Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Hekim Örgütleri: Bir 14 Mart Tıp Bayramı’nı daha sorunlarla karşılıyoruz

Published

on

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası ve Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası temsilcileri, 14 Mart Tıp Haftası dolayısıyla düzenledikleri ortak basın toplantısında, bir 14 Mart Tıp Bayramı’nı daha sorunlarla karşıladıklarını belirtti.

Üç hekim örgütü bugün, 14 Mart Tıp Haftası’nın açılışı nedeniyle Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Konferans Salonunda ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında sırasıyla, Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası Yönetim Kurulu adına Başkan Dr. Dt. Kaan Asvaroğlu, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Yönetim Kurulu adına Genel Sekreter Dr. Ömer Taşargöl ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut söz alarak birer açıklama yaptı.

Hekim örgütleri temsilcileri açıklamalarında, “Bir 14 Mart Tıp Bayramı’nı daha sorunlarla karşıladıklarını” belirterek, hükümetlerin sağlıktaki sistemsizliği, alt yapı ve sağlık çalışanı eksikliğini gidereceği vaatlerinin karşılıksız kalmaya devam ettiklerini kaydetti.
Pandemi şartları altında daha da zorlaşan koşullarda sağlık hizmeti vermeye çalışan hekimlerin büyük bir özveri ile ve risk altında görev yaptığını yineleyen hekim örgütleri, Çalışma ve Sağlık Bakanlarının gündemine defalarca getirilen kadro, özlük hakkı, iş güvencesi, baskı ve mobbing, uzmanlık ve yetki alanları dışında görevlendirme gibi hekimlerin yaşadıkları sorunlara “acilen çözüm” bulunması çağrılarını yineledi.
Hekim örgütleri ayrıca, toplumun alım gücü düştükçe toplum sağlığının tehdit altına girdiğine, kamusal sağlık hizmetlerine olan talebin arttığına da dikkat çekerek, “kamusal sağlık hizmetlerinin ulaşılabilir olması gerekliliğinin öneminin bir kez daha anlaşıldığına” vurgu yaptı. Ancak örgüt temsilcileri, kamu hastanelerinin ve sağlık hizmeti sunumunun, toplumun talebini karşılamaktan giderek daha da uzaklaştığını, sağlık hizmetine erişimin her geçen gün zorlaştığına işaret etti.

ASVAROĞLU: “ADAMIZDA MAALESEF OTURMUŞ BİR SAĞLIK SİSTEMİ VE GELENEĞİ YOKTUR”
Basın toplantısında ilk sözü alan Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası Yönetim Kurulu adına Başkan Dr. Dt. Kaan Asvaroğlu, “Sağlık plan ve sistem işidir, son dakikada anı kurtaracak çözümlerle olacak iş değil… Adamızda maalesef oturmuş bir sağlık sistemi ve geleneği yoktur” dedi.
Asvaroğlu, koruyucu hekimliğin önemine işaret ederek, “Sağlık politikalarını oluşturanların hedefi bu olmalı, koruyucu hekimliğe, sağlık sisteminin geliştirilmesine yatırım yapılmalı” diye konuştu.
“Ümitsiz olmadıklarını, tüm sağlık emekçileriyle beraber hekimlik mesleğinin onurunun ve sağlık sisteminin korunması için mücadeleye devam edeceklerini” belirten Asvaroğlu, “Geçen yıl da dediğimiz gibi; temennimiz sağlığın, gerçek sağlıkçıların inisiyatifinde yönetildiği, kişisel çıkarların sağlık politikalarının önüne geçmediği, siyasi hedefler doğrultusunda görevlerin ve konumların alet edilmediği, halk sağlığının bazı ekonomik oyunlara ve çıkarlara alet olmadığı, daha sağlıklı bir tıp haftasında sizlerin karşısında olmaktır” diye konuştu.

TAŞARGÖL: “ACİL SERVİSLERDE ÇALIŞAN ACİL TIP UZMANLARININ TÜMÜ, PRATİSYEN HEKİMLERİN BAZILARI KAMUDAN İSTİFA ETTİ”
Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Yönetim Kurulu adına Genel Sekreter Dr. Ömer Taşargöl de, pandemi sürecine eklenen ekonomik krizin sağlık sektörünü de etkilediğini belirterek, kamu sağlık sistemindeki “yıllanmış sorunların bu dönemde de aynen devam ettiğini” söyledi.
Dr. Taşargöl, “Hekim ve hastalar için zor günler devam ediyor. Kamu hekimlerinin kadro ve özlük hakkı sorunları, alt yapı ve donanım eksiklikleri, ilaç eksikliği ve yokluğu hem hizmet vereni, hem de alanı olumsuz etkilemektedir” diye konuştu.
“Yasaların güncellenmemesi nedeniyle, hekimlerin sözleşmeli, mecburi hizmetli çalışma süresi yıllara uzamakta, bu durum ise istifalara neden olmaktadır” diyen Dr. Ömer Taşargöl, “Acil servislerde çalışan acil tıp uzmanlarının tümü, pratisyen hekimlerin bazıları, kamudan istifa etmiş, bu durum sistem için büyük sistem oluşturmuştur” dedi.
Taşargöl, pandemi ekibinin ise iki yıl süreyle “azimli ve düzenli” bir hizmet sunarak başarılı bir çalışma gösterdiğini, aşılama ve koruyucu önlemlerle bu alanda iyi bir performansın söz konusu olduğunu söyledi.
“Hızlı devalüasyon, fiyat istikrarı olmaması nedeniyle ilaç eksikliği ve pahalılık ileriki günlerde de hekimi ve hastayı olumsuz etkilemeye devam edeceğini” belirten Taşargöl, “Kamu sağlık hizmetlerine en çok gereksinim duyulan bu dönemde ilaç eksikliği dar gelirli vatandaş için büyük sorun olmaktadır” şeklinde konuştu.
Taşargöl, yakın zamanda gündem oluşturan yaşlı bakımevleri soruna ilişkin, “‘Sosyal Devlet’ anlayışının zayıflaması, yasal boşluklar, sistemsizlik, günümüz yaşam biçimi ve çalışma şartları sonucu ortaya çıkmış vicdan sızlatan bir durum” değerlendirmesinde bulunarak, ilgili bakanlıkların ve yönetimin bu sorunu çözmek için “ivedi karar üretmesi ve yasal düzenleme yapması” gerektiğini belirtti.

GÜRKUT: “HÜKÜMETLERİN SAĞLIKTAKİ EKSİKLİKLERİ GİDERECEĞİ VAATLERİ KARŞILIKSIZ KALMAYA DEVAM EDİYOR”
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Başkanı Dr. Özlem Gürkut ise “Toplumun alım gücü düştükçe sağlığı tehdit altına girmekte, kamusal sağlık hizmetlerine olan talebi artmaktadır” değerlendirmesinde bulunarak, “Kamusal sağlık hizmetlerinin ulaşılabilir olması gerekliliği, toplumun tüm kesimlerine hizmet verebilme kapasitesi ihtiyacı ve standartların yüksek tutulmasının önemi bir kez daha anlaşılmıştır” dedi.
Dr. Özlem Gürkut, “Gelen giden hükümetlerin sağlıktaki sistemsizliği, alt yapı ve sağlık çalışanı eksikliğini gidereceği vaatleri ise karşılıksız kalmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
Ülkede sağlık yasalarının, “ya denetimsizlik yüzünden uygulanmadığını ya da güncel ihtiyaçlara cevap veremeyecek kadar eskimiş durumda” olduğunu belirten Gürkut, toplum sağlığını ve sağlık hizmeti sunumunu düzenlemek için “gerekli birçok yasanın da eksik” olduğunu kaydetti.
“Kamu hastanelerimiz ve sağlık hizmeti sunumu, toplumun talebini karşılamaktan giderek daha da uzaklaşmakta, sağlık hizmetine erişim her geçen gün zorlaşmaktadır” diyen Gürkut, şunları söyledi:
“Kısa süre önce hükümet programında yer alan ve Lefkoşa’ya yapılacağı iddia edilen yeni hastanenin Türkiye’deki ihalesinin iptal edildiği duyurulmuştur. Kendi hastanesini yapmayı bile başaramayan hükümetlerin ve yöneticilerin ise, ülke bütçesini ve kaynaklarını siyasi atamalara, yoktan var edilen danışmanlara harcamakta bir mahsur görmemesi ya da saraylar yaptırmayı planlaması toplumun güvenini sarsmaya, umudunu karartmaya devam etmektedir.”
Gürkut, sağlık hizmeti sunumunun sadece tedavi edici hizmetler bakımından ele alındığını, koruyucu sağlık hizmetleri ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin göz ardı edildiğini belirterek, yakın geçmişte bir yaşlı bakımevinde yaşananlara işaret etti.
Gürkut, ülkede açılan tıp ve diş hekimliği fakültelerinin vereceği eğitimin “standardize edilememiş olmasının ciddi bir sorun” olduğunu da belirtti. Ülkede sağlık personeli ihtiyacına dair hiçbir planlama olmadığını savunan Gürkut, “Sağlık alanındaki insan iş gücünün dikkatli bir şekilde planlanması gerektiğini, aksi takdirde günümüzde olduğu gibi bazı branşlarda uzman hekim eksikliği yaşanması kaçınılmaz olacağı” uyarısında bulundu.
“ÇALIŞMA VE SAĞLIK BAKANLARININ GÜNDEMİNE DEFALARCA GETİRİLEN SORUNLARA ACİLEN ÇÖZÜM BULUNMALIDIR”
KTTB Başkanı Gürkut, pandemi şartları altında daha da zorlaşan koşullarda sağlık hizmeti vermeye çalışan hekimlerin büyük bir özveriyle ve risk altında görev yaptığını söyledi.
Gürkut, özelde çalışan hekimlerin pandemi dönemi boyunca devleti yanlarında bulamadıklarını belirterek, “Devlet, özel sağlık sisteminden elini çekmiş, sistem patronların hegemonyası altına girmiştir. Özel hastanelerde çalışan hekimlerin özlük hakları her geçen gün kırpılmakta, yatırımları yapılmamaktadır. İş güvenceleri patronların iki dudağı arasında bulunmaktadır” dedi.

ASİSTAN HEKİMLERİN SORUNLARI…
“Kamuda çalışan hekimlerin ise güncellenmeyen teşkilat yasaları nedeniyle sayılarının ihtiyaca cevap veremeyecek noktada olduğunu” ifade eden Özlem Gürkut, şunları kaydetti:
“Az sayıda hekimle, zoraki nöbetler, ek mesailer, uzmanlık ve yetki alanları dışında görevlendirmeler ile hizmet sürdürülmeye çalışılmaktadır. Günümüzde kamuda görev yapan hekimlerin sadece yarısının iş güvencesi (kadro) mevcut olup, sözleşme, mecburi hizmet, hizmet alım anlaşması gibi farklı statülerle çalıştırılan hekimler üzerindeki baskı ve mobbing de gözle görülür boyuta ulaşmış durumdadır. Uzmanlık eğitimlerinin ilk yarısı boyunca Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde görev yapan asistan hekimlerimiz idare tarafından yedek iş gücü gibi algılanmakta, nerede eksiklik varsa orada görevlendirilmeye çalışılmaktadırlar. Tuttukları nöbetlerin ücretini bile tam olarak alamayan asistan hekimlerin burada bulunma nedenleri olan eğitimleri ise idarenin ilgi alanına girmemektedir. Aynı hekimler uzmanlık eğitimlerinin kalan süresi için Türkiye’deki eğitim hastanelerine gittiklerinde ise yabancı uyruklu olarak, tamamen sağlık güvencesiz ve maaşsız olarak çalıştırılmaktadır. Kendi çalıştığı hastanede COVID-19’a yakalanan hekimimizin test ücretini, ilaç ücretini, hatta çekilen tomografisinin ücretini cebinden ödemesi gerekmiştir. Bu kabul edilebilir değildir. Çalışma ve Sağlık Bakanlarının gündemine defalarca getirilen bu sorunlara acilen çözüm bulunmalıdır.”

14 MART TIP BAYRAMI PROGRAMI
“Bir 14 Mart Tıp Bayramı’nı daha sorunlarla karşılamaktayız” diyen Dr. Özlem Gürkut, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak pandemi nedeniyle geçen iki yılda tıp haftası programlarını iptal ettiklerini ancak bu yıl pandemiyi gözeterek sınırlı sayıda etkinlikle tıp haftası programı oluşturduklarını da ifade ederek, programla ilgili detayları paylaştı.
Programa göre, 14 Mart 2022 Pazartesi günü Lefkoşa’da Hidden Garden Salonu’nda yapılacak Tıp Töreni’nde basın ödülleri, kurumsal ödüller, teşekkür belgeleri verilecek. Ayrıca meslekte 25. ve 50. hizmet yıllarını dolduran hekimlere plaket ve onur belgeleri sunulacak. Bu vesileyle geçen iki yılda 25. ve 50. hizmet yıllarını doldurmuş olan ancak plaket ve onur belgelerini alamayan hekimlere de sunum yapılacak.

16 Mart 2022 Çarşamba akşamı, yakın geçmişte hayatını kaybeden KTTB eski başkanlarından Dr. Mustafa Hami’yi anmak için KTTB Konferans Salonunda toplantı düzenlenecek.
18 Mart 2022 Cuma akşamı ise açık havada Merkez Lefkoşa’da düzenlenecek ve Grup RAST’ın yer alacağı konserde hekimler bir araya gelecek.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İsrail’in müzakerelerde ilk kez Gazze’ye saldırıları tamamen sona erdirme olasılığına açık olduğu iddia edildi

Published

on

By

İsrail’in Hamas ile yürütülen ateşkes müzakerelerinde ilk kez Gazze Şeridi’ne saldırılarını tamamen sona erdirme olasılığına açık olduğu öne sürüldü.

Haaretz’e konuşan müzakerelere katılan İsrailli bir yetkili, Doha’da yürütülen müzakerelerin İsrail saldırılarının kalıcı olarak sona erdirilmesini ele alması bakımından önceki müzakerelerden tamamen farklı olduğunu belirtti.

Tel Aviv yönetiminin, Hamas ile arabulucu ülkeler aracılığıyla ilk kez Gazze Şeridi’ne saldırıların tamamen sona erdirilmesi olasılığını da kapsayan müzakereleri yürüttüğünü aktaran İsrailli yetkili, şöyle devam etti:

“Önceki anlaşmalar esirlerin karşılıklı serbest bırakılmasıyla ilgiliyken, bu anlaşma savaşın sona erdirilmesi konusuna değiniyor. Dolayısıyla her şey birbiriyle bağlantılı. Çok karmaşık bir anlaşma.”

İsrailli yetkili, Doha’da müzakere edilen anlaşma taslağına göre, 60 günlük ateşkes süresinde İsrail saldırılarının tamamen sona erdirilmesi için yoğun müzakerelerin yapılacağını hatırlattı.

Yetkili ayrıca İsrail heyetinin, Tel Aviv’in “güvenlik ihtiyaçlarından ödün vermeden bir anlaşmaya varma olasılığını sağlayacak geniş bir manevra kabiliyetine ve esnekliğe sahip olduğunu” iddia etti.

Hamas’ın, İsrail’in Gazze’den çekilmesi için yeni haritaları incelediği belirtildi
Hamas’ın, ateşkes ve esir değişimi görüşmeleri çerçevesinde arabulucu ülkelerden Gazze Şeridi’nde İsrail’in kontrol ettiği bölgeleri gösteren yeni haritalar aldığı ve bu haritaları değerlendirmeye başladığı bildirildi.

Katar’ın başkenti Doha’daki müzakere heyetlerine yakın bir kaynak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Hamas, arabuluculardan, İsrail işgal ordusunun Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerinde kontrolünü sürdürdüğünü gösteren haritalar aldı. Bu bölgeler arasında Beyt Hanun’un (kuzey) büyük bölümü, Refah kentinin yarısı, Han Yunus kentindeki (güney) Huzaa ve Abasan beldeleri ile Gazze Şehri’ndeki Şucaiyye Mahallesi’nin büyük kısmı yer alıyor.” ifadelerini kullandı.

Söz konusu kaynak, Hamas’ın bu önerileri hareketin iç liderlik yapısı içerisinde değerlendirmeye başladığını ve Filistinli gruplarla istişarelerde bulunduğunu aktardı.

Daha önce müzakerelerde Hamas’a sunulan haritalar, İsrail’in Beyt Hanun, Beyt Lahiya’nın büyük bölümü, Refah’ın tamamı, Han Yunus’un geniş alanları ve sınır bölgelerinde tam askeri kontrol sağladığını gösterirken, Hamas, bu öneriyi reddetmişti.

Hamas, Ocak 2025’te üzerinde uzlaşılan ve İsrail ordusunun 390 ile 1100 metre arasında çekilmesini öngören anlaşma çerçevesindeki geri çekilme sınırlarına dönülmesinde ısrar ediyor.

Bu bağlamda İsrail basını, taraflar arasında ilerleme kaydedilme ihtimaline dair temkinli bir iyimserlik olduğunu aktardı.

İsrail’in Yediot Ahronot gazetesi, müzakerelerin ayrıntılarına yakın kaynaklara dayandırdığı haberinde, “iki hafta içinde bir anlaşmaya varılabileceği yönünde umut verici sinyaller alındığı” belirtildi.

Haberde, Hamas’ın her bir İsrailli esire karşılık serbest bırakılacak Filistinli tutuklu sayısı konusunda çekincelerini sürdürdüğü, ancak Katar’ın arabuluculuğunun taraflar arasındaki mesafeyi önemli ölçüde azalttığı ifade edildi.

İsrail’in devlet televizyonu KAN da ismini açıklamadığı hükümet kaynaklarına dayanarak, “Hamas henüz arabulucuların sunduğu teklife resmi yanıt vermedi.” bilgisini paylaştı.

Haberde, bir yetkilinin, “Esneklik gösterdik ama Hamas karşılık vermiyor.” ifadesine yer verildi.

Öte yandan, arabulucu ülkelerden birinin temsilcisi olan ve adının açıklanmasını istemeyen Arap bir diplomat, KAN’a yaptığı açıklamada, “İsrail birliklerinin konuşlanmasına dair harita üzerindeki anlaşmazlıkların büyük ölçüde giderildiğini, geriye sadece sınırlı bazı pürüzlerin kaldığını” belirterek, mevcut durumu “temkinli bir iyimserlik” olarak değerlendirdi.

Diplomat ayrıca, son iki gün boyunca Doha’da tarafların, “İsrailli esirlere karşılık serbest bırakılacak Filistinli tutukluların sayısı ve kimliği” konularını görüştüğünü bildirdi.

ABD Başkanı Donald Trump ile Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani arasında kısa süre önce gerçekleşen görüşmeye işaret eden söz konusu diplomat, bu görüşmenin “müzakere sürecinin ilerletilmesi açısından kritik” bir dönüm noktası olduğuna işaret ederek, Trump’ın, Washington’un “şu ana kadar kaydedilen gelişmelerden memnuniyet duyduğunu” aktardı.

Gazze’de ateşkes müzakereleri
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail’in Gazze Şeridi’nde 60 günlük ateşkesin sağlanması için gerekli şartları kabul ettiğini açıklamıştı. Teklif ateşkes görüşmelerine arabuluculuk yapan Katar ve Mısır tarafından Hamas’a sunulmuştu.

Hamas, Gazze’de İsrail ile ateşkes ve esir takası anlaşmasına ilişkin teklife “olumlu yanıtını” arabuluculara ilettiğini, ateşkesin uygulanması için müzakerelere hazır olduğunu duyurmuştu.

Tel Aviv yönetimi, Gazze’de ateşkes için Hamas’ın Katar önerisinde yaptığı değişikliğin kabul edilemez olduğunu savunmuş ama İsrail heyeti, müzakereler için Katar’ın başkenti Doha’ya gitmişti.

Doha’da süren müzakerelerde anlaşmazlıkların büyük ölçüde çözüldüğü fakat İsrail’in Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini ayıran Morag Koridoru’nda ve Refah kentinde işgali sürdürme ısrarının aşılamadığı kaydedilmişti.

Devamını Oku

Dünya

Gazze Şeridi’nden sosyal medyaya taşan feryat: #Gazze_Açlıktan_Ölüyor

Published

on

By

“#Gazze_açlıktan_ölüyor” etiketi, son saatlerde sosyal medya platformlarında hızla yayılırken, İsrail saldırısı ve ablukası altındaki Gazze Şeridi’nde yaşanan derin insani dramın sembolü haline geldi.

Filistinliler, İsrail’in ABD desteğiyle yürüttüğü yoğun askeri operasyonlar altında her geçen gün daha da derinleşen açlığı ve bunun başta çocuklar olmak üzere siviller üzerindeki yıkıcı etkilerini dünya kamuoyuna duyurmak için bu etiketi bir çığlığa dönüştürdü.

X, Facebook ve Instagram’da paylaşılan yürek burkan videolar ve fotoğraflar, yıkımın ortasında yaşam mücadelesi veren çocukları, kadınları ve yaşlıları gözler önüne seriyor.

Hem Gazze’nin içinden hem de dünyanın dört bir yanından gelen paylaşımlar, sınır kapılarının açılması ve bölgeye acilen gıda yardımı ulaştırılması için çağrı yapıyor.

– Un yok, umut yok

Gazze’de yaşayan Filistinliler artık temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz durumda.

Ekmek üretimi için gerekli olan un neredeyse tamamen tükenmişken, karaborsada bulunan az miktardaki un ise fahiş fiyatlara satılıyor.

Bu da açlıkla mücadele eden halk için temel gıdayı ulaşılamaz hale getiriyor.

– Çocuklar ölümün eşiğinde

Sosyal medyada paylaşılan videolardan birinde, yıkılmış bir evin önünde ağlayan küçük bir kız çocuğu, “Sanki insan değilmişiz gibi sabırdan bahsetmeyi bırakın. Biz ekmek ve yaşam istiyoruz.” diye feryat ediyor.

Başka bir görüntüde, hastane yatağında yatan bir çocuk, kendisine nasıl olduğu sorulduğunda gözyaşları içinde “Açım.” diye yanıt veriyor.

Bazı görüntülerde ise ileri derecede zayıflamış çocukların kemikleri dışarı fırlamış bedenleri, açlıktan ayakta duramayan yaşlılar ve hayır kurumları önünde bir lokma ekmek için bekleyen insanların dramı yer alıyor.

Bir kadın da “Bir aş evinden diğerine dolaşıyoruz, bir lokma ekmek bulamıyoruz. Bizim suçumuz ne?” diyerek çaresizliğini dile getiriyor.

– Gazze’nin içinden yükselen çığlıklar

Gazeteci Enes eş-Şerif, X platformundaki paylaşımında, “Artık boş midelerin sesinden daha yüksek bir ses yok. Açlık, gençlerden önce yaşlıları vuruyor.” ifadelerini kullandı.

Avukat Yahya Suheyl ise Facebook’taki paylaşımında, “Kendi durumumdan çok halkın durumuna ağlıyorum. Açız millet.” ifadelerine yer verdi.

Suheyl, bir başka paylaşımında da şunları kaydetti:

“Açlık bedenlerden önce ruhları kemiriyor. Çaresizlik, hayal kırıklığı ve baskı duygusu artık dayanılmaz hale geldi.”

Gazze Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Dr. Munir el-Barş, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Gazze’de artık yiyecek bir hak değil, aç yatan çocukların dudaklarında tekrarlanan, bir somun ekmek hayaliyle dolu bir arzudur.” ifadelerini kullandı.

Barş, şöyle devam etti:

“Açlık Gazze’nin kapısını çalmıyor, evlere yerleşiyor. Hayatları kemiriyor, insanları küresel unutmuşluğun ağırlığı altında eziyor.”

Barş, ekmeğin “Gazze’de nadir bulunan bir meta” haline geldiğini işaret ederek, bebek mamasının bile “Abluka yüzünden iptal edilen bir yaşam vaadine, acil serviste can çekişen bir çocuğun imkânsız hayaline” dönüştüğünü belirtti.

– Açlığın görsel anlatımı

Karikatürist Kamil Şeref, Gazze Şeridi’ni boş bir yemek kabı şeklinde resmederek, abluka altındaki bölgedeki gıda güvensizliğine ve açlığa dikkati çeken çarpıcı bir çizim paylaştı.

Sosyal medya etkileşimi yalnızca Gazze ile sınırlı kalmadı.

Arap ve Batılı ülkelerden sosyal medya kullanıcıları, uluslararası topluma seslenerek İsrail’e baskı yapılmasını ve sınır kapılarının derhal açılmasını talep etti.

Aktivistler, modern tarihin en kötü insani krizlerinden birini yaşayan Gazze halkına acilen gıda ve ilaç yardımı ulaştırılması gerektiğini vurguladı.

– Gazze’de Sağlık Bakanlığı ve hükümetten peş peşe uyarılar

İsrail, 2 Mart 2025’ten bu yana Gazze Şeridi’ndeki tüm sınır kapılarını kapatarak gıda ve tıbbi yardım girişini engellemiş, bu durum Gazze içinde kıtlığın yayılmasına neden olmuştu.

Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı daha önce yaptığı açıklamada, aşırı yorgunluk ve bitkinlik nedeniyle hastanelere başvuran hasta sayısında ciddi artış yaşandığını belirterek, yüzlerce Filistinlinin açlıktan hayatını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunmuştu.

Bakanlık, 18 Temmuz’da yayımladığı yeni açıklamada, “Her yaştan, eşi benzeri görülmemiş sayıda vatandaş, aşırı yorgunluk ve bitkinlik nedeniyle acil servislere başvuruyor.” ifadesine yer vermişti.

Açıklamada, “Vücut direnci düşen yüzlerce kişi, açlık ve fizyolojik çöküş nedeniyle kesin ölüm tehlikesiyle karşı karşıya.” ifadeleri de kullanılmıştı.

Dün yapılan başka bir açıklamada ise Gazze Şeridi’nde “temel gıda maddelerinde ciddi kıtlık, yaygın akut yetersiz beslenme ve bu durumun etkilerini tedavi edebilecek tıbbi imkanların tamamen yokluğu” nedeniyle gerçek bir açlık krizinin yaşandığı bildirilmişti.

Gazze Hükümeti Medya Ofisi de 18 Temmuz’da yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023’ten bu yana yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden çocukların sayısının 69’a yükseldiğini duyurmuştu.

Aynı açıklamada, gıda ve ilaç yetersizliği nedeniyle yaşamını yitiren Filistinlilerin toplam sayısının 620’ye ulaştığı bilgisi paylaşılmıştı.

Yetkililer, yetersiz beslenme ve açlık nedeniyle 650 bin çocuğun ölüm riski altında olduğunu, yaklaşık 60 bin hamile kadının ise yeterli beslenme ve sağlık hizmetlerine ulaşamaması nedeniyle ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığını bildirdi.

İsrail, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de öldürme, aç bırakma, altyapıyı yok etme ve zorla yerinden etme yöntemlerini içeren bir savaş yürütüyor ve Uluslararası Adalet Divanının bu durumu durdurma yönündeki tüm çağrı ve kararlarını görmezden geliyor.

ABD desteğiyle yürütülen bu savaş sonucunda, çoğunluğu kadın ve çocuk olan 199 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti veya yaralandı, 9 binden fazla kişi kayboldu; yüz binlerce kişi yerinden edildi ve kıtlık nedeniyle çok sayıda sivil yaşamını yitirdi.

Devamını Oku

Dünya

Suriye İçişleri Bakanlığı: Süveyda içindeki çatışmalar durduruldu

Published

on

By

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Baba, Süveyda il merkezinde süren çatışmaların sona erdiğini duyurdu.

Baba, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, İçişleri Bakanlığının ateşkes anlaşmasının uygulanması için yoğun çaba sarf ettiğini belirterek, bakanlığa bağlı güvenlik güçlerinin kentin kuzey ve batı bölgelerine konuşlandığını söyledi.

Baba, şehrin tamamen aşiret savaşçılarından temizlendiğini duyurdu.

Aşiret güçleri ateşkese uyarak şehirden çekildiğini duyurdu
Suriye’nin güneyinde yer alan Süveyda ilinde, aşiret ve kabile temsilcileri yaptıkları ortak açıklamayla ateşkes kararına uyduklarını ve silahlı unsurlarını şehir dışına çektiklerini duyurdu.

Yapılan yazılı açıklamada, “Süveyda’daki tüm kabile ve aşiret mensuplarıyla yapılan istişarelerin ardından, ateşkes kararına uyarak, aklıselimi öncelemek ve devletin yetkili kurumlarının güvenlik ve istikrarı sağlama görevini yerine getirmesine fırsat tanımak amacıyla, tüm kabile ve aşiret mensubu savaşçılarımızı Süveyda kentinin dışına çıkardığımızı ilan ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada ayrıca, “Yasa dışı gruplar tarafından anlaşmanın ihlal edilmesi durumunda, Suriyeli kabileler ve aşiretler tarafından sert şekilde karşılık verilecektir.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam