Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Hindistan’ın Cammu Keşmir bölgesinde çatışma: 8 ölü

Hindistan’ın Cammu Keşmir bölgesinde çıkan çatışmalarda 2’si sivil 8 kişi hayatını kaybetti. Saldırılar nedeniyle son bir haftada gözaltına alınan kişi sayısı da 1000’i geçti.

Published

on

Keşmir Polisi’nden yapılan açıklamada, Cammu Keşmir’in güneyindeki Pulwama bölgesi ve Srinagar kentinde 2 sivile silahlı saldırı düzenlendiği duyuruldu.

Saldırı sonucu göçmen işçi olduğu belirtilen 2 kişi aldığı ağır yaralar sonucu hayatını kaybetti.

Son bir haftada 1000’den fazla kişi gözaltına alındı

Saldırının faillerine yönelik düzenlenen operasyonda Srinagar ve Pulwama 4 direnişçinin öldürüldüğü vurgulanan açıklamada, Mendhar’da devam bir başka operasyonda ise 2 askerin yaşamını yitirdiği bilgisi paylaşıldı.

Açıklamada, ayrıca, Cammu Keşmir’de düzenlenen silahlı saldırılar nedeniyle son bir haftada gözaltına alınan kişi sayısının da 1000’i aştığı belirtildi.

Keşmir sorunu

İngiltere, 1947’de sömürge olarak yönettiği Hindistan’dan çekilirken o dönemde prenslik olan Keşmir, bağımsızlıklarını yeni kazanan Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda tercihle karşı karşıya kaldı.

Nüfusunun yüzde 90’ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947’de Pakistan’a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi.

Karara, Müslüman Keşmir halkı karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan’ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar, 1947’de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999’da savaş çıktı.

Savaşların ardından sağlanan geçici ateşkes sonucunda Cammu Keşmir’in yüzde 45’i Hindistan’ın, yüzde 35’i Pakistan’ın kontrolünde kaldı. Bölgenin doğusundaki yüzde 20’lik bir kısım ise sınırdaş Çin’in hakimiyetine verildi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 1948’den itibaren aldığı kararlarla Keşmir’in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halk oylamasıyla belirlenmesini öngörüyor.

Hindistan yönetimi, halk oylamasına karşı tutum benimserken Pakistan, BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İspanya’nın güneyinde yangınlar: 1500’den fazla kişi tahliye edildi

Published

on

By

İspanya’nın güneyindeki Cadiz kentine bağlı turistik bir belde olan Tarifa’da iki gündür devam eden orman yangınlarından dolayı 1500’den fazla kişi evlerinden ya da otellerden tahliye edildi.

Endülüs özerk yönetim hükümetinin İçişleri, Sosyal Diyalog ve Kamu Yönetimi Bakanı Antonio Sanz, Tarifa’daki Torre la Pena II kamp alanında çıkan ve hızla yayılan yangınlar nedeniyle 1500’den fazla kişinin tahliye edildiğini, 5 bin kadar aracın da bölgeden uzaklaştırıldığını duyurdu.

İspanyol basınına bilgi veren Sanz, “zor ve çok yoğun bir gece geçirildiğini, durumun kritik olduğunu” belirterek, yangın söndürme çalışmalarına 17 uçak ve helikopterin katıldığını bildirdi.

Diğer yandan ülkenin kuzeyindeki Navarra bölgesinde dün başlayan orman yangınının söndürülmesi için de kara ve havadan çalışmaların devam ettiği kaydedildi.

– Portekiz’de bir yıl öncesine göre bu yıl 8 kat fazla ormanlık alan yandı

Aşırı sıcaklardan dolayı 3 Ağustos’tan bu yana alarm durumunda olan Portekiz’in kuzeyindeki Vila Real bölgesinde üç gündür devam eden orman yangınının kontrol altına alındığı açıklandı.

Portekiz devlet televizyonu RTP’ye konuşan coğrafya uzmanı Jose Alberto Rio Fernandes, “Bu yıl içinde yaklaşık 42 bin hektarlık ormanlık alan yandı. Geçen yıl aynı döneme göre kıyasladığımızda 8 kat daha fazla.” dedi.

Bu arada yangın söndürme çalışmalarında hava araçlarındaki yetersizlik ülkede tartışma konusu oldu.

Hava Kuvvetlerinin mevcut durumda yangın söndürme çalışmalarında Sivil Koruma’nın bünyesinde konuşlandırabileceği 3 uçak ve 7 helikopteri olduğu ancak hükümetin kırsal yangınlarla mücadelede kullanılması için gerekli parçaları satın almamasından dolayı bu hava araçlarının aktif duruma geçmediği Portekiz ulusal basınında öne çıkarıldı.

İber Yarımadası’nda etkili olan ve 42 dereceye ulaşan yeni sıcak hava dalgasının yarından itibaren etkisini yitirmeye başlaması bekleniyor.

Devamını Oku

Dünya

Çin’de chikungunya virüsü: Sivrisinek kaynaklı salgın büyüyor

Published

on

By

Çin’in güneyindeki Guangdong eyaletinin Foşan kentinde, sivrisinek kaynaklı chikungunya virüsü tespit edilen kişi sayısı 7 bini aştı.

China Daily gazetesinin haberine göre, Foşan’da kayıtlara geçen chikungunya virüsü vakaları artış gösterdi.

Yetkililer, Foşan’daki toplam chikungunya vakası sayısının 7 bini geçtiğini açıkladı.

Enfeksiyonu önleme ve kontrol altına alma çabaları sonucunda vakaların artış hızının kent genelinde yavaşladığını belirten yetkililer, virüsten en çok etkilenen Shunde bölgesinde son 5 gündür vaka sayısının azaldığını aktardı.

Öte yandan, yetkililer, olumsuz hava koşullarının sivrisinek hareketliliğini artırdığı Guangdong’da ise tehlikenin hala sürdüğünü ifade etti.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, chikungunya virüsü şu belirtilerle seyrediyor: yüksek ateş, şiddetli eklem ağrısı, kas ağrıları, baş ağrısı, mide bulantısı ve döküntü.

Nadiren ölümle sonuçlanan chikungunya vakalarında hastaların tedavisi için onaylı 2 aşı bulunuyor.

Devamını Oku

Dünya

Hiroşima, atom bombası felaketinin 80. yılını andı

Published

on

By

Japonya, 6 Ağustos Çarşamba sabahı sessiz bir dua eşliğinde Hiroşima’ya atılan atom bombasının 80. yılını andı. Törene Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ve dünyanın dört bir yanından yetkililer katıldı.

Hiroşima Belediye Başkanı Kazumi Matsui, kentin Barış Anıtı Parkı’nda yaptığı konuşmada, “Japonya, savaşta atom bombası saldırısına uğramış tek ülkedir. Japon halkı kalıcı ve gerçek barışa ulaşma arzusunu temsil ediyor,” dedi.

200 binden fazla insan hayatını kaybetti
ABD, 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya ve ardından 9 Ağustos’ta Nagasaki’ye atom bombası atmış, bu saldırılar sonucunda 200 binden fazla insan ölmüştü. Kurbanların bir kısmı patlama anında, diğerleri ise radyasyon ve yanıklar nedeniyle hayatını kaybetmişti.

Hayatta kalanların travması hâlâ sürüyor. 6 yaşındayken babasını ve iki kardeşini kaybeden Hiroşima sakini Shingo Naito, BBC’ye verdiği röportajda, “Babamın derisi vücudundan sarkıyordu, kör olmuştu. Elimi bile tutamıyordu,” dedi.

Naito, bugün yaşadıklarını Hiroşima’daki öğrencilere anlatarak, anılarını sanata dönüştürmelerine yardımcı oluyor.

Barış ödüllü grup, nükleer silahsız bir dünya istiyor
2024 yılında, Japon nükleer bomba mağdurlarını temsil eden Nihon Hidankyo isimli grup, dünyayı nükleer silahlardan arındırma çabalarından ötürü Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştü.

Hiroşima Belediye Başkanı Matsui, konuşmasında küresel ölçekte artan silahlanma eğilimine ve nükleer silahların ulusal güvenlik için “vazgeçilmez” olduğu yönündeki yaklaşıma dikkat çekti:
“Bu gelişmeler, uluslararası toplumun tarihin trajedilerinden çıkarması gereken dersleri hiçe saymaktadır. Barışı inşa etmeye yönelik çabaları baltalamaktadır.”

Matsui ayrıca, Nükleer Silahların Yasaklanması Antlaşması’nın Japonya tarafından da onaylanması çağrısında bulundu. Bu antlaşma 2021’de yürürlüğe girmiş olsa da, ABD, Rusya gibi nükleer güçler ve Japonya henüz onaylamadı. Japonya, güvenliğinin ABD nükleer şemsiyesi sayesinde sağlandığını savunuyor.

“Nükleer silahlar hâlâ insanlığı tehdit ediyor”
Hiroşima sokaklarında, nükleer silahların tamamen yasaklanmasını talep eden küçük çaplı protestolar da düzenlendi. Hayatta kalan başka bir mağdur olan Saitoshi Tanaka, radyasyona bağlı çok sayıda kanser geçirdi. BBC’ye yaptığı açıklamada, Gazze ve Ukrayna’daki yıkımı gördüğünde kendi geçmişine döndüğünü söyledi:

“Yıkılmış şehirler, panikle kaçan kadınlar ve çocuklar… Bunlar bana yaşadıklarımı hatırlatıyor. Bugün hâlâ insanlığı defalarca yok edebilecek nükleer silahlarla yaşıyoruz.”

Tanaka, dünya halklarını seslerini daha yüksek çıkarmaya çağırdı:

“En acil öncelik, nükleer silaha sahip ülkelerin liderlerine baskı kurmaktır. Dünyanın insanları daha çok öfkelenmeli, sesini yükseltmeli ve birlikte harekete geçmelidir.”

Devamını Oku

Trending

Reklam