Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Hellim “Bureau Veritas”ı bekliyor

Published

on

Hellimin Menşe İsmi Korumalı Ürün (PDO) olarak pazarlanabilmesi için Veteriner Dairesi tarafından denetimler sürerken, Kıbrıslı Türk hellim üreticilerinin ürünleri, ancak bu denetimler Avrupa Komisyonu tarafından atanan Bureau Veritas tarafından onaylandığı takdirde pazarlanabilecek.

Veteriner Dairesi, pek çok paydaşla birlikte denetlemeler ve eksikliklerin giderilmesi için 36 aylık bir projeye başlattı. Hellimin PDO’lu ürün olarak satışı için Milk Chanelling (kapalı sistem) adı altında kapalı bir sistemin oluşturulması gerekiyor. Çiftliklerin hastalıktan ari, imalathanelerde gerekli koşulların oluşturulması, hayvan sağlığı ile ilgili veri tabanı gibi pek çok unsurun hayata geçirilmesi de koşullar arasında.

Veteriner Dairesi Müdürü Mehmet Yılmabaşar ve Veteriner Dairesi Halk Sağlığı Birimi Sorumlusu Veteriner Hekim Dürüm Ulucasoy, hellimin Menşe İsmi Korumalı Ürün (PDO) tescilli olarak ülke içi veya yurt dışına satılabilmesi için yerine getirilmesi gereken aşamalar hakkında TAK’a bilgi verdi.

EKSİKLERİN GİDERİLMESİ İÇİN AB DESTEKLİ İKİ PROJE YÜRÜTÜLÜYOR

Yılmabaşar, PDO tescili ile Hellimin PDO’lu ürün olarak Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden AB ülkelerine satışını mümkün kılan düzenlemelerin 1 Ekim itibarıyla yürürlükte olduğunu, Kıbrıs Rum Kesiminde PDO tescilli ürünün AB ülkelerine satılabilmesi için gerekli şartların yerinde getirildiğini, Kuzey Kıbrıs’ta ise eksikliklerin giderilebilmesi adına devam eden AB destekli “Hayvan Hastalıkları Eradikasyon Projesi” yanında “Gıda Güvenliği ve Hayvan Hastalıklarına Kriz Hazırlığı Projesi” de başlatıldığını açıkladı.

Pek çok paydaşı bulunan projenin tamamlanması için üç yıl öngördüklerini ifade eden Yılmabaşar, projenin imalathane ve mandıraların denetlenmesini, eksiklerin tespitini ve eğitimler içerdiğini ifade etti. Yılmabaşar, ancak PDO ürün olarak satış için yapılan denetimlerin adanın genelinde bağımsız bir kurum olan Bureau Veritas tarafından onaylanmasının gerekeceğini vurguladı.

Amacın işletmelerdeki noksan hususların giderilmesi olduğunu ifade eden Yılmabaşar, “Tüm paydaşların hassasiyet göstermesi halinde projenin başarılı olacağına inanıyorum” dedi.
PDO ürün satışı için kapalı bir sistem olan “Milk Chanalling” sisteminin yerleştirilmesi gerekiyor. Milk Chanalling zinciri sütün hayvan hastalıklardan ari işletmelerinden soğutuculu kamyonetlerle sütün toplanması ve gerekli denetimlerini başarı ile tamamlamış işletmelerde işlenmesini içeriyor.
Sürecin zaman alacak olmasıyla ilgili olarak ise Yılmabaşar, teknik yönüyle hazır olan yasal düzenlemelerin yasallaştırılmasının; hayvan sağlığı açısından ülkeye giren ilaç, hayvanlara yapılan aşılar, hayvansal kökenli gıdalar hakkında geriye dönük verilerin derlenmesi, çiftlik geçmişlerinin hazırlanması gibi pek çok çalışmanın yapılması gerektiğini anlattı.

“PERSONEL EKSİKLİĞİ VAR, PROJELER OLAĞANÜSTÜ GAYRETLE SÜRÜYOR”

Yılmabaşar, Dairenin çalışmalarla ilgili en büyük sıkıntısının da konuya hâkim personel azlığı olduğunu, projelerin çalışanların olağanüstü gayretleri ile sürdürüldüğünü kaydetti.

YÜZDE 95’LİK ARİLİK VAR

Hayvan Hastalıkları Eradikasyon Projesi altında üçüncü taramanın yapılmakta olduğunu ifade eden Yılmabaşar, taramanın Ocak 2022’ye kadar tamamlanmasını beklediklerini, 4 bin küçükbaş 900 civarında ise büyükbaş sürüsü bulunduğunu bunların yüzde 95’inin hastalıklardan ari olduğunu söyleyebileceğini ifade etti.

Yılmabaşar, hastalıklardan ari işlemlerin, hastalık konusuna azami önemi vermesini teşvik etmek amacıyla, bu gibi işletmelere daha çok teşvik verilmesi gerektiğini kaydetti.

YÜZDE 24 OLMASI GEREKEN KOYUN VE KEÇİ SÜTÜ YÜZDE 3.25

Toplam süt üretiminin sadece yüzde 3,25’inin koyun ve keçi sütü olduğuna dikkat çeken Yılmabaşar, PDO kararında ilk etapta koyun-keçi süt oranının yüzde 24 olması gerektiğini, buna rağmen mevcut keçi/koyun sütü miktarıyla hellim üretiminin çok cüzi olacağını, 2024’te koyun/keçi süt oranının yüzde 51’e çıkarılacağını kaydetti.

Yılmabaşar, “Beklentimiz, tüm paydaşların süreç içerisinde çıkacak olan sonuçların gereğini yapmasıdır” dedi.

ULUCASOY: “BUERAU VERİTAS VETERİNER DAİRESİ’YLE TEMASA GEÇMEDİ”

Veteriner Dairesi Halk Sağlığı Birimi Sorumlusu Veteriner Hekim Dürüm Ulucasoy, hellimin PDO ürünü olarak satışının Projenin başarılı olması bağlı olduğunu ifade etti.

Ulucasoy, Veteriner Dairesi’nin denetimleri doğru yapıp yapmadığını kontrol edecek Bureau Veritas’in henüz kendileriyle temasa geçmediğini kaydetti.

Dürüm Ulucasoy, Milk Channeling sisteminin (kapalı sistemin) de 36 ay içerisinde hayata geçirileceğini ifade etti.

“AB PAZARINA YETİŞTİRMEK MÜMKÜN DEĞİL”

Ulucasoy, bazı AB ülkelerinde yapılan hellim üretiminin PDO tescili ile birlikte sonra ereceğinden Kıbrıs’ın AB Pazarına Hellim yetiştirmenin mümkün olmayacağına inandıklarını da kaydetti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam