Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Haspolat’taki arıtılmış atık suların tarımda daha çok kullanılması için çalışma yapılıyor

Published

on

Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı, başkent Lefkoşa’nın her iki kesiminin atık sularının biriktirildiği, son teknoloji ile yapılmış Haspolat Atıksu Arıtma Tesisi’nden çıkan suyun, tarımın geliştirilmesi için daha çok kullanılabileceğini söyledi.

Çıkan suyun kaliteli olduğunu, arıtılmış suyla yem bitkisi yetiştirme demeleri de yaptıklarını ve olumlu sonuç aldıklarını anlatan Harmancı, üreticiye günde 10-12 bin ton su vermek için çalışmalarının bulunduğunu belirtti.

Mehmet Harmancı, TAK muhabirine yaptığı açıklamada, Haspolat Atıksu Arıtma Tesisi’nden günlük çıkan arıtılmış suyun 30 bin metreküp olduğunu, bu suyun günde 2- 2.5 bin tonunun tarımda kullanıldığını, bunu genişletmek için çalışma içerisinde olduklarını söyledi.

-Rum kesiminin hakkı… 2 rezervuar planı var

Lefkoşa Rum Belediyesi’nin tesisten çıkan arıtılmış suyun yüzde 70’ini talep etmesine de değinen Harmancı, tesisin iki toplumlu yapısı gereği, yüzde 70 girdisi olan bir yerde Kıbrıslı Rumların da yüzde 70 çıkışta hakkı bulunduğunu belirtti.

Suyun biriktirilmesi için biri KKTC’de diğeri de Güney Kıbrıs’ta iki rezervuar yapılması planlarının bulunduğunu da belirten Harmancı, AB’nin de bu çalışmanın bir parçası olduğunu, ancak bunun Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum liderin de onay vermesi gereken bir çalışma olduğunu kaydetti. Harmancı, Lefkoşa Rum Belediyesi’nin de rezervuarlar konusunda istekli olduğunu  belirtti.

Harmancı, Lefkoşa Rum Belediyesi’nin bu gibi projelerden kolay kolay vazgeçemeyeceğini çünkü atıksu arıtma üzerinden devletten teşvik aldıklarını, KKTC’de buna benzer bir teşvikin bulunmadığını belirtti

-Suyun verimliliği… Soya denemesinde dönüm başına 300 kg verim

Suyun verimliliğiyle ilgili 2021’de deneme yaptıklarını da aktaran Harmancı, arıtılmış suyla soya üretim denemesinde dönüm başına 300 kilogram verim alındığını belirtti.

“Bu, ülke tarım ve hayvancılığına yön verebilecek bir modeldir” diyen Harmancı, yılda 16-17 milyon dolar değerinde her yıl soya fasulyesi ithal edildiğini, bunun en azından bir kısmının ülkede kalabilmesi için çalışmayı yaptıklarına dikkat çekti.

Soya fasulyesi üretiminin kayda değer yapılabilmesi için Haspolat bölgesinde askerin ve devletin kontrolünde bulunan ancak kullanılmayan arazilerin bölge gençliğine tahsis edilmesi gerektiğini belirten Harmancı, “Maalesef bu konu ciddiyetle ele alınmadı. Bu konuda yön verici makam Tarım Bakanlığı’dır. Haspolat bölgesindeki gençlerin toprağı işleyebilmesi açısından bu ciddi bir seçenek olarak duruyor. Bu, ülkenin tarımının gelişmesi için bir vizyondur” dedi.

Rezervuar projesinin gecikmesi olasılığına karşı, bir milyon dolarlık bir yatırım planladıklarını belirten Harmancı, proje kapsamında bölgedeki tarla sahiplerine uygun fiyata su verebilmek için sulama hattı döşeneceğini ve pompa istasyonları kurulacağını kaydetti.

-“İhale hazırlığını tamamladık”

Harmancı, “Arıtılmış suyun bize düşen payı olan günlük 10-12 bin tonunu bölgedeki çiftçilere dağıtma adına ihale hazırlığını tamamladık. Rezervuar projesi gecikecekse biz ihaleye çıkacağız. Bunun iki aya kadar netleşeceğini düşünüyorum. İhale hazırlığı tamamlanmış durumdadır” dedi.

Ziraat Mühendisleri Odası’ndan alınan bilgiye göre, günde 10-12 bin ton su ile 1000-1200 dönüm hayvan yemi için mısır üretilebiliyor.

Bölgedeki bazı çiftçilerin arıtılmış suyu dereden çekmekte olduğunu, bunun üreticiler açısından hem maliyetli, hem de tehlikeli olduğunu belirten Harmancı, arıtılmış suyu çitçilere döşeyecekleri boru ve pompa istasyonları ile sağlamayı planladıklarını ifade etti. Harmancı, arıtılmış suyun çiftçilere ton başına 10.87 TL’den verildiğini de ifade etti.

Harmancı, Haspolat Atıksu Arıtma Tesisi’nin en son teknolojiye sahip atıksu arıtma tesisi olduğunu, arıtılan suyun değerlerinin Avrupa Birliği’nin tüm parametrelerinin altında olduğunu belirtti. Tesisten çıkan suyun analiz raporlarına göre, en düşük ve en yüksek tuzluluk oranının 1.3-1.6 mS/cm (900-1100 ppm) olduğunu aktardı.

Harmancı, iki toplumlu faaliyetler aksayacaksa, arıtılmış suyun tümünün de kullanılması adına karşılıklı bir uzlaşıya varılabileceğini de ifade etti.

-“Kaliteli çamur da elde ediyoruz”

Kimyevi gübre fiyatlarının yüksek olması hasebiyle çıkan çamura da talebin günden güne arttığını belirten Harmancı, ayda 1000-1500 metre küp arası çamur da elde ettiklerini, bunun da tümünün çiftçilere satıldığını söyledi. Harmancı, çıkan çamurun denemesinin de yapıldığını ve olumlu sonuç alındığını kaydetti.

-Tesisin kapasitesi 45 bin metreküpe çıkabilir

Lefkoşa’nın yüzde 70’inin kanalizasyona bağlı olduğunu, çalışmaların tamamlanmasıyla bunun yüzde 84’e çıkacağını belirten Harmancı, atıksu arıtma tesisinin membranlarının da değişme zamanı geldiğini, daha gelişmiş membranlar monte edilmesi halinde tesisin kapasitesinin günlük 45 bin metreküpe çıkacağını söyledi.

Atık su arıtma tesisinin Güney Kıbrıs’taki arıtma tesislerine kıyaslan en modern tesislerden sayıldığını, maliyetinin bugünkü fiyatlarla 40-42 milyon euro olduğunu belirten Harmancı,  2013’de yapıldığı zaman Avrupa’daki teknolojik donanım bakımından en gelişmiş 3 tesisten biri olduğunu belirtti.

-“Çok önemli bir değer”

Harmancı, “Bu, Lefkoşa’nın çok önemi bir değeridir, asla kaybetmemek adına çok mücadele verdik, bu maliyetlerin altından kalkabilmek çok zor, o nedenle iki toplumlu yönünü korumak adına çok mücadele verdik. Bakım sözleşmesini yine uluslararası bir firmaya verdik. Tesisin profesyonel şirketle yürütülmesi çok önemli” dedi.

-En büyük girdi elektrik…

Ton başına atıksu arıtmanın maliyetinin, doğru uygulamalarla 0.7 euro olduğunu belirten Harmancı, LTB’nin ton başına kanalizasyon ücreti olarak 10 TL alındığını, bunun ancak pompa istasyonlarının elektrik giderini karşıladığını belirtti.

Membran sistemli atıksu arıtmada en büyük girdinin elektrik olduğunu, bunu aşağıya çekmek için AB ile güneş enerjisi santrali kurulması için ihaleye çıkıldığını da belirten Harmancı, tamamlandığında yüzde 30-35 enerji tüketiminin güneş enerjisi santralden karşılanacağını belirtti.

-Peynir altı suyu nisandan itibaren alınmayacak

Peynir altı suyunu nisan başından itibaren kabul etmeyeceklerini belirten Harmancı, peynir altı sularını, endüstriyel atık olduklarından dolayı, iki buçuk yıl önce hükümet yetkililerine bu atıkların tesise alınmayacağını söylemeye başladıklarını, bugün o günün geldiğini, büyük sıkıntıların kapıda olduğunu belirtti. Endüstriyel atıkların sorumluluğunun belediyelerde olmadığını, “kirleten öder” prensibi ile bertaraf edilmesi gereken atıklar olduğunu kaydeden Harmancı, “Tesisi kurmayı önermemize rağmen imalatçılar bedeli ödemeyi istemedi” dedi.

Peynir altı suyunun bugüne kadar eski tesise boşaltıldığını, bunun da kapatılacağını belirten Harmancı, “alternatif uygulama önerdiklerini, imalatçıların kabul etmemesiyle büyük bir fırsat kaçırıldığını” kaydetti.

Peynir altı sularının imalatçılar tarafından farklı bir şekilde de değerlendirilebileceğini kaydeden Harmancı, endüstriyel atıkların arıtılmasının ton başına 1.7 euro olduğunu da belirtti.

Görüşmede, Kanalizasyon Sorumlusu Serkan Önet de hazır bulundu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

HP Parti Meclisi Özersay’ın cumhurbaşkanı adaylığını oylamak amacıyla toplanacak

Published

on

By

Halkın Partisi (HP) Parti Meclisi Genel Başkan Kudret Özersay’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, aday olup olmayacağını oylamak amacıyla toplanacak.

HP’den verilen bilgiye göre 30 Temmuz Çarşamba akşamı yapılacak toplantı Yakın Doğu Üniversitesi Kütüphanesi Konferans Salonu’nda yer alacak. Oylamanın ardından saat 21.00’de kararla ilgili basına açıklama yapılacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Asaf Şenol yarın toprağa verilecek

Published

on

By

Sağlık Bakanlığı eski müsteşarlarından Asaf Şenol yarın İsmail Safa Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra Lefkoşa Kabristanlığı’nda defnedilecek.

1956 doğumlu Asaf Şenol bugün hayatını kaybetti. Şenol’un bir süredir tedavi gördüğü öğrenildi.

Veteriner hekim olan Asaf Şenol, Lefkoşa Kaymakamlığı ve Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı yapmıştı.

-Mesajlar

Sağlık Bakanı Dr. Hakan Dinçyürek, Şenol’un vefatı nedeniyle mesaj yayımladı. Dinçyürek mesajında, “Sağlık Bakanlığı eski müsteşarlarından Asaf Şenol’un vefatını derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım. Kendisine Allah’tan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına başsağlığı diliyorum” ifadeleri yer aldı.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer de Şenol’un vefatı nedeniyle yayımladığı başsağlığı mesajında, “Memleketine sevdalı, örnek bir yurtsever olarak yaşamını sürdürmüş, değerli dostumuz Asaf Şenol’u kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerisindeyiz. Işıklar içerisinde, huzurla uyusun” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Baybars, Rogers ve Manavoğlu’ndan Erhürman’a destek

Published

on

By

Gazimağusa Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars, Girne Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers ve eski milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde CTP’nin adayı CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’a destek vereceğini açıkladı.

Baybars, Rogers ve Manavoğlu tarafından yapılan ortak açıklamada, ülkenin son dönemde, iç ve dış politik krizlerin, belirsizliklerin ve güvensizliklerin hakim olduğu bir siyasi iklimden geçtiği ifade edildi. “Kötü yönetimin etkisiyle oluşan bu ortam; toplumsal adalet duygusunu aşındırmış, demokratik değerleri yıpratmış, kurumsal yapıyı çökme noktasına getirmiştir” denilen açıklamada, bu süreçte Kıbrıs Türk halkının, iradesinin gölgelendiğini, geleceğe dair umutlarının zayıfladığını derinden hissettiği kaydedildi.

Genç kuşakların, bu topraklarda yaşam kurma umudundan uzaklaştığı, gözlerini göç yollarına çevirdiği ifade edilen açıklamada, “Uluslararası hukukla uyumlu kapsayıcı ve vizyoner bir siyasi anlayışın eksikliği halkımızın dünyayla bütünleşmesini zorlaştırmış, toplumu dışa kapalı ve yalnız bir konuma itmiştir. Sürdürülebilir olmadığı artık açıkça ortada olan bu siyasi anlayışın terk edilmesi kaçınılmazdır” denildi.

Açıklamada, Kıbrıs Türk halkının, artık günü kurtaran değil, geleceği inşa etmeyi öncelik edinen bir yönetişim anlayışına geçmesi gerektiği belirtildi. Ülkenin, bir yandan içeride kurumsal yapısını yeniden inşa etme, diğer yandan ise dış dünyada görünürlüğünü ve meşruiyetini artırma zorunluluğuyla karşı karşıya olunduğu ileri sürülen açıklamada, “Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi, kişilere veya partilere indirgenmiş bir tercihten öte halkımızın geleceğini tayin edecek tarihi bir yol ayrımıdır.” denildi.

Anayasa’da devletin başı olarak Cumhurbaşkanının, halkının birliğini temsil etme görevi olmasına rağmen bu dönemin, halkın kutuplaştırıldığı ve birleştirici bir iradenin sergilenmediği bir dönem olduğu savunuldu.

– Kıbrıs meselesi

Kıbrıs meselesinde çözümsüzlüğün kalıcılaşmasına karşı olunduğu ifade edilen açıklamada, adil, sürdürülebilir ve her iki halkın da siyasi eşitliğini ve güvenliğini gözeten kapsamlı bir çözüm iradesiyle; diplomasi masasından kaçmayan, yapıcı ve kararlı bir liderliğin arkasında durulması gerektiğine inanç belirtildi.

Açıklamada, “Rum liderliğinin mülkiyet konusunda yarattığı kriz karşısında somut ve etkili bir girişimde bulunulmamış, karma evliliklerden doğan çocukların temel hakları ve diğer haklarımızla ilgili net ve kararlı bir duruş sergilenememiş, Rum liderliğinin attığı adımlara karşı proaktif bir siyaset üretilememiştir.” eleştirisi yapıldı.

-“Sayın Tufan Erhürman’a açık ve samimi desteğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz”

İhtiyaç duyulan şeyin, birleştiricilik misyonunu hayata geçirecek, kriz anlarında sorumluluk alan, halkın hak ve çıkarlarını cesaretle savunan, hukuki donanımı yüksek, güven duyulan bir liderlik olduğu belirtilen açıklamada, halkın hak ve çıkarları doğrultusunda, hakikatin ve tarihin doğru tarafında durma sorumluluğuyla hareket edildiği ifade edildi.

Açıklama şöyle devam etti:

“Kıbrıslı Türklerin; Kıbrıs Türk halkının demokratik iradesine saygılı, hukuk devleti ilkelerinden ve kurumsallıktan sapmayan, kutuplaşma yerine birlik ve toplumsal uzlaşıyı esas alan, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesiyle hareket eden, halkımızın siyasi eşitliği ve uluslararası temsiliyeti için kararlılıkla mücadele eden, diyalog ve diplomasi zeminini her koşulda önceleyen, dış politikada saygın ve akılcı bir çizgiyi temsil eden liderlik anlayışıyla yönetilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Tufan Erhürman’a açık ve samimi desteğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz”

Devamını Oku

Trending

Reklam