Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Helin Reessur’un katili Altundağ 5 davada da suçlu bulunup mahkum edildi

Published

on

İskele’de 25 Ocak 2023’te hunharca katledilen 16 yaşındaki Zehie Helin Reessur’un katli Sefer Buğra Altundağ, tasarlayarak ve planlayarak adam öldürme dahil 5 davadan da oy birliğiyle suçlu bulunup, mahkum edildi.

Kararı, İskele Kaza Mahkemesi Başkanı Hasan Dağlı okudu.

Sanığa verilecek cezanın açıklanması için oturuma 15 dakika ara verildi.

Dava kararının açıklandığı İskele Kaza Mahkemesi’nde, iki tarafın aileleri de hazır bulundu. Karar, sanık ve aileler tarafından soğukkanlılıkla dinlendi.

Mahkeme Başkanı Hasan Dağlı, sanığın kendisine yöneltilen davaları, tasarlayarak ve planlı öldürme dışında kabul ettiğini söyledi.

Sanığın, suçu tahrik ve bir anlık cinnet sonucu işlediğini kabul ettiğini, ancak tasarlayıp planlamadığını iddia ettiğini belirten Dağlı, alınan ifadelere göre olay öncesi yaşananları anlattı.

Maktulenin, inşaat alanında çekiç ve inşaat malzemesi darbesiyle öldürüldüğünün tespit edildiğini ifade eden Dağlı, sanığın Güneye kaçtığını ve aynı gün tutuklanıp iade edildiğini kaydetti.

Sanığın maktulenin ölümüne sebep olduğunu tespit ettiklerini ifade eden Dağlı, sanığın, cinayet önceden tasarlamadığını, maktulenin “abi” diye hitap ettiği sanığa “Sizi polise şikayet edeceğim, öldürteceğim” demesi üzerine sanığın baba korkusundan cinayeti işlediğini söylediğini anlattı.

Dağlı, kararı okurken, olayın öncesi ve sonrası ile ilgili polise verilen ifadeleri okudu, mahkemedeki bulgulara değindi ve tanıkların ifadelerine yer verdi.

Maktulenin olay gecesi çok sarhoş olduğunu, sanığa karşı duygusal bir bağı veya isteği olmadığını, hatta sanığa “abi” diye hitap ettiğini ifade eden Dağlı, sanığın bir evde birlikte vakit geçirdiği maktuleyi eve götürmek yerine korkusundan başka yerine götürdüğünü, araçta maktuleye vurduğunu, konuşmak için sessiz tenha bir yere götürmek amacıyla inşaat alanına götürdüğünü kaydetti.

Saat 01.59 sıralarında inşaat alanına geldiklerinde, sanığın Maktulenin başına 6 kez çekiçle vurduğunu, neden 6 kez diye sorulduğunda da cinnet geçirmiş olabileceğini söylediğini belirten Dağlı, Mağusa ile İskele arasında inşaat alanına gidene kadar çok sesiz alan olduğu halde, onu ortadan kaldırabileceğini düşündüğünü ve bu niyetle inşaat alanına gittiğini söyledi.

Sanığın, Bahadır Özcan isimli kişinin evindeyken, maktule için söylenen “başına bela olacak” sözü üzerine bu cinayeti planladığını, çünkü evden çıktığı süre ile cinayetin işlendiği saat içerisinde soğukkanlılıkla düşünme şansı olduğunu ifade eden Dağlı, maktulenin inşaat alanına doğru giderken bir uyanık bir uykuda olduğunu, Salamis Otel civarında uyandığını, olay anında da uyanık olduğunu, maktulenin başına 6 kez çekiçle vurulmasının da sanığın öldürme niyetiyle hareket ettiğini gösterdiğini kaydetti.

Dağlı, sanığın cinayetten vazgeçme şansı olduğu halde vazgeçmediğini, çekiç sonrası kalıp tahtası ile de maktulenin kafasına vurduğunu belirterek, buradan, olay yerinden ayrıldığını, emareleri ortadan kaldırmak istediğini, Güneye kaçtığını söyledi.

Otopsi ile ilgili doktor raporunu da okuyan Dağlı, maktulenin, kafa kemiği kırığı, beyin kanaması ve boyun kırığı sonucu yaşamını kaybettiğini belirtti.

Dağlı, sanığın, maktulenin çeşitli bölgelerine vurduğunu, bunun da cinayetin bir anlık cinnet ile olmadığını gösterdiğini ifade ederek, alkollü ve kendinde olmayan genç bir kızın, nasıl karşısındakinin cinnet geçirmesine sebep olabileceğinin cevabını alamadıklarını söyledi.

Dağlı, sanığın baba korkusu, şikayet korkusu ile cinayet, kaçmak, emareleri yok etmek dahil tüm süreci planlayarak yaptığını tespit ettiklerini belirterek, sanığın oybirliği ile 5 davadan da suçlu bulunup mahkum edildiğini açıkladı.

Sanığa verilecek cezanın açıklanması için oturuma 15 dakika ara verildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

HÜR-İŞ, Türk Devletleri Sendikalar Teşkilatı’nda gözlemci üye oldu

Published

on

By

Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) Türk Devletleri Sendikalar Teşkilatı’nda gözlemci üye oldu.

Hür-İş Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu yaptığı açıklamada, Türk Devletleri Sendikalar Teşkilatı Birliği 1. Olağan Genel Kurulu’nun Ankara’da yapıldığını, Genel Başkanlığa Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın seçildiğini belirtti.

Genel kurulda oy birliğiyle alınan kararla KKTC’de faaliyet gösteren HÜR-İŞ Federasyonu’na “Gözlemci” statüsü verildiği kaydeden Serdaroğlu, , “Kıbrıs Türkünü, birlikle temsil etmekten gurur duyduk. Şimdilik ‘gözlemci’ üyelikle başlayan mücadelemiz, tam üye olana kadar sürecek. Kıbrıs Türk emekçisinin Türk dünyasında sesi olacağız.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Arıklı: Araç Muayene İstasyonları Bakanlar Kurulu’nda ele alınacak

Published

on

By

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Arıklı, araç muayene istasyonlarının yenilenmesi konusunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin çözüm ortağı olan TSE Global Koordinatörü Selim Efendioğlu ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Kurul Üyesi Asım Ergezen’i kabul ederek görüştü.

Bakan Arıklı, kabulde, yetersiz kaldığı aşikar olan mevcut araç muayene istasyonlarının yenilenmesinin Bakanlar Kurulu’nda ele alınacağını belirtti.

Arıklı, TSE’nin araç muayene istasyonlarının son teknoloji kullanılarak yenilenmesi konusunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne destek olma konusundaki kararlılığını bir kez daha teyit ettiğini belirtti.

Geçtiğimiz hafta yaşanan kazada denetim eksikliğinin büyük payı olduğunu belirten Arıklı, “Modern araç muayene istasyonları, bugünkü uygulamanın aksine, araçların detaylı olarak kontrolden geçmesini sağlayacak. Bilgisayar destekli uygulamalarla araçların fren, yakıt, elektrik, şasi ve motorunda bulunan onlarca parçayı kontrolden geçirecek. Beş ilçede beş modern araç muayene istasyonu kurup yollarımızı uygunsuz araçlardan temizleyeceğiz” dedi.

Araç muayene istasyonlarının Maliye Bakanlığı ve Polis Genel Müdürlüğü’nün bünyesinde faaliyet gösterdiğini belirten Arıklı, “Koalisyon ortaklarımızla el ele verip bu konuyu daha fazla gecikmeden tamamına erdirmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Erhürman mülkiyet konusunda açıklamalarda bulundu:TMK kurulurken ne yapıldıysa, şimdi de o yapılmalı

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, mülkiyet konusuna ve yapılması gerekenlere dikkat çekerek, Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) kurulurken ne yapıldıysa, şimdi de onun yapılması gerektiğini vurguladı.

CTP’den verilen bilgiye göre, katıldığı programda soruları yanıtlayan Tufan Erhürman, müzakereler başladığından beri mülkiyet meselesinin, masadaki temel meselelerden biri olduğunu belirterek, “Hukukun siyasetin enstrümanı haline getirilmesi, Kıbrıs Rum liderliğinin ilk uygulaması değildir. Bu memlekette insanlar, Loizidou davasını çok iyi bilir. O davada, kullanım kaybından doğan zararı talep ediyordu. Kullanım hakkından doğan zarar 2000’li yılların başında ödendi, ancak tapu hâlâ kadının elinde kaldı. Bunlar çok eski yıllardı.” dedi.

2003 yılında Mal Tazmin Komisyonu’nun kurulduğunu anımsatan Erhürman, “Adı üstünde, bir ‘tazmin’ komisyonuydu. AİHM dedi ki; sadece tazminat yetmez. Eğer mümkünse iade, değilse takas, o da olmazsa tazminat söz konusu olur. Bu unsurları içeren bir mekanizma kurmanız gerekir dedi AİHM. Biz de 2005’te TMK’yı kurduk. 2005 yılından itibaren bu ülkede artık mal tazmin komisyonu değil, TMK vardır. TMK yalnızca tazminata hükmetmez, belli durumlarda takasa ve iadeye de hükmedebilir. Bu sistemi üç ayak üzerine kurduk.” diye konuştu.

– “Rumlar ‘hayır’ dediği için Kıbrıs sorunu kapsamlı bir çözüme ulaşamadı”

Erhürman, “2005, 2004 referandumlarının bir yıl sonrasıdır. Kıbrıslı Rumlar ‘hayır’ dediği için Kıbrıs sorunu kapsamlı bir çözüme ulaşamadı. Müzakerelerin altı başlığından biri de mülkiyettir. Kapsamlı bir çözüme ulaşılmış olsaydı, mülkiyet konusunda da çözüm sürecine girmiş olacaktık. 2025’te bu meselenin büyük kısmı çözülmüş olacaktı.” diyerek Kıbrıslı Türklerin çözüm iradesini dünyaya göstermenin önemine işaret etti.

O dönemde de Hurma ve Orams davalarının açıldığını kaydeden Erhürman, söz konusu dönemde de inşaat sektöründe bir hareketlenme başladığını kaydetti.

“2010’da Demopoulos davasında AİHM bir karar üretti ve ‘Biz TMK’yı etkili bir iç hukuk yolu olarak kabul ediyoruz.’ dedi. 2004’te biz ‘evet’ dedik, çözüm irademiz olduğunu ortaya koyduk. TMK Yasası’nın giriş kısmını açsınlar, orada açıkça yazıyor: Bu yasa iki bölgeli yapı ilkesi üzerine inşa edilmiştir. İki bölgeli yapı, iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyonun unsurlarından biridir. Biz, mülkiyet konusunda iki bölgeliliği esas alıyoruz ve yasamızı buna göre şekillendiriyoruz demiştik.” diye konuşan Erhürman, söz konusu dönemde AİHM kararlarında ne denmişse, ona uygun yasa yapıldığını söyledi.

– “Dünya, iki devletli çözümün Türkçesinin ‘çözümsüzlük çözümdür’ olduğunu biliyor”

Tufan Erhürman, “Çözüm iradesi, iki bölgelilik ilkesi, AİHM kararlarına uyum… 2010’dan 2024’e kadar Rum tarafından açılmış bir dava duymadık. TMK çok mu mükemmel çalıştı? Hayır. Parası hep eksik kaldı. Davalar gerektiği hızda tamamlanamadı. Buna rağmen biz 2024’e kadar geldik. Çünkü 2017’ye kadar çözüm iradesini taşıyorduk. 2017 yılı da dahil olmak üzere biz çözüm irademizi devam ettirdik.” dedi.

Söz konusu dönemde Kıbrıslı Rumların dava açacak siyasi ortamının bulunmadığına işaret eden Erhürman, “Bu davalar hukuki değil, siyasetin aracı haline getirilmiş davalardır. Siyasi hareket ediyorsan, siyasi yanıt alırsın. Bizim söylediğimiz şuydu: Biz çözüm istediğimizi defalarca ispatladık. Hem çözüme gelmeyeceksiniz hem de bizim insanımıza teker teker dava mı açacaksınız? Bunu dünyaya net bir şekilde anlattık. Ne zaman ki Ersin Tatar geldi ve ‘iki devletli çözüm isterim’ dedi, işte o zaman dünya iki devletli çözümün Türkçesinin “çözümsüzlük çözümdür” olduğunu zaten biliyordu.

Erhürman, Hristodulidis’in “Ben çözüm istiyorum, ama bu arkadaş çözümsüzlüğü savunuyor” cümlesine döndüğünü söyledi ve “Bizim üstünde durduğumuz meşru zemin sarsılmaya başladı.” dedi.

– “Çözüm, TMK’da ne yaptıysak odur”

“Yabancılara mülk satışına düzenleme getirilmezse içeride de dışarıda da başımıza işler açacak” diye defalarca uyarılar yaptıklarını söyleyen Erhürman, “Neden söylüyorduk? Çünkü geçmişi biliyorduk. Hangi durumlarda hangi araçların kullanıldığını biliyorduk. Bile bile duvara tosladık. Çıktı Ersin Bey, İskele’deki toplantıda ‘Ben arkanızdayım, yürüyün, korkmayın’ dedi. Şimdi diyor ki ‘Ben zaten söylemiştim Güney’e geçmesin, geçerse tutuklanacak.’ Bugüne kadar hiçbir şey bilgiyle, akılla yapılmadı.” dedi.

Yabancılara mülk satış konusunda önce başka yasa sonra başka yasa çıkarıldığına dikkat çeken Erhürman, yabancı yatırımcının “İlle de Kıbrıs’tan mal almayı mı beklediğini” sordu ve “Bir gecede hukukun değiştiği ülkede, iki Macar’ın mahkûm olduğu bir yerde bu yasa güven yaratacak ve alıcı bir değil iki tane mal mı alacak? Çözüm, TMK’da ne yaptıysak odur.” dedi.

Rum Liderliğinin aldığı kararların hukuken değil siyaseten alındığını belirten Erhürman, “Bu işlerin hiçbiri yalnızca hukuk meselesi değil. Birileri de çıktı ‘İTEM Yasası’ diyor. Rum hukukuna göre eşdeğere alınan tapu ile tahsis tapusu arasında fark mı var? Hiçbir şey bilmeden, durmadan karınlarından konuşarak çözüme gideceklerini sanıyorlar.” dedi.

– “İki bölgelilik ilkesi çok önemlidir”

“2005’te ne yaptıysak, onları yapacağız. İki bölgelilik ilkesi çok önemlidir” diyen CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Ersin Tatar’ın dört buçuk yıllık görev süresi içinde kaç defa parti başkanlarını toplantıya çağırdığını sordu.

“Bu konuyla ilgili hiç toplantı yaptı mı? Hep ezbere konuşmalar. 2005’te Sayın Talat cumhurbaşkanıydı, çözüm iradesi açıktı. Müzakere masasını oluşturdu. Ama sadece müzakere masasını değil, mülkiyet masasını da oluşturdu. Kayıplar konusuyla ilgili de dava açıldı. Biz bu üç ayak üzerinden çalıştık. Son dönemde müzakere masası yok.” diye konuşan Erhürman, memlekette her şeyin zorlaştığını söyledi.

– “Halk kararını verdi, değişim geliyor”

İnşaat sektörünün türbülansa sokulduğunu, onunla beraber 60-70 sektörün de etkilendiğini belirten Erhürman, “Bu arada sen, büyük bir başarı sergileyerek Güney’den Kuzey’e kayan ekonomiyi tersine çevirdin. Diploma rezaletleriyle yükseköğretimi sarstın. Sanayi açısından durum ortada. Turizmde senin pahalılığın, Yunan adalarıyla kıyaslanamaz hale geldi. Casino turizmi olmasa turizm diye bir şey kalmazdı şu anda. Turizm acenteleri sıkıntı içinde. Bu maliye nereden toplayacak.?” diye sordu.

İnşaat sektörünün, hiç olmaması gereken şekilde öncü sektör yapıldığını vurgulayan Erhürman, 1 euronun, 44 TL olmasına rağmen ekonominin Güney’e kaydırılmasını eleştirdi.

“Adına hükümet diyen yapının hiçbir çözümünün olmadığını” savunarak, “Neresinden tutsan elinde kalacak bir yapı. Bu arkadaşlar kendi hallerine kalsalardı çoktan gitmişlerdi. ‘Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar erken seçim olmamalı’ dediler. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte bir değişim gerçekleştirip doğru zemine geçmek zorundayız” diyen Erhürman, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından erken seçimin “kapıda” olduğunu iddia etti.

Tufan Erhürman, “Bugünkü durumdan çok mutluyum diyenler, bugünkü durumun devamına oy versin. ‘Hem ağlarım hem giderim’ halleri çok yorucudur. Ama böyle bir şey yok. Sokakta gördüğümüz belli. Kıbrıs Türk halkı kararını verdi, değişim iradesi nettir. Bu halk kararını verdi, değişim geliyor.” diye konuştu.

Diplomasi ve diyaloğun önemine de işaret eden Erhürman, “Türkiye Cumhuriyeti ile de AB ile de BM ile de diplomasi ve diyalog.” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam