Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

İMO, “Taşınmaz Mal Krizinin İnşaat Sektörüne Etkisi” konulu panel düzenledi

Published

on

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), “Taşınmaz Mal Krizinin İnşaat Sektörüne Etkisi” başlıklı bir panel düzenledi.

İMO’dan verilen bilgiye göre, dün Concord Tower Otel’de düzenlenen panele, Cumhurbaşkanı Vekili ve Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, milletvekilleri, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve alanında uzman pek çok isim katıldı.

Panelin moderatörlüğünü Doç. Dr. Hayriye Kahveci Özgür üstlenirken, konuşmacılar arasında DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sözen, Taşınmaz Mal Komisyonu Eski Başkanı ve Emekli Büyükelçi Ayfer Said Erkmen, Uluslararası İlişkiler Uzmanı ve Müzekere Heyeti Eski Üyesi Dr. İpek Borman, Uluslararası Hukuk Uzmanı Murat Metin Hakkı ve İnşaat Mühendisi Özalp Nailer yer aldı.

Panelde bilimsel veriler ve grafikler ışığında taşınmaz mal yasasındaki değişikliklerin sektöre etkileri ele alındı. Yaklaşık üç saat süren etkinlikte, katılımcılar sektöre dair sorularını yöneltti.

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Doç. Dr. Abdullah Ekinci, açılış konuşmasında, Kıbrıs sorununun yalnızca siyasal değil, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla da büyük etkiler yarattığını belirtti. İnşaat sektörünün 2022 yılında Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 6’sını oluşturarak yaklaşık 74 milyar TL katkı sağladığını vurgulayan Ekinci, özellikle sektördeki belirsizliklerin “Yabancılar için Taşınmaz Mal Edinme ve Uzun Vadeli Kiralama Yasası”nda yapılan değişikliklerle ve Güney Kıbrıs’ta sektörde faaliyet gösteren bazı kişilerin tutuklanması gibi olaylarla arttığını belirtti.

Ekinci, bu belirsizliklerin tartışılarak çözüme kavuşacağına ve panelin sektöre fayda sağlayacağına olan inancını dile getirdi.

Prof. Dr. Ahmet Sözen de hızla gelişen inşaat sektörünün ada ülkesine uygun olup olmadığı konusunda kritik değerlendirmelerde bulunurken, son 15 yılda değişen güç dengelerinin sektörü nasıl etkilediğine değindi.

Dr. İpek Borman da yıllardır süren müzakereler neticesinde mülkiyet konusunda önemli bir bilgi birikimi oluştuğunu ve ciddi aşama kaydedildiğini dile getirerek, kapsamlı çözüm çerçevesinde nasıl bir mülkiyet rejiminin şekillenmekte olduğunu ortaya koydu.

Taşınmaz Mal Komisyonu Eski Başkanı Ayfer Said Erkmen de komisyonun bugüne kadar yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi vererek, yaklaşık 7 bin 705 başvuru yapıldığını, bin 840 dosyanın karara bağlandığını ve 277 milyon sterlin ödeme yapıldığını belirtti. Taşınmaz Mal Komisyonu’nun Kıbrıs Türkü için altın tepside sunulmuş bir fırsat olduğunu belirten Erkmen, Komisyonun etkin bir şekilde çalıştırılması gerektiğini, Rum malı üzerinde inşaat yapmış olan firma sahiplerinin gecikmeksizin “13/2008 Yasası” çerçevesinde Rum mülk sahibiyle temasa geçmelerini ve bulunacak çözümle uluslararası engelin de aşılacağını dile getirdi.

İnşaat Mühendisi Özalp Nailer ise mülkiyetin hukuka dayalı bir insan hakkı olduğunu vurguladı ve Taşınmaz Mal Komisyonu’nun bu hukuk yolu olduğunu belirtti. Nailer, Rum yönetiminin bu konuda aldığı kararların siyasi ve KKTC ekonomisine karşı yapılmış bir saldırı olduğunu savundu. Yaptıkları “KKTC Yap-Sat Sektörü Veri Analizi” sonuçlarından bahseden Nailer, 2021-2024 yılları arasında piyasaya arz edilen konutların yatırım amaçlı olduğunu ve sadece bin 804 dönüm araziyi kapladığını bunun da KKTC toplam arazisinin sadece yüzde 0,07’ine karşılık geldiğini belirtti.

Uluslararası Hukuk Uzmanı Murat Metin Hakkı ise Komisyon’un işleyişinde etkinliğin artması için değişik öneriler gündeme getirdi.

Ülkede Kapalı Maraş dahil üçüncü kişilere tahsis edilmemiş 600 bin dönüm civarında arazi olduğunu belirten Hakkı, bunların herhangi bir yerli ya da yabancı yatırımcıya mevcut mevzuata uygun olacak şekilde 1974 kayıtlı malik ya da yasal mirasçıyla anlaşılarak satış olanağının yaratılması için yasal düzenleme yapılmasının yerinde olacağını belirtti.

Hakkı, tazminat ödemeleriyle ilgili olarak kamu yükünün özelleştirilebileceğini, tamamen gönüllülük esasına göre hükümlü tazminatın tamamını ya da bir kısmını üstlenmek isteyen şirketler ya da mevcut tasarrufçulara belli vade ve oranlara yayılabilecek vergi indirimi, muafiyet ya da kolaylıklarını teşvik olarak sunulabileceğini aktardı.

Hakkı, Kapalı Maraş konusuna değinerek, hukuki ve siyasi açıdan karmaşık görünen bu konunun çözümü için uluslararası mahkeme kararları ve milli hassasiyetler arasında bir denge kurulması gerektiğini ifade etti.

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun Maraş karnesinin zayıf olduğunu ve yakın zamanda bu konuyla ilgili somut adımlar atılması gerekeceğinin altını çizen Hakkı, Maraş’ın belli bölümlerinde Güney’deki vakıf mallarıyla takas seçeneğinin de kullanılabileceğini ve böylece hem Evkaf’ın Maraş masasına önemli bir aktör olarak döndürülüp, hem de Güney’de Türk mallarıyla ilgili hukuki rejimin sıkıntıya düşmesinin sağlanabileceğini söyledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, federasyon defterinin bir daha açılmamak üzere kapatıldığını ve Kıbrıs sorunun çözümüne yönelik iki devletli vizyonunun halkın iradesinden doğduğunu vurguladı.

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tatar, “Federasyon artık bitmiştir. Halkımız Rum’un iradesine teslim olmayacaktır. 2020’de halkımız yeni siyasetimizi onayladı ve bana bu görev için yetki verdi. İşte bu yeni paradigma Rum’un on yıllardır süren oyununu bozdu. Özden gelen haklarımız, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz asla pazarlık konusu yapılamaz” dedi.

Rum Tarafının Zihniyeti Hep Aynı

Cumhurbaşkanı, Annan Planı ve Crans Montana süreçlerindeki başarısızlıkları hatırlatarak bu dönüm noktalarında yaşananların Rum tarafının değişmeyen zihniyetini açıkça gösterdiğini belirtti.

“2004’te Annan Planı’na halkımız evet dedi, Rum tarafı reddetti. Uluslararası taraflar ‘siz evet deyin, Rum hayır derse izolasyon kalkacak’ diye sözler verdiler. Bu sözlerin hiçbiri tutulmadığı gibi sayın Talat ve ekibi Annan Planı’ndan da fazla taviz verecekleri bir sürece girdiler. Sayın Talat 1960 ortaklık devletinde dahi olmayan bir taviz vererek Rumlara Kıbrıs Türk liderinin seçiminde oy hakkı vermiştir. Bu çapraz oy olarak bilinir. Nihayetinde bu süreç de çökmüştür.”

“2017’de Crans Montana’da masayı terk eden yine Rumlar oldu. ‘Sıfır asker, sıfır garanti’ diyerek güvenliğimizi yok saymak istediler. Zihniyetleri değişmedi. Federasyon için son deneme olan Crans Montana’da yaşanan başarısızlıktan sonra bu model resmi olarak tüketilmiştir.”

Türkiye’nin Garantörlüğü Bir Tercih değil Zorunluluktur

Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin Kıbrıs Türk halkı için yaşamsal öneme sahip olduğunu söyleyen Tatar, “Anavatan Türkiye bizim en büyük güvencemizdir. Güvenlikte, ekonomide, kısacası her alanda yan yana yürümek bir tercih değil, zorunluluktur. Hiçbir güç bunu değiştiremez. Anavatanla bu dönemde en iyi seviyeye getirdiğimiz kardeşlik dayanışması geleceğimizin teminatıdır” ifadelerini kullandı.

Rum Tarafı Sınır Kapılarını Kullanarak Siyasi Şantaj Peşinde

Sınır kapıları konusuna da değinen Cumhurbaşkanı, Rum tarafının taleplerini siyasi manevra olarak niteledi:

“Biz Haspolat ve Akıncılar sınır kapılarının açılması için defalarca girişimde bulunduk. Halkımız için kolaylık sağlamak istedik. Ancak Rum tarafı Erenköy veya Kiracıköy’den geçiş isteyerek ara bölgede toprak talebine kapı aralamak istedi. Amaç ne? Erenköy’e bizim kutsalımıza girecekler. Kiracıköy’de de hem askeri hem de sınır olarak asla gerçekleşmeyecek kazanım elde etme hayalindeler. Rum tarafı yeni kapıları açmayarak, dahası geçişleri zorlaştırarak siyasi şantaj yapıyor.”

Metehan kapısındaki yoğunluklara da değinen Tatar, “Bizde üç şerit var, karşı taraf hala tek şeritte çalışıyor. Halkı yoran da budur” dedi.

Rum Tarafının Silahlanması Ciddi Tehdit Boyutuna Ulaştı

Güney Kıbrıs’ın artan silahlanma faaliyetlerini değerlendiren Cumhurbaşkanı Tatar, “İngiliz üsleri, ABD, Fransa ve artık İsrail her türlü askeri donanımıyla burada. Rum lideri bu güçlere teslim olmuş durumdadır. Sürekli silahlanarak farklı hayaller peşinde koşmaktadırlar. Tehditlere asla boyun eğmeyeceğiz. Bölgedeki gelişmeler tehlikeli bir noktaya gelmiştir. Biz de Anavatan Türkiye ile birlikte gerekli önlemleri almaktayız” dedi.

İzolasyonlar En Büyük Hak İhlali

Tatar, Kıbrıs Türk halkına yönelik uygulanan haksız ve hukuksuz izolasyonun kabul edilemez olduğunu belirterek, “Bizi ekonomik, sportif, sosyal dahası yaşamın her alanında izole ederek yıldırmak istiyorlar ama başaramadılar. Bu izolasyon en büyük insan hakkı ihlalidir, artık son bulmalıdır” dedi.

Enerjide İş Birliği Çağrısı

Enterkonnekte elektrik sisteminin tek gerçekçi yolunun Türkiye üzerinden bağlantı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı, bunun sadece ekonomik değil stratejik bir zorunluluk olduğuna da dikkat çekti.

Tatar, ada etrafındaki doğal kaynaklar konusunda bir bilgi kirliliği yaratılmaya çalışıldığını ifade ederek, “1-8 Temmuz 2022 tarihinde kazan-kazan anlayışıyla iş birliği önerileri verdim. Bunlar sanki yapılmamış gibi bir tablo çizilmeye çalışılıyor. Yapılan, çok net somut ve detaylı önerilerde, hidrokarbon kaynakları, elektrik enterkonnekte sistemi, temiz enerjiye geçişe yönelik güneş enerjisini etkin kullanma ve adanın su kaynaklarının ortak işletilmesi konularında iş birliği vardı. İlaveten düzensiz göç ve adanın tüm mayınlardan arındırılması da vardı. Bu öneriler BM Genel Sekreteri aracılığıyla Anastasides’e iletildi. Rum ne yaptı bir anda sessizleşti. Kendi Halkının ihtiyaçlarının hilafına yanıt dahi veremediler. O yüzden inisiyatif alınmadı şeklinde boş laflara karnımız tok. Bu dönemde BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde yapılan üç zirvede de bu konular gündeme gelmiştir. Ancak karşısındaki muhatabını tanımayan veya bel altı siyasetini kendine ilke edinmiş biri bu türden gerçeklerden uzak bir söylem geliştirebilir” dedi.

“Cumhurbaşkanı Dememek Öncelikle Seçilmiş İradeye, Yani Halka Saygısızlıktır”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın da aralarında bulunduğu muhalefet çevrelerinin kendisine ‘Cumhurbaşkanı’ demediklerini belirterek, bunun halka saygısızlık olduğunu söyledi.

Tatar, “Ben 2020 seçimlerinde ilk turda yüzde 32 oy aldım, ikinci turda yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı seçildim. Tufan Erhürman da adaydı, yüzde 20 aldı ve ilk turda elendi. Mustafa Akıncı ikinci turda yüzde 48 aldı. Halkın yarısından fazlası bana oy verdi. Buna rağmen hala ‘Cumhurbaşkanı’ demiyorlar. Erhürman da demiyor. Bana Cumhurbaşkanı dememek aslında halka saygısızlıktır” dedi.

Tatar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Beni hedef aldıklarını sanıyorlar ama aslında halkın iradesini yok sayıyorlar. Bulunduğumuz makamlar seçimle gelinen halkın iradesiyle belirlenen makamlardır. Doğrudan halkımızın iradesini temsil ederiz. Böyle bir saygısızlık öncelikle halkımıza ve onun iradesine karşı saygısızlıktır. Halk sizi seçerse iyi, bizi seçerse kötü olabilir mi? Ağzından demokrasiyi, hukuka saygıyı, hoş görüyü düşürmeyenlerin hali gerçekten ibret vericidir. Daha önemlisi bu zihniyetin asıl karakteri hakkında da hepimize bir gerçeği göstermektedir.” dedi.

New York’ta Hristodulidis’le Görüşeceğiz

Önümüzdeki hafta New York’ta önce BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve heyetiyle ikili ertesi gün de yine BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde Rum lider Nikos Hristodulidis’in de yer alacağı üçlü görüşmeye katılacağını açıklayan Tatar, “Ortak zeminin olmadığı raporlara geçmiş bir gerçek. Biz yapıcıyız vizyonumuzu da kararlılıkla savunacağız. İki tarafın faydasına olacak iş birliklerine açığız. Bu ilkeler çerçevesinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Meteoroloji Dairesi karada ve bölge denizlerinden taurusta fırtınamsı rüzgarın etkili olacağı uyarısında bulundu.

Daire açıklamasına göre, bölge denizlerinden Taurus’ta güney ve batı yönlerden esen rüzgârlar zamanla kuvvetlenerek kuzey ve doğu yönlerden 8 kuvvetinde ve fırtına şeklinde esecek. Taurusta fırtınamsı rüzgar bugün saat 15.00’e kadar etkili olacak.

Karada ise güney ve batı yönlerden esen rüzgarın zamanla etkisini artırarak kuzey ve doğu yönlerden fırtınamsı rüzgar şeklinde esmesi bekleniyor. Karada yarın saat 15.00’e kadar 50-61 km/s hızında hissedilecek.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, Türkiye’nin her alanda KKTC’yi desteklediğini söyledi.

İzmir’de düzenlenen Meyve, Sebze, Gıda, Gıda Ürünleri, Gıda Teknolojileri Ambalaj, Tarım Teknolojileri, Depolama ve Lojistik Fuarı (Interfresh Eurasia) fuarının açılışında konuşan Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, Türkiye’nin her alanda KKTC’yi desteklediğini söyledi.

Türkiye’nin KKTC’ye üretimde de katkı sunduğunu ifade eden Amcaoğlu, “Üretim ve ihracat konusunda hedeflerine ulaşma noktasında Türk üretici ve halkıyla buluşarak, istişare ederek çalışmaları hayata geçirme şansı elde ediyoruz. Bu durum bizim için büyük fırsat. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu alanda varlığı ve esenliği çok önemli. Yüreğimiz Türkiye’nin her bir ferdiyle atıyor. Üretim ve ihracat konusundaki hedeflerimize ulaşmak için birlikte adımları atıyoruz.” dedi.

Sektördeki üreticilerin ürünlerinin yanı sıra gıda, ambalaj, tarım teknoloji ve depolama sistemlerinin sergileneceği fuara 60 ülkeden 600 yabancı alıcının katılması bekleniyor.

KKTC’nin partner ülke olduğu fuar 20 Eylül’de sona erecek.

Devamını Oku

Trending

Reklam