Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Güler: İki devlet ve tek yürek’ olduğumuz KKTC’nin yanında olmayı sürdüreceğiz

Published

on

Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Nasıl 50 yıl önce soydaşlarımızın yaşadığı zulüm ve acılara sessiz kalmadıysak, bugün de aynı anlayışla Kıbrıs Türkü’nün haklarını koruma azim ve kararlılığına sahibiz.” ifadesini kullandı.

Türkiye Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 28’inci Mekanize Piyade Tümen Komutanlığını ziyaret ederek, inceleme ve denetlemelerde bulundu.

Burada görevli askerlerle akşam yemeğinde bir araya gelen Bakan Güler, kardeş KKTC‘de ve Ada’nın güvenliğine yönelik önemli bir fonksiyon üstlenen 28’inci Mekanize Piyade Tümen Komutanlığında bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti.

Bölgede ve dünyada çok boyutlu gelişmelerin yaşandığı, artan risk ve tehditler nedeniyle güvenlik paradigmalarının sürekli değiştiği kritik bir süreçten geçildiğini vurgulayan Güler, şöyle devam etti:

“Bu süreçte jeopolitik ehemmiyeti yüksek bir coğrafyada bulunan ülkemizin de tüm bu tehdit ve tehlikelere karşı, daima güçlü ve uyanık bulunması bir zorunluluk haline geliyor. Dolayısıyla Milli Savunma Bakanlığı olarak bizler de ülkemizin bekası, asil milletimizin güvenlik ve huzuru için son bir asrın en yoğun ve en etkin faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda şanlı ordumuz, yurt içinde ve sınır ötesinde icra edilen operasyonlar ile terörle mücadelede büyük başarılar elde ediyor. Kahraman Mehmetçiklerimiz, son teröristi de etkisiz hale getirme kararlılığıyla mücadelesini büyük bir gayretle sürdürüyor.
Operasyonlarımızla eş zamanlı olarak hudutlarımızın emniyetini de en yoğun ve etkili tedbirlerle sağlarken, Mavi ve Gök Vatan’ımızda hak ve menfaatlerimizi de tereddütsüz ve tavizsiz koruyoruz. Milli meselemiz olan Kıbrıs’ta da Garanti ve İttifak antlaşmaları kapsamında bulunurken, güvenlik ve barışın korunmasına yönelik faaliyetlerimizi de siz kahraman silah arkadaşlarımın büyük fedakarlıklarıyla başarıyla yerine getiriyoruz.”

– “Asil milletimizin tüm fertlerinin yüreği, buradaki soydaşlarımızın haklı mücadelesi için atmıştır”

Türkiye’nin Kıbrıs sorununun ortaya çıktığı ilk andan itibaren, konuya uluslararası hukuk temelinde hakkaniyet esasıyla yaklaştığını kaydeden Güler, diplomasiyi önceleyerek ve ilgili taraflarla görüşerek sürece çözüm bulmak için yoğun gayret sarf edildiğini dile getirdi.
Güler, tüm bu çabalara rağmen Kıbrıs’taki soydaşlara karşı artan baskı ve hatta katliama dönüşen eylemlerin, garantör devlet olarak Türkiye’nin barışın tesisi ile soydaşların korunmasına yönelik adım atmasını gerekli kıldığını vurguladı.

Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin, 1974’te büyük bir başarıyla icra ettiği Kıbrıs Barış Harekatı ile Ada’ya barış ve huzur getirdiğini hatırlatan Güler, “Şurası muhakkaktır ki, o süreçte asil milletimizin tüm fertlerinin yüreği, buradaki soydaşlarımızın haklı mücadelesi için atmıştır.” dedi.

Kıbrıs Barış Harekatı’na verilen güçlü desteğin, Türk milletinin sarsılmaz birlik ve dayanışma ruhuna yeni bir örnek teşkil ettiğini belirten Güler, bu sene 50’nci yıl dönümü idrak edilen harekat sayesinde soydaşların Ada’daki varlığının güvence altına alındığını ve KKTC‘nin kuruluşuna giden yolun açıldığını kaydetti.

O tarihten itibaren Türk Silahlı Kuvvetlerinin Ada’daki varlığının, barış ile güvenliğin teminatı ve huzur ortamının devamı için en büyük güvence olduğuna değinen Güler, “Bugün burada görev yapan siz kahraman silah ve mesai arkadaşlarımın varlığı da barışın ve istikrarın korunması bakımından son derece kıymetlidir, hayatidir.” ifadesini kullandı.

Kıbrıs’ın sahip olduğu stratejik konumun, sadece Ada’nın değil bölgedeki genel güvenlik ve istikrarın devamı bakımından da kritik önem taşıdığına dikkati çeken Güler, şunları kaydetti:

“Dolayısıyla böylesine tarihi bir görevi Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının değerli personeli ile büyük bir özveri içerisinde icra ettiğiniz için her birinizi tebrik ediyor, sizleri gözlerinizden öpüyorum. Bu vesileyle ifade etmek isterim ki, nasıl 50 yıl önce soydaşlarımızın yaşadığı zulüm ve acılara sessiz kalmadıysak, bugün de aynı anlayışla Kıbrıs Türkü’nün haklarını koruma azim ve kararlılığına sahibiz.”

– “KKTC‘nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edeceğiz”

Şu anda, Ada’da tamamen uluslararası meşruiyeti haiz olarak bulunan Türkiye’nin varlığını sorgulayan zihniyete, Türkiye’nin garantör devlet olma vasfını ve bölgeyle tarihi bağlarını bir kez daha hatırlatmak istediğini aktaran Güler, “Ayrıca Kıbrıslı kardeşlerimizin kazanılmış hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi, bizim için olmazsa olmazdır.” değerlendirmesinde bulundu.

Muhatapları, miadı dolmuş, statükocu ve provokatif söylemleri bir kenara bırakmaya, bunun yerine tarihi ve mevcut gerçeklere uygun, makul, mantıklı şekilde çözüme yönelmeye davet ettiklerini belirten Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hem Kıbrıslı Türkler hem de Rum komşularımızın müreffeh geleceği ve Ada’da kalıcı huzur ve barış iklimi için, en doğru yolun bu şekilde olacağı muhakkaktır. Sonuç olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da garantör devlet olarak güvenlik, barış ve istikrar için Ada’da bulunmaya ve kardeş KKTC‘nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edeceğiz.”

– “Faaliyetlerimizi çok yönlü yürütüyoruz”

Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın stratejik öngörüsü ile son yıllarda savunma ve güvenlik alanında önemli adımlar attığını vurgulayan Güler, Erdoğan’ın diğer ülkelerle kurduğu çok boyutlu ilişkilerle bölgesinde ve dünyada etkin bir konuma ulaştığını ifade etti.
Bakan Güler, Türkiye’nin çatışma ve ihtilafların çevrelediği bölgenin tam kalbinde yer aldığına dikkati çekti.

Gerginliklerin yayılmasını engellemeye, krizlerin ve sorunların çözümüne yönelik çok kapsamlı girişimlerde bulunulduğunu aktaran Güler, şunları kaydetti:
“Bu kapsamda, güney coğrafyamızdaki çatışmaların sonlandırılması ve krizlerin çözümünden Kafkaslar’da kalıcı barışın sağlanmasına, Karadeniz’deki güvenlik ortamının sürdürülmesinden Balkanlar’daki huzur ortamının korunmasına, Kuzey Afrika ve Akdeniz’de güvenliğe sağladığımız katkılardan Somali ve çevresinde istikrarın tesisine yönelik üstlendiğimiz inisiyatiflere kadar faaliyetlerimizi çok yönlü yürütüyoruz. Tüm bu girişimler, Türkiye’nin küresel bir aktör haline dönüştüğünü, uluslararası güvenlik mimarisinin ve müzakere masalarının mimarı ve vazgeçilmez bir üyesi haline geldiğini en açık şekilde ortaya koymaktadır.”

– “KKTC‘nin yanında olmayı sürdüreceğiz”

Güler, başta terörle mücadele olmak üzere elde edilen tüm başarıların devam etmesi ve ülkenin uluslararası alandaki güçlü konumunu sürdürebilmesinin en önemli şartlarından birinin de yerli ve milli savunma sanayisi olduğunu vurguladı.
Yerli, milli ve modern savunma sanayisinin son yıllarda ulaştığı üstün seviye ile her platformda ihtiyaçları karşıladığını belirten Güler, ürünlerin pek çok ülkeye ihraç edilerek ekonomiye de güç verdiğini dile getirdi.

Bakanlık olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde ve Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda çalışmayı sürdüreceklerini bildiren Güler, şu ifadeleri kullandı:

“Ülkemizin ve asil milletimizin güvenlik ve huzuru için var gücümüzle çalışmaya, daha büyük ve daha güçlü bir Türkiye için gayret göstermeye devam edeceğiz. Aynı şekilde ‘İki devlet ve tek yürek’ olduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanında olmayı sürdüreceğiz.
Bu vesileyle, Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum. Ayrıca Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin lideri Dr. Fazıl Küçük’ü, kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, aziz şehitlerimizi, Kıbrıslı mücahitleri ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Sizleri bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyor, görevlerinizde üstün başarılar diliyorum.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Çavuşoğlu, Azerbaycan’da KKTC üniversiteleri mezunlarıyla buluştu

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan KKTC üniversiteleri mezunlarıyla bir araya geldi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre Çavuşoğlu, Azerbaycan temasları kapsamında, hukuk, mimarlık, işletme ve ekonomi gibi bölümlerden mezun olup Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan Azerbaycanlı mezunlarla buluştu. Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti.

Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ve bu bağlamda özellikle eğitim alanındaki temasların artırılacağını söyledi.

Türk dili ve edebiyatı mezunu olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, geçmişte Kiril alfabesini öğrenerek Azerbaycan edebiyatına ait bazı eserleri okuduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, KKTC’den mezun olan öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, “Azerbaycan’da kendimi evimde gibi hissediyorum. Azerbaycanlı soydaşlarımızı kendimizden ayrı görmüyoruz. KKTC’de dostluklar, arkadaşlıklar edindiniz. Sizler de KKTC’ye geldiğiniz zaman kendinizi evinizde gibi hissedeceksiniz. Bu bağları güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı ile yapılan görüşmeler kapsamında, Azerbaycanlı öğrencilerin KKTC’de eğitim almasının önünü açmak adına “önemli adımlar” atıldığını açıklayan Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz Üniversitesi 25, Lefke Avrupa Üniversitesi 25, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı olarak 20 Azerbaycanlı öğrenciye burs vereceğiz” dedi.

Çavuşoğlu, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı’nın da kendi değerlendirmesinin ardından burs katkısında bulunmasıyla, toplamda yaklaşık 100 Azerbaycanlı öğrencinin burslu olarak KKTC’de eğitim görmesinin planlandığını belirtti.

KKTC üniversitelerinin Azerbaycan’da daha görünür hale gelmesi için tanıtım ofisleri açıldığını açıklayan Çavuşoğlu, yapılan bu çalışmalarla iki ülke gençliği arasında yakınlaşmayı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Azerbaycan’da görev yapan başarılı mezunlarla gurur duyduğunu belirten Çavuşoğlu, “Buraya gelişimizin sebebi birlikteliğimizi yeniden hatırlamak ve Türk yurdunu, Türk milletini birlikte yüceltmek için burada olduğumuzu söylemektir” ifadelerini kullandı.

“Geleceği birlikte şekillendirmek için yola devam ediyoruz” diyen Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik köprülerinin eğitim alanında daha da pekiştirileceğini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu’na temaslarında KKTC Bakü Temsilcisi Büyükelçi Ufuk Turganer, Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Behçet Çelebi, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç ve  Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen eşlik etti.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar’dan TMT’ye yönelik sosyal medya paylaşımlarına tepki

Published

on

By

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik bazı sosyal medya paylaşımlarına tepki göstererek, “TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı” ifadesini kullandı.

Bayar ayrıca, “Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu” dedi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı ile Harper Orhon tarafından yapılan sosyal medya paylaşımlarında Türk Mukavemet Teşkilatı’na ilişkin bazı ifadelere tepki gösterdi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar, Orhon’un paylaşımıyla ilgili, “TMT saflarında görev yapmış, 55. Bölük Komutanı, eski Mukavemetçi, omuz omuza birlikte savaştığımız Şehit Ecvet Yusuf’un oğlu, Harper Orhon’un Facebook’taki paylaşımını görünce, orada ima ettikleri yalan yanlış, kin dolu, TMT’cilere saldırılarından ve suçlamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz. Bu vesile ile Şehidimiz Ecvet Yusuf’u rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.” dedi.

Bayar, “Harper Orhon’a TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı. Önce bunu hatırlatırız! Harper Orhon da bugün bu paylaşımları yapıyorsa TMT sayesinde paylaşıyor ve TMT sayesinde kendisi de hayattadır. TMT camiasını bu tür suçlamalarından dolayı tekrar tekrar şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.

– Bayar’dan Harmancı’ya: “TMT Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu”

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediye (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’nın sosyal medya paylaşımına da tepki göstererek, “LTB Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır.’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz” dedi.

Bayar, açıklamasında, “TMT saflarında görev yapmış Mukavemetçi Mücahit Hüseyin Harmancı’nın oğlu, Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz ve kendisine TMT’nin Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kurulduğunu bir kez daha hatırlatırız.” ifadelerini kullandı.

Bayar açıklamasında devamla, şunları kaydetti:

“EOKA, adadaki Türkleri yok etmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak için kurulan ve bunu icra ederken, Kıbrıs Türklerine her türlü zulmü, vahşeti ve katliamı yapmaktan çekinmeyen bir örgüttü. TMT ise bir gurup Türkün direniş amaçlı kurduğu, sonradan kadınlarıyla, çocuklarıyla, yaşlılarıyla, öğrencileriyle, çiftçileriyle, öğretmenleriyle elbirliğiyle fedakarca canlarını tehlikeye atarak Kıbrıs Türklerini EOKA terör örgütünden korumak için kurulan bir örgüttü. Sayın Harmancı’nın EOKA ile TMT’yi aynı kefeye koymasından dolayı şiddetle kınarken, kendisine TMT olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türkün kalmayacağını ve adanın çoktan Yunanistan’a bağlanmış olacağını bir kez daha hatırlatırız.”

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a yönelik iddialar içeren kitaba örgütlerden tepki

Published

on

By

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı hedef aldığı gerekçesiyle kamuoyuna yansıyan kitap ve yazarına ilişkin çeşitli örgütler kınama mesajı yayımladı.

– KKTC Karadeniz Kültür Derneği

KKTC Karadeniz Kültür Derneği’nden yapılan açıklamada, söz konusu kitabın Denktaş’a yönelik “aşağılayıcı ifadeler” içerdiğini öğrenmekten derin üzüntü ve öfke duydukları belirtilerek, “Sayın Denktaş, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk dünyasının tarihinde müstesna bir yere sahip, ömrünü halkının bağımsızlığına adamış, ilkeli, onurlu ve kararlı bir liderdir.” denildi.

Açıklamada, Denktaş’a hakaret etmenin sadece onun aziz hatırasına değil, Kıbrıs Türk halkının mücadelesine, şehitlerine ve bağımsızlık iradesine yapılmış “alçakça” bir saldırı olduğu kaydedilerek, “Karadeniz Kültür Derneği olarak bu tür sorumsuz, provokatif, toplumun değerlerini aşağılayan yaklaşımları en sert şekilde kınıyoruz” ifadesine yer verildi.

“Basın özgürlüğü, ifade hürriyeti elbette demokrasimizin temel taşlarındandır. Ancak bu özgürlük, tarihi gerçekleri çarpıtmak, milletin ortak değerlerine hakaret etmek ve toplumu ayrıştırmak için bir araç olarak kullanılamaz.” denilen açıklamada, yayın hakkında yasal sürecin bir an önce başlatılması ve yetkili makamların gereğini yapması çağrısında bulunuldu.

– Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği

Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği Başkanı Kazım And tarafından yapılan açıklamada, hayatını Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığına, onun özgürlük ve bağımsızlığına adayan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ve TMT’ye yönelik saldırıların kınandığı kaydedildi.

Açıklamada “Sözde yazar yalan ve iftiralarını tedavüle sürerek; halkımız, Kurucu Cumhurbaşkanımız ve Kıbrıs Türk mücadele tarihini karalayarak kendi ahlak anlayışını gün yüzüne çıkartmıştır.” denildi, Denktaş’ın  “Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir ileri bir geri adım atmayacaksın, her dönemin adamı değil her dönem adam olacaksın.” sözleri hatırlatıldı.

– Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği

KKTC Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği’nden (DAAK) yayımlanan açıklamada, Rauf Raif Denktaş’ın yalnızca KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı değil; aynı zamanda bir halkın bağımsızlık ve varoluş mücadelesinin simgesi, ömrünü Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne ve onuruna adamış büyük bir lider olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Denktaş’ın şahsına ve mirasına yönelik yapılan her türlü küçümsemenin, aslında bu halkın tarihine, mücadelesine ve bağımsızlığına yapılmış açık bir saygısızlık olduğu kaydedildi.

“Bu çirkin ve maksatlı ifadeleri şiddetle kınıyor, tarihimize ve milli değerlerimize yapılan bu tür saldırıların karşısında dimdik duracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” ifadeleri kullanılan açıklamada, tarihi şahsiyetlerin arkasından edilen hakaretlerin fikir özgürlüğü kisvesi altında meşrulaştırılamayacağı belirtildi.

– Emekli Astsubaylar Derneği

KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Esen Ömürlü tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kitapta yer alan ifadeleri ve “seviyesiz” söylemleri derin bir üzüntü ve öfkeyle karşıladıkları kaydedildi.

Açıklamada, “Büyük Kıbrıs Türk mücadelesinin mihenk taşı olan Rauf Raif Denktaş’a yönelik çirkin ve aşağılayıcı ifadelerin yalnızca bireysel ahlaki zaaf değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine yapılmış aleni bir saldırı olduğu belirtildi.

“Denktaş, sadece bir devlet adamı değil; aynı zamanda yüz yılı aşkın bir mücadelenin sembolü, halkımızın bağımsızlık ve özgürlük inancının vücut bulmuş halidir. Ona yönelik saldırılar, biz emekli askerlerin, mücahitlerin, halkımızın ve genç nesillerimizin maneviyatına, tarih bilincine ve milli şuuruna yapılmış bir hakarettir.” denilen açıklamada, kitapta kullanılan dilin ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği savunuldu.

Denktaş’ı karalamaya yönelik  girişimlerin şiddetle kınandığı açıklamada, ilgili mercilerden söz konusu şahsın iftiralarına karşı hukuki sürecin ivedilikle başlatılması, kamuoyunun ise bu türde karalama kampanyalarına duyarlı olması talep edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam