Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

İsias Otel davasının gerekçeli kararı dün açıklandı..Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği basın toplantısı düzenledi:“Deliller, bilirkişi raporları ve mahkemede ortaya konulan tüm gerçekler, bu facianın bilinçli eylemler sonucu gerçekleştiğini açıkça gösteriyor”

Published

on

İsias Otel davasının gerekçeli kararının dün açıklanmasının ardından Kıbrıs Türk Barolar Birliği’nde bugün düzenlenen basın toplantısında, gerekçeli karar değerlendirilerek istinaf için izlenecek yol kamuoyuyla paylaşıldı. 

6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremde Adıyaman’da İsias Otel’de hayatını kaybeden öğrenci, öğretmen ve velilerin hatırasını yaşatmak için kurulan derneğin basın toplantısına hayatlarını kaybedenlerin aileleri katıldı.

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı ile Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü (DPÖ) Müsteşarı Durali Güçlüsoy, toplantıda birer konuşma yaptı.

– Esendağlı: “Gerekçeli karar, 395 sayfadan oluşan büyük bir metin olarak karşımıza çıkıyor”

Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, Adıyaman 3 Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen davada kararın gerekçesinin sisteme yüklenip tebliğ edildiğini ve kendilerine de gönderildiğini belirtti.

Kararla ve izlenecek süreçle ilgili bilgi veren Esendağlı, “Gerekçeli karar, 395 sayfadan oluşan büyük bir metin olarak karşımıza çıkıyor. Ancak kararın içeriğine baktığımızda, büyük kısmı duruşmanın tutanaklarının birleştirilmesinden ibarettir. Nihayetinde gerekçenin tesisiyle alakalı olarak mahkemenin daha önce sanıkların yüzüne okuduğu mahkumiyet, cezalandırma ve beraata ilişkin kararlar niteleniyor.” ifadelerini kullandı.

“Ancak kararda, örneğin davanın en büyük tartışma noktası olan sanıkların işledikleri fiilin ‘bilinçli taksir mi, olası kast mı?’ olduğuna ilişkin tartışmaya dair hukuki gerekçe bulmak mümkün değil…” diyen Esendağlı, sanıkların farklı cezalara hükmedilmesinin mahkeme tarafından izahı yapılması gereken bir hususken, buna ilişkin detaylı bir gerekçenin olmadığını gördüklerini söyledi.

Esendağlı, “Çok kısa bir sürede, Ankara’ya gidip avukatlarımızla meselenin teknik çalışmasına başlayacağız. Bu kararın hukuki yönden ne şekilde ele alınması gerektiği ve teknik görüş oluşturacak olan ve ailelerimizi temsil eden avukatlarımızdır.” diye konuşarak izlenecek sürece değindi.

– “İki haftalık istinaf süresi başladı”

İki haftalık istinaf süresinin başladığını ifade eden Esendağlı, İstinaf Mahkemesi’nin de Gaziantep’teki Bölge Adliye Mahkemesi olduğunu aktardı.

Karardaki izahat eksikliğinin mutlaka İstinaf Mahkemesi’nde değerlendirilmesi gereken bir husus olacağını dile getiren Esendağlı, “Beklentilerimizden bir tanesi de, sanık tarafının da bir istinaf dosyalamasıdır.” şeklinde konuştu.

Esendağlı, İstinaf Mahkemesi’nin “dosya üzerinden inceleme yapma, tekrar duruşma yapma, tanık dinleme, ek delil ya da şahadetleri kabul etme gibi” geniş yetkilere sahip olduğunu dile getirdi.

İstinaf Mahkemesi’nin yeni bir karar verebilme ve o kararı değiştirme yetkisine sahip olduğunu kaydeden Esendağlı, teknik açıdan hazırlıkların yapılmasının ardından istinaf dilekçesinin dosyalanacağını ve mahkemenin davaya duruşma günü vermesinin bekleneceğini ifade etti.

– Güçlüsoy: “İsias Otel’deki bu katliam ve yıkım, normalleştirilemez ve küçümsenemez”

Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü (DPÖ) Müsteşarı Durali Güçlüsoy da, gerekçeli kararın açıklanmasının kendileri açısından yeni süreç veya süreçlerin başlaması anlamına geldiğini belirtti.

“15 günlük bir süremiz var ve bu süreyi iyi değerlendirmemiz gerekiyor.” diyen Güçlüsoy, iyi bir hazırlık aşamasına girilmesi gerektiğini dile getirdi.

Avukatlar ve ailelerle yeni bir durum değerlendirmesi yapılarak, önümüzdeki sürecin yeniden planlanıp, takibinin yakından yapılacağını söyleyen Güçlüsoy, sürecin bir önceki gibi zor ve meşakkatli olacağına işaret etti.

6 Şubat depreminden sonra sürdürdükleri arama kurtarma çalışmaları ve hukuki mücadelenin sadece Şampiyon Melekler için olmadığına işaret ederek, verilen mücadelenin deprem felaketinde yaşamını yitiren veya deprem felaketiyle yaşamları değişen hem Türkiye Cumhuriyeti hem de ülke insanı için olduğunu vurguladı.

“Mücadelemiz insanlık içindir.” diyen Güçlüsoy, İsias Otel’deki katliam ve yıkımın normalleştirilemeyeceğini ve küçümsenemeyeceğini kaydetti.

“Toplam 72 can, belgelerle kanıtlanmış usulsüzlüklerle, yasa dışılıkla ve inşaat suiistimaliyle yapılan ve kamunun kullanımına sunulan bir moloz yığınında yaşamlarını kaybetmiştir.” şeklinde konuşan Güçlüsoy, 6 Şubat günü başlayan ve hala devam eden mücadelenin yaşanabilecek başka bir felaket karşısında yeniden böyle olayların ve acıların yaşanmaması için olduğunu söyledi.

Güçlüsoy konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“O nedenle İsias ortak davamız diyoruz, emsal dava diyoruz. Adli süreç başlamadan önce de adli süreç devam ederken de Başbakan Ünal Üstel konuyla ilgili hassasiyetlerini defalarca dile getirmiş ve bu hassasiyeti de her duruşmaya ailelerimizle birlikte katılarak onlara manevi desteğini göstermiştir.”

– “Gerekli bütün adımları atmaya hazırız”

Dava sürecine de değinen Güçlüsoy, adli süreç devam ederken sürece katkı koyması adına Başbakan Ünal Üstel’in girişim ve yönlendirmeleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nde alanlarında uzman bilirkişilerden raporlar alınarak mahkemeye sunulduğunu anımsattı.

Güçlüsoy, her duruşma öncesi avukatlarla istişare ve durum değerlendirme toplantıları yapılarak, sürecin Başbakan Üstel adına yakından takip edildiğini aktardı.

Güçlüsoy, bu süreçte kamu görevlilerinin yargılama sürecinin de başlayacağını ve açıklanan gerekçeli karar sonrasında istinaf süreçlerine geçileceğini kaydetti.

“Adıyaman Başsavcılığı da, Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını istinafa taşıyacağını bildirmişti.” diyen Güçlüsoy, gerekli bütün adımları atmaya hazır olduklarını dile getirdi.

Bundan sonraki süreçlerin yine hükümet adına Başbakan Ünal Üstel tarafından hassasiyetle takip edileceğini vurgulayan Güçlüsoy, gerek duyulması halinde yine bilirkişi raporları alınacağını ve hukuki sürece katı konulacağını belirtti.

-Karakaya: “Bu felaket bir ‘hata’ değil, göz göre göre gelen bir cinayet”

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği ve Rehberler için Adalet Platformu adına konuşan Ruşen Yücesoylu Karakaya da, İsias Otel davasının altıncı duruşmasında alınan karar ardından dün yayımlanan gerekçeli kararın, adalet beklentilerini bir kez daha derinleştirdiğini söyledi.

Bu kararın sadece bir başlangıç olduğunu vurgulayan Karakaya, “Bizler, kayıplarımızın anısını yaşatmak ve gerçek adaletin sağlanması için mücadele eden aileler olarak, suçluların olası kast ile yargılanmasını talep ediyoruz. Çünkü bu felaket bir ‘hata’ değil, göz göre göre gelen bir cinayettir.” dedi.

6 Şubat 2023 tarihinde İsias Otel’in, toplam 72 cana mezar olduğunu, 35 şampiyon melek ve 32 rehberin, sevdiklerinin yaşamdan koparılarak, hayatlarının karardığını vurgulayan Karakaya, deliller, bilirkişi raporları ve mahkemede ortaya konulan tüm gerçeklerin, bu facianın bilinçli eylemler sonucu gerçekleştiğini açıkça gösterdiğini söyledi.

Adaletin sağlanabilmesi için hukuk sisteminin bu gerçeği dikkate alması ve suçlulara ibret niteliğinde cezalar verilmesinin zorunlu olduğunu vurgulayan Karakaya, “Öyle ki, bu karar sadece kaybettiğimiz canların haklarını teslim etmekle kalmayacak, gelecekte benzer trajedilerin yaşanmasını önleyecek bir emsal teşkil edecektir.” dedi.

– “Adalet, ancak suçluların hak ettikleri cezaları aldıkları gün yerini bulacaktır”

Son nefeslerine kadar davanın takipçisi olacaklarını belirterek, adalet mücadelelerini tüm platformlarda sürdürerek gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayacaklarına dair kararlılıklarını kez daha ortaya koyan Karakaya, “Sevdiklerimiz için verdiğimiz bu sözden asla dönmeyeceğiz. Adalet, ancak suçluların hak ettikleri cezaları aldıkları gün yerini bulacaktır.” şeklinde konuştu.

– Sorular

Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, konuşmaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. “İstinaf Mahkemesi sürecine ilişkin bir takvim var mı?” sorusu üzerine Esendağlı, istinaf duruşmalarının bölge mahkemesinin yoğunluğuna bağlı olarak değişebildiğini ancak meslektaşlarının bu sürenin 8 ya da 10 ayı geçmeyeceğine dair bir izlenimi olduğunu ifade etti.

İstinaf Mahkemesi’nin duruşma yetkisi olduğunu belirten Esendağlı, “Ek bir takım bilgilerin, şehadetin veya raporun dosyaya girmesi gerekli görülürse, onların girmesi ya da dosyanın incelenmesi şeklinde ilerleyecek bu süreç gibi görünüyor.” dedi.

“Kamu çalışanlarıyla ilgili davanın ne aşamada olduğu” sorusu üzerine Esendağlı, kamu çalışanlarıyla ilgili soruşturma sürecinin “ifadeye çağrılmaları ve ifadelerinin alınması” aşamasında olduğunu, daha sonra iddianamenin hazırlanması ve mart ayı içerisinde davanın başlaması gibi öngörüleri olduğunu belirtti.

Başka bir soru üzerine Esendağlı, “Bu davada ailelerle birlikte güdülen en büyük amaçlardan bir tanesi, Türkiye’nin bu inşaat terörü karşısındaki süregelen kaderine etki edecek, bu yönüyle hukuk tarihine yazılacak bir karar yaratılmasıydı.” ifadelerini kullandı.

Ellerinden gelen tüm imkanları hukuki anlamda seferber ettiklerini belirten Esendağlı, kendilerine göre oluşan ve karara bağlanan dava dosyasının sanıkların “olası kasttan” mahkumiyeti için hem olgusal, hem de hukuki içeriğe fazlasıyla sahip olduğunu kaydetti.

Esendağlı, kararda “neden sanıkların ‘bilinçli taksirden’ mahkum edildiği ve neden ‘olası kast’ iddialarının kabul edilmediğine ilişkin” tek satır bir tartışmanın dahi olmadığını ifade etti.

Başka bir soru üzerine ise Esendağlı, Yargıtay’a temyiz yolunun da açık olduğunu söyledi.

– Dava, kısa karar…

Türkiye’de 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremde, Adıyaman İsias Otel’de hayatını kaybeden Şampiyon Melekler ve tur rehberleri ile 10 yaralının aileleri tarafından 3 Ocak’ta başlatılan hukuk mücadelesi, suçluların “Olası Kast” suçuyla hüküm giymesi için yaklaşık 12 ay devam etmişti.

Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen İsias Otel davasının 25 Aralık’ta görüşülen son duruşmasında ise kısa karar açıklanmıştı. Altı sanık bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek suçundan mahkeme tarafından suçlu bulunup, mahkum edilmiş, beş sanığın ise beraatına karar verilmişti.

Ahmet Bozkurt 17 yıl 17 ay 7 gün, Mehmet Fatih Bozkurt 15 yıl 28 ay 28 gün, Erdem Yıldız 17 yıl 17 ay 7 gün, Halil Bağcı 7 yıl 16 ay, Hasan Aslan 15 yıl 16 ay 20 gün, Mehmet Göncüoğlu 7 yıl 16 ay süreyle hapis cezası almıştı.

Bilge Açık, Efe Bozkurt, Seda Zeren, Şule Özbek ve Ulviye Bozkurt’un ise beraatına karar verilmişti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Çavuşoğlu, Azerbaycan’da KKTC üniversiteleri mezunlarıyla buluştu

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan KKTC üniversiteleri mezunlarıyla bir araya geldi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre Çavuşoğlu, Azerbaycan temasları kapsamında, hukuk, mimarlık, işletme ve ekonomi gibi bölümlerden mezun olup Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan Azerbaycanlı mezunlarla buluştu. Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti.

Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ve bu bağlamda özellikle eğitim alanındaki temasların artırılacağını söyledi.

Türk dili ve edebiyatı mezunu olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, geçmişte Kiril alfabesini öğrenerek Azerbaycan edebiyatına ait bazı eserleri okuduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, KKTC’den mezun olan öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, “Azerbaycan’da kendimi evimde gibi hissediyorum. Azerbaycanlı soydaşlarımızı kendimizden ayrı görmüyoruz. KKTC’de dostluklar, arkadaşlıklar edindiniz. Sizler de KKTC’ye geldiğiniz zaman kendinizi evinizde gibi hissedeceksiniz. Bu bağları güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı ile yapılan görüşmeler kapsamında, Azerbaycanlı öğrencilerin KKTC’de eğitim almasının önünü açmak adına “önemli adımlar” atıldığını açıklayan Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz Üniversitesi 25, Lefke Avrupa Üniversitesi 25, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı olarak 20 Azerbaycanlı öğrenciye burs vereceğiz” dedi.

Çavuşoğlu, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı’nın da kendi değerlendirmesinin ardından burs katkısında bulunmasıyla, toplamda yaklaşık 100 Azerbaycanlı öğrencinin burslu olarak KKTC’de eğitim görmesinin planlandığını belirtti.

KKTC üniversitelerinin Azerbaycan’da daha görünür hale gelmesi için tanıtım ofisleri açıldığını açıklayan Çavuşoğlu, yapılan bu çalışmalarla iki ülke gençliği arasında yakınlaşmayı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Azerbaycan’da görev yapan başarılı mezunlarla gurur duyduğunu belirten Çavuşoğlu, “Buraya gelişimizin sebebi birlikteliğimizi yeniden hatırlamak ve Türk yurdunu, Türk milletini birlikte yüceltmek için burada olduğumuzu söylemektir” ifadelerini kullandı.

“Geleceği birlikte şekillendirmek için yola devam ediyoruz” diyen Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik köprülerinin eğitim alanında daha da pekiştirileceğini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu’na temaslarında KKTC Bakü Temsilcisi Büyükelçi Ufuk Turganer, Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Behçet Çelebi, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç ve  Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen eşlik etti.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar’dan TMT’ye yönelik sosyal medya paylaşımlarına tepki

Published

on

By

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik bazı sosyal medya paylaşımlarına tepki göstererek, “TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı” ifadesini kullandı.

Bayar ayrıca, “Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu” dedi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı ile Harper Orhon tarafından yapılan sosyal medya paylaşımlarında Türk Mukavemet Teşkilatı’na ilişkin bazı ifadelere tepki gösterdi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar, Orhon’un paylaşımıyla ilgili, “TMT saflarında görev yapmış, 55. Bölük Komutanı, eski Mukavemetçi, omuz omuza birlikte savaştığımız Şehit Ecvet Yusuf’un oğlu, Harper Orhon’un Facebook’taki paylaşımını görünce, orada ima ettikleri yalan yanlış, kin dolu, TMT’cilere saldırılarından ve suçlamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz. Bu vesile ile Şehidimiz Ecvet Yusuf’u rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.” dedi.

Bayar, “Harper Orhon’a TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı. Önce bunu hatırlatırız! Harper Orhon da bugün bu paylaşımları yapıyorsa TMT sayesinde paylaşıyor ve TMT sayesinde kendisi de hayattadır. TMT camiasını bu tür suçlamalarından dolayı tekrar tekrar şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.

– Bayar’dan Harmancı’ya: “TMT Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu”

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediye (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’nın sosyal medya paylaşımına da tepki göstererek, “LTB Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır.’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz” dedi.

Bayar, açıklamasında, “TMT saflarında görev yapmış Mukavemetçi Mücahit Hüseyin Harmancı’nın oğlu, Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz ve kendisine TMT’nin Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kurulduğunu bir kez daha hatırlatırız.” ifadelerini kullandı.

Bayar açıklamasında devamla, şunları kaydetti:

“EOKA, adadaki Türkleri yok etmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak için kurulan ve bunu icra ederken, Kıbrıs Türklerine her türlü zulmü, vahşeti ve katliamı yapmaktan çekinmeyen bir örgüttü. TMT ise bir gurup Türkün direniş amaçlı kurduğu, sonradan kadınlarıyla, çocuklarıyla, yaşlılarıyla, öğrencileriyle, çiftçileriyle, öğretmenleriyle elbirliğiyle fedakarca canlarını tehlikeye atarak Kıbrıs Türklerini EOKA terör örgütünden korumak için kurulan bir örgüttü. Sayın Harmancı’nın EOKA ile TMT’yi aynı kefeye koymasından dolayı şiddetle kınarken, kendisine TMT olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türkün kalmayacağını ve adanın çoktan Yunanistan’a bağlanmış olacağını bir kez daha hatırlatırız.”

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a yönelik iddialar içeren kitaba örgütlerden tepki

Published

on

By

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı hedef aldığı gerekçesiyle kamuoyuna yansıyan kitap ve yazarına ilişkin çeşitli örgütler kınama mesajı yayımladı.

– KKTC Karadeniz Kültür Derneği

KKTC Karadeniz Kültür Derneği’nden yapılan açıklamada, söz konusu kitabın Denktaş’a yönelik “aşağılayıcı ifadeler” içerdiğini öğrenmekten derin üzüntü ve öfke duydukları belirtilerek, “Sayın Denktaş, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk dünyasının tarihinde müstesna bir yere sahip, ömrünü halkının bağımsızlığına adamış, ilkeli, onurlu ve kararlı bir liderdir.” denildi.

Açıklamada, Denktaş’a hakaret etmenin sadece onun aziz hatırasına değil, Kıbrıs Türk halkının mücadelesine, şehitlerine ve bağımsızlık iradesine yapılmış “alçakça” bir saldırı olduğu kaydedilerek, “Karadeniz Kültür Derneği olarak bu tür sorumsuz, provokatif, toplumun değerlerini aşağılayan yaklaşımları en sert şekilde kınıyoruz” ifadesine yer verildi.

“Basın özgürlüğü, ifade hürriyeti elbette demokrasimizin temel taşlarındandır. Ancak bu özgürlük, tarihi gerçekleri çarpıtmak, milletin ortak değerlerine hakaret etmek ve toplumu ayrıştırmak için bir araç olarak kullanılamaz.” denilen açıklamada, yayın hakkında yasal sürecin bir an önce başlatılması ve yetkili makamların gereğini yapması çağrısında bulunuldu.

– Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği

Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği Başkanı Kazım And tarafından yapılan açıklamada, hayatını Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığına, onun özgürlük ve bağımsızlığına adayan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ve TMT’ye yönelik saldırıların kınandığı kaydedildi.

Açıklamada “Sözde yazar yalan ve iftiralarını tedavüle sürerek; halkımız, Kurucu Cumhurbaşkanımız ve Kıbrıs Türk mücadele tarihini karalayarak kendi ahlak anlayışını gün yüzüne çıkartmıştır.” denildi, Denktaş’ın  “Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir ileri bir geri adım atmayacaksın, her dönemin adamı değil her dönem adam olacaksın.” sözleri hatırlatıldı.

– Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği

KKTC Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği’nden (DAAK) yayımlanan açıklamada, Rauf Raif Denktaş’ın yalnızca KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı değil; aynı zamanda bir halkın bağımsızlık ve varoluş mücadelesinin simgesi, ömrünü Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne ve onuruna adamış büyük bir lider olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Denktaş’ın şahsına ve mirasına yönelik yapılan her türlü küçümsemenin, aslında bu halkın tarihine, mücadelesine ve bağımsızlığına yapılmış açık bir saygısızlık olduğu kaydedildi.

“Bu çirkin ve maksatlı ifadeleri şiddetle kınıyor, tarihimize ve milli değerlerimize yapılan bu tür saldırıların karşısında dimdik duracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” ifadeleri kullanılan açıklamada, tarihi şahsiyetlerin arkasından edilen hakaretlerin fikir özgürlüğü kisvesi altında meşrulaştırılamayacağı belirtildi.

– Emekli Astsubaylar Derneği

KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Esen Ömürlü tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kitapta yer alan ifadeleri ve “seviyesiz” söylemleri derin bir üzüntü ve öfkeyle karşıladıkları kaydedildi.

Açıklamada, “Büyük Kıbrıs Türk mücadelesinin mihenk taşı olan Rauf Raif Denktaş’a yönelik çirkin ve aşağılayıcı ifadelerin yalnızca bireysel ahlaki zaaf değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine yapılmış aleni bir saldırı olduğu belirtildi.

“Denktaş, sadece bir devlet adamı değil; aynı zamanda yüz yılı aşkın bir mücadelenin sembolü, halkımızın bağımsızlık ve özgürlük inancının vücut bulmuş halidir. Ona yönelik saldırılar, biz emekli askerlerin, mücahitlerin, halkımızın ve genç nesillerimizin maneviyatına, tarih bilincine ve milli şuuruna yapılmış bir hakarettir.” denilen açıklamada, kitapta kullanılan dilin ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği savunuldu.

Denktaş’ı karalamaya yönelik  girişimlerin şiddetle kınandığı açıklamada, ilgili mercilerden söz konusu şahsın iftiralarına karşı hukuki sürecin ivedilikle başlatılması, kamuoyunun ise bu türde karalama kampanyalarına duyarlı olması talep edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam