Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Havana krizi: CIA’in Viyana yetkilisi görevden alındı

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ‘Havana sendromu’ olarak tanımlanan gizemli hastalık nedeniyle Viyana yetkilisini görevden aldı.

Published

on

Washington Post’ya yer alan habere göre, Avusturya’nın başkentindeki çok sayıda ABD personeli ve çocuklarında Havana sendromunun belirtileri bildirildi.

Haberde Viyana’da Havana dışındaki herhangi bir şehirde olduğundan daha fazla sendrom vakası olduğunu bildirdi.

İsmi açıklanmayan ABD’li yetkililerin, Viyana’daki üst düzey yetkilinin görevden alınmasının, diğer liderlerin Havana sendromunu ciddiye alması gerektiği yönünde bir mesaj göndereceğini söylediği bilgisi verildi.

Durum ilk olarak 2016 yılında Küba’nın Havana kentindeki ABD büyükelçiliğinde ortaya çıktı.

Etkilenenler, uğultu sesler duyduklarını ve kafalarında baskı hissettiklerini söylüyorlar.

Diğer semptomlar arasında mide bulantısı, baş dönmesi ve yorgunluk şikayetleri var.

ABD ve Kanada büyükelçiliklerinin çalışanlarında görüldü

Kanada’nın Havana Büyükelçiliğinde görevli personelde, 2017 ilkbaharında “Havana Sendromu” olarak adlandırılan gizemli rahatsızlığın yol açtığı baş dönmesi ve baş ağrısı gibi şikayetler görülmeye başlanmıştı.

ABD’nin Küba’daki büyükelçiliğinde görevli 21 kişide de benzer şikayetler görülmüş, Washington yönetimi Eylül 2017’de ülkede ikinci derecedeki personelinin büyük bölümünü geri çekmişti.

Küba’da görevliyken gizemli rahatsızlığa yakalanan Kanadalı diplomatlar, Ottawa hükümetine 21,1 milyon dolarlık tazminat davası açmıştı.

Küba hükümeti, ülkede görevli ABD’li diplomatların maruz kaldığı öne sürülen gizemli sonik saldırı iddialarının gerçeği yansıtmadığını açıklamıştı.

ABD topraklarındaki vakalar

CNN, 29 Nisan’da yayımladığı bir haberde, iki Beyaz Saray yetkilisinde, geçen yıl Havana sendromuna rastlandığını ve olayların soruşturulduğunu yazmıştı.

Politico gazetesi ise 30 Nisan’daki haberinde, geçen yıl Miami’deki bir ABD yönetimi yetkilisinin, Havana sendromu yaşadığını bildirmişti.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Gıda güvenliği için kırsal dönüşüm şart

Published

on

By

BM Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) Başkanı Alvaro Lario, gelişmekte olan ülkelerde gıda güvenliği ve ekonomik dayanıklılığı artırma çabalarına değinerek kırsal alanlarda yapılacak dönüşümün gıda güvenliği için ön koşul olduğunu ifade etti.

İslam Kalkınma Bankası’nın (İKB) Cezayir’in başkentinde düzenlediği yıllık toplantıda konuşan Lario, dünyadaki gıda güvenliğine dair güncel gelişmeleri değerlendirdi.

Birçok ülkede iş gücünün yarısından fazlasının gıda üretimiyle uğraştığını hatırlatan Lario, kırsal dönüşüme giderek daha fazla odaklanıldığını söyledi.

Kırsal dönüşümün ekonomileri çeşitlendirme ve gıda güvenliğinde temel bir taş olduğunun altını çizen Lario, yoksulluğun büyük ölçüde kırsal alanlarda yoğunlaşmasıyla yatırımların ve yenilikçi program tasarımlarının harekete geçirilmesinin bu küresel zorlukların ele alınmasında kritik önem taşıdığını vurguladı.

Son girişimlerin sadece gıda üretimini değil aynı zamanda dağıtım, pazarlama ve ihracatı da ele alarak tarım ağırlıklı ekonomilerde fırsatlar yaratıldığını vurgulayan Lario, İKB’nin Nijerya’da özel tarımsal işleme bölgelerine 500 milyon dolarlık bir yatırımı desteklediğini hatırlattı ve bu çabanın kırılganlık, gıda güvenliği ve iklim kırılganlığı faktörleriyle mücadele ederken yüksek potansiyelli tarım sektörlerinde istihdam yaratmayı amaçladığını söyledi.

İKB de dahil olmak üzere kalkınma finansmanı kurumlarının genç istihdamına ve ekonomik çeşitlendirmeye öncelik verdiğini hatırlatan Lario, yoksulluğun yüzde 80’inin kırsal alanlarda yoğunlaştığını ve hedeflenen iş yaratma ve sürdürülebilir kalkınma çabalarına ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Lario ayrıca bazı kalkınma portföylerinin üçte birini oluşturan kırılgan ve çatışmalardan etkilenen ülkelerin çevik ve duyarlı yaklaşımlar gerektirdiğini belirterek, “En büyük zorlukların çoğu yoksulluğun yoğunlaştığı kırsal alanlarda yatıyor ve tasarımda, yatırımlarda ve yatırımları harekete geçirmede ekstra çaba sarf etmemiz gerekiyor.” dedi.

Devamını Oku

Dünya

İsrail Gazze’de 78 Filistinliyi daha öldürdü

Published

on

By

İsrail ordusunun, dün sabahtan bu yana Gazze Şeridi’nde evleri ve yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı barınma merkezlerini hedef aldığı saldırılarda 78 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Gazze Şeridi’ne aralıksız ve yoğun saldırılarını sürdüren İsrail ordusunun hedefinde, yerinden edilen Filistinliler, bu kişilerin sığındığı okullar, çadırlar ve evleri bombalanan siviller vardı.

Hastane kaynaklarından ve görgü tanıklarından alınan bilgiye göre İsrail ordusu, 2 kamikaze insansız hava aracıyla (İHA), Gazze kentinin merkezindeki Derec Mahallesi’nde bulunan ve yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı Musa bin Nasir Okulu’nu bombaladı.

İsrail saldırısında 12 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı’nda İsrail ordusunun hedef aldığı “Mukayyed” ailesine ait evde aynı aileden 9 kişi yaşamını yitirdi.

Gazze’nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampı’nda yerinden edilen Filistinlilerin barındığı benzin istasyonunun İsrail ordusunca hedef alınması sonucu 15 Filistinli öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.

İsrail ordusunun Gazze’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentinde “Ebu Semra” ailesine ait evi bombalaması sonucu 13 Filistinli hayatını kaybetti, saldırıda yaralananlar oldu.

Gazze kentinin Zeytun Mahallesi’nde İsrail ordusunun Sıkke Caddesi’ne düzenlediği saldırıda 1 kişi hayatını kaybetti.

Filistin Kızılayı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinin doğusunda bulunan Menara bölgesinde İsrail ordusunun İHA ile düzenlediği saldırıda 3 Filistinlinin yaşamını yitirdiğini belirtti.

İsrail ordusuna ait topçu birlikleri, Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya beldesinde yüzlerce yerinden edilmiş Filistinlinin barındığı bir okulu bombaladı ve saldırıda en az 4 Filistinli hayatını kaybetti.

Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’ta İsrail ordusunun yerinden edilen Filistinlilerin kaldığı bir çadıra düzenlediği saldırıda 4 Filistinli yaşamını yitirdi, 9 kişi yaralandı.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta İsrail ordusunun düzenlediği İHA ve hava saldırısında biri çocuk 7 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

İsrail ordusuna ait İHA Nusayrat Mülteci Kampındaki bir mezarlığın çevresini bombaladı ve saldırıda 1 Filistinli yaşamını yitirdi.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki El-Bureyc Mülteci Kampı’nın güneydoğusunda İsrail ordusunun düzenlediği topçu saldırısında hayatını kaybeden 2 Filistinlinin cenazeleri de sağlık ekiplerince çıkarıldı.

Gazze Şeridi’nin güneyinde ise İsrail’in Han Yunus’un güneyindeki Kizan en-Neccar bölgesini hedef aldığı saldırıda 2 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail’in Han Yunus’un doğusundaki Abesan el-Kebira kasabasına ve şehrin güneyine İHA’larla düzenlediği saldırılarda da 2 Filistinli öldü.

Öte yandan, şehir merkezindeki evinin daha önce bombalanması sonucu yaralanan El-Beyuk ailesinden 1 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail’in Gazze’nin Şucaiyye Mahallesi’nde bir evi hedef aldığı saldırıda da Hasaneyn ailesinden 2 Filistinli öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

Devamını Oku

Dünya

AB, Suriye’ye yönelik ekonomik yaptırımları kaldırma kararı aldı

Published

on

By

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Suriye’ye yönelik ekonomik yaptırımların kaldırılmasına karar verildiğini bildirdi.

Kallas, Brüksel’de yapılan AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bugün Suriye’ye uyguladığımız ekonomik yaptırımları kaldırma kararı aldık.” mesajını paylaştı.

“Suriye halkının yeni, kapsayıcı ve barışçıl bir Suriye inşa etmesine yardımcı olmak istiyoruz.” ifadesini kullanan Kallas, AB’nin Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğini belirtti.

AB’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları
AB’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları, iç savaşın patlak vermesinin ardından Mayıs 2011’de başladı.

Rejimle bağlantılı, insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulan kişilere yönelik seyahat yasakları, mal varlıklarının dondurulması gibi bireysel kısıtlayıcı tedbirler alındı. Beşşar Esed’den bakanlara, rejimin iç çemberinde yer alan kritik isimler listede yer aldı.

Bunların yanı sıra AB, Suriye’ye sektörel yaptırımlar da uyguladı, rejimin finans ağının kalbinde yatan sektörleri hedef aldı. Bu çerçevede ham petrol ve petrol ürünlerinin ithalatı, hem askeri hem sivil amaçlı kullanılabilen malların ve bazı iletişim ekipmanının ihracatı kısıtlandı. Yaptırımlar, belli girişimlerin, altyapı projelerinin finanse edilmesini de kapsadı.

AB, rejimin devrilmesinin ardından, 24 Şubat’ta ise Suriye’ye yönelik bankacılık, enerji ve ulaşım gibi sektörleri hedef alan yaptırımları “askıya almaya” karar verdiğini duyurarak bu konuda ilk adımı atmıştı.

AB yetkilileri, yaptırımların kaldırılmasıyla ilgili kararların “geri döndürülebilir” nitelikte olduğunu, ülkedeki durumun yakından takip edildiğini vurguluyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam