Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ekinci, deprem güvenliği konusundaki görüşlerini paylaştı

Published

on

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (KTMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Abdullah Ekinci, Türkiye’deki Kahramanmaraş depremlerinin ardından yürütülen çalışmalar ile Kıbrıs’taki deprem güvenliği konusundaki görüşlerini paylaştı.

Ekinci, yazılı açıklamasında, özellikle okullarda yapılan güçlendirme çalışmalarına değinerek, bu süreçte karşılaşılan zorluklara dikkat çekti.

Ekinci, Kahramanmaraş depremlerinin ardından ülkedeki okulların güvenliğini artırmaya yönelik başlatılan çalışmaları anlattı. Bu çalışmaların, depreme dayanıklı olmayan binaların tespit edilip güçlendirilmesi için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Ekinci, aynı zamanda bu süreçte karşılaşılan finansal ve bürokratik engelleri gündeme getirdi, bu engellerin, sürecin hızını ve etkinliğini olumsuz etkilediğini ifade etti.

-Mevcut yapı stokunun depreme dayanıklılığının artırılması önemli

Ekinci, Kıbrıs’taki deprem tehlikesine de dikkat çekerek, yerel yönetimler ve ilgili kurumların deprem riskine karşı daha kapsamlı önlemler alması gerektiğini kaydetti, Kıbrıs’taki mevcut yapı stokunun depreme dayanıklılığının artırılmasının önemine değindi.

Ekinci, Kahramanmaraş depremi sonrasında okulların depreme dayanıklılığı konusundaki hassasiyetin arttığını belirtti ve bu durumun hükümet üzerinde bir baskı oluşturduğunu, hükümetin de hızlıca çözüm arayışına girdiğini ifade etti.

Ekinci, bu doğrultuda İnşaat Mühendisleri Odası Deprem Komitesi bünyesinde yapılan toplantılarda, özellikle okul binalarının depreme dayanıklılığını değerlendirecek bir yol haritası çizildiğini kaydetti.

Başbakanlık bünyesinde oluşturulan “Deprem ve Doğal Afet Değerlendirme ve İzleme Komisyonu”nda İnşaat Mühendisleri Odası’nın süreci yönettiğini belirten Ekinci, ilk adım olarak mevcut bina stokunun hızla taranmasının önerildiğini aktardı. Ekinci, hızlı tarama metodu ile, okullardan başlayarak hastaneler ve kamu binalarının risk sıralamasının yapıldığını, İnşaat Mühendisleri Odası üyelerinin, yaklaşık 850 binayı incelediğini ve bunlardan 300’ünün okul olduğunu belirtti.

Okulların durumunun daha detaylı incelenmesi için okullardan karot örnekleri alındığını ve laboratuvar testleri yapılarak mevcut malzeme kalitelerinin belirlendiğini ifade eden Ekinci, Başbakanlığın talebi doğrultusunda 300 okuldan 127’sinde ileri tetkiklerin yapılması için projelendirme çalışmalarına başlandığını, çoğu okulun projesi olmamasından dolayı detaylı röleve çalışması yapıldığını, bu süreçlerin güçlendirme veya yeniden yapım kararlarını şekillendirdiğini kaydetti.

-Hükümetin okulların güçlendirilmesi için ayırdığı 200 milyon TL’lik bütçenin yetersiz

Ekinci, bürokratik sebepler nedeniyle sürecin oldukça yavaş ilerlediğini ve hükümetin okulların güçlendirilmesi için ayırdığı 200 milyon TL’lik bütçenin yetersiz olduğunu vurguladı ve okulların güvenli hale getirilmesi için daha fazla kaynak ve hız gerektiğini belirtti.

Deprem ve Doğal Afet Değerlendirme ve İzleme Komisyonu’nda yapılan toplantılarda okulların, depreme karşı dayanıklı hale getirilmesi için güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması kararlarının verildiğini kaydeden Ekinci, güçlendirme maliyetinin, yeniden yapım maliyetinin yüzde 40-50’sini aşması durumunda binanın yıkılarak yenisinin yapılmasına karar verildiğini, yıkım kararı verilmeden önce binanın tarihi öneminin de değerlendirildiğini ifade etti.

-İki yıl içinde 19 okul tamamlanabildi

Ekinci, 127 okuldan 82’sinin projelerinin tamamlandığını, 40 okulun ihalesinin yapıldığını ve 28 okulda yer tesliminin gerçekleştirildiğini belirtti. Ancak, tüm bu süreçlerin oldukça yavaş ilerlediğine dikkat çeken Ekinci, iki yıl içinde yalnızca 19 okulun tamamlanabildiğini vurguladı.

Ekinci, enflasyon nedeniyle inşaat sektöründe yaşanan mali sorunlara da değindi. Ekinci, müteahhitlerle yaşanan anlaşmazlıkların projeleri olumsuz etkilediğini ve pek çok mühendisin kontrollük ve müşavirlik hizmet bedellerinin ödenmemesine rağmen işlerini özveri göstererek sürdürdüğünü belirtti, bu koşulların, devletin okul binalarındaki güçlendirme çalışmalarını sekteye uğrattığını ifade etti.

KTMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Abdullah Ekinci, projelerde yaşanan mali zorluklar ve ödeme sorunlarına dikkat çekerek, ödemelerin zamanında yapılmaması nedeniyle inşaat sektöründe ciddi sıkıntıların baş gösterdiğini belirtti. Ekinci, projelerin eski birim maliyetler üzerinden yapılmasına rağmen ödemelerin zamanında gerçekleşmediğini, müteahhitlerin ve mühendislerin ciddi finansal kayıplar yaşadığını ifade etti. Ekinci, ödemelerin yapılmamasına rağmen mühendislerin kontrollük ve müşavirlik hizmetlerini özveri ile yürüttüğünü ancak birçok mühendisin projeleri bırakma noktasına geldiğini belirtti.

-Kamuda yaşanan bürokratik engeller işleri yavaşlatıyor

Ekinci, ayrıca, kamu sektöründe yaşanan bürokratik engellerin işlerin ilerlemesini yavaşlattığını da vurguladı. Bu sorunun çözülmesi amacıyla yapılan bir toplantıda Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin, sorunun kısa süre içinde çözüleceğini belirttiklerini aktaran Ekinci, ancak aradan geçen zamana rağmen henüz herhangi bir ödeme yapılmadığını ifade etti.

Ekinci, sadece geçmişte yapılan bir ödemenin olduğunu, ancak şu an için yeni bir ödeme yapılmasının söz konusu olmadığını belirtti. Ekinci, bu durumun projelerin hızını ve etkinliğini ciddi şekilde olumsuz etkilediğini kaydetti.

Ekinci, 2007 yılından beri uygulanan ve 2015’te yasallaştırılan deprem yönetmeliği doğrultusunda, eski binaların güncel koşullara göre değerlendirilmesi ve gerekli görülmesi durumunda güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Ancak, bu konuda zamanında gerekli adımların atılmadığını vurgulayan Ekinci, güçlendirme çalışmalarının yalnızca okullarla sınırlı kalmaması gerektiğini, aynı yaklaşımın kamu ve özel binalar için de uygulanması gerektiğini ifade etti.

Ekinci, depreme dayanıklı olmayan binaların güçlendirilmesinin, okullarda nasıl yapılıyorsa, diğer yapılarda da aynı şekilde gerçekleştirilebileceğini kaydetti.

Bu tür güçlendirme çalışmalarının hem kamu, hem de özel sektörde yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Ekinci, deprem güvenliği için yapılması gerekenlerin başında bilimsel verilere dayalı analizlerin yer aldığını belirtti. Bu süreçte belediyelere önemli görevler düştüğünü ifade eden Ekinci, yerel yönetimlerin, binaların depreme dayanıklılığını artırmak için aktif bir şekilde çalışması gerektiğini dile getirdi.

Kıbrıs’ta çevreye duyarlı ve dayanıklı yapılar inşa etmek için devletin ve belediyelerin daha dikkatli olmaları gerektiğini ifade eden Ekinci, sürdürülebilir ve deprem güvenli yapılar için yerli mühendislerin katkılarının büyük önem taşıdığını kaydetti. Ekinci, bu tür projelerin sadece yapısal güvenlik değil, aynı zamanda çevresel etkiler göz önünde bulundurularak tasarlanması gerektiğini de belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Üstel: “Cumhurbaşkanımızın zirvede ortaya koyduğu vizyonu ve kararlı duruşu takdirle karşılıyoruz”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın New York’ta düzenlenen 5+1 formatındaki Kıbrıs konulu zirve toplantılarında ortaya koyduğu vizyonu ve kararlı duruşu hükümet olarak takdirle karşıladıklarını belirtti.

Başbakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Başbakan Üstel, Cumhurbaşkanı Tatar’ın, Anavatan Türkiye ile birlikte Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini, eşit uluslar arası statüsünü ve dünya ile bütünleşme hakkını en üst düzeyde savunduğunu vurguladı.

Üstel açıklamasına şöyle devam etti:

“Türk tarafının sunduğu 6 maddelik iş birliği önerisi, barışa ve sürdürülebilir geleceğe yönelik samimi yaklaşımımızın bir yansımasıdır. Ancak buna karşın Rum Yönetimi süreci tıkayan, güven inşasını sabote eden ve Kıbrıs Türk halkını yalnızlaştırmaya yönelik tutumunu sürdürmektedir.

Rum tarafı, olmayacak taleplerle süreci bilinçli şekilde tıkamakta, müzakereleri çözümün değil, statükonun devamının aracı olarak görmektedir. Masada oturmak onlar için bir çözüm değil, Kıbrıs Türk halkını müzakereye mahkum etme aracına dönüşmüştür.

Ayrıca mülkiyet davalarıyla ekonomimize saldırılması, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun hiçe sayılması, geçiş kapılarıyla ilgili yapıcı çağrıların görmezden gelinmesi ve yabancı yetkililerle temasların engellenmeye çalışılması, iyi niyeti zedeleyen diğer adımlardır.

Uluslararası camia bilmelidir ki; tehdit, baskı, izolasyon ve itibarsızlaştırma politikalarıyla Kıbrıs Türk halkının iradesini yok saymak mümkün değildir. Egemen eşitlik teyit edilmeden ve karşılıklı saygı sağlanmadan ne iş birliği olur ne de kalıcı çözüm mümkündür.

Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar’a kararlı duruşu için teşekkür ediyor; Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’a halkımızın haklı davasına verdikleri destekten ötürü şükranlarımızı sunuyoruz.

Kıbrıs Türk halkı çözümden ve barıştan yanadır. Ancak çözüm egemen eşitliğin tanındığı, hakların teslim edildiği ve güvenin inşa edildiği gerçek bir zemin inşası ile mümkündür.

Duruşumuz nettir: Egemenliğimizden asla taviz vermeden, halkımızın haklarını savunmaya, devletimizi güçlendirmeye ve Anavatan Türkiye ile geleceğe emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Türkiye ile KKTC arasında öğretmen adaylarına yönelik Akademik İş Birliği Protokolü imzalandı

Published

on

By

TC Millî Eğitim Akademisi ile Atatürk Öğretmen Akademisi arasında, öğretmen adaylarının mesleki gelişimini desteklemeye yönelik bir iş birliği protokolü imzalandı.

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, protokol dün TC Milli Eğitim Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Ünal Eryılmaz’ın ev sahipliğinde, Millî Eğitim Akademisi Başkanı Cevdet Vural ve Atatürk Öğretmen Akademisi Başkanı Prof. Dr. Güner Konedralı tarafından imzalandı.

Törene, TC Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Fethi Fahri Kaya ile Talim ve Terbiye Dairesi Müdürü Murad Aktuğ da katılım sağladı.

Protokol kapsamında eğitim faaliyetleri, seminer ve çalıştaylar, dijital içerik üretimi ve uzaktan eğitim uygulamaları gibi çeşitli alanlarda ortak çalışmalar yürütülmesi amaçlanıyor. Ayrıca, öğretmen adaylarına yönelik yapay zeka uygulamaları ile değişen ve gelişen yeni öğretim yaklaşımları konusunda akademik iş birliği ve mesleki gelişim faaliyetlerinin desteklenmesi hedefleniyor.

Türkiye ve KKTC arasındaki bu protokol, iki ülkenin eğitim alanındaki ilişkilerini güçlendirmeyi ve öğretmen yetiştirme süreçlerine nitelikli katkı sunmayı hedefliyor.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: Egemen eşitliğimiz kabul edilemedikçe bir müzakere sürecine geçilmeyecek

Published

on

By

New York’ta düzenlenen Kıbrıs konulu genişletilmiş 5+1 formatlı Kıbrıs konulu toplantının sona ermesinin ardından ülkeye dönen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ercan Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu. Tatar, toplantıda ele alınan başlıklar, uzlaşı sağlanamayan konular ve Kıbrıs Türk tarafının ortaya koyduğu öneriler hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Birleşmiş Milletler ev sahipliğinde New York’ta gerçekleşen Kıbrıs konulu genişletilmiş 5+1 formatlı gayriresmi toplantı tamamlandı. 2 gün süren toplantının ardından temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar adaya döndü.

Ercan Havalimanı’nda kameralar karşına geçen Tatar New York temaslarını değerlendirdi.

Ortak zemin oluşana kadar ve resmi müzakereler başlayana kadar iki halkın yararına olacak şekilde işbirliklerinin ele alındığını belirten Tatar, zirvede 6 başlığın ele alındığını ancak iki başlıkta anlaşmanın sağlanamadığını söyledi.

Tatar, uzlaşma sağlanamayan iki başlığın ise enerji ve kapılar konusu olduğunu dile getirdi;
Tatar, Türk tarafı olarak Haspolat ve Akıncılar bölgelerinde yeni geçiş kapılarının açılması yönünde önerilerde bulunduklarını belirterek, “ Rum tarafı ilk etapta olumlu yaklaşsa da sonrasında ara bölgeden geçişte ısrarcı oldular. Biz ise güvenlik ve egemenlik hassasiyetlerimiz gereği bu öneriyi kabul etmedik” dedi.

Tatar, Rum tarafının 5 kilometrelik bir yolun Türk tarafı topraklarından geçirilmesine karşı çıkarak, ara bölgeden geçmekte ısrar ettiğini ve bu nedenle sürecin tıkandığını ifade etti.

Amaçlarının hem Kıbrıslı Türk hem de Kıbrıslı rumların gidiş gelişlerini rahatlatmak olduğunu kaydeden Tatar, 2024 yılı içerisinde yaklaşık 8,5 milyon geçişin yapıldığını söyledi.

Enerji konusuna değinen Tatar, Rum tarafının üretilen enerjiyi kendi sistemi içine almak istediğini ve KKTC’ye ise payını vereceğini ancak bunu kabul etmeyeceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum lider Nikos Hristodulidis’in, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la New York’ta bir saatlik görüşme yaptıkları yönündeki açıklamalarına da değindi.

Tatar “Orada yalnızca bir nezaket sohbeti oldu, resmi bir toplantı yapılmadı. Bu tür beyanlar gerçeği yansıtmıyor” dedi.

Diplomasi ve temastan asla kaçınmadıklarını vurgulayan Tatar,”Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz kabul edilemedikçe bir müzakere sürecine geçilmeyecek. Bu siyaset yerleşmiş ve kökleşmiştir.” dedi.

Kıbrıslı Türklerin ambargo ve izolasyonlarla insan haklarına aykırı şekilde mağdur edildiğini belirten Tatar, mal mülk meselesini de gündeme getirdiğini ifade etti.

Tatar, Taşınmaz Mal Komisyonuna da işaret ederek, Rum tarafının tutumunun gerginlik yarattığını kaydetti.
Tatar, Kıbrıs Türk tarafının, uyuşturucu ticaretiyle mücadele konusunda iki tarafın polis güçlerinin iş birliği yapmasına yönelik önerisinin Rum tarafınca reddedildiğini açıkladı.

Tatar, “Bu öneri kabul edilseydi, hem kuzeyde hem de güneyde gençliği tehdit eden bu belaya karşı ortak mücadele edilebilirdi” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Tatar, Eylül ayında BM Genel Kurulu çerçevesinde yeniden bir görüşmenin planlandığını, yıl sonuna kadar da benzer formatta bir toplantının daha yapılabileceğini de sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam