaşlarından, çalışma izinli ve izin öncesi süreçte bulunan yabancılara kadar tüm bireylerin kayıtlılık sürecinin tek merkezden yönetileceğini belirten Oğuz, sistemin, kamu kaynaklarının etkin kullanımına katkı sağlayacağı gibi, devlete olan mali ve idari yükün azalmasına da olanak tanıyacağını kaydetti.

Oğuz, “Merkezimizin hayata geçmesi sürecinde, Türkiye Cumhuriyeti Göç İdaresi Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Daire Başkanlığı ve diğer değerli kurumlarımız tarafından sağlanan teknik destek, altyapı, cihaz ve eğitim katkıları için teşekkürlerimizi sunuyorum” dedi.

Merkezde görev yapacak personelin, göç yönetimi, düzensiz göçle mücadele ve seyahat belgesi sahteciliği tespiti gibi hayati konularda gerekli eğitimlerini tamamladığını ve bugün itibarıyla göreve hazır olduğunu dile getiren Oğuz, halkın huzuru, devletin güvenliği ve göç yönetiminin çağdaş normlara uygun şekilde yürütülmesi amacıyla atılan adımın ülkeye hayırlı olmasını temenni etti.

Merkezin kurulmasına katkı sağlayan Türkiye Cumhuriyeti’ne ve bu süreçte emeği geçen tüm kurum ve personele teşekkür eden Oğuz, Düzensiz Göçle Mücadele Merkezi’nin ülkeye, halka ve ülkenin geleceğine hayırlı ve uğurlu olmasını temenni etti.

Bu tarihi adımın atılmasında katkı sağlayan başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya teşekkür eden Oğuz, “Samimi destekleri, iş birliği ve güçlü iradeleri için şükranlarımı sunuyorum” dedi.

-Yerlikaya: “Sınır güvenliğine aktif destek vereceğiz”

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da, KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti olarak her zaman bir ve birlikte olduklarını söyledi.

Barışın, özgürlüğün, mücadelenin adı KKTC’de bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade eden Yerlikaya, KKTC ile her zaman birlikte hareket ettiklerini ve göç konusunda da birlikte hareket edeceklerine işaret etti.

Göç eden insanların “küresel bir ordu” ve tüm ülkelerin, insanlığın sorunu olduğunu ifade eden Yerlikaya, Türkiye olarak bunu derinden yaşadıklarını kaydetti.

Yerlikaya, KKTC’nin huzuru ve güveni için göç konusunda stratejik bir yönetimin büyük önem taşıdığına işaret ederek, Türkiye’nin göçü başarıyla yöneten bir ülke haline geldiğini belirtti.

Ali Yerlikaya, göç ile ilgili her adımı hukuka göre, insanlık ve kamu düzeni önceliği ile sistemli adımlar atarak yönettiklerini ve başarılı olduklarını söyleyerek, başarıyı elde ederken, yakalanan başarıyı da sürdürmenin önemli olduğuna dikkat çekti.

Türkiye’nin göç ile ilgili uygulamalarını anlatan ve uluslararası işbirliklerine verdikleri öneme işaret eden Yerlikaya, KKTC’de de benzer bir modelin hayata geçirilmesine destek verdiklerini kaydetti.

Eğitimden, altyapıya göç yönetimi sürecinin her aşamasında KKTC’ye destek vereceklerini söyleyen Yerlikaya, amaçlarının, düzenli yollarla KKTC’ye gelen yabancıların kayıt altına alınmasına destek verilmesi yanında sınır güvenliğine aktif destek vermek olduğunu da belirtti.

Bu merkezin, göçle mücadelede dönüm noktası olduğuna vurgu yapan Yerlikaya, merkezin KKTC’ye güç katacağını söyledi.

Merkez ile KKTC’ye çağdaş bir göç sistemi kazandırılacağını ifade eden Yerlikaya, göç ile mücadelede etkili, hızlı mücadele yürütüleceğini, düzensiz göçle mücadelenin ileriye taşınacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın haklı davayı savunduğunu ve KKTC’yi geleceğe taşıyacak adımları attığını belirten Yerlikaya, Tatar’ın güçlü duruşunun, en büyük güvenceleri olduğunu söyledi.

KKTC’nin huzuru ve güvenliğinin, Türkiye’nin huzuru ve güvenliği olduğunu belirten Yerlikaya, “Güçlü işbirliğimiz sürecek” dedi.

KKTC’nin Göç Yönetimi Eylem Planı çerçevesinde hizmet içi eğitimler verildiğini, merkezin kurulduğunu, sınır kapılarında parmak izi sisteminin kullanıldığını, yasal düzenlemeler yapıldığını ifade eden Yerlikaya, mobil göç noktası uygulamalarının da göçe karşı mücadelede önemli rol oynadığını kaydetti.

Yerlikaya, Türkiye’deki başarının burada da elde edileceğine inanç belirterek, 6 adet aracın da hizmete alınmasıyla, göç yönetiminin en üst noktaya ulaşacağına vurgu yaptı.

Etkin çalışmalarla KKTC’nin göç hedefi veya göçte transit olma durumundan çıkacağını belirten Yerlikaya, KKTC’nin yanında sarsılmaz şeklide olmaya devam edeceklerini kaydetti ve destek veren herkese teşekkür etti.

-Üstel: “Huzuru ve güvenlik için büyük önem taşıyor”

Başbakan Ünal Üstel de, Yerlikaya’ya teşekkür ederek, bugün olağanüstü bir duruma şahitlik ettiklerini, hükümet olarak halka ne söz verdilerse yerine getirdiklerini söyledi.

Ülkeye, istikrar başta olmak üzere reformlar, yarım kalan projeler ve Türkiye ile işbirliği içerisinde dünyadaki çağdaş uygulamaları kazandırdıklarını ifade eden Üstel, Göç Yönetimi Merkezi’nin ülkenin ve halkın huzuru ve güvenliği için büyük önem taşıdığını vurguladı.

Üstel, bu merkezin iç huzur için de büyük önem taşıdığını söyleyerek, Türkiye Cumhuriyeti’ne destekten dolayı teşekkür etti.

Rum tarafından KKTC’ye yönelik her alanda saldırılar, işkenceler olduğunu söyleyen Üstel, KKTC olarak bu saldırılara karşı güçlü bir şekilde mücadele verdiklerini, halkın güvenliğini sağlamaya yönelik adımlar attıklarını belirtti.

Rum yönetiminden gelebilecek saldırılara karşı sınırları kontrol altına alacaklarını ifade eden Üstel, hükümet olarak iç güvenliği sağlamak için öğrenciler başta olmak üzere ülkeye gelenleri kayıt altına aldıklarını, kontrollerin yapıldığını anlattı.

-“7 bin kişi sınır dışı edildi”

Üstel, bu çalışmalar sonucunda 7 bin kişinin sınır dışı edildiğini ifade ederek, ülke kanunlarına aykırı davrananlar olursa bu adımları atmaya devam edeceklerini kaydetti.

Öğrenci, turist, çalışma izinlilerin kayıt altına alındığını, gezici araçların da kontrollere dahil olacağını kaydeden Üstel, ülke insanının huzuru ve güvenliğinin tamamen sağlanacağını belirtti.

Başbakan Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile İçişleri Bakanı Yerlikaya’ya teşekkür etti, “Hayırlı olsun” dedi.

-Tatar: “Bu yatırımlar geleceğe, güvenliğe yatırımlardır”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, anlamlı ve önemli bir açılış olduğunu belirterek, Göç Yönetimi Merkezi ile mobil araçların gerekli denetimleri her yerde yapacağını, ülkede huzur ve güvenliğin güvence altına alınacağını kaydetti.

Yatırımların yanı sıra tecrübe ve bilginin de önemli olduğuna işaret eden Tatar, KKTC’yi geliştirecek işbirliklerinin önemli olduğunu belirtti.

Yerlikaya’ya desteklerinden dolayı teşekkür eden Tatar, merkezin, Kıbrıs Türk halkının varlığı, mücadelesi ve güvenliği için çok önemli olduğunu, KKTC’nin ekonomik gelişimi için de önem taşıdığını söyledi.

Sınır güvenliğinin önemine vurgu yapan Tatar, ülkeyi korumanın önemli olduğunu çünkü KKTC’nin her geçen gün büyüdüğünü, turist, öğrenci ve çalışanların ülkeye geldiğini, bu çerçevede bazı istenmeyen olayların da yaşandığını belirtti.

“Bu çerçevede bu yatırımlar geleceğe, güvenliğe yatırımlardır” diyen Tatar, göçlere de değindi ve Kıbrıs Türk halkının da göçler yaşadığını ifade etti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin göç ile mücadelesine de değinen Tatar, Türkiye’nin tecrübesini KKTC ile paylaşmasının önemine işaret etti, ülkedeki güvenliği, huzuru bozacak olanlara karşı tedbirler almak için merkezin büyük önem taşıdığını belirtti.

Son dönemde Güney’den yapılan bazı saldırıların, kendilerini yollarından çıkarmayacağına işaret eden Tatar, burada devlet ve halk olduğunu, güçlü bir şekilde uluslararası hukuka da saygı göstererek bugünlere geldiklerini ifade etti. Tatar, bu saldırıları kınadı ve Rumların zihniyetinin, Kıbrıs’ta geleceğe katkısının olmadığını vurguladı.

KKTC’de kamu düzeni ve bir devlet anlayışı, uluslararası hukuk temelinde demokrasi olduğunu söyleyen Tatar, bunun Rum tarafına söylenmesi gerektiğini, KKTC’nin başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere Türk Devletleri Teşkilatı ile ilişkileri bulunduğunu kaydetti.

Tanınmada sıkıntı olabileceğini ama izolasyonlara karşı direnen ciddi anlamda kurumsal kapasite oluşturan KKTC’nin bu kadar haksızlığı hak etmediğini belirten Tatar, KKTC’nin bekası ve geleceği için çok önemli adımlar atıldığını vurguladı.

Konuşmaların ardından mobil araçlar incelendi, merkezin açılış kurdelesi kesildi ve bina gezildi.

-Türkiye İçişleri Bakanı Yerlikaya, Dursun Oğuz’u ziyaret etti

Öte yandan açılış töreni öncesi Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’u ziyaret etti.

İçişleri Bakanlığına giden Yerlikaya’yı KKTC ve bakanlıkta ağırlamaktan mutluluk duyduğunu söyleyen Oğuz, KKTC’de ilk kez Göç Yönetimi Merkezi’nin Türkiye Cumhuriyeti sayesinde kazandırıldığına işaret etti.

Oğuz, merkezin, yasal düzenlemeleri, altyapısı, araç gereçleriyle amacına uygun kullanılmasının önemine vurgu yaptı.

Halkın, ülkenin huzuru güveni açısından merkezin ve işbirliğinin önemine dikkat çeken Oğuz, Yerlikaya’ya verdiği destekten dolayı teşekkür etti.

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Yerlikaya da, misafirperverliğe teşekkür ederek, bugün hem Göç Yönetimi Merkezi açılışı hem de Güvenlik İşbirliği Anlaşması için KKTC’de olduklarını söyledi.

Türkiye ile KKTC’nin mazisi ile geleceğinin bir olduğunu ifade eden Yerlikaya, KKTC halkının güvenlik ve huzuru için her zaman KKTC’nin yanında olacaklarını kaydetti.

Göçün tüm ülkeleri etkilediğini ama Türkiye’nin bu konudaki mücadelesinin diğer ülkelere model olduğunu işaret eden Yerlikaya, düzenli göç ve düzensiz göç ile hukuktan aldıkları güç ile insan hakları temelinde, kamu düzeni ve güvenliği içinde mücadele verdiklerini kaydetti.

Göçte çekim gücü olmaktan çıkmak istediklerini, düzensiz göç konusundaki mücadele gibi düzenli göç, turizm, eğitim, çalışma hayatı gibi konularda da çekim merkezi olduklarını ifade eden Yerlikaya, KKTC ile de bu noktada her türlü paylaşıma hazır olduklarını vurguladı.

Yerlikaya, bu çerçevede Göç Yönetimi Merkezi’nde yapılması gereken ne varsa yapılacağını belirterek, merkezin hayırlı olmasını temenni etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Öztürkler: “TMT’nin verdiği mücadeleye layık olmaya çalışacağız”

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, TMT Mücahitler Derneği’ni kabulünde, TMT’nin verdiği mücadeleye layık olmaya çalışacaklarını söyledi.

Meclis’ten yapılan açıklamaya göre, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, TMT Mücahitler Derneği Başkanı Celal Bayar ve beraberindeki heyeti Meclis’te kabul etti.

Görüşmede, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesi, devletin kuruluş süreci ve güncel bölgesel gelişmeler ele alındı.

Öztürkler, kabulde yaptığı konuşmada, 20 Temmuz Barış Harekâtı’na giden sürecin zorluklarla dolu olduğunu belirterek, “Bu devlet büyük bir azmin, kararlılığının sonucudur. Mehmetçik ve Mücahitlerin verdiği mücadele asla unutulmamalıdır.” dedi.

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) toplantılarına KKTC’nin katılımının önemine değinen Öztürkler, “Devlet yetkilileriyle kendi bayrağımız altında, kendi görev ve sıfatlarımızla temas kuruyoruz. Bu, uluslararası alanda görünürlüğümüz açısından tarihi bir adımdır. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve bakanlarımız ülkemizi her alanda başarıyla temsil ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkı için vazgeçilmez bir güvence olduğunu vurgulayan Öztürkler, “Anavatan bizim kırmızı çizgimizdir. Her zaman yan yana ve omuz omuza olacağız.” dedi.

Filistin’de yaşananlara da değinen Öztürkler, “BM kararlarının hükmünün kalmadığı, güçlünün sözünün geçtiği bir dönemden geçiyoruz. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin duruşu bizim için hayati önemdedir.” ifadelerini kullandı.

Güney Kıbrıs’taki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Öztürkler, Türk askerinin adada da bir denge unsuru olduğunu ve bunu herkesin bilmesi gerektiğini söyledi.

Ziyaretin sonunda Meclis Başkanı Öztürkler, konuk heyete Meclis binasını gezdirerek kurumun işleyişi hakkında bilgi verdi. Heyet, ziyaretin anısına toplu hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra Meclis’ten ayrıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: “İki devletli siyaseti sürdürüyoruz, New York’a işbirliği odaklı bir toplantı için gidiyoruz”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 16-17 Temmuz tarihlerinde New York’ta yapılacak 5+1 formatındaki toplantı öncesi değerlendirmelerde bulunarak, yeni geçiş kapıları açılması konusunda uzlaşmaz bir tutum sergileyen Rum yönetimi başkanı Nikos Hristodulidis’i eleştirdi. Tatar, son günlerde Metehan geçiş kapısında Güney Kıbrıs kaynaklı yaşanan sıkıntıların, Haspolat kapısının açılması konusunda ısrar etmelerinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösterdiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Tatar, New York’taki toplantıda Haspolat ve Akıncılar’da yeni geçiş kapıları açılması konusunu gündeme getireceğini kaydetti.

Araçla geçişlerin rahatlatılması için Haspolat kapısının açılması konusunda dört buçuk yıldır çaba gösterdiğini anımsatan Tatar, trafikte yaşanan sorunların önceki akşam bir kez daha gündeme geldiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, kapılar konusundaki hassasiyetini her platformda dile getirdiğini belirterek, konuyu Cenevre’de tekrar gündeme getirdiğini ancak Hristodulidis’in Mart ayından bu yana yapıcı bir tutum sergilemediğini belirtti.

Türk tarafının her zaman yapıcı olduğunu ifade eden Tatar, mevcut dokuz kapının çoğunun Rum tarafına hizmet ettiğini belirtti. Yeşilırmak ve Bostancı kapılarının neredeyse tamamen Rum tarafına hizmet ettiğini, Kıbrıslı Türklerin kullanım oranının yüzde onun bile altında olduğunu söyledi. Tatar, buna karşın araçlı geçişlerin yüzde 65’inin Metehan kapısından gerçekleştiğini ve burada ciddi bir tıkanıklık yaşandığını kaydetti.

Kıbrıs Türk tarafının Metehan kapısındaki yolu genişletmesine rağmen Rum tarafında böyle bir adımı hayata geçirmediğini belirten Tatar, Rum geçiş kapılarında çalışan sayısının artırılması ve yolun genişletilmesi gerektiğini dile getirdi. Rum tarafının bu konuda çözüm üretmek istemediğini belirten Tatar, 2024 yılında sekiz milyon muhaceret işlemi yapıldığını, bunun yaklaşık dört milyonunun Kıbrıslı Türkler, dört milyonunun ise Kıbrıslı Rumlar tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti. Tatar, Rum halkının da yaşanan tıkanıklıktan rahatsız olduğunu söyledi.

Haspolat ve Akıncılar kapılarının açılması halinde Metehan kapısındaki trafiğin büyük ölçüde rahatlayacağını belirten Tatar, burada kapı açılması halinde Yeşil Hat Tüzüğü kapsamındaki ticaretin de artacağını, kamyonların bu kapılardan geçmesiyle Metehan kapısının rahatlayacağını ifade etti.

New York’ta daha önce gerçekleşen toplantıda bu konuyu gündeme getirdiğini belirten Tatar, toplantıya Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’den bakanların da katıldığını ve hepsinin buna şahit olduğunu söyledi. Rum lider Hristodulidis’e Haspolat ve Akıncılar kapılarının açılmasını önerdiğini anlatan Tatar, Hristodulidis’in Cenevre’de açılmasını istediği kapıları ısrarlara rağmen dile getirmediğini bildirdi.

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin ile de bu konuyu konuştuğunu belirten Tatar, Rum tarafının hala “Güney’den Güney’e koridor” açmak istediğini söyledi, bunun kabul edilemez olduğunu kaydetti.

– “New York’taki toplantıya önem veriyoruz”

New York’ta yapılacak toplantının önemli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, tüm toplantılara iki devletin iş birliği yönünde baktıklarını belirtti.

Ancak ortak zemin oluşması halinde müzakere masası kurulabileceğini ifade eden Tatar, öte yandan iki taraf arasındaki yapıcı ilişkilerin sürdürülmesinin önemli olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı olduğu günden bu yana teknik komitelerin çalışması için gayret ettiklerini anlatan Tatar, Rum tarafının zaman zaman sıkıntı çıkardığını, Kıbrıs Türk makamlarını muhatap almak istemediğini söyledi.

Rum tarafının KKTC makamlarını muhatap almasının statülerinin yükselmesi anlamına geleceğini düşündüğünü belirten Tatar, buna rağmen deprem komitesi, gençlik komitesi gibi konularda başarı sağlandığını dile getirdi.

Ara bölgede solar enerji yatırımı konusunun tıkandığını söyleyen Tatar, Rum tarafının üretilen tüm enerjinin tamamının Güney Kıbrıs’a verilmesini ve daha sonra KKTC’ye pay aktarılmasını istediğini, bunun kabul edilemez olduğunu kaydetti. Tatar, “halbuki olması gereken ara bölgeden herkesin payını almasıdır” dedi. “Rum tarafının kendisini Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sahibi, Kıbrıslı Türkleri cemaat olarak gördüğünü ifade eden Tatar, asıl kavganın kaynağının bu olduğunu belirtti.

– “İki devletli siyaseti sürdürmeye devam edeceğiz”

İki devletli siyasetin sürdürülmeye devam edeceğini, Türkiye’nin de buna destek verdiğini belirten Tatar egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü kabul edilmeden resmi müzakere sürecine geçilmeyeceğini vurguladı.

En temelde 3-D; direkt uçuş, direkt ticaret, direkt temas ve izolasyonların kaldırılması talebinde bulunduklarını belirten Tatar, Birleşmiş Milletler’in bunu hayata geçirmeyi denediğini ancak Rum tarafının kabul etmediğini ifade etti.

Holguin’in de ortak zemin olmaması nedeniyle federasyon görüşmelerinin başlamasının mümkün olmadığını söylediğini aktaran Tatar, New York’ta yapılacak toplantının iş birliği odaklı olacağını ifade etti. Tatar, altı başlık dışında başka konular gündeme gelirse, dönüşte bunların üzerinde çalışacaklarını söyledi.

Bölgede devam eden çatışmaların dengeleri değiştirdiğini belirten Tatar, İngiliz üslerindeki pozisyonun da bu duruma etki ettiğini kaydetti. Tatar, tüm bunların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin önemini ve statüsünü artırdığını söyledi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bölgede denge unsuru olduğunu belirten Tatar, KKTC tanınmamış olsa da hukuku ve devletiyle var olduğunu söyledi.

KKTC üniversitelerinde 144 farklı ülkeden öğrencinin eğitim gördüğünü belirten Tatar, ülkede ekonomi, kurumlar ve anayasa bulunduğunu vurguladı. Tatar, halkın kendi iradesi, hakkı ve hukuku olduğunu ifade ederek, 1960 anlaşmasının da Kıbrıs Türk halkına referandum hakkı tanıyan Annan Planı’nın da hukuk belgeleri olduğunu vurguladı. Tatar, her açıdan Kuzey Kıbrıs’ta ayrı bir yetki, otorite ve devlet bulunduğunu ifade etti.

– “Mal mülk konusundaki uygulamalar silahsız saldırı… New York’ta gündeme getireceğim”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıslı Rumların mal mülk konusunda yaptığı uygulamaları “meydan okuma” ve “silahsız saldırı” olarak nitelendirdi.

Tatar, bu saldırıların hiçbir zemini ve dayanağı olmadığını belirterek, Kıbrıslı Rumların bu tutumdan vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda Taşınmaz Mal Komisyonu’nun yetkili olduğunu ifade eden Tatar, Rum tarafının, KKTC’de hiçbir yetkisi olmamasına rağmen, iyi niyetli bir yatırımcı ve KKTC vatandaşını tutuklamasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

New York’taki toplantıda bu konuyu gündeme getireceğini belirten Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne “2017’den sonra ilk kez iyi bir atmosfer oluştu. Şimdi bu iyi atmosfer tutuklamalarla baltalanıyor” diyeceğini kaydetti.

Tatar Rum tarafının Kıbrıslı Türkleri cemaat olarak görmesini kabul etmeyeceklerini vurguladı. Rumların hiçbir zaman siyasi eşitliği kabul etmediğini dile getiren Tatar, önceki gün eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın yaptığı açıklamada, “Crans Montana’da Anastasiadis’in masayı devirmesinin sebebi Netanyahu’nun ‘Deli misiniz? Kıbrıslı Türkleri niye hükümete alacaksınız, niye onları ortak edeceksiniz? Şimdi Kıbrıs’ı siz idare ederken bütün Kıbrıs’ı dünyada siz temsil ederken Kıbrıslı Türklerin orada işi ne?’” demesi olduğunu söylediğini anımsattı.

– “Fidias’a ve partnerine yapılan saldırıyı kınıyorum”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Avrupa Parlamentosu Rum Milletvekili Fidias Panayiotou ile yaptığı röportajın ardından Panayiotou ve partneri Styliana’nın saldırıya uğramasıyla ilgili çıkan haberlerle ilgili de açıklamada bulundu.

Tatar, Fidias ile güzel bir sohbet gerçekleştirdiklerini belirterek, “Rum tarafında ortalığı ayağa kaldırdılar. Şimdi burada garipsenecek ne var? Nasıl bir dünyada yaşıyor bu insanlar? Kıbrıs Türk’ü görüşünü de mi anlatamayacak, sesini de mi duyuramayacak? Gerçeklerin duyurulmasından mı korkuyorlar bunlar?” dedi.

Fidias Panayiotou ve partnerine geçmiş olsun dileklerini ileten Tatar, saldırı haberlerinden üzüntü duyduğunu ve yapılanları kınadığını ifade etti. Tatar, “Gösterdiği cesaret için teşekkür ediyorum. Programında genelde çok beğenildiğini görüyorum. Bana gelen mesajlardan. Farklı görüşlerden birçok insandan çok mesaj aldım. Dolayısıyla kendisine geldiği için ve bu röportajı benimle yaptığı için çok teşekkür ediyorum” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: “Yerli üretim kabiliyetini gösteren önemli bir mühendislik başarısı”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, üst yapıları Günsel Mühendisliği’nin geliştirdiği Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’na ait 7 adet arama-kurtarma aracının teslim törenine katıldı.

Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Tatar, törende yaptığı konuşmada, Günsel otomobil fabrikasında bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, yerli ve milli bir başarıya şahitlik edildiğini söyledi. Tatar, “Geliştirilen arama-kurtarma araçları daha etkin faaliyet gösterecek” dedi.

Günsel ailesinin Yakın Doğu Üniversitesi’nin ardından Günsel arabasını hayata geçirdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Günsel Mühendisliği’nin sadece araba konusunda değil, diğer alanlarda da faaliyet gösterdiğini vurguladı.

Projenin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yerli üretim kabiliyetlerini gösteren önemli bir mühendislik başarısı olarak öne çıktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Günsel mühendislerinin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin teknolojik ihtiyaçlarını belirleyip, tasarlayıp, üreten ve ortaya çıkaran bir vizyonun temsilcileri olduğunu vurguladı.

Sivil Savunma Teşkilatı’nın doğal felaketler ve diğer olaylarda arama-kurtarma araçlarının daha etkin çalışması için Günsel Mühendislik tarafından yapılan çalışmanın önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, devletin ve özel sektörün birlikte hareket ederek, başarılı çalışmalar yapmasını temenni etti.

Devamını Oku

Trending

Reklam