Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Hasipoğlu: Kimyasallar Yasası ile sağlığımız ve çevremiz açısından çok önemli bir yasayı geçirmiş olacağız

Published

on

Yaklaşık 15 yıldır AB Koordinasyon Merkezi bünyesinde çalışılan, ancak Meclis alt komitelerinden geçemeyen yasa tasarısı yarın Meclis Genel Kurulu’nun gündemine gelecek.

Avrupa Birliği Uyum Yasa Tasarılarını Görüşmek Üzere Oluşturulan Geçici ve Özel Komite’de Haziran başında oybirliğiyle kabul edilen ve Genel Kurul’un gündemine sevkedilen “Kimyasallar Yasası”nın, Meclis’te de oy birliğiyle kabul edilmesi bekleniyor.

Meclis oturumu öncesinde Türk Ajansı Kıbrıs’ın (TAK) sorularını yanıtlayan UBP Milletvekili, Komite Başkanı Oğuzhan Hasipoğlu, komite çalışmalarına katkı koyan başta komite üyelerine, konuya ilgi duyup katılan milletvekillerine, komite çalışanlarına, Başbakanlık AB Koordinasyon Merkezi, Sağlık, Çevre ve Tarım Bakanlığı’nın ilgili daire personellerine, Kıbrıs Türk Kimya Mühendisleri, Gıda Mühendisleri ve Ziraat Mühendisleri Odalarına, Kıbrıs Türk Ticaret Odasına, Personel Dairesine, kimyasallar konusunda ülkede iş yapan iş insanlarına vermiş oldukları katkılardan dolayı teşekkür ettti.

– Yasanın amacı olumsuz etkileri ve riskleri kontrol altına alarak insan sağlığını ve çevreyi korumak

Oğuzhan Hasipoğlu, yasanın amacının, yasa kapsamındaki kimyasalların imalatı, ithalatı ve her türlü kullanımı sonucu oluşabilecek olumsuz etkileri ve oluşabilecek riskleri kontrol altına alarak insan sağlığını ve çevrenin korunmasını sağlamak olduğunu vurguladı.

Yasanın kapsamına da değinen Oğuzhan Hasipoğlu, yasanın, “kimyasalları, kimyasalların sınıflandırılmasını, paketlenmesini ve etiketlenmesini, arz zinciri içindeki bilgi alışverişini, biyosidal ürünlerin piyasaya sürülmesini, deterjanların, belirli tehlikeli kimyasalların ve tehlikeli kimyasalların imalatını ve piyasaya sürülmesini, kullanımını, depolanmasını ve bunların kullanımıyla ilgili yasaklar ve kısıtlamalarla , denetim ve uygulama alanı kurallarını kapsayacağını” belirtti. Hasipoğlu, yasanın ayrıca “kimyasal imalatçısının, ithalatçısının veya alt kullanıcısının, kimyasalları insan sağlığı ve çevre üzerinde olumsuz etkileri olmayacak şekilde imal etmesi, piyasaya sürmesini ve kullanmasını esas aldığını” vurguladı.

– Kimyasalların kontrolü ve kimyasallara yönelik farkındalığın artması yaşam kalitesinin iyileştirilmesinde önemli rol oynuyor

Hasipoğlu, “Kimyasallarla ilgili teknik düzenlemelerin olmasının önemi nedir?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Kimyasalların kontrolü ve güvenli kullanımı, Türkiye, Avrupa Birliği ve bütün dünya ülkeleri için önem arz eden evrensel bir konudur. İnsanlar ve çevre sürekli tehlikeli kimyasallara maruz kalmaktadırlar. Bu kimyasallarının sağlığımız ve çevre üzerinde olumsuz etkileri olabilmektedir. Bu nedenle, kimyasalların kontrolü ve kimyasallara yönelik farkındalığın artması yaşam kalitesinin iyileştirilmesinde önemli rol oynamaktadır.”

“Avrupa Kimyasallar Bürosu tarafından yürütülen ve REACH (Registration, Evaluation, Authorization and Restriction of Chemicals) olarak tanımlanan AB tüzüğü ve ilgili direktifleri dikkate alınarak yasa tasarısı oluşturuldu” diyen Komite Başkanı Oğuzhan Hasipoğlu, “Yasa ile birlikte, kimyasallar açısından, insan ve çevre için oluşabilecek risklerin en aza indirilmesi hedeflenmektedir.” şeklinde konuştu.

– Sağlığımız ve çevremiz açısından çok önemli bir yasayı geçirmiş olacağız

“Sağlığımız ve çevremiz açısından çok önemli bir yasayı geçirmiş olacağız” ifadelerini kullanan Oğuzhan Hasipoğlu,kurallara uygun kimyasal ürünlerin piyasada bulunmasının, halk sağlığını korumak adına; hastalıklara ve çevre sorunlarına karşı büyük bir önlem olacağını kaydetti.

Yasanın önemine vurgu yapan Hasipoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kurallara uygun içerikte olmayan veya doğru şekilde uygulanmayan kimyasalların kullanımı insanda solunum yolları hastalıkları, alerjiler, kısırlık, hormonsal bozukluklar ve kanser gibi sağlık bakımından çok sayıda rahatsızlığa neden olabilir. Benzer bir şekilde doğada yaşayan canlılar ve eko sistemler, kimyasalların kontrolsüz kullanımı ve kalıcı kirleticilerin birikmesi gibi etkenlerden olumsuz etkilenebilir. Çevresel Felaketlerin önlenmesinde de büyük rol oynayan yasa tasarısı ve yasaya bağlantılı düzenlemeler daha önce ülkemizde yaşanmış olan tehlikeli kimyasalların bulunduğu depolarda/ işletmelerde çıkan yangınların önlenmesi veya olması durumunda doğru yaklaşım noktasında kullanılabilecek roldedir.

Birçok konu, yasa, kurum ve kuruluş bu yasadaki kurallardan ve düzenlemelerden faydalanacaktır. Çünkü kimyasallar her yerdedir. Kimyasallar günlük kullanımda birçok farklı ürün grubu ile de bağlantılıdır. Deterjanlar, dezenfektanlar, havuz suyu kimyasalları, oda kokuları, dövme boyaları vb. gibi direk bağlantılı konular ve tekstil, takılar, oyuncaklar, boyalar, inşaat malzemeleri, mobilyalar, kırtasiye ürünleri vb. gibi dolaylı bağlantılı konular kimyasallar yasası ile bağlantılıdır.”

– Yeni yasayla mevcut sıkıntılar aşılacak

Kimyasallar yasası ile mevcut sıkıntılatın aşılacağına değinen Oğuzhan Hasipoğlu, halihazırda yaşanan sorunları şöyle sıraladı:

“Kimyasallara yönelik etkin piyasa kontrolü yapılamaması”, “Kimyasalların doğru kullanımı ile ilgili üretici ve tüketici bilincini arttırmaya yönelik faaliyetler düzenlenememesi”, “İnsan sağlığına veya çevreye zararlı kimyasal ürünlerin tespiti üzerine piyasadan toplatılan ürünlere cezai işlem uygulanamadığından, aynı ürünlerin aynı tüzel kişiler tarafından rahatlıkla tekrar piyasaya sunulması”, “Yerli üretim ürünlere resmi olarak müdahale edilemediğinden, piyasada haksız rekabet olması”, “Üreticinin ve ithalatçının kaynak veya kılavuz olarak kullanabileceği kimyasallara yönelik bir yerel mevzuatın olmaması”, “Kapsam dışında kalan çokça tehlikeli ve kısıtlanmış kimyasal madde içeren ürünlerin kontrolsüzce piyasaya arz edilmesi. (örneğin; mekanik temizleyiciler ve dövme boyları gibi kanserojen ve endokrin bozucu ürünler.)”

– AB ve Türkiye mevzuatları ile uyumlu

Kimyasallar Yasa Tasarısının yasalaşması ile AB ve Türkiye mevzuatları ile uyumlu olan kurallar doğrultusunda tüm bu sorunların çözümlendirilebileceğini belirten Hasipoğlu, böylelikle kimyasalların etkili ve istikrarlı bir şekilde kontrol altında tutulmasının sağlanacağını ifade etti.

Bu Yasa ile, kimyasallar yönetiminin uygun bir şekilde yürütülmesi için, Kimyasallar Teknik Komitesi kurulmasına karar verildiğini de söyleyen Oğuzhan Hasipoğlu, komitedeki uzlaşıyla, teknik komitede sadece bakanlık tarafı değil, özel sektör ve ilgili odadan da üyelerin yer alabileceğini bildirdi.

Komite Başkanı Hasipoğlu, bu yasanın ana yürütücüsünün Sağlık Bakanlığı olmakla birlikte, yasa görüşülürken komite aşamasında sorumlulukların Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı Çevre Koruma dairesi olarak bölünmesine karar verildiğini de kaydetti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin yıl sonu gösterisi yapıldı

Published

on

By

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin (SAM) yıl sonu gösterisi dün yapıldı.

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nden verilen bilgiye göre, Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’ndeki etkinliğe Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ve bazı milletvekilleri de katıldı.

Etkinlikte Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ile Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı, Milletvekili Devrim Barçın konuşma yaptı.

Etkinlikte resim, seramik ve ahşap atölyelerinde üretilen çalışmalardan oluşan sergiler de açıldı.

SAM öğrencileri, dans, bale, jimnastik, halk dansları gösterileri sundu.

-Barçın

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı, Milletvekili Devrim Barçın, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nin üretim ve eğitim alanında ortaya koyduğu çalışmaların önemini dile getirdi.

Sosyal Aktivite Merkezi’nin sadece aktivite yapılan bir yer olmadığını gördüğünü ifade eden Barçın, sevgi, emek ve umudun da var olduğu merkezde, nice çocukların yetiştirilmesini temenni etti.

-Karavezirler

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin gurur verici işler başardığını belirterek hem eğitmenlere hem de öğrencilere teşekkür etti.

“Hizmet etmek sevmekle başlar diyorum. Çünkü biz, beldemize severek hizmet ediyoruz, hizmet aşkıyla çalışıyoruz” diyen Karavezirler, bugün de bunun onur ve gururunu yaşadığını söyledi.

SAM’da yer alan seramik ile teknoloji atölyelerinin her geçen gün büyüdüğünü belirten Karavezirler, bilim ve teknoloji merkezinin kurulması için adım atıldığını belirtti.

Karavezirler, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nin eğitime, kültüre, sanata verdiği öneme işaret ederek, belediyenin öz kaynaklarıyla yapılan okul binası, oyun grubu gibi eserler hakkında bilgi verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Ertuğruloğlu, İİT Dışişleri Bakanları toplantısına katıldı

Published

on

By

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 21-22 Haziran tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) 51. Dışişleri Bakanları Konseyi (DBK) Toplantısına katıldı.

Tahsin Ertuğruloğlu, “Değişen Dünyada İİT” konu başlığıyla gerçekleşen ve İsrail’in Filistin ve İran’a saldırılarının ağırlıklı olarak gündemi oluşturduğu toplantıda bir de konuşma yaptı.

Ertuğruloğlu konuşmasında, 20 ayı aşkın bir süredir devam eden ve 55 binden fazla Filistinlinin yaşamını yitirmesine neden olan katliamın son bulması için üye ülkelerin ve uluslararası toplumun bir an önce İsrail’i durduracak adımlar atması gerektiğini, geçmişte benzer saldırıları ve acıyı yaşamış Kıbrıs Türk halkının Filistinli kardeşlerinin acısını derinden hissettiğini, uzun yıllardır devam eden Filistin sorununa çözümün, bağımsız ve egemen Filistin devletinin kabülü ve iki devlet esasıyla mümkün olabileceğini ifade etti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, dün gece Amerika’nın İran’ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıların, bir süredir İsrail’in Ortadoğu’daki saldırılarıyla istikrarsızlaşan güvenlik ortamını küresel boyuta taşıyabilecek düzeye getirdiğini, güvensizlik ve istikrarsızlığın ne yazık ki günümüzün düzeni haline geldiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu Kıbrıs konusunda bir uzlaşıya varılamamasının nedeninin bazı kesimlerce iddia edildiği gibi müzakere eksikliğinden değil, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk tarafını eşit ortak olarak görmeyi ve egemen eşit ve eşit uluslararası statüye haiz devlet olarak tanımayı reddetmeyi ısrarla sürdürmesi olduğunu belirtti.

Ertuğruloğlu, Ada’da kalıcı ve sürdürülebilir bir uzlaşının mevcut iki devlet gerçeği temelinde sağlanabileceğini vurgulayarak, tarafların egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün yeniden teyidiyle iki devlet arasında iş birliği yollarının aranabileceğini ifade etti. Bakan Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 77.BM Genel Kurulu’nda uluslararası topluma yaptığı ve takip eden yıllardaki genel kurullarda yinelediği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaları ve diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaları yönündeki çağrısını hatırlatarak, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin bu çağrı doğrultusunda somut adım atmalarını beklediklerini belirtti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, toplantı çerçevesinde, bazı üye ülke Dışişleri Bakanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Ayrıca, İslam İşbirliği Gençlik Formu tarafından Haliç Üniversitesi’nde düzenlenen ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a İİGF Büyük Gençlik Ödülü’nün takdim edildiği ödül törenine katıldı.
Bakan Ertuğruloğlu’na toplantı ve temaslarında Müdür/Temsilci Mustafa Davulcu, KKTC İstanbul Başkonsolosu Erek Çağatay ve Üçüncü Sekreterler Begüm Tuncalı ve İsmail Bayramoğlu eşlik etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Hasipoğlu: “İsrail-İran çatışmasına ABD’nin müdahil olmasıyla gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz”

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, İsrail-İran çatışmasına Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) müdahil olmasıyla gelişmeleri “endişeyle takip ettiklerini” söyledi

Hasipoğlu, bölgesel gelişmeler ve güncel konularla ilgili yazılı açıklama yaptı.

İran’ın Birleşmiş Milletlerden ABD’nin İran’a saldırısının incelenmesi ve kınanması talebiyle BM Güvenlik Konseyinden (BMGK) “acil oturum” talep ettiğini belirten Hasipoğlu, “Savaştaki füzelerin hedefinin nükleer tesis boyutuna gelmesi, içinde bulunduğumuz coğrafya için daha da endişe verici bir boyuta dönüştürmüştür” dedi.

-BM Güvenlik Konseyi “barış gücü değil izleme konseyi”

BM’nin barış gücü olmaktan artık çıkarak bir izleme konseyine dönüştüğünü söyleyen Hasipoğlu, “ ABD, Rusya gibi büyük devletlerin daimi üye olup veto haklarının olmasından dolayı Güvenlik Konseyinden mazlum halkları koruyacak, yaptırım içeren, önleyici kararlar çıkamamaktadır. Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği BM ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantılarına şahitlik ediyoruz. Bunu daha önce Bosna’da, en son en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla ve bu yapıların karar alamadığını görüyoruz” dedi

BM’nin bugün ABD – İsrail müttefikliğinin yaptığı saldırıları izlemekle yetindiğini ve asli görevini yapamadığını ifade eden Hasipoğu , İsrail ile İran arasındaki çatışmaların da 10’uncu gününe girdiği şu günlerde izleyici koltuğunda oturmaya devam ettiğini belirtti.

– “Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık”

Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık . 1974 öncesi Rum saldırıları karşısında BM’nin izleyici rolü ve alınan güvenlik konseyi kararları ortadadır. Keza, 1979 yılından itibaren başlayan federasyon müzakerelerinde, Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna ek olarak , BM’in yapısal bozukluğundan dolayı çözüm de sağlanamamıştır . 1974 öncesinde Rum mezalimliğine tanıklık eden BM, sonraki federasyon görüşme süreçlerinde ise çözüm anlamında masaya getirdiği tüm plan ve önerilerine ‘Evet’ diyen Kıbrıs Türk halkına hak ettiği değeri ve statüyü vermek yerine , ‘Hayır’ diyen tarafın ödüllendirmeye devam etmiştir. Diğer bir ifadeyle BM müzakere süreci ile ilgili bir nihai tespit yapmaktan kaçınmış, hep Rum tarafının istediği şekilde bir çözüm arayışı içerisinde olmaya çalışıp, Rum tarafının içerisinde bulunduğu konfor alnının muhafaza etmesine çanak tutmuştur. Halbuki görüşme süreçlerini hamisi konumunda olan BM, Rum tarafının retçi tavırları sonrasında gerekli kararları alıp, Rum tarafını rahatsız edebilseydi, belki de bizlerin arzu ettiği çözüm modeli bugün hayat bulmuş olacaktı”

-Hakan Fidan’ın son açıklaması

Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı (IIT) mesajını değerlendiren Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Dünya, özellikle de bölgemiz, iyice ateş çemberine dönerken, Kıbrıs Türk halkının yegane güvencesinin ve en büyük destekçisinin Anavatan Türkiye olduğuna, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son açıklamalarıyla bir kez daha tanıklık ettik. Hakan Fidan’ın KKTC’nin gözlemci üye olarak yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkına yer vermesi son derece önemli ve anlamlıdır. Kıbrıs Türk halkının yaşamakta olduğu izolasyon çemberinin aşılması gerektiğine vurgu yapan Hakan Fidan, doğrudan temas çağrısıyla da Anavatan Türkiye’nin milli dava Kıbrıs konusundaki politikasını da dünya kamuoyuna hatırlatmıştır.

Bu vesileyle, haklı davamızın her platformda yankı bulması için sözünü sakınmaktan çekinmeyen Anavatan Türkiye’mize ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yürekten teşekkür ediyor, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, KKTC ve Kıbrıs Türk halkı ile ekonomik, siyasi, kültürel ilişkilerini daha da artıracağına inanıyoruz”

-“Rum tarafı tüm adanın güvenliğini riske sokuyor “

Hasipoğlu, Kıbrıs Rum liderliği ve Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis’in son dönemde bazı ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar, silahlanma faaliyetleri ve tek taraflı eylemlerinin, Kıbrıs adasının tamamını ciddi bir tehlike altına soktuğunu söyledi.

Hasipoğlu, “Şimdilerde ise Amerika – İsrail yuvalanmasına sahasını açarak tüm adayı riske sokmaktadır. Kıbrıs Türk halkı olarak, Rum tarafının bizleri ortak düşman olarak gören İsrail’den farklı bir zihniyette olmadığını çok iyi biliyoruz. Bundan sonra sıra size gelecek zihniyetinin bir tezahürü olarak, bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi, kendi ana yurdumuzda yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi

Hasipoğlu , GKRY’nin limanlarını başta ABD, İsrail ve Fransa olmak üzere birçok ülkeye açtığına dikkati çekerek, “Kıbrıs adası, tam bir barut fıçısı ama bizim halkımızın güvencesi güçlü Türkiye Cumhuriyeti’dir.” diye konuştu.

Gazimağusa’dan görülen füzelere şahitlik eden biri olarak, savaşı yakın hissetmenin kaygı verici olduğunu söyleyen Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle Crans Montana başta olmak üzere geçmiş federasyon görüşme süreçlerinde Rum tarafının Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ve askerinin olmayacağı bir sistemde ısrar ederek masayı devirmesinin sebebini o dönemlerde idrak edemeyenler, şimdi garanti sisteminin önemini daha da iyi anlamalıdırlar. Rum – İsrail zihniyeti, bizleri azınlık gören, bundan sonra da sıra size gelecek zihniyetidir . Bu yüzden geçmişte olduğu gibi bu süreçleri tekrar başlatmak isteyenler, son yıllarda yaşanan savaşları ve soykırımları iyi analiz edip içselleştirmeleri gerekmektedir . Son yıllarda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamlılığı UBP’nin kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha belirtir, söz sahibi olduğumuz müddetçe, halkımızın varlığı ve güvenliği için savunmaya devam edeceğimizi vurgularız”

Devamını Oku

Trending

Reklam