Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan kamu görevlilerinin davasının ilk duruşmasında sanıklar dinlenmeye devam ediyor

Published

on

Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan kamu görevlilerinin davasının ilk duruşmasında sanıklar dinlenmeye devam ediyor.

Yapı ruhsatını düzenleyen Ruhsat Büro Teknisyeni sanık Abdurrahman Karaaslan, 1980 yılında Adıyaman belediyesinde çalışmaya başladığını anlattı.

Karaaslan,  herhangi bir teknik bilgisi olmadığını sadece daktilo yazmayı bildiği için 1990  yılında kendisini görevlendirdiklerini kaydetti. Evrakları doldurmak, yani bir nevi katip olarak çalıştığını ifade eden eden Karaaslan, ruhsattaki imzayı da bundan dolayı attığını belirtti.

Karaaslan, projeyi mimari kısmın  ve mühendislerin de de statikleri denetlediğini anlatarak, mimar ve mühendislerin  verdiği talimat doğrultusunda rapor yazdığını kaydetti.

-Segpisten ayrılmak isteyen sanık Yusuf Gül’e Pervin Aksoy İpekçioğlu soru sordu

Sanık Karaaslan dinlenirken, mahkemede, segpisten ayrılmak isteyen 1993 ruhsatında İmar Müdürü sanık Yusuf Gül’e ailelerden Serin İpekçioğlu’nun annesi Pervin Aksoy İpekçioğlu soru sormak istedi. İpekçioğlu, sanık Gül’e 1993 yapı ruhsatını onaylarken denetim görevi olup olmadığını sordu.

Sanık Gül de, o dönemde yapı denetim yasasına tabi olmadıklarını belirterek, sadece belediyedeki yönetmeliğe göre rapor verdiklerini kaydetti. Gül, sadece belgeler üzerinden rapor verdiklerini de ekledi.  Başka soru sorulmaması üzerine sanık Gül’ün mahkemeden ayrılmasına izin verildi.

-Karaaslan dinlenmeye devam etti

Mahkemede daha sonra avukat Tan Okay Abdurrahman Karaaslan’ın yetkiyi kimden aldığını sordu. Karaaslan da “eskiden personel müdürlüğü şimdi ise insan kaynakları olan merciden” diye yanıtladı.

Ruhsat Büro Teknisyeni Fazlı Karakuş, 1995’te belediyede işçi olarak çalışmaya başladığını daha sonra da belediyenin kendisini imar bölümünde görevlendirdiğini anlattı.

Birimde görevli mühendislerin kendisini görevlendirdiğini anlatan Karakuş katiplik görevi  yaptığını,  evrak doldurduğunu ve suçlamaları kabul etmediğini kaydetti.

Avukat Mehmet Eren Turan Karakuş’a dosyaya ile yazılan  raporlar arasında farklılıklar olup olmadığını denetleyip denetlemediğini sordu.  Sanık Karakuş da sadece evrakları kendilerine verilen bilgi doğrultusunda doldurduğunu, o bilgileri orada görevli şeften alıp doldurduklarını anlattı.

Fazlı Karakuş ve Abdurrahman Karaaslan sanık avukatı Murat Kaplan da, görevlerinin katip olmaktan daha ileri gitmediğini söyledi.

Kaplan, müvekkillerinin, denetleme ve karar verme merci olmadığını ifade ederek, neden burada bulunduklarını anlayamadıklarını kaydetti.

Kaplan, bilir kişi raporu hazırlanırken müvekkillerine yer verilecekse bu raporda ne iş yaptıklarının belirtilmesi  ve açıkça kusurlarının belirtilmesini talep etti.

-Bulut

2001 tarihli raporda imzası bulunan dönemin belediye başkan yardımcısı Sanık Osman Bulut da, 1994-2005 yılları arasında  Adıyaman Belediye Başkan Yardımcısı olduğunu söyledi.

Tarih öğretmeni olduğunu söyleyen Bulut, teknik konuları bilmesinin mümkün olmadığını, önüne hazır gelen, eksiksiz olan evrakları onayladığını kaydetti.  Denetlemeleri imar müdürlüğünün  yaptığını ifade eden Bulut, şüpheli bir durum olduğunda  gerekli çalışmaları yapıp irdelediklerini, encümene bilgi verdiklerini söyledi.

Avukat Mehmet Eren Turan sanığa sorular yöneltti. Tarafınızdan düzenlenen raporda statik hesabı yapanın Halil Bağcı olarak görülmediğini belirten Turan, sanığa neden teknik görüşü Halil Bağcı’dan aldıklarını sordu.

Avukat Turan, statik proje müellifi olarak Mehmet Göncüoğlu ve Erdem Yıldız’dan alınması gerekirken statik hesabın neden Halil Bağcı’dan aldığını sordu.

Sanık Bulut da bunun binanın konuttan dönüştürüldüğü için yapıldığını, ancak bunun  tedbir amacıyla mı şüphe olarak mı yapıldığını hatırlamadığını kaydetti. Bulut, hem üzerinden çok zaman geçtiğini hem de Alzheimer hastası olduğunu kaydetti.

Avukat Yiğit Gökçehan Koçoğlu’nun sorularını da yanıtlayan Bulut, ruhsatları şekli olarak onayladığını, yapıları fiili olarak denetlenmediğini söyledi.  Binanın zemin etütlerinin yapılıp yapılmadığını hatırlamadığını, daha önce böyle bir durumla karşılaşıp karşılaşmadığını da hatırlamadığını söyleyen Bulut, evrakları getiren kişilerin birlikte belediyede çalıştığı imar müdürlüğündeki arkadaşları olduğunu söyledi.  Bulut, “Arkadaşlar derken pişpirik oynadığım arkadaşlarım değil, yetkili kişileri kast ettim” dedi.

Avukat Orhan Koç da, herhangi bir ruhsat için dönemin belediye başkanından talimat alınıp alınmadığını sordu. Sanık Bulut, belediye başkanından talimat gelmediğini söyledi.

Emrah Genç’in sorularını da yanıtlayan Sanık Osman Bulut, belediye biriminde ihtiyaç duyulan kişiler için görevlendirmeler yapıldığını bunların altında da kendisinin imzası olduğunu belirtti. Bulut, “Kusurum olmadığına inanıyorum” dedi.

Plan proje/ imar müdürü Mehmet Salih Alkayış da, binaya 2003 yılında kullanma izni verildikten sonra binada çok sayıda tadilat yapıldığını ve bunlar için ruhsata alınması gerektiğini söyledi.

Alkayış, binaya sadece kaçak kat için yapı kayıt belgesi alındığını ifade ederek, inşaatın imalatında yapılan çok hata olduğunu, bunlar imar kanunu gereğince fenni mesulün sorumluluğunda olan işler olduğunu belirtti.  Alkayış, dolayısıyla bilirkişi raporunda da kendisinin kusursuz olarak belirlendiğini dile getirerek beraatını istediğini aktardı.

Performans analizi olarak başka bir inşaat mühendisinden değerlendirme için Halil Bağcı’dan rapor istediklerini anlatan Alkayış,  kaba inşaatı bittiği ve statik projesi bulunduğu için binaya yeni bir statik proje istemediklerini kaydetti. Binalarda yapılmış kısımların kazanılmış hak olarak geçtiğini belirten Alkayış suçlamayı reddederek, beraatını talep etti.

Alkayış, Avukat Mehmet Eren Turan’ın sorularını yanıtlamak istemediğini söyledi.

Avukat Yiğit Gökçehan Koçoğlu ve Emrah Genç de sanığa sorularını yöneltti.

Sanık Alkayış avukatların sorularına cevap vermek zorunluluğu olmadığını dile getirerek, soruları yanıtlamak istemediğini dile getirdi. Alkayış, soruları daha sonra mahkemenin gidişatı doğrultusunda avukatı aracılığıyla yanıtlayabileceğini kaydetti.

Sanık avukatı Ahmet Işık, binanın yıkılma nedenlerini aktararak, binanın tapusunun ne zaman verildiğini  öğrenmek istediklerini, müvekkilinin beratını ve eksik hususların tamamlanmasını talep etti.

Mahkemede daha sonra vefat edenlerin ailelerine söz verilmeye başlandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Ertuğruloğlu: “Denktaş’a sözde bir kitapta yöneltilen arsızca ithamlar, sadece çukurda debelenen bir zavallının hezeyanıdır, yok hükmündedir”

Published

on

By

 Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’a sözde bir kitapta yöneltilen arsızca ithamlar, sadece çukurda debelenen bir zavallının hezeyanıdır, yok hükmündedir” açıklamasında bulundu.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik asılsız iddiaların yer aldığı kitapla ilgili sert eleştirilerde bulunan Ertuğruloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Özgürlük mücadelesi liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ten mücadele bayrağını devralarak Kıbrıs Türk Halkı’nı devlet sahibi bir halk haline getiren, ömrünü halkının egemenliğine ve milli Kıbrıs davamıza vakfeden Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’a sözde bir kitapta yöneltilen arsızca ithamlar, sadece çukurda debelenen bir zavallının hezeyanıdır, yok hükmündedir!

Müptezel hezeyanlarıyla Denktaş’a dil uzatanlar şunu bilin; Denktaş’ın kutlu mücadelesi bizim yolumuzdur. Onun cesareti, onun devlet vizyonu bize emanet ettiği en büyük değerdir, ilham kaynağımızdır.

Bu dava ne bir kitapla kirlenir ne de çapı belli olanların hayal gücüyle küçülür. Yolumuz nettir; yolumuz Anavatanımızın yoludur, Denktaş’ın yoludur, Türklük yoludur. Davamız büyük, devletimiz kalıcıdır!

Bu vesileyle bir kez daha, yaşadığımız toprakları bize vatan yapan tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam