Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

İki liderden “kayıpların akıbetiyle ilgili bilgi sahibi olan kişilere bu bilgileri KŞK ile paylaşma” çağrısı

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum lider Nikos Hristodulidis, bu sabah Kayıp Şahıslar Komitesi’nin (KŞK) Antropoloji Laboratuvarı’na yaptıkları ziyarette, Kıbrıs’ta kayıpların akıbetiyle ilgili bilgi sahibi olan kişilere, bu bilgileri Kayıp Şahıslar Komitesi’yle paylaşma çağrısında bulundu.

İki lider, bu sabah saat 09.00’da BM koruma bölgesinde bulunan KŞK Antropoloji Laboratuvarı’na ortak ziyarette bulunarak, laboratuvarı gezdi ve buradaki çalışmalar hakkında bilgi aldı.

İki lidere ziyarette, Kayıp Şahıslar Komitesi Üçüncü Üyesi (BM) Paul-Henri Arni, Kıbrıslı Türk Üye Hakkı Müftüzade ve Kıbrıslı Rum Üye Leonidas Pantelides eşlik etti. Ziyarette, Genel Sekreterin Kıbrıs’taki İyi Niyet Misyon Ofisinden bazı yetkililer de hazır bulundu.

Cumhurbaşkanı Tatar’a Özel Temsilcisi Ergün Olgun, Rum lider Hristodulidis’e ise Hükümet Sözcüsü Kostantinos Letimbiotis eşlik etti.

Yaklaşık bir buçuk saat süren ziyaretlerinin ardından Cumhurbaşkanı Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis, basına ayrı ayrı açıklamalarda bulundu. Ardından Genel Sekreter’in Kıbrıs’taki İyi Niyet Misyon Ofisi Koordinatörü Sergiy Illarionov ortak açıklama yaptı. Ortak açıklama sonrası iki lider, bir süre ayaküstü sohbet etti, basın için görüntü verdi. İki lider, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Tatar ve Hristodulidis, ilk kez şubat ayında Kanadalı diplomat Colin Stewart’ın himayelerinde gayriresmî görüşmede bir araya gelmişti.

Tatar ve Hristodulidis’den ilk açıklama: “KŞK, mükemmel çalışmalar yürütüyor”

KŞK Antropoloji Laboratuvarı’nı ziyaretlerinin ardından laboratuvar çıkışında değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Tatar, kayıp kişiler konusunun insani bir konu olduğunu, KŞK’nın yürüttüğü mükemmel çalışmaları takdirle karşıladıklarını belirterek, “Zaman içinde daha fazla kayıp şahsın bulunmasını ümit ediyorum. Bu, ailelerin acılarını dindirecektir” dedi. Tatar, 1963’te kaybolan eşinin bulunması için kendisinden yardım isteyen 91 yaşındaki bir kayıp yakınına işaret ederek, “Bu çok büyük bir acıdır” diye konuştu.

Rum lider Hristodulidis de, “Kayıplar konusu insani bir konudur, Kıbrıslı Türk ya da Kıbrıslı Rum olsun fark etmez” diyerek, Ersin Tatar’ın konuya çok büyük hassasiyeti olduğunu, rahmetli babasının da KŞK’de 20 yıldan fazla bir süre çalışmalar yürüttüğünü belirterek, “Bugün şu mesajı vermek için buradayız: Kayıplarla ilgili bilgisi olanlar bu bilgileri paylaşsınlar, KŞK’nın yürütmekte olduğu mükemmel çalışmaları hızlandırmamız gerekiyor” dedi. Hristodulidis, bugün Tatar ile birlikte KŞK’nın çalışmalarını desteklemek için neler yapabileceklerini ele aldıklarını belirtti.

İki liderin daha fazla kazı yapılması konusunda bir mutabakata varıp varmadıklarının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Tatar, “Olası gömü yerleri konusunda bilgi sahibi olan kişileri cesaretlendirmek gerekiyor. Çünkü yeni bilgiler olmadığı sürece yeni kazılar yürütmek mümkün değildir” dedi.

Bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Tatar, KŞK’nın yıllardır mükemmel bir çalışma yürüttüğünü belirterek, dünyada kayıplar konusunda Kıbrıs’takine benzer 42 örnek bulunduğunu, KŞK’nın dünya sıralamasında “en iyilerinden” biri olduğunu belirtti ve Komiteye tüm çabalarından ötürü teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Nikos’un söylediği gibi bilgi sahibi olan kişileri bilgi paylaşmaları için cesaretlendirmeye devam edeceğiz. Bu çok önemlidir” diyerek, 60 yıldır süregelen, insani bir konu olan kayıplar konusunda görgü tanıklarının olduğunu ama bu kişilerin belli bir yaşa ulaştığını belirterek, komitenin çalışmalarının hızlandırılmasının önemini vurguladı.

KŞK’ya bir kez daha teşekkür eden Tatar, bu yıl emekliye ayrılacak olan Komitenin Üçüncü Üyesi (BM) Paul-Henri Arni’ye de çabalarından dolayı teşekkürlerini iletti.

-İki liderlerden kayıpların akıbetini bilen kişilere bu bilgileri paylaşma çağrısı

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki İyi Niyet Ofisi Koordinatörü Illarionov tarafından okunan ortak açıklamanın ardından liderler bir süre ayak üstü sohbet etti, basına görüntü verdi, ardından da basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Tatar, kayıplarla ilgili daha fazla bilginin Komiteyle paylaşılmasını ve kayıpların bulunarak ailelerin acılarının bir nebze de olsa dindirilmesini ümit ettiklerini yineleyerek, bu konuda ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.

Kayıplar konusunda iş birliğine ilişkin bir soru üzerine Rum lider Hristodulidis, “Umarım, inşallah, yakında yeniden görüşeceğiz ve umalım ki olumlu bir sonuç alacağız” diyerek, iki liderin bugün burada kayıplarla ilgili bilgisi olan Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklere bu bilgileri paylaşmaları yönünde ortak bir mesajı olduğunu yineledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise, kayıplar konusunun siyasi konuların dışında, insani bir konu olduğunu vurgulayarak, kayıpların bulunması ve ailelerin acılarının dindirilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını yineledi.

Tatar, Kıbrıs’ta müzakerelerin yeniden başlaması için Kıbrıs Türk tarafının tutumunu yineleyerek, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesi gerektiğini, aksi takdirde bir ilerleme kaydedilemeyeceğini söyledi.

Hristodulidis de, “Biz bugün burada tamamen insani bir konu için bulunuyoruz. Hem Kıbrıslı Rum hem de Kıbrıslı Türk kayıpların yakınlarına saygı göstermemiz gerekiyor, bu görüşmeden olumlu bir sonuç görmeyi bekliyorlar. Bu nedenle müzakerelerin yeniden başlaması konusuna girmeyeceğim. Olası olan ve gereken neyse onu yapıyorum ve umarım eylül sonu itibarıyla belki açıklayacak bir şey olur ancak bugün ben de Ersin de tamamen insani konular için bulunuyoruz…” diyerek yanıt verdi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Hasipoğlu: “İsrail-İran çatışmasına ABD’nin müdahil olmasıyla gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz”

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, İsrail-İran çatışmasına Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) müdahil olmasıyla gelişmeleri “endişeyle takip ettiklerini” söyledi

Hasipoğlu, bölgesel gelişmeler ve güncel konularla ilgili yazılı açıklama yaptı.

İran’ın Birleşmiş Milletlerden ABD’nin İran’a saldırısının incelenmesi ve kınanması talebiyle BM Güvenlik Konseyinden (BMGK) “acil oturum” talep ettiğini belirten Hasipoğlu, “Savaştaki füzelerin hedefinin nükleer tesis boyutuna gelmesi, içinde bulunduğumuz coğrafya için daha da endişe verici bir boyuta dönüştürmüştür” dedi.

-BM Güvenlik Konseyi “barış gücü değil izleme konseyi”

BM’nin barış gücü olmaktan artık çıkarak bir izleme konseyine dönüştüğünü söyleyen Hasipoğlu, “ ABD, Rusya gibi büyük devletlerin daimi üye olup veto haklarının olmasından dolayı Güvenlik Konseyinden mazlum halkları koruyacak, yaptırım içeren, önleyici kararlar çıkamamaktadır. Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği BM ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantılarına şahitlik ediyoruz. Bunu daha önce Bosna’da, en son en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla ve bu yapıların karar alamadığını görüyoruz” dedi

BM’nin bugün ABD – İsrail müttefikliğinin yaptığı saldırıları izlemekle yetindiğini ve asli görevini yapamadığını ifade eden Hasipoğu , İsrail ile İran arasındaki çatışmaların da 10’uncu gününe girdiği şu günlerde izleyici koltuğunda oturmaya devam ettiğini belirtti.

– “Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık”

Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık . 1974 öncesi Rum saldırıları karşısında BM’nin izleyici rolü ve alınan güvenlik konseyi kararları ortadadır. Keza, 1979 yılından itibaren başlayan federasyon müzakerelerinde, Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna ek olarak , BM’in yapısal bozukluğundan dolayı çözüm de sağlanamamıştır . 1974 öncesinde Rum mezalimliğine tanıklık eden BM, sonraki federasyon görüşme süreçlerinde ise çözüm anlamında masaya getirdiği tüm plan ve önerilerine ‘Evet’ diyen Kıbrıs Türk halkına hak ettiği değeri ve statüyü vermek yerine , ‘Hayır’ diyen tarafın ödüllendirmeye devam etmiştir. Diğer bir ifadeyle BM müzakere süreci ile ilgili bir nihai tespit yapmaktan kaçınmış, hep Rum tarafının istediği şekilde bir çözüm arayışı içerisinde olmaya çalışıp, Rum tarafının içerisinde bulunduğu konfor alnının muhafaza etmesine çanak tutmuştur. Halbuki görüşme süreçlerini hamisi konumunda olan BM, Rum tarafının retçi tavırları sonrasında gerekli kararları alıp, Rum tarafını rahatsız edebilseydi, belki de bizlerin arzu ettiği çözüm modeli bugün hayat bulmuş olacaktı”

-Hakan Fidan’ın son açıklaması

Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı (IIT) mesajını değerlendiren Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Dünya, özellikle de bölgemiz, iyice ateş çemberine dönerken, Kıbrıs Türk halkının yegane güvencesinin ve en büyük destekçisinin Anavatan Türkiye olduğuna, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son açıklamalarıyla bir kez daha tanıklık ettik. Hakan Fidan’ın KKTC’nin gözlemci üye olarak yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkına yer vermesi son derece önemli ve anlamlıdır. Kıbrıs Türk halkının yaşamakta olduğu izolasyon çemberinin aşılması gerektiğine vurgu yapan Hakan Fidan, doğrudan temas çağrısıyla da Anavatan Türkiye’nin milli dava Kıbrıs konusundaki politikasını da dünya kamuoyuna hatırlatmıştır.

Bu vesileyle, haklı davamızın her platformda yankı bulması için sözünü sakınmaktan çekinmeyen Anavatan Türkiye’mize ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yürekten teşekkür ediyor, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, KKTC ve Kıbrıs Türk halkı ile ekonomik, siyasi, kültürel ilişkilerini daha da artıracağına inanıyoruz”

-“Rum tarafı tüm adanın güvenliğini riske sokuyor “

Hasipoğlu, Kıbrıs Rum liderliği ve Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis’in son dönemde bazı ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar, silahlanma faaliyetleri ve tek taraflı eylemlerinin, Kıbrıs adasının tamamını ciddi bir tehlike altına soktuğunu söyledi.

Hasipoğlu, “Şimdilerde ise Amerika – İsrail yuvalanmasına sahasını açarak tüm adayı riske sokmaktadır. Kıbrıs Türk halkı olarak, Rum tarafının bizleri ortak düşman olarak gören İsrail’den farklı bir zihniyette olmadığını çok iyi biliyoruz. Bundan sonra sıra size gelecek zihniyetinin bir tezahürü olarak, bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi, kendi ana yurdumuzda yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi

Hasipoğlu , GKRY’nin limanlarını başta ABD, İsrail ve Fransa olmak üzere birçok ülkeye açtığına dikkati çekerek, “Kıbrıs adası, tam bir barut fıçısı ama bizim halkımızın güvencesi güçlü Türkiye Cumhuriyeti’dir.” diye konuştu.

Gazimağusa’dan görülen füzelere şahitlik eden biri olarak, savaşı yakın hissetmenin kaygı verici olduğunu söyleyen Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle Crans Montana başta olmak üzere geçmiş federasyon görüşme süreçlerinde Rum tarafının Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ve askerinin olmayacağı bir sistemde ısrar ederek masayı devirmesinin sebebini o dönemlerde idrak edemeyenler, şimdi garanti sisteminin önemini daha da iyi anlamalıdırlar. Rum – İsrail zihniyeti, bizleri azınlık gören, bundan sonra da sıra size gelecek zihniyetidir . Bu yüzden geçmişte olduğu gibi bu süreçleri tekrar başlatmak isteyenler, son yıllarda yaşanan savaşları ve soykırımları iyi analiz edip içselleştirmeleri gerekmektedir . Son yıllarda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamlılığı UBP’nin kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha belirtir, söz sahibi olduğumuz müddetçe, halkımızın varlığı ve güvenliği için savunmaya devam edeceğimizi vurgularız”

Devamını Oku

Kıbrıs

Gazimağusa Limanı’nda çöken yolun altında içinde tarihi eserler bulunan mezar olduğu düşünülen mağara bulundu

Published

on

By

Gazimağusa Limanı’nda yolun çökmesiyle toprak altında kalan tarih de gün yüzüne çıktı.

Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Emine Emel Ziba konuyla ilgili BRT Gazimaĝusa muhabirine bilgi verdi.

Ziba, yolun bir bölümünde çökme olduğuna dair arandığını ifade ederek, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Gazimağusa Bölge Sorumlusuna bilgi verdiğini dile getirdi.

Teknik kurul tarafından incelemeler yapıldığını belirten Ziba, açığa çıkan mağaranın içerisinde tarihi eserlerin de bulunduğu bir mezar olduğunun düşünüldüğünü vurguladı.

Bölgede gerekli güvenlik önlemlerinin alındığını belirten Ziba, Pazartesi itibariyle kazı çalışmalarına başlanacağını sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Girne’de denizde yüzerken rahatsızlanan Gülseven yaşamını yitirdi

Published

on

By

Girne’de denizde yüzdüğü sırada muhtemelen rahatsızlanarak boğulma tehlikesi geçiren 80 yaşındaki Emel Gülseven tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.

Polis Basın Subaylığından yapılan açıklamaya göre, Girne’de sakin Emel Gülseven bu sabah Karaoğlanoğlu’nda denizde yüzdüğü sırada muhtemelen rahatsızlanarak boğulma tehlikesi geçirdi.

Bölgede bulunanların yardımı ile sahile çıkarılarak ambulans ile Girne Dr. Akçiçek Hastanesinde kaldırılan Gülseven, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam